> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Sürpriz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sürpriz  (Okunma Sayısı 901 defa)
19 Mayıs 2012, 15:30:30
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 19 Mayıs 2012, 15:30:30 »



3- Sürpriz

Sürpriz, düşmanın, saldırıya karşı etkili ted­birler alamayacağı ve hazırlıksız olacağı bir yer ve zaman durumu oluşturmak demektir. Sürpriz, savaş araçları yardımıyla yapılan gizli harekâtlar veya mümkün olan her ara­cın yardımıyla yapılan şok harekâtları yoluy­la gerçekleştirilir. Askerî planlara ve yapılan harekâta girişmeden evvel planların ve tasa­rıların düşman tarafından bilinmesine asla izin verilmemelidir.

Sürpriz birçok şeyle bağlantılı olabilir, düş­mana beklenmedik bir zamanda saldırmak ya da beklenmedik bir kuvvetle saldırmak gi­bi. Bütün muhtemel sürpriz unsurlarının bir bileşimi olabilir. Stratejik hareketlerle oldu­ğu gibi bir harp hilesine dayanabilir. Zaman sürprizi, hücum yeri sürprizi, materyal sürp­rizi veya yeni savaş araçları sürprizi olabilir. Sürprizin ana faktörleri gizlilik, orijinallik ve sürattir. Sürpriz unsuru ayrıca strateji ve taktiklerde başarılı bir şekilde kullanılabilir. Sürprizin stratejik metodları, düşmanın müt­tefikleriyle gizli politik paktlara girişmekten, yeni silahları veya yeni hücum ya da savun­ma tekniklerini veya yeni taktik harekâtları devreye sokmaya kadar değişir. Bununla be­raber, gizlilik, Özgünlük ve sürat sürpriz un surunun kullanılmasında anahtar faktörler dir.

Peygamber , askerî harekâtlarda sürprizin öneminin tamamen bilincindeydi; çünkü sürpriz düşmana karşı çabuk bir zaferi ga­rantilemekle kalmıyor, kutsal kabul ettiği in­san hayatı kaybının az olmasına da yardım ediyordu. Ve askerî harekâtlarını gizli tutmak için ne zaman herhangi bir düşmana doğru ilerlese asla hedefini açıkça bildirmezdi. Ka'b b. Melik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah  ne zaman herhangi bir savaşa karar ver­se, genellikle hedefini gizli tutar ve iyice açık-lamazdı." Rasulullah  bütün savaş hazırlıklarında ve askerî harekâtlarında gizliliği sağlamak için mümkün olan bütün tedbir­leri alırdı. Seriyyelerin komutanlarına bütün plan ve niyetlerini kendi adamlarından bile gizli tutmaları konusunda kesin emirler ver-mİştİ. Savaş meselelerini, askerî hareketleri­ni ve böyle konulardaki tedbir ve vasıtaları­nı gizli tutan komutanın başarılı olacağı bu­nun için söylenmiştir. Askerî standartlara gö­re gizlilik askerî başarı için esastır.

Rasulullah 'ın bütün askerî planlarının ve hareketlerinin güvenliği için ve onların giz­liliğini korumak için bir dizi tedbir alması ge­rekiyordu. Bu epeyce zor bir işti, çünkü müs-Iümanların arasına bir kısım münafıklar ka­rışmıştı ve yahudüerle Kureyş hesabına çalı­şıyorlardı. Bununla beraber, Rasulullah elinden geleni yaptı ve Allah'ın yardımıyla, savaş hazırlıkları, askerî harekâtlar konula­rında gizliliği sağlama ve korumayı başardı ve düşman nadiren asıl harekâttan evvel her­hangi bir bilgi elde edebildi. Müslümanların planlan ya da niyetleri konusunda askerî bil­gilerin önceden düşman eline geçtiği tek bir olay bile yoktu. Diğer taraftan, düşmanın ta­sarladıkları, planları, birliklerinin güç ve si­lahlan hakkındaki bilgiler düşmandan ha­bersiz elde edilirdi, etkin tedbirler alınırdı.

Rasulullah 'ın bütün askerî harekâtlarda-ki başarısının bir sırrı da müslümanlar top­raklarına girip kendilerini hazırlıksız ve yar­dımsız yakalayıncaya kadar düşmanların onun planlarını ya da niyetlerini asla öğre-nememesiydi. Bu sebeple askerî meselelerde-ki gizliliğin sürdürülmesine çok büyük ön­celik tanınmıştı. Rasulullah 'ın kendi bir­liklerinin selâmet ve güvenliği için ve düşman kuvvetlerine karşı kolay ve çabuk bir galibi­yet için bu gizlilik şarttı. Müslümanlara ya iyi ve doğru söz söylemeleri ya da susmaları tavsiye edilmişti: "Ey inananlar, Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin." (33: 70). Bu yaklaşım onları manevî zararlardan olduğu kadar askerî zararlardan da korumak için ta­sarlanmıştı. Bâtıl şeyler konuşarak ruhî ha­yatlarını ifsad etmeye yatkınlık kazanacakları gibi askerî sırlar konusunda laf kaçırıp ordunun ve devletin güvenliğini tehlikeye de düşürebilirlerdi. Müslümanlara bütün yap­tıkları işler ve söylediklerinin Allah tarafın­dan bilindiği söylenmişti; bu nedenle, konu­şurken sözlerine dikkat etmeleri gerekiyor­du: "(İnsan), hiçbir söz söylemez ki yanın­da (onu) gözetleyen, dediklerini zapteden (bir melek) hazır bulunmasın." (50: 18).

Peygamber  gereksiz konuşmadan kaçın­manın ve sükutun faziletini pek çok vurgu­ladı. Abdullah b. Amr, Rasulullah 'ın şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Sükunetini mu­hafaza eden kimse selâmette olur." Şunları da söylemiştir: "Eğer birisi bana çenelerinin arasındakinden ve bacaklarının arasındakîn-den garanti verirse, ben de ona Cennet ga­rantisi veririm." Ebu Hureyre, Rasulullah 'ın şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Bir adamın ayağından çok dili yüzünden ayağı kayar?' (Mişkât). Ayrıca, Allah'a ve ahiret gü­nüne iman eden kimsenin ya hayır konuşma­sı ya da susması gerektiği söylenmiştir. Kur'an-ı Kerîm müslümanları hak ve ema­netlerini korumaları konusunda açıkça uyar­maktadır: "Ey inananlar, Allah'a ve Rasu-lü'ne hainlik etmeyin; bile bile kendi ema­netlerinize hainlik etmiş olursunuz." (8: 27). Düşmanın kötü emellerine karşı müslüman-ların ve Medine'nin korunması ve güvenliği için yapılan planların özel bir önem taşıdığı devirler İslâm tarihinin çok kritik zamanla­rıydı. Böyle şartlar altında Rasulullah 'a sadakat ve bağlılığın temin edilmesi ve ko­runması açık bir zaruretti. Bu ayette müs-lümanlara, Allah'a ve Rasulü'ne sadakat ve bağlılığın temin edilmesine ve korunmasına (îslâm Devleti'ne sadakat ve bağlılık da de­nebilir) çok özel bir dikkat göstermeleri söy­leniyor. Rasulullah @ şu sözlerle bu nokta­ya işaret ediyor: "Emaneti korumayanın imanı yoktur ve verdiği sözde durmayanın di­ni yoktur." Aynı zamanda şöyle demiştir: "Müslüman, elinden ve dilinden müslüman-ların emin olduğu kişidir."

Savaş stratejisinin ve askerî operasyonlarının gizliliğini temin etmedeki bu titizlik ve ted­birlerin ışığı altında, Peygamber  çoğun­lukla her sahada düşmanına sürpriz yapabil­di. Onlara, hemen hemen her büyük karşı­laşmada savaş taktikleri ve savaş stratejisi hu­suslarında sürpriz yaptı. Bedir Savaşandan önce civar arazilere ve düşman topraklarına dokuz devriye gönderildi ve çoğunluğunda düşmana sürpriz yapılarak başarıyla dönül­dü. Bu küçük seferlerin dördüne Rasulullah 'ın kendisi komuta etti. El-Ebvâ seferin­de, Rasulullah  Benî Damre ile tarafsızlık antlaşması ve el-Uşeyre seferinde Be­nî Mudlic'le dostluk antlaşması yapınca, Ku-reyş üzerine stratejik bir zafer kazanmış ol­du. Rasulullah  Bedir Savaşı sırasında planları hususunda gizliliği tam manasıyla temin etti ve niyetleri hakkında düşmanı şüp­hede bıraktı. Sonra da düşmandan evvel ses­sizce Bedir Vadisi'ne gelip, vadinin su kuyu­larını ele geçirerek çarpışma için en uygun yeri seçti ve böylece taktik bir zafer kazan­dı. Yine Uhud'da da düşmana sürpriz yap­tı. Kayalıklar arasından zor bir rota izleye­rek savaş alanına vardı ve düşman hatlarıy­la Uhud dağı arasında müstahkem bir mev-kiye yerleşti. Bunu düşman ancak müslü-man ordu dağın yanında yerleştikten sonra farkedebildi. Rasulullah 'ın bu stratejik hareketi düşmanın planlarını boşa çıkardı ve süvarilerinin rolünü hemen hemen sıfıra in­dirdi.

Kureyş, Uhud'daki zaferini tamamlayama-dan tereddüt içinde geri döndü ve Mekke yo­lundayken ancak müslümanları yok etmele­ri gerektiğini farkedebildi. Bu sırada, Rasu­lullah , savaşın aldığı vaziyeti civardaki Arap ve Yahudi kabilelerinin tavırlarıyla bağ­lantılı olarak değerlendirdi ve Kureyş'in za­ferini tamamlamak üzere geri dönebileceğin­den korktu. Bu sebeple, Rasulullah  ertesi günü ashabını tekrar topladı ve 450 kişilik bir kuvvetle Medine'den 10 mil mesafedeki Hamra el-Esed'e doğru yürüdü. Rasulullah 'ın yüzü, alt dudağı ve sağ omuzu yara­lanmıştı, fakat o yaralarına aldırmaksızın düşmanı takibe koyuldu. Hamra el-Esed'de gece konakladı ve 500 yerde çok uzaklardan görülebilecek şekilde ateşler yaktı. Kureyş1 in lideri Ebu Süfyan Medine'ye saldırmayı düşünüyordu, fakat müslüman kuvvetlerinin kendilerini takip ettiğini duyunca ve gece ya­nan ateşlerin çokluğunu öğrenince müslü-manlann birçok asker topladığını zannede­rek sessizce Mekke'ye geri döndü. Böylece Rasulullah 'ın bu taktik sürpriz hareketi Uhud'un ağır ve tehlikeli durumunu kurtar­dı.

Uhud Savaşı'ndan dönerken Ebu Süfyan, Peygamber la Bedir'de tekrar karşılaşa­cağını söylemişti. Bunun üzerine, Rasulullah  1500 kişiyle Bedir'e geldi ve burada sekiz gün bekledi. Fakat Ebu Süfyan, müslüman kuvvetlerini haber alınca korkarak 2000 ki­şilik ordusuyla Mekke'ye geri döndü. Bu da Rasulullah 'ın taktik bir zaferiydi. Söz ve­rilen yere gelerek Kureyş'e sürpriz yapmıştı. Kureyş, bu yere kadar gelemedi bile ve Merru'z-Zehrân denilen yerden geri döndü.

Ahzab Savaşı'nda Rasulullah  hem stra­tejik, hem de taktik avantajlar kazandı. Düş­manları, hem onların müttefikleriyle antlaş­ma müzakerelerine girişerek ve hem de Arap­lar arasında bilinmeyen bir savaş metodu olan hendekler kazarak gerçekleştirdiği ye­ni müdafaa stratejisiyle şaşırttı. Kureyş ve müttefikleri 10.000 ila 12.000 kişilik bir or­duyla müslümanları ebediyyen yok etmeye kararlı olarak Medine'ye yürüdüklerinde kendilerini müslümanlardan ayıran derin ve dar bir hendekle karşılaşarak şaşırıp kaldı­lar. Böyle bir durum onlar için çok büyük bir sürprizdi, çünkü bu savunma şekli Ara­bistan'da daha evvel hiç kullanılmamıştı. Müslümanlar gece gündüz çok sıkı çalışmış­lar ve birkaç gün içinde hendeği kazmışlar-dı. Düşman şaşırıp kaldı ve hüsrana uğradı, çünkü hendeği geçememişler ve askerî hare­kâtları sadece karşılıklı mızrak ve ok atışı bi­çimine dönüşmüştü.

Bu taktik sürprizle birlikte Rasulullah , ay­rıca, düşmanın müttefiklerinden birine antlaşma teklif ederek birbirleri hakkında şüp­heye ve güvensizliğe düşmelerini sağladı; bu stratejik ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sürpriz
« Posted on: 29 Mart 2024, 16:29:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sürpriz rüya tabiri,Sürpriz mekke canlı, Sürpriz kabe canlı yayın, Sürpriz Üç boyutlu kuran oku Sürpriz kuran ı kerim, Sürpriz peygamber kıssaları,Sürpriz ilitam ders soruları, Sürprizönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes