> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Tabiî Bilimler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tabiî Bilimler  (Okunma Sayısı 1225 defa)
08 Haziran 2012, 17:06:47
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 08 Haziran 2012, 17:06:47 »



9- Tabiî Bilimler

Giriş

Doğal bilimler, İslâm'da, bilimlerin diğer önemli bir tamamlayıcı parçasıdır. Aynı içe­rikte fiziksel dünyanın tasvirî tarafını ince­ler: Bütün şeyler, Allah'ın yarattıklarıdır ve insan, onların incelenmesinde Allah'ın pek çok alâmetini bulabilir. Bu bilimlerin çalışıl­ması, gerçekten Öğrenicilerin kalplerindeki dinî hisleri canlandırır, gönüllerine Allah'ın büyüklüğünü ve azametini hissettirir. Ve bu­nun sonucu olarak onlar, Allah'ı daha fazla sever ve ondan korkarlar. Bu, Allah'ın hay­ret verici olaylarım açıkça gözler önüne ser­mek için Kur'an'ın metodolojisidir; öyle ki insanlar, bu şekilde, kendi gözleriyle görüp, tüm Yaratış felsefesini anlayabilsinler. (Mu-hammed Kutup, Mekke Eğitim Konferansına sunduğu tebliğ, 1977) Kur'an-ı Kerim, bunu çok basit bir şekilde şöyle anlatır: "O-nun hak olduğu meydana çıkıncaya kadar varlığımızın belgelerini onlara hem dış dün­yada ve hem de kendi içlerinde göstereceğiz. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?" (41: 53). Bu, İslâm'da bilim ve dinîn bir ve aynı şey olduğu konusunda, müminin aklın­da hiçbir şüphe bırakmaz. Biri, diğerinin em­rindedir. Her İkisi de, biri diğerine yardım ederek ve onu tamamlayarak, içinden çıkıl­maz bir şekilde birbirlerine bağlanmışlardır. Din, inananların dikkatlerini çekip onları et­rafa bakmaya Yaratıcı'nın sırlarım keşfedip anlamaya çağırırken, bilim de Allah'ın mu­cize dünyasını ortaya koyar ve inananların kalplerini korku ve dehşetle doldurur.

Her şey, bu dünyanın Tek Sahibi ve Hâkim'i olan Allah'ındır ve "doğal" kelimesinin, O1 nun evreninde hiç yeri yoktur. "Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Allah her şe­ye hakkıyla Kâdir'dir." (3: 189). Maide Su-resi'nde şunları okuyoruz: "Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların hükümranlığı Allah'ındır. O, her şeye kâdir'dir." (5: 120 ve 5: 19). Ve yine, şu sözleri buluyoruz: "Gökle­rin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Dile­diğini yaratıl?' (42: 49). Bu ayet, Allah'ın, bü­tün şeylerin Yaratıcısı olduğunu, çok kesin bir biçimde ortaya koyar. Bütün maddeyi ya­ratan, ona değişik biçim ve şekiller veren ve farklı özellik ve nitelikler ihsan eden O'dur. Isıyla genişletir, soğukla büzer. Su donduğu zaman genişler ve hacimce büyür. Bir ele-.mentin, diğer elementlerle karıştırıldığında kimyasal reaksiyonu, değişik elementlerle başkalaşır: Su diye isimlendirilen bu harika sıvıyı kim yaratmıştır? îki elementten oluş­muştur, biri (Hidrojen) tutuşur, diğeri (Ok­sijen) tutuşmaz. Oksijen kendisini yakmaz, fakat diğer elementlerin yanmasına yardım eder; bu iki element su denilen bileşiği oluş­turduklarında, bu da ateşi söndürür. Böyle şaşırtıcı özellik ve nitelikleri haiz elementle­ri Allah'tan başka kim yaratabilirdi? Allah'ın ismi, bu şeyler münasebetiyle zikredildiği za­man, nankör kişiler, onun "doğaüstü bir ele­menti tamamen mekanik bir prosese sokmak" olduğunu söyler (Darwin). Bazı­ları da şunu beyan ederler: "Şimdi tamamen bilgiyle donatılmış ve çevresinin tek efendisi olan insanın, bilgisizlik ve yardımsızlık an­larında, zarurî olarak Tanrı'ya atfettiği kuv­vet halini alması gerekir ve kendisi Tanrı olur." (Julian Huxley).

O, bilgi ve bilimdeki ilerlemelerine rağmen, ne cahil bir insandır! Ve Allah'ın dünyasın­daki diğer şeyler ve yaratıklarla karşılaştırıl­dığında oldukça çaresiz olsa bile, ne gurur­lu ve kibirlidir! O, ne küçücük bir şeyi ya­ratabilir, ne de Allah'ın yardımı olmaksızın güçlü, kuvvetli hayvanlarla başedebilir. Kur­an, insana, değişik tarzlarda, Allah'ın geniş dünyasındaki, zayıf ve aciz durumunu hatır­latır ki düşünebilsin, gerçek durumunu anlayabilsin ve Allah'a şükretsin! Kur'an-ı Ke-nm ateş armağanından şu sözlerle bahseder: 'Söyleyin; yaktığınız ateşin ağacını var eden sizler misiniz, yoksa onu Biz mi var ederiz?" (56: 71-72). Mülk Suresi'nde insana, su ni­meti hatırlatıhr:"De ki,'eğer suyunuzçekilirse, söyleyin, size kim temiz su kaynağı ge-tirebİlîr!" (67: 30). Yine, onlara çok fayda­lar sağlayan vahşi hayvanların ehlileştirilme­sinde Allah'ın lütfü hatırlatılır: "Kudretimiz­le kendileri için hayvanlar yarattığımızı gör­mezler mi? Onlara sahip olmaktadırlar. On­ları kendilerinin buyruğuna verdik; bindik­leri de, etini yedikleri de vardır" (36: 71-72). Hacc Suresi'nde, insan, eğer gücü yeterse, ufacık bir şeyi yaratmaya davet edilir: "Ey insanlar! Bir misal verilmektedir, şimdi onu dinleyin: Sizlerin Allah'ı bırakıp taptıkları­nız bir araya gelseler, bir sinek bile yarata­mayacaklardır. Sinek onlardan bir şey kap­sa, onu kurtaramazlar; isteyen de istenen de aciz." (22: 73). Böylece bütün yaratıcılık güç­leri, dünyada ve evrenin diğer kısımlarında vuku bulan her şey yöneticisi ve denetleyici­si olan Kâinat'ın Efendisi'ne, Yaratıcı'ya geri döner. Hiçbir diğer oluşum, bu konuda O'na ortak değildir. Bu ne derecede bir cahiliyet-tir? Ve bu ne müstesna bir davranış! Siz Al­lah'ın adını zikrediyorsunuz ve onlar, bu "doğaüstü bir elementin tamamen bilimsel bir prosese sokulmasıyla" korkutuluyorlar. Bu acayip ve kendi içinde çelişkili değil mi­dir? Sİz bütün yaratıcılığı tabiata atfediyor­sunuz, sonra ondan bahsedilmesinin, bilim­sel araştırmaya zararlı olduğunu iddia edi­yorsunuz. Sizin için tabiatı tanımlamak mümkün müdür? O, bu yaratıcılık rolünü nasıl ve ne zaman üstlendi? Tabiat (doğa), kâinatın tek yaratıcısı mıdır? Şimdi herke­sin, Tek Yaratıcı olan Allah'ı unutup da, ya­ratıcı olarak tabiata mı inanması gerekecek? Ne saçma, çapraşık ve müphem bir fikir! Bu çılgın insanlar, hiçbir bilimsel haklı sebep göstermeksizin, niçin ve hangi otoriteyle, Ya-ratıcı'nın ezelî ve ebedî olan ismini değiştir­mek zorunda kalıyorlar? Kavramlara, gerçek bilimsel ruha aykırı olan isimler verilmiyor mu? Bunların bilimsel dayanağı bir tarafa bı­rakın, hiçbir temele sahip olmadığı gerçek­tir.

Kur'an-ı Kerim, böyle çılgın insanlar ve on­ların çılgın fikirlerini, son derece ince, fakat bilimsel bir tarzda ele ahr:'*(Ey Muhammed)

De ki: 'Allah'ı bırakıp taptığınız şeyleri gö­rüyor musunuz? Yeryüzünde ne yaratmışlar bana göstersenize! Yoksa Allah'la ortaklık­ları göklerde midir? Eğer doğru sözlü iseniz, size indirilmiş bir Kitap veya intikal etmiş bir bilgi kalıntısı varsa bana getirin' (46: 4). Eğer, iddianızı destekleyecek herhangi bir bi­limsel delil bulamazsanız, muhakkak ki öy­le olacaktır, dürüst bir doğruluk arayıcısı ola­rak, önünüzdeki gerçekleri dikkatlice tartma-lısınız. "Hİç yaratan yaratamayana benzer mi? îbret almaz mısınız?" (16: 17). Kur'an-ı Kerim, onların, herhangi bir şeye ait bir fi­kir veya inanç taşımıyan kalplerindeki katı­lığa da değinir: "Onlar, yaratan olmaksızın mı yaratıldılar, yoksa yaratanlar kendileri mi­dir? Yoksa gökleri ve yeri kendileri mi yarat­tılar? Hayır; Allah'a kesin olarak inanmıyor­lar." (52: 35-36). "Yoksa, üzerine çıkıp va­hiy dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öy­leyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin." (52: 38). Son olarak, Kur'an-ı Kerim, böyle kılı kırk yaran teorileri bırakarak, gerçeği kabul etmek için, onları aklıselim sahibi olup, da­ha iyi hüküm vermeye çağırır: "Sizi yaratan Biziz; halâ tasdik etmez misiniz? Söyleyin, akıttığınız meniden insanı yaratan siz misi­niz, yoksa Biz mi yaratmaktayız? Ölümü ara­nızda Biz tayin ettik; sizi ortadan kaldırıp benzerlerinizi yerine getirmeyi, sizi bilmedi­ğiniz şekilde var etmeyi dilesek kimse önü­müze geçemez. Andolsun ki, İlk yaratmayı bilirsiniz, yine de düşünmez misiniz? Söyle­yin, ektiklerinizi yerden bitirenler sizler mi-siniz,yoksa Biz mi bitiriyoruz? Dilersek Biz onu, çer-çöp yaparız, şaşar kalırsınız da şöyle dersiniz: 'Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık.' " (56: 57-66).

Kur'an metodolojisi, İslâm metodolojisi için, o da bütün kâinatın birliğine, onun yaratılı­şına, idare ve idamesine önderlik eden Yara­tıcının Birliği hakkındaki araştırmaların bi­limsel metodolojisi için kaynak teşkil etmiş­tir. Kur'an, Allah'ın fiziksel dünyasındaki gizli sırlar ve fevkalâde hazineler için yapı­lan bütün İslâmî bilimsel araştırma ve ince­lemelerin arkasında bir destek unsuru olmuştur. Bilimsel araştırmalar, insanı, Allah'ın hayret ve dehşet verici gücünü görmeye Ve tasdik etmeye muktedir kılar ve bu da müs-Iüman bilim adamının Allah'a imanını kuv­vetlendirir ve onun, Allah'a daha iyi inan­masını ve ibadet etmesini sağlar. Bu da, îs-lâm'da bilim ve dinî inanç arasında hiçbir çe­lişki ve çatışma olmamasındandır. Her ikisi birdir ve aynı şeydir —İslâm bilimdir ve bi­lim İslâm'dır— herbiri diğerini kuvvetlendi­rir.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tabiî Bilimler
« Posted on: 25 Nisan 2024, 23:20:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tabiî Bilimler rüya tabiri,Tabiî Bilimler mekke canlı, Tabiî Bilimler kabe canlı yayın, Tabiî Bilimler Üç boyutlu kuran oku Tabiî Bilimler kuran ı kerim, Tabiî Bilimler peygamber kıssaları,Tabiî Bilimler ilitam ders soruları, Tabiî Bilimlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes