Konu Başlığı: Sonuç Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 27 Temmuz 2012, 13:39:33 Sonuç İşte bu sebeplerden dolayı, ALLAH Rasûlü Muhammed, dünyanın bütün sosyal ıslahatçılar arasında en başarılısıydı. Topluma, tarihte bir benzerine daha rastlanmayan (ve asla rastlanmayacağı) geniş, mükemmel ve yaygın reformları tanıttı. Peygamberliğin başlangıcında yirmi sene gibi kısa bir zamanda toplum her haliyle değiştirildi. İnsanlar, kabile asabiyeti ve savaşlan içinde bir çok günah ve suçun işlendiği bir hayata hapsolmuş; kız çocuklarının Öldürülmesi yaygınlaşmıştı; fuhuş ve ahlâksızlığın haddi hesabı yoktu . Yine aynı insanlar, babalarının ölümünden sonra anneleriyle evlenmekten haya duymuyor ve tereddüt etmiyorlardı. Zayıfa, kadına ve muhtaca hiçbir varlıklan yokmuş gibi muamele ediliyordu. Rasûlullah'in devrinde bunların hepsi yasaklandı: Gayri ahlâkî âdetler, kötü alışkanlık ve gelenekler oldukça medenî bir hayat şekliyle yer değiştirdi ve böylece toplum huzura kavuşmuş oldu. Önceleri hertürlü günah ve fenalığın içine gömülmüş kimseler, daha sonra insanlığın tanıdığı en büyük ahlâk âbideleri oldular. Bütün bu mucizevî değişiklikler, ALLAH Rasûlü Hz. Muhammed'in sosyal ve ahlâkî ıslahatlan sayesinde yirmi üç senede gerçekleşti. Günümüzde beynelmilel olarak kabul edilmektedir ki, Muhammed, hem ashabının hem de düşmanlarının itiraf ettiği gibi, dünyanın şimdiye kadar gördüğü bütün dinî liderler ve toplum ıslahatçılan içinde en başarılı olanıydı. Çağımızda yapılan ansiklopedik çalışmaların en detaylısı, fakat İslâm ve O'nun Peygamberiyle ilgili herhangi bir fazileti anlatmada en isteksizi olan Encydopae-dia Britannica bile bu hakikati kabul ediyor: "Dünyadaki bütün dinî şahsiyetlerin en başarılısı, (Hz.) Muhammed'di." ('The Koran' maddesi, 11. baskı). The 100'in yazarı ise şöyle diyor: "Dünyevî ve dinî tesiri böylesine emsalsiz bir şekilde birleştirmiş olması hasebiyle Muhammed, bende insanlık tarihinin tanınan en etkili yegane şahsiyeti intibaını uyandırdı." (Michael H. Hart, New York, 1978, sh. 40). Rasûlullah'in gerçekleştirdiği ıslahatların asırlardır bu denli Önemsenmesi ve onlardan övgüyle bahsedilmesi; O'nun, ahlâkî, sosyal ve siyasî yönden insanlığın en alt seviyesinde olan bir topluluğu ele alarak insan kültür ve medeniyetinin en üst seviyesine çıkarması ve böyle bir yerde insanlığın eğiticisi olmasından kaynaklanıyor. Deniliyor ki: "Eğer 'büyüklük', alçalmış bir milleti ıslah etmek demekse kim bu şerefe Rasûlullah'den daha layık birinin mevcut olduğunu iddia edebilir?" (Mevlânâ Fâzıl Kerîm, The ideal World Prophet, Lahore, sh. 68). Rasûlullah'ın bu kadar meşhur olmasının en büyük hikmeti, "başarının O'nu sevindirmemesi, hiçbir güçlüğün cesaretini taramaması ve hiçbir zulmün O'nu davasından zerrece saptıramaması"dır. (A.g.e., sh. 70). Rasûlullah, gerçekten, başardığı ıslahatlar açısından diğer dünya reformcularının hepsinden ilerideydi. Bunun sebebi şudur: "Islahatçıların en büyüğü, öyle olmayı iddia eden değil"; bilakis dünya milletleri arasından herhangi bir toplumu ele alıp (kemiyet ve keyfiyet açısından) onun şeref ve itibarını yükseltme gayesiyle "bir çok ıslahatları da beraberinde getirebilen"dir. Sosyal bir ıslahatçı olması hasebiyle, Rasûlullah'ın büyüklüğü hakkında bir hükme varmak için ümmetine tanıttığı sosyal reformları tekrar gözden geçirelim: Rasûlullah, kadını; kız evlat, zevce ve anne gibi saygıdeğer mevkilere yükseltti. Onu hem evde hem de toplumda eşit haklara sahip bir fert ve şerefli bir üye kabul ederek, zikredilen üç statü içinde ona yeni bir rol verdi. (2: 228). Kız çocuklarının Öldürülmesini gayri hukukî ilân ederek, bu davranış için çok ağır cezalar koydu. (Geniş bilgi için bkz.: Sîret Ansiklopedisi, Hz. Muhammed ve Kadının Statüsü, II. cilt, 1. bölüm). Toplumda gayri ahlâkî davranışları muhtemelen teşvik eden herhangi bir unsuru kontrol altına almak için oldukça geniş bir alanı kapsayan ahlâkî ıslahatlar tanıtıldı. Genç kız ve erkeklerin bir an evvel evlenmeleri teşvik edildi. Zina ile suçlamanın ağır bir suç olduğu; bunu işleyenlere kırk değnek, zinakârlara ise yüz değnek vurulacağı açıklandı. Suçlular cezalandırılırken bu hususta kadın ile erkek arasında hiçbir ayırım yapılmadı. Sözün özü, son derece inkılâbî olan bu toplumsal ıslahatlar, bütün fertleri ve insan gruplarını eşit bir seviyeye getirmek; renk, ırk, cinsiyet ve milliyete dayalı her türlü ayırımlara bir son vermek için takdim edildi. |