> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Sırâtı Müstakimce İletme
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sırâtı Müstakimce İletme  (Okunma Sayısı 527 defa)
02 Ağustos 2012, 07:59:33
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 02 Ağustos 2012, 07:59:33 »



Sırât-ı Müstakimce İletme

Kur'ân-ı Kerîm ilahi hidayetin niteliğini ve kapsamını açıklamada kendine farklı bir üs­luba sahiptir. Değişik yerlerde farklı ifadeler kullanır. Bazan, aşağıdaki âyetlerde olduğu gibi, 'doğru ve dümdüz yol' anlamındaki 'Sırât-ı Müstakîm ile ilahi hidayeti kasteder:

"Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na ibadet edin. Dost doğru olan yol işte budur." (3: 51).

"Böylece sana da biz kendi emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Hiç şüphesiz sen, dosdoğru olan bir yola, göklerde ve yerde bulunanların tümü kendisine ait olan Allah'ın yoluna yöneltip-iletiyorsun. Haberiniz olsun; işler Allah'a dö­ner." (42: 52-53).

"Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, Övülmeye lâyık olan (Allah)ın yoluna yöneltip-ilettiğini görmektedir­ler." (34: 6).

"Bu benim dosdoğru olan yolumdur, şu halde ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak (baş­ka) yollara uymayın. Bununla size vasiyet et­tik, umulur ki korkup-sakınırsınız." (6: 153).

"Elif, Lâm, Râ. Bu bir Kitaptır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye lâyık olanın yoluna çıkarman için onu sana indirdik." (14: 1).

"De ki: 'Rabbim gerçekten beni doğru bir yo­la iletti, dimdik duran bir dine, İbrahim'in hanif (muvahhid) dinine... O müşriklerden de­ğildi." (6: 161), Bu ve benzeri pek çok Kur'ân ayeti insanı dosdoğru yola, İbrahim peygamberin ve diğer bütün peygamberlerin izlediği Allah'ın yoluna davet eder; yanlış, çarpık ve kötü hayat tarzlarına sapmalarına yol açacak şekilde karanlıkta bırakmamak için. Bu ayet-i kerimelerden çıkarılabilecek temel dersler şunlardır:

1- Dosdoğru ve düzgün tek yol Rasûlullah'a vahyedilen yoldur.

2- Kur'ân; insanları cehalet ve kötülüğün karanlık vadilerinden, dosdoğru ve düz­gün tek yol olan Allah'ın yoluna ileten Allah'dan bir nurdur.

3- İlim sahipleri, onun Rablerinden gelen hak olduğuna ve insanları Allah'ın yoluna ileteceğine şehadet ederler.

4- O, Rabbinden Rasûlullah'a vahyedilen yegane dosdoğru yoldur ve hidayeti ara­yan onu izlemeli, kendisini Rabbinin yü­ce ve dosdoğru yolundan uzaklara sürekleyecek diğer yollara kapılmamalıdır.

5- Bu çağrı, Rabblerinin kendilerine emri­dir; İtaat eder ve bu yolu izlerlerse, şüp­hesiz hakka tâbi doğrulardan olacaktır.

Kuşkusuz bu ayetler, insanları Allah'ın yolu­na, onları yalnızca kötülük ve cehaletin ka­ranlığından iyilik ve bilginin aydınlığına ilet­mekle kalmayan, beraberinde Allah'ın rızası­na da yaklaştıran dosdoğru ve düzgün tek yo­la davet eder.

Sırât-ı müstakim, Kur'ân tarafından çeşitli şekillerde isimlendirilir; ancak hepsi de dos­doğru ve düzgün yol anlamını taşır. Sâd sûresi'nde Allah'a ileten "doğru yol" anla­mında Arapça sevai's-sırat kelimeleriyle kar­şılaşırız (38: 22 ve 2: 108, 5: 12, 5: 80). Tâhâ sûresi'nde "dümdüz yol" anlamında sıran 's-seviy kelimeleri mevcuttur (20: 135). Maide sûresfnde ise insanları karanlıklardan nura çıkaran ve dosdoğru yola ileten "emniyet ve barış yolu" anlamında subule's-selam vardır (5: 16). Bazen d "Rabbinin yolu" (sebilü'r rabbike) şeklinde nitelenir:

"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde müca­dele et. Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sa­panı bilendir; hidayete ereni de bilendir." (16: 125).

Bu ayet-i kerimede, müslümanların insanları Allah'ın yoluna; güzel ve hoş sözler ile ol­dukça nazik bir yol izleyerek, makul ve ikna edici delilleri sunarak; saadetleri için ilgile­nip samimiyetlerini bütünüyle gösterecek mümkün olabilen en iyi biçimde davet etme­leri Öğütlenir.

Birçok ayette dosdoğru yol "Allah'ın Yolu" (sebilullah) olarak adlandırılır (3: 99, 4: 160: 4: 167, 5: 77, 8: 47, 47: 4). Bazı yerlerde, dosdoğru yol veya Allah'ın yolu, 'uygun, ma­kul ve düzgün yol' anlamına gelen sebiiu'r rûşd şeklinde kullanılır (7: 146). Değişik isimlerle de olsa bütün bu ayetler, insanları, kendi iyiliklerini düşünmeye; kendisi düz­gün, dosdoğru ve emin olan ve emniyet ile başarıya ileten sırât-ı müstakimi izleyerek doğru hareket yönünü benimsemeye davet eder. Bu yol, bütün insanların Rabbi ve Hü­kümranı olan Allah tarafından Rasulü'ne vahyedilmİş ve Rasûlullah tarafından gös­terilerek açıklanmıştır. Emniyet, başarı ve re­fah bu hayat tarzını izlemekle elde edilir. Bü­tün diğer hayat şekilleri bâtıl, çarpık ve adaletsizdir; bunları izlemek hem insanların kendi menfaatlerine zarar verir, hem de onları Rabblerinin yolundan ötelere, karanlığın ve unutulmuşluğun dünyasına temelli götürür. Bu ebedî bir kayıptır.

Kur'ân İnsanları kötü yolların tuzaklarına dü­şüp ebediyyen bu yollarda başıboş dolanma­ya karşı uyanık olmaları için uyarır:

"Bu benim dosdoğru olan yolumdur, şu halde ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak (baş­ka) yollara uymayın. Bununla size vasiyet et­tik, umulur ki korkup sakınırsınız." (6: 153).

Kişinin, şayet O'nun uyarılarına dikkat et­mezse kötü yollara düşmesi muhtemeldir:

"Suçlu-günahkârların yolu apaçık ortaya çık­sın diye, âyetlerimizi İşte böyle birer birer açıklıyoruz." (6: 55).

Kur'ân, dosdoğru yoldan sapan önceki ka­vimlerin akıbetlerini de hatırlatır: "Âd'ı ve Semûd'u da (helak ettik). Bu oturdukları yer­lerden size belli olmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri süsleyip onları yoldan çıkar­dı. Oysa bakıp ibret alabilirlerdi (ama alma­dılar)." (29: 38).

Böylece Kur'ân, değişik yollarla ve değişik ifade biçimleriyle insanların, geçici dünya hayatının gösteriş ve parıltılarının ardındaki hakikati ve hayatın gerçeklerini anlamaları için çabalar. Bütün bunların nihai amacı, insanları, bizzat kendi hevalarınca oluşturul­muş tuzaklara düşmekten ya da günahkâr kimselerin gizli tertipleri ile yanlış yönlendi­rilmekten ve bu suretle de Allah'ın Rasulü  tarafından gösterilen dosdoğru yoldan sap­maktan korumaktır. Allah'ın Rasulü'nü iyi­lik, doğruluk ve adalet yolunu öğreten hida-yet-rehberlik ile göndermesi insanoğlunun kendi yararınadır. Kur'ân, tehlikede olanın bizzat kendi mutlulukları olduğunu insanlara anlatmak için bu gerçeği sık sık tekrarlar.

Ebu Zerri'l-Gıfârî, Rasûlullah'in Rabbinden rivayet ettiği Hadis-i kutside, yeryüzün­deki bütün insanların faziletli veya şerir ol­malarının Allah'a bir yarar veya zarar sağla­mayacağını, O'nun rehberliğini kabul ya da red etmenin sonucuna katlanacak olanların bizzat insanların kendilerinin olacağını açık­lıkla ortaya koyar:

"Ey kullanm, ben zulmü kendime haram kıl­dım, sizin aranızda da zulmü haram kıldım. O halde birbirinize zulmetmeyiniz.

"Ey kullarım, hidayette kıldıklarımdan başka hepiniz, dalâlettesiniz. O halde benden hida­yet isteyin ki, size hidayet vereyim. Ey kulla­rım, benim duyurduklarımdan başka hepiniz açsınız. Öyle ise benden yiyecek isteyin ki si­ze yiyecek vereyim. Ey kullarım, benim giy­dirdiklerimden başka hepiniz çıplaksınız. Öy­le ise benden giyecek isteyin ki size giyecek vereyim. Ey kullanm, siz gece ve gündüz ha­ta işliyorsunuz. Ben de bütün günahları affe­derim. Öyle ise benden af isteyin ki sizi affe­deyim.

"Ey kullanm, siz bana zarar veremezsiniz ki, zarannız olsun. Yine siz bana fayda veremez­siniz ki, faydanız olsun. Ey kullanm, evvel geçenleriniz, sonra gelecek olanlannız, insan­larınız ve cinleriniz sizin aranızda en fâcir (isyankâr) adamın kalbi gibi olsalar, yine de mülkümden birşey eksilmez. Ey kullarım, ev­vel geçenleriniz, sonra gelecek olanlarınız, insanlarınız ve cinleriniz bir yerde dursalar da benden isteseler, ben de her birinize iste­diklerinizi versem, bu benim yanımdaki (hazinem)den bir şey eksiltmez. Ancak denize batırılan iğnenin eksilttiği gibi eksiltir.

"Ey kullanm, onlar sizin amellerinizdİr. Sizin hesabınıza onları ben zaptederim. Sonra onla­rı size vereceğim. Kim hayır bulursa Allah'a hamdetsin. Kim de başka bir şey bulursa kendindendir; başkasını kınamasın." (Müslim).

Rivayet edilen bu kutsî hadis, İlahi hidayetin yalnızca insanların yararına gönderildiğini;

insanların ıslahı, başarısı ve refahı için son Peygamber tarafından olanca içtenlik, dü­rüstlük ve iyi niyet ile insanlara öğretildiğini gösterir.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sırâtı Müstakimce İletme
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:54:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sırâtı Müstakimce İletme rüya tabiri,Sırâtı Müstakimce İletme mekke canlı, Sırâtı Müstakimce İletme kabe canlı yayın, Sırâtı Müstakimce İletme Üç boyutlu kuran oku Sırâtı Müstakimce İletme kuran ı kerim, Sırâtı Müstakimce İletme peygamber kıssaları,Sırâtı Müstakimce İletme ilitam ders soruları, Sırâtı Müstakimce İletmeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes