> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Sünnetin Statüsü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sünnetin Statüsü  (Okunma Sayısı 801 defa)
16 Haziran 2012, 19:05:36
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 16 Haziran 2012, 19:05:36 »



RASULULLAH'IN SÜNNETİNİN HUKUKÎ STATÜSÜ

Rasulullah'ın kanun koyucu olarak statüsü­nü müzakere ederken O'nun sünnetinin İslam Şeriatindeki hukukî konumunu bilmek öncelikle gereklidir. Sünnet nedir? Sünnet hangi formuyla bizimle ilgilidir? Sünnetin niteliği nedir? Rasulullah hangi oranda, -eğer ya­pabiliyorsa- kanun yaprraştır?İslam Hukuk sisteminde O'nun kararlarının yeri nedir? Bunlar ve benzeri birçok sorular, Rasul'ün kanun yapıcı olarak rolünü inceleyen her kişi­nin zihninde canlanacaktır. Rasul'ün kanun koyucu olarak pozisyonu ve O'nun kararları­nın hukuki statüsünü aydınlatmak için bu so­rular teker teker cevaplandırılmaya çalışıla­caktır. (Ebu'l A'la Mevdudi, "Sunnat ki Aini Hathiyat" ve Dr. Mustafa Sıbai, "Hadith-i Ra­sul and its Tashri'i Muqam").

Sünnet Nedir?
 
Muhammed vasıtasıyla bize ulaşan ilahî öğreti iki şekildedir: İlki, tamamıyla Rasulullah'a vahyedüen kelimelerle Allah'ın emir ve hükümlerini ihtiva eden Kur'an'dır. İkinci­si, Kur'an'm gayesini aydınlatıp açıklayan Rasul'ün sünneti ve siretidir. Peygamber, Al­lah'ın mesajını ilettikten sonra artık başka bir fonksiyonu kalmayan bir elçi değildir. O, aynı zamanda rehber, yönetici ve öğreticidir. Ger­çek gaye ve hedefinin insanlarca anlaşılması için Allah'ın kanununu sözleri ve hareketleri ile açıklamak; sonra da mükemmel kültür ve medeniyet sisteminin İslam prensipleri üzeri­ne nasıl kurulabileceğini göstermek için bu hedeflere uygun şekilde fertleri eğitip fazilet ve adalet toplumu kurmak , O'nun görev ve fonksiyonları arasında idi. Rasulullah, bu fonksiyonlarını 23 yıllık peygamberlik döne­minde tamamladı. İşte sünnet, gerçek Melik-Vâli'nin hükümlerini Kur'an'la birlikte şekil­lendirip bütünleştiren bu fonksiyonların ortak adıdır. İkisi birlikte İslam terminolojisinde şe­riat diye isimlendirilen yüce hukuku oluştu­rur.

Peygamber'ın çalışmalarını sadece Allah adına Kur'an'ı tevdi etmekle sınırlandırmadı­ğı, yamsıra İslam toplumunun doğumuyla so­nuçlanacak şümullü ve evrensel harekete reh­berlik ettiği, inkârı gayri kabil tarihî bir ger­çektir. Yeni bir kültür ve medeniyet sistemi varlık bulmuş; yeni bir devlet kurulmuştur.

Burada temel sual ortaya çıkmaktadır: Kur'an'ı tevdi ettikten sonra diğer fonksiyon­larını Rasulullah hangi sıfatla yerine getiri­yordu? O, Kur'an'ın tevdi edilmesinde olduğu gibi nebi sıfatıyla Allah'ın dilediğini temsil ederek mi bu fonksiyonlarım yerine getirdi? Yoksa O, nebi statüsü Kur'an'ı insanlara nak­lettikten sonra nihayete eren ve sözleri ile davranışları herhangi bir hukuki yetki ve öne­me haiz olmayan, diğer müslümanlar gibi sa­dece bir müslüman olarak mı kalıyordu? İlk durumda, Kur'an'la birlikte sünneti hukuki otorite olarak tanımaktan başka seçenek yok­tur. Fakat ikinci durumda sünnete hukuki bir statü vermenin de bir manası yoktur. (Ebul A'la Mevdudi, "Sunnat ki Aini Hathiyat" ve Dr. Mustafa Sıbai, "Hadith-İ Rasul and its Tashri'i Muqam").

Kur'an'ın anlattığı kadarıyla, Muhammed yalnızca Allah'ın bir elçisi değildir, yamsıra Allah tarafından görevlendirilen ve müslü­manlar için boyun eğme ve itaatin zorunlu ol­duğu rehber, yönetici ve öğretmendir. Yaşan­tısı bütün insanlar için örnek teşkil eder. Bir kişinin mesajının aktarılması hususunda Al­lah'ın elçisi olması, sonra da sıradan bir insan olarak kalması fazlasıyla saçmadır. İslam'ın ilk dönemlerinden günümüze kadar yeryüzü­nün her yöresinde İslam milletini ilgilendiren konularda Rasulullah 'ın sireti ve sünneti ta­kip edilmesi zorunlu bir örnek olarak değer­lendirilip emirleri itirazsız yerine getirilmiştir. Müslümanların O'nu daima bu vasıfla tanıdık­larını ve İslam Hukuk sisteminde Kur'an'ın yamsıra sünnetin de ikinci kaynak olarak ka­bul edildiğini müslüman olmayanlar bile in­kar edemez. Bu yüzden Rasulullah'ın yahut sünnetinin hukuki yönünü inkâr etmek hem İslam tarihinin külli gerçeğine karşıttır, hem de mantıksızlıktır. (Ebul A'la Mevdudi, "Sun­nat ki Aini Hathiyat" ve Dr. Mustafa Sıbai, "Hadith-i Rasul and its Tashri'i Muqam").

Alimlerin ve fakihlerin büyük çoğunluğu "hikmet"in (3:164) Kur'an'dan farklı ve ayrı bir şey olduğu görüşündedirler. Hikmet, Allah tarafından Rasulullah'a tebliğ edilen, İs­lam'ın hüküm ve mektumları anlamına gel­mekte olup dirayetli alimlerce sünnet olarak değerlendirilir. İmam-ı Şafii'ye göre; "Allah  (Kitap)tan söz etmiştir ki, Kur'an'dır. (Hikmeti de anmıştır ki, kendisine ilim bakımın­dan hürmet ettiğim bir zât 'Hikmet, Rasulullah'ın sünnetidir' demektedir. Bunun doğru olduğunu düşünüyorum, çünkü Allah, Kitap ve Hikmet'i birbiriyle uyumlu şekilde zikret­miştir. Kitap ve hikmeti insanlara öğreten Al­lah'tır ki, hikmet sünnetten başka hangi anla­ma alınabilir? Yine hikmet Kitap'tan hemen sonra ve ona paralel olarak zikredilmiştir ki, burada anılan hikmet sünnet anlamındadır. Allah, Rasulullah'a, sürekli ve mutlak itaat statüsü vermiştir. Allah, Rasulullah'a iman­la kendisine imanı ayrılmaz bütün olarak de­ğerlendirdiği için yalnızca Kitabullah'ta ve sünnette zikredilenlere itaat zaruridir," (Şafii'; el-Risale, sh. 78).

Bu sözleri İmam Şafii'nin hikmeti sünnetle eş olarak değerlendirdiğini gösterir. Rasulullah'a Kur'an'ın yanısıra başka bir şey de veril­diğini ve bu anlamda da Rasulullah'a itaa­tin gerekli olduğunu ifade eder. Kur'an'ın bu yaklaşımı Rasulullah'ı Öven şu sözlerle an­laşılır: "O (Rasul) ki, kendilerine iyiliği emre­der, kötülükten men eder; onlara güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, zincirleri kaldırıp atar." (7:157) Bu ayetin hitabı umumidir ve Kur'an'ın helal ve haram ilan ettikleri kadar ikinci tür vahiyle tesbit edilenleri de kapsar. Mikdam 4». Ma'di-kerb Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu nak­leder; "Biliniz ki, bana Kitap ve onunla birlik­te bir benzeri verildi." (Ebu Davud). Allah, müminler üzerine Rasulullah'ın emir ve ne-hiylerine uymayı zorunlu kılar. (59: 7). Kur'an'da Rasul'a itaatin Allah'a itaatle bir­likte ve hemen ondan sonra zikredildiği bir­çok ayet vardır (3:132, 8:24). Kur'an Rasul'a itaati Allah'a itaatle eş kabul edip (4:80) Rasulullah'a uymayı Allah'a olan sevginin bir belirtisi olarak değerlendirir. (3: 31).

Müminler Rasulullah'a itaatsizlikten sakın-dınlmışlardır (24: 63), çünkü Allah, Rasulul­lah'a itaatten yüz çevirmeyi küfür olarak niteler (3: 32). Aralarındaki anlaşmazlıkları, -eğer Allah'a ve Kıyamet Gününe gerçekten iman ediyorlarsa- Rasulullah'a götürmekle emrolunmuşlardır (4: 59). Rasul'ün hükümle­rinden yüz çevirenler inananlardan olmayıp

münafıktırlar (24:47-51). Rasulullah ile birlik­teyken, müminlerin O'ndan izin almaksızın ayrılmamaları imanın vazgeçilmez gereklerin­den biri olarak addedilir. (24:62).

İmam İbn-i Kayyım şöyle der; "Madem ki herhangi bir amaçla Rasulullah ile birlik­teyken O'nun izni olmadan müminlerin ayni-mamaları imanın vazgeçilmez icaplarından bjri olarak belirlenmiştir; öyleyse herhangi bir düşünce tarzının veya metodun O'nun rızası olmadan kabul edilmemesi de imana taalluk etmelidir. O'nun rızası bunların uygulanabile­ceğine izin verdiği söz ve davranışlarıyla bili­nir." (A'lam el-Muvakin, c.I, sh. 58).

Bundan dolayı, ashab bütün meseleleri Rasulullah'a götürmeyi kesinlikle lüzumlu gör­müştür. Çünkü Kur'an'ın her hükmünün anla­mını ve önemini açıklayan, onların problem­lerini çözen, aralarındaki ayrılıkları karara bağlayan ve gerek ibadet gerekse diğer dini meselelerle ilgili sorunları açıklayan Rasulullah 'dı. Rasul namazla ilgili olarak "Na­mazı nasıl kılıyorsam öylece kılınız" (Buhari) ve haccla ilgili olarak "Haccın menasıkini benden Öğreniniz" (Müslim) buyurmuştur.

Rasulullah ne zaman kendi sünnetine bir sahabenin uymadığını görse hiddetini ifade ederdi. Ata b. Yasir rivayet eder ki, sahabeler­den biri, oruçluyken hanımını Öpen kişiyle il­gili hükmü öğrenmek için hanımını Rasul'e gönderdi. Ümmü Seleme ona Rasulullah'ın aynı şeyi oruçluyken yaptığını anlattı. Kadın da geri dönüp kocasına durumu açıkladı. Bu sahabenin, "Ben Rasulullah gibi değilim, Al­lah, Rasulü'ne dilediğini helal kılar" dediğini Rasulullah haber alınca öfkelenerek, "Ara­nızda Allah'tan en çok korkup sakınanınız ve O'nun hudutlarını en iyi bileninizim" buyur­du. (Şafii'; el-Risale).

Ashabın, Rasulullah'ın söz ve hareketini, izlenmesi zorunlu hukuki hüküm olarak de­ğerlendirdikleri hususunda kesinlikle şüphe yoktur. Rasul'den farklı bir görüşü benim­seyen hiçbir sahabe yoktu. Rasul onlara her ne zaman bîr şey yapmalarını emretse, iti­raz etmeden itaat ederlerdi. Bununla birlikte, aşağıda belirtilen çerçevelerde O'nun emirle­rindeki hikmet ve fazileti araştırırlardı.

1- Dünyevî olaylarda, Rasulullah'ın sözle­ri yahut hareketlerinin ilahî talimata değil yo­ruma dayandığı durumlarda; Bedir Savaşı'nda Rubab b. Münzir'in savaş stratejisi açısından daha iyi bir yer teklif etmesinde olduğu gibi. .

2- Dünyevî olaylarda, ilahî hüküm gelmeden önce Rasul'ın kendi kararını açıkladığı du­rumlarda; Bedir Savaşı esirleri hususunda Hz Ömer'in Rasul'dan farklı bir görüşe sahip olması gibi.

3- Ashabına yeni ve garip gözüken herhangi bir şey söylediği durumlarda.

4- Rasulullah'ın dünyevi bir olay hakkında tuhaf gözükmeyen sözünün önceleri emir sa­nılıp ashapça bu söze uygun hareket edildiği, ancak sonraları bu sözlerin yalnızca O'nun şahsi görüşü olduğu anlaşılan durumlarda; Rasul'ın Medine'deki ilk yıllarında ortaya Çıkan hurma ağaçlarının aşılanması mesele­sinde olduğu gibi.

5- Özel bir hüküm ya da meselenin sadece Rasulullah'a özgü olduğunu anladıkları du­rumlarda; bu husu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sünnetin Statüsü
« Posted on: 10 Mayıs 2024, 00:55:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sünnetin Statüsü rüya tabiri,Sünnetin Statüsü mekke canlı, Sünnetin Statüsü kabe canlı yayın, Sünnetin Statüsü Üç boyutlu kuran oku Sünnetin Statüsü kuran ı kerim, Sünnetin Statüsü peygamber kıssaları,Sünnetin Statüsü ilitam ders soruları, Sünnetin Statüsüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes