Konu Başlığı: Siyasî Konular Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 14 Ağustos 2012, 12:50:16 Siyasî Konular Hz. Muhammed, sadece Allah'ın Elçisi değildi. Dinî önder olmasının yanısıra İslâm Devletinin de başkanı idi. Bu görev ona Allah tarafından verilmiştir. İslâm Devletinin bütün işlerini istişare heyeti ile birlikte yürüttü. Fakat öldüğünde yerine birini tayin etmiş değildi. Bu konuda herhangi bir, İlâhî Emirde bulunmuyordu. Müslümanlar zaman ve mekânın şartları doğrultusunda, toplumun yapılanması konusunda bağımsızca karar vermek durumunda idiler. Bu, İslâm toplumuna siyasetin bütün birimlerinde gelişme, düzen ve bulundukları durum doğrultusunda yönetim sağlamaktaydı. Bu ezelî ve ebedî kurallar ile zamanla değişiklik gösteren konular bir sınırla ayrılmış gibiydi ve bu sınır Şâri (kanun koyucu) belirlemişti. Böyle olunca her nesil ve topluma, ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda kendi kararlarını alabilme serbestisi önceden düşünülmek suretiyle getirilmiş oluyordu. Başka bir ifadeyle, bu önceden düşünülmüş ve gerekli olan yasal ve sosyal değişmezliğe karşı koyan ve aynı zamanda Müslümanların yasal, siyasî ve sosyal sistemlerini genel sınırlar içinde zamanın ihtiyaçlarına ve değişen şartlara uygun olarak geliştirmelerine sebep olmuştu. Sâri (kanun koyucu) Müslümanlara istişarenin basit, ebedî ve evrensel prensiplerini bildirdi ve Elçi'sine devletin işlerini bu şekilde yürütmesini bildirdi (3:159). İslâm toplumunun maslahatının ve müslü-manların menfaatinin en iyi şekliyle istişare kurumunda olduğunu bildirdi. Hz. Peygamber, bu prensibi hemen her zaman tatbik etmiştir. Bir istişare heyeti oluşturmuştur. Aynı gayeyle Dört Râşit Halife de bu uygulamaya devam ettiler. Bu heyetin yapısı, şekli, tabiî muhtevası konusunda bir beyan, fikir ya da îmâ yoluyla.bir fikir belirtilmemiştir. Bütün bu problemlerin tesbiti, ayrıntıların halledilmesi, sistemleştirilmesi, ihtiyaçlar ve yeni oluşumlar karşısında gelişmenin sağlanması müslümanlara bırakılmıştır. İstişare heyetinin teşkili, yapısı ve fonksiyonları ile Devlet Başkanının seçimi, tayini konusunda İlâhî bir Emir bulunmamaktaydı. İstişarenin yapısı gelişimeye, zamanın şartları ve ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda müslümanlara bırakıldı. Halkın ihtiyaç ve taleplerine en uygun yollar bulunmaya çalışıldı. Şeriat, Devlet Başkanının tayini ve biat edilmesi veya seçilmesi konusunda açıkça bir bilgi vermemektedir. Her ne kadar Devlet Başkanının halk tarafından mutad istişare heyetindekilerden seçilmesi bildirilmişse de, Hz. Peygamber kendinden sonra yerine kimin geçeceğini belirtmemiştir. Geçerli olan metoda göre halk ihtiyaçlarına ve tecrübelerine dayanarak kendi tercihini ortaya çıkaracaktır. Şeriat, hükümetin temel amaç ve umdelerini birer birer söylemektedir. Fakat ayrıntıda izlenecek teamülü belirtmemiştir. Bu gibi konularda eleme, seçim ve tayin ile ilgili meselelerin çözümü kendi durumlarına göre en iyisini bulmak kaydıyla Müslümanlara bırakılmıştır (Ayrıntılı bilgi için bkz., Sîret Ansiklopedisi, c. I, 3. bölüm). |