๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Haziran 2012, 19:08:11



Konu Başlığı: Sulama
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Haziran 2012, 19:08:11
18- Sulama

Su, daima ziraatin başarılı olması için gerekli bir faktör olmuştur. Bunun için insanlar su kaynaklarını ziraî amaçlar için kullanmaya çalışmışlardır. Arap yarımadasında suya du­yulan istek toprağın yapısından ötürü daha fazla olmuştur. Burada, Kur'an yine müslü-manlara daha ileri bir teşvik sağlamıştır: "Yeryüzüne sarsılmayasınız diye sabit dağ­lar, nehirler, belki yolunuzu bulursunuz di­ye yollar ve işaretler meydana getirmiştir." (16: 15). Bakara Suresi'nde, dikkatler dolay­lı yoldan bu ihtiyaca çekilir: "Hangi biriniz, kendisi ihtiyarlamış ve çocukları da güçsüz­ken, altlarından ırmaklar akan, hurma, üzüm ve her çeşit meyveleri bulunan bahçe­sinin, ateşli bir kasırganın kopmasıyla yan­masını ister." (2: 266). Büyük sulama siste­mi olan önceki kavimlerin durumu hatırla­tılır, günahlarından ötürü hepsi yokolup git­miştir: "Onlardan önce nice nesilleri yok et­tiğimizi görmediler mi? Biz, onlara, yeryü­zünde size vermediğimiz bütün imkânları verdik; gökten üzerlerine bol bol yağmur gönderdik. Altlarından akan ırmaklar mey­dana getirdik. Öyle iken, yapmış oldukları günahlar sebebiyle onları helak ettik de, ar­kalarından başka yeni nesiller yetiştirdik!' (6: 6). "Firavun, halkına şöyle seslendi: 'Ey kav­mim! Mısır'ın mülk ve saltanatı ile şu altım­dan akan (sarayımın altından) büyük nehir benim değil mi?' " (43: 51). Sonra, altından ırmaklar akan güzel cennet tasviri, ilk müs­lümanlarca kullanılan sulamaya yol göster-naiştir.Âl-İ İmrân Suresi 'nde şöyle buyuru-lur: "İşte onların mükâfatı, Rablerinden bir mağfiret ve ağaçları altından ırmaklar akan cennetlerdir." (3: 136). Tevbe Suresi'nde ise şunları okuruz: "Allah, müminlerin erkeği­ne ve dişisine, ağaçları altından ırmaklar akan cennetler vaat buyurdu, içlerinde ebe­dî olarak kalacaklar; hem Adn cennetlerin­de güzel meskenler..." (9: 72, 22: 14, 18:-31).

Allah, ayrıca, bu dünya hayatındaki doğru­luklar için, maddî ilerleme vaadeder: "Üze­rinize bol bol yağmur indirsin. Sizi mallar ve oğullarla desteklesin, sizin için bahçeler var etsin, ırmaklar akıtsın." (71: 11-12). Kur'an-ı Kerim, şu gerçeğe de dikkatleri çe­ker: Su ve güç kaynakları, onlardan fayda­lanması için, insanın emrine verilmiştir. "Gökleri ve yeri yaratan gökten yağmur in­diren ile size nzık olarak çeşitli ürünler ye­tiştiren, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri nehirleri de sizin emrinize veren Al­lah'tır." (14: 32).

Kur'an-ı Kerim'in böyle ayetleri, bu alanda yoğun araştırmalara vesile oldu ve toprağın tabiatına, suyun elverişliliğine göre farklı tip­te kuyular, sulama sistemleri ve büyük ba­rajlar inşa etmek için müslümanları teşvik etti. Büyük sulama projeleri bütün dünyada müslümanlarca üstlenildi ve böylelikle ziraî endüstri bütünüyle değiştirildi. Pek çok su kaldıran alet, yeraltı sulama metotları, su toplayan barajlar ve diğer sulama teknoloji­si, Kur'an-ı Kerim'in desteğinin bir sonucu olarak, müslümanlar tarafından geliştirildi. Kur'an, onların her İki dünyanın menfaat­lerinden zevk alabilmelerini sağlayacak yeni bir hayat felsefesi ortaya koydu. "Görmedi­niz mi ki, Allah, göklerdekini ve yerde olanı hep menfaatiniz için birer sebep kılmıştır. Açık ve gizli her türlü nimetlerini sizin fay­dalanmanıza vermiştir." (31: 20). Casiye Suresi'nde şöyle buyurulur: "Bir de göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini kendi katın­dan sizin hizmetinize vermiştir. Şüphesiz ki bunda, düşünecek kimseler için dersler var­dır?' (45: 13).

Burada şu husus kaydedilebilir: Bütün bu ih­sanlar, insana yeryüzündeki su ve güç kay­naklarını kendi yararı ve tüm insanlağın zen­ginleştirilmesi yolunda kullanıp istifade ede­bilmesi için, Yaratıcısı ve Rabbinden özel bir lütuftur. Böylece İnananlar, Rablerine hamd etmek ve O'nuri rızasını kazanmaktan oldu­ğu kadar, çalışmalarının semeresini görmek­ten de mutlu olurlar; çünkü müminin her ha­reketi bir ibadet, faziletli bir ameldir. Ger­çekte bu, müslümanlara maddî ilerlemelerdeki gayretleri için, ilâve bir teşvik olmuştu.