> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Sevgi Ve Merhamet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sevgi Ve Merhamet  (Okunma Sayısı 921 defa)
16 Temmuz 2012, 12:13:09
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 16 Temmuz 2012, 12:13:09 »



2- Sevgi Ve Merhamet

Evliliğin ikinci önemli bir amacı da, karı-koca arasındaki evlilik ilişkilerinin karşılıklı duygu­sal sevgi, merhamet ve iyilik esaslarına dayan-masıdır, dolayısıyla karşılıklı işbirliği yoluyla evliliğe bağlı olan kültür ve medeniyetin azami gayesini ifa etmiş olup böylece, kültürün önem­li ve yüksek gayesini yerine getirmek için zaruri olan saadet, huzur, barış ve mutluluğu tatmış olurlar. Evliliğe dayalı kadın-erkek ilişkileri hususunda Kur'an ayetlerinin derinden tetkik edilmesi neticesinde evliliğin maksat ve hedefi­nin sevgi, merhamet ve ihsan olduğu görülmek­tedir. İnsanlar evlilik ilişkilerine ondan huzur ve saadet elde etmek için girişirler. Kur'an bu hususu şu sözlerle zikretmektedir. "Onun ayet­lerinden biri de, kendileriyle kaynaşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibret­ler vardır." (30:21).

Ve A'raf Suresi'nde şu sözleri okuyoruz: "O'dur ki, sizi bir tek nefisten yarattı, gönlü ısınsın diye ondan eşini var etti; eşini sarıp örtünce (eşiyle birleşince) eşi, hafif bir yük yüklendi, onu gez­dirdi. (Yükü) ağırlaşınca ikisi beraber Rabb'leri Allah'a dua ettiler: 'Eğer bize iyi, güzel bir ço­cuk verirsen elbette şükredenlerden olacağız!' (dediler)." (7-189). Ve yine bir başka yönden ev­liliğin amacı şu güzel sözlerle özetlenmiştir: "Oruç gecesi, kadınlarınıza yaklaşmak, size he­lal kılındı. Onlar sizin elbisenizdir, siz de on­ların elbisesisiniz. Allah, sizin kendinize yazık etmekte olduğunuzu bildi ve tevbenizi kabul edip sizi affetti. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yaz(ıp takdir etmiş ol)duğunu talep edin; şafağın beyaz ipliği siyah İpliğinden ayırdedilinceye kadar yeyip, için; sonra da gece oluncaya dek orucu tamamlayın; mescidlerde ibadete çekilmiş iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar Allah'ın (yasak) sınırlarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allah insanlara ayetlerini böyle açıklar ki korunup sakınsınlar." (2:187). Burada evli çiftler birbirlerinin elbisesine benzetil­mişlerdir, aralarındaki ilişki de elbise ve vücud gibi gösterilmiştir. "Sanki birbirine öylesine girmiş ve sıkışmışlar ki aralarına hiçbir şey gire­meyen, tıpkı birbirlerine sıkıca bağlanmışlar gibi karşılıklı olarak birbirlerine huzurun menbaı olmuşlardır.

Elbiseler insanın çıplaklığını örterler ve vücudu dışarıdaki atmosferin ve havanın zararlı tesirin­den korurlar. Bu benzetmenin amacı, aslında er­kek ve kadının işbirliğini tıpkı vücud ve elbise arasındaki işbirliği gibi göstermektir. Onların kalpleri ve ruhları birbirine bağlıdır ve birbirle­rinin namus ve ahlaklarını tıpkı elbisenin, vücu­du zararlı tesirlerden koruduğu gibi korurlar. Bu, sevgi ve merhametin fonksiyonudur ve İslam açısından da, evlilik ilişkilerinin asıl ruhu ve özü budur. Herhangi bir evlilik ilişkisinde eğer bu ruh bulunmazsa, evlilik ölü bir vücuda benzer.

islam Hukuku evlilik işbirliğine bağlı bu gayeyi gözönünde bulundurmaktadır. Eğer karı-koca bir arada yaşıyorlarsa, canı gönülden barış, sev­gi, nezaket ve birlik içinde yaşayıp, birbirine ali­cenap ve cömert davranıp, hak ve yükümlülüklerini yerine getirmelidirler. Fakat, şayet bunu yapmazlarsa, o zaman ayrılıkları birliklerinden daha iyidir. Çünkü aralarındaki sevgi ve birliğin son bulmasıyla, evlilik ilişkileri tıpkı, gömülmediği takdirde aile hayatının bütün havasını fena koku ve zehir saçarak sağlığı tehlikeye düşürecek Ölü bir vücuda ben­zer. Bu nedenle Kur'an diyor ki: "Ne kadar ister­seniz de kadınlar arasında (tam) adalet yapa­mazsınız. Öyle ise (birine) tamamen yönelip ötekini muallakta (kocasızmış) gibi bırak­mayın. Eğer arayı düzeltir sakınırsanız, Allah bağışlıyıcı esirgeyicidir." (4:129). "Eğer (eşler) aynhrlarsa, Allah bol nimetiyle onların herbiri-ni zengin eder (diğerine muhtaç eylemez). Al-lah(m nimeti) geniştir. (O) hikmet sahibidir." (4:130).

Kur'an, her ne zaman aile ilişkilerini açıklasa, değişmez bir şekilde, özellikle erkeği edep ve nazik davranışa teşvik etmektedir. Bakara sure­sinde şu ifadelere rastlarız: "Boşanma iki de­fadır. (Bundan sonra kadım) ya iyilikle tutmak, ya da güzelce salıvermek lâzımdır." (2: 229). Talak suresinde şöyle okuyoruz: "Sürelerinin sonuna vardıklarında onları güzelce (nikahınız altında) tutun, yahut güzellikle onlardan aynim." (65:2) Yine Nisa Suresinde şöyle zik­redilmektedir: "Onlarla iyi geçinin. Eğer onlar­dan hoşlanmazsanız, bilin ki sizin hoşlan­madığınız bir şeye Allah, çok hayır koymuş ola­bilir." (4:19). Ve yine Bakara suresinde şu sözler vardır: "Ya onları İyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın-, haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim bunu yaparsa'kendine yazık etmiş olur." (2:231). Aynı surede: "Sizin affetmeniz (müsamaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvaya da­ha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görür." (2:237).

Koca, zevcesini boşadığını ilan ettikten sonra, onu taciz etmek veya evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeden onu muallakta bırakmak için değil, sevgi ve huzur içinde yaşamaya niyetli ol­duğu takdirde karısını geri almaya imtiyazlıdır: "Kocaları da bu arada barışmak isterlerse, on­ları geri almağa daha çok hak sahibidirler." (2:228).

Müslümanların erkek ve kadınlarının kitap eh­linin dışındaki gayri müslimlerle evlenmeleri­nin yasak oluşu bu sebepledir. Onlar dinlerinde, düşüncelerinde, kültürlerinden toplum hayatı ve diğer yönlerden Müslümanlardan çok farklı­dırlar. Hakiki bir muslüman onlarlaa gerçek bir sevgi ve samimi bir beraberlik kurmaz. Ve eğer bu farklılıklara rağmen, birleşirlerse, o zaman onların ilişkileri gerçek bir kültür ilişkisi değil, sadece şehveti memnun edici bir ilişki olur. O'nun hiçbir sevgi ve rahmetinin olmadıği muhtemeldir, eğer varsa bu İslam kültür ve me­deniyetine ve hatta o Müslümana bile zarardır. "Allaha ortak koşan kadınlarla, onlar inanınca-ya kadar evlenmeyin. (Allah'a ortak koşan kadın), hoşunuza gitse dahi, inanan bir cariye, ortak koşan (hür) bir kadından iyidir. Ortak koşan erkekler de inamncaya kadar, onlarla (kadınlarınızı) evlendirmeyin. (Allah'a ortak koşan hür bir erkek) hoşunuza gitse dahi, inanan bir köle, ortak koşan bir adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar." (2:221).

İslam Hukuku Ehli Kitabın kadınlarıyla evlen­meye izin verdiği halde, muslüman kadınların onların erkekleriyle evlenmelerine müsaade et­miyor. Çünkü kadınların onların dinini fikrini ve kültürlerini kabul etmeleri ihtimal dahilinde­dir. Erkekler ise kadının fikir ve görüşlerine ko­layca muhabbet beslemezler; bunun yanında evli erkekler Müslüman cemiyette yaşamak­tadırlar, fakat kadınların kocalarının yanına gi­dip gayrimüslim toplumda yaşamaları gerekir. Ehli kitabın kadınlarıyla evlenme izni verilmiş olmasına rağmen, emredilmemiştir. Ka'b bin Malik, Ehli Kitaptan bir kadınla evlenmek iste­diğinde Hz. Peygamber, onu tahkim edip em­niyetli {muhassan) olmaz, diyerek men et­miştir. Bu esasta ihsan 'ı (dürüstlük ve şeref) ge­rektirecek gerçek sevgi ve merhametin olama­yacağı demekti. Huzeyfe, bir Yahudi kadınıyla evlenmek istediğinde Hz. Ömer ona o kadını bırakmasını söyleyen bir mektup yazdı. Hz. Ali ve îbn Ömer açıkça Ehli kitap kadınlarıyla ev­lenmeyi tasvip etmeyip mekruh olarak nitelen­dirdiler. Ve bunun kerahat'i (tasvip etmeme ve nefretlik) için şu sebebi gösterdiler: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, kar­deşleri, oğullan yahut akrabaları da olsa Allah ve Rasulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsin." (58:22) (Mevdudi, Huquq ez-Zau-jain).

İslam Hukukunun Prensibi: Bu hususla ilgili kısa emirlerin nedenini anlayabilmek için İslam hukukunun evlilik ilişkilerine dayalı prensiple­rini izah etmek gerekir. İslam Hukukunun ilk prensibi, erkeğin yerinin kadından bir derece üstün olmasıdır: "Erkeklerin kadınlar üzerinde­ki haklan, bir derece daha fazladır." (2:228). Bu derecenin izahı Nisa suresinin müteakip ayetin­de bulunmaktadır: "Onun için iyi kadınlar itaat­kar olup, Allah'ın, kendilerini korumasına karşılık kendileri de gizliyi koruyan (kocalarına gizli gizli ihanet etmeyenlerdir." (4:34).

Burada ayrıntılara girmeden aile hayatının prensiplerini izah etmek mümkündür. İkisinden birisinin aile reisi olması lüzumludur, başsız bırakılamaz. Eğer ailede her ikisine de eşit güç ve statü verilmiş olsa, daha önce de bu bölümde açıklandığı gibi bu karışıklığa ve kargaşalığa davet çıkarmak olur. Sorumluluk bölünmüş ol­duğundan, aile meselelerinin düzenli çalışması için sorumlulukları omuzlayacak kimse olmaz, aslında bölünmüş (parçalanmış) sorumluluk, sorumsuzluk demektir. Bu durum, bu meselede kan-kocayı aynı seviyede tutmaya çalışan top­lumların aşağılık ve kargaşalı aile hayatından bilinmektedir. Fıtrat dini olarak İslam, insan ta­biatına gerekli müsaadeyi vermiş ve kocayı ai­lenin reisi, zevceyi de aile meselelerinde ikinci derecede kılmıştır. Fakat kadını genelde toplum hayatındaki sosyal yükümlülüklerde eşit tut­muştur. Aile reisliğinin secimi pak meziyetler üzerinde yapılmış; bu vazife kabiliyet ve güç ile donatılmış olana verilmiştir. Bununla beraber, bu kurala fiili hayatta şurada veya burada bir is­tisna olabilir. Önceki kısımlarda zaten izah edil­diği gibi; evlilik ilişkilerinin ilk prensibini karı-koca hak ve yükümlülükleri ihtiva etmektedir.

İslam Hukukunun evlilik hususundaki ikinci esası, evlilik ilişkilerini mümkün olduğu kadar düzeltmek; erkek ve kadın bir kez evlilik ka­lesini inşa ettiğinde, onun korunması için mümkün olan bütün gayreti sarfetmektir. Fakat aralarında, sevgiden, dostluktan ve uyumdan eser kalmadığı ve evlilik ilişkilerinde lüzumsuz çekişmeleri yüzünden hukukun esas amacına karşı tehlike oluştuğu zaman, birbirlerine karşı kin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sevgi Ve Merhamet
« Posted on: 24 Nisan 2024, 02:25:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sevgi Ve Merhamet rüya tabiri,Sevgi Ve Merhamet mekke canlı, Sevgi Ve Merhamet kabe canlı yayın, Sevgi Ve Merhamet Üç boyutlu kuran oku Sevgi Ve Merhamet kuran ı kerim, Sevgi Ve Merhamet peygamber kıssaları,Sevgi Ve Merhamet ilitam ders soruları, Sevgi Ve Merhametönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes