๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 17 Ağustos 2012, 08:45:09



Konu Başlığı: Sıfatlarda Birlik
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 17 Ağustos 2012, 08:45:09
Sıfatlarda Birlik

Fakat Kur'ân her türlü sapmayı önleyecek kadar mükemmel bir sıfatlarda birlik görüşü sunmuştur. Sadece Allah'ın birliğini öncelikli olarak vurgulamakla kalmadı, aynı zamanda çok tanrıcılığa giden bütün yolları kapadı. Bu onun en temel özelliğidir.

Kur'ân sadece Allah'ın ibadet edilmeye layık olduğunu söylemektedir. Yolunuzdan sapa­rak bir başkasına yönelirseniz, Allah'ın Birli­ği'ne inanan bir mümin olmaktan çıkarsınız. Kur'ân insanın çağrısına cevap verenin ve dualarını kabul edenin O olduğunu söyle­mektedir. Dolayısıyla dualarınızda O'ndan başkasına yalvarırsanız Allah'ın ilâhlığına başkasını ortak koşuyorsunuz demektir. Bü­tün ibadet şekilleri Allah ile insan arasındaki bağlardır. İbadetinizde başkasına ortak koşar­sanız, ibadetin ruhu kaybolur. Daha da önem­lisi Allah'ın Birliği'ne olan inancınız kaybo­lur. Bu yüzden duanın biçimi Fatiha sûresinde şu şekilde tayin ediliyor: "Ancak sana kulluk eder, ancak senden yardım İste­riz!" 'Ancak sana' ifadesi özellikle vurgulan­maktadır. Kur'ân yine aynı şekilde 'Allah'ın sıfatlarında birliğini' büyük bir önemle vur­gulamaktadır, Öyle ki Kur'ân'ın tümünde bu hakikate işaret etmeyen bir sayfa bulmak güçtür.

Kur'ân'ın ilgilendiği en önemli mesele, Kur'ân'ın sunduğu çerçevede peygamberlerin tam konumudur. Kur'ân tekrar ve tekrar İslâm Peygamberi Hz. Muhammed'in bir beşer ve Allah'ın bir kulu olduğuna işaret et­mektedir. İslâm'ın amentüsü şudur: "Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve elçisidir." Bu yeminde Allah'ın Birliği'ne şa­hitlik, Allah'ın bir kulu ve O'nun mesajının temsilcisi olarak Hz. Peygamber'in konu­muna şahitlik kadar vurgulanmıştır. Bu niçin islâm'ın esasıydı? Şüphesiz Hz. Peygamber'in bir Avatar olarak nitelelendirilmesi, Al­lah'ın kulu konumundan Allah konumuna yükseltilmesini engellemek içindi. Bir insan Allah'ın birliğine iman etse bile, Peygambe­rin Allah'ın bir kulu olduğuna iman etmediği sürece İslâm dairesine giremez. Peygamberin vefatından sonra Müslümanlar arasında bir­çok ihtilâf çıkmasına rağmen, onun şahsiyeti konusunda bir farklılığın savunulmamasınm sebebi buydu. Vefatından birkaç saat sonra minberde bir konuşma yapan Hz. Peygam-ber'in kaymbabası ve İslâm'ın ilk halifesi Ebu Bekr şöyle demektedir: "Kim Muhammed'e tapıyorsa, bilsin ki, Muhammed öldü. Kim Allah'a tapıyorsa, bilsin ki, Allah hayat sahi­bidir (Hayy), ölümsüzdür (la yemut)!"