> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Şeriat Ve Merhamet Meselesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şeriat Ve Merhamet Meselesi  (Okunma Sayısı 652 defa)
17 Ağustos 2012, 09:14:02
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 17 Ağustos 2012, 09:14:02 »



Şeriat Ve Merhamet Meselesi

Şimdiye kadar toplumla ilgili kanunları gözö-nüne aldığımızda, Kur'ân'ın insandan düş­manlarını sevmesini istemediğini görüyoruz. Kur'ân düşmanlarımızı bağışlamamızın bi­zim için iyi olduğunu söylemektedir; çünkü düşmanlarım bağışlamasını öğrenen bir insan kinden ve nefretten uzaklaşır ve arınır. "Ve onlar ki, Rab'lerinin yüzünü (rızâsını) arzu ederek (nefsin gücüne giden şeylere) sabre­derler; namazı kılarlar, kendilerine verdiği­miz rızıktan gizli ve açık olarak (hayır yolu­na) harcarlar ve kötülüğü iyilikle savarlar. İş­te bu (dünya yurdu)nun güzel sonucu onların­dır." (13: 22). "İyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) en güzel şeyle sav. O zaman (bakarsın ki) seninle arasında düşmanlık bu­lunan kimse, sanki sıcak bir dost oluvermiş­tir. Bu (kötülüğü iyilikle savma olgunluğu)na ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (hayırdan) büyük pay sahibi olan kimse ka­vuşturulur." (41: 34-35).

Kur'ân, her zaman kısasın yapılması gerekti­ğini söylememektedir. Buna izin verdiği yer­lerde de hayatın emniyetini gözetmektedir. Fakat buna izin verilirken, bağışlamanın daha iyi bir fiil olduğu ve kötülüğe karşı iyilikle cevap vermenin daha iyi sonuçlar getireceği vurgulanmaktadır. "Eğer (bir topluluğa) azâb edecekseniz, size yapılan azabın eşiyle azâb edin. Ama sabrederseniz, andolsun ki o, sab­redenler için daha iyidir. Sabret, sabrın ancak Allah'(m yardımı) iledir." (16: 126-127). "Kim affeder, barışırsa onun mükâfatı Allah'a aittir." (42: 40).

Yahudilerin ve Hıristiyanların tanrı telakkileri şüphesiz bir nebze olsun iyileştirilmişti. Fakat hala eski inançlarının aslî karakterini taşıyordu. Yahudiler Allah'ın diğerlerinin tanrıları gibi, mutlak bir diktatör olduğuna inanıyorlardı. Eğer onlardan memnun olursa kendisini İsrail'in Allah'ı olarak nitelendirirdi; memnun olmazsa öç alır, mahvolmalarına sebep olurdu. Hıristiyanların anlayışı daha İyi değildi. Adem'in asıl günahından dolayı onun bütün soyunun veya insanlığın ilâhi hoşnut­suzluk sebebi olduğuna ve sonuç olarak Hz. İsa'nın çarmıha gerilerek bu asıl günahı yük­lendiğine ve insanın kurtuluşuna sebep oldu­ğuna inanıyorlardı.

Fakat Kur'ân "ceza" ve "mükâfat" kavramla­rını farklı temellere oturtmaktadır. Bunu ya­parken mükâfat veya ceza muamelesini kâinatta işleyen sebeplilik kaidesinden farklı bir çerçevede ele almaz. Aksine onu, ona ait bir görüntü olarak ele alır. Herşey bir vasfa sahiptir ve bu vasfa uygun bir sonuç üretir veya onunla alakalı bir şekilde kendini ifade eder. Aynı tezahür, insanın düşünce ve faali­yet dünyasında da mevcuttur. Her düşünce, duygu veya davranış kaçınılmaz bir tepki do­ğurur. Bu tepki, onun karşılığıdır; ya mükâfat ya da ceza. İyi fiilin karşılığı iyi ve bu mükâfattır. Aynı şekilde kötü fiilin sonucu kötüdür ve bu da "ceza"dır. Birinin adı cen­net, diğerinin cehennemdir. Cehennem azabı kötü amelde bulunanlar için, cennetin rahat­lıkları iyi amelde bulunanlar içindir. "Ateş halkıyla cennet halkı bir olmaz. Kurtulanlar, ancak cennet halkıdır." (59: 20).

Kur'ân, ister dış dünyada olsun ister insanın iç dünyasında olsun her şeyin kendine mah­sus bir tabiat ile donatıldığına işaret etmekte­dir. Ateşin tabiatı yakmak; suyun tabiatı se­rinletmek, vs. Hiçbirşey kendi tabiatının el­verdiğinden başka bir sonuç üretmez. Her türlü insan davranışında da aynı durum söz konusudur. Her fiil kendisine mahsus bir so­nuç doğurur. İşte bu Kur'ân'ın karşılık, bedel veya adalet dediği şeydir: "Yoksa kötülükleri işleyen kimseler, kendilerini, inanıp iyi ameller işleyenler gibi yapacağımızı mı sandılar? Yaşamaları ve ölümleri onlarla bir olacak öy­le mi? Ne kötü hüküm veriyorlar! Allah, gök­leri ve yeri gerçek olarak yarattı, tâ ki her can, kazandığıyla cezalandırılsın. Onlara hak­sızlık edilmez." (45: 21-22).

Aynı sebepten dolayı Kur'ân, iyi veya kötü olsun her fiili kesb olarak isimlendirmekte­dir. Arapça'da kesb bir kişinin kazandığı ve­ya bir kişinin fülİnin sonucu anlamına gel­mektedir. Dolayısıyla kesb insanın neticede ya hoşlanacağı ya da katlanmak zorunda ol­duğu şeydir. "...Herkes sadece kendi kazan­dığına (kesb) bağlıdır" (52: 21). Bu ilke Kur'ân'ın ikinci sûresinde açıkça gözler önüne serilmiştir: "Allah, kimseye gücünün üs­tünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandı­ğı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi za-rarınadır." (2: 286). Aynı ilke topluluklara ve milletlere uygulanmaktadır. "Onlar bir üm­metti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendi­lerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz on­ların yaptıklarından sorulmazsınız." (2: 134).

Yine, şu konuya tekrar ve tekrar açıklık geti­rilmiştir ki, din insanı iyilik yapmaya ve kö­tülükten sakınmaya davet ederken, bunu insa­nın mutluluğu veye felahı için yapmaktadır. "Kim iyi bir iş yaparsa faydası kendisİnedir ve kim de kötülük yaparsa zararı kendisine-dİr. Rabb'in kullarına zulmedici değildir." (41:46).

Hz. Peygamber'in meşhur bir hadisi bu ha­yat ilkesine işaret etmektedir: "Allah der ki: 'Ey kullarım! Doğmuş veya doğacak olanla­rınızın tümü, bütün insanlar ve cinler; aranız­daki en iyiler kadar iyi olsalar, onların davranışlarının benim dünya üzerindeki hükümran­lığıma zerre miktarı katkısı olmayacaktır. Ey kullarım! Aynı şekilde, sizden Önce yaşamış olanlar ve sizden sonra gelecek olanlar, bütün insanlar ve cinler; aranızda en günahkâr olan­lar kadar günah işlemiş olsalar bile, davranış­larının hiç biri hükümranlığımdan bir zerre dahi ekşitmez. Ey kullarım! Sizden önce ya­şamış olanların ve sizden sonra gelecek olan­ların hepsi bir yerde toplanıp benden lütuf beklese ve ben onların karşılığını versem, bir denizin katresi kadar bile rahmet hazineleri­mi ekşitmez. Ey kullarım! Hatırlayın, sizin iyiliğiniz için kendi amellerinizin karşılığını ben size gönderiyorum. Öyleyse amelinin karşılığı iyi olan Allah'a şükretsin; ve ameli­nin karşılığını memnun edici bulmayan, onunla kendisini suçlasın, başkasını değil." (Müslim).

Mükâfat veya cezanın Allah'ın arzusuna bağlı olduğu düşünülmemelidir. Kur'ân, bütün kar­şılıkların, mükafat veya cezanın doğrudan doğruya insanın kendi fiiline birer tepki oldu­ğuna ve Allah'ın iyi ameli sevdiğini, kötü ameli sevmediğini ifade etmektedir.

Bu anlayış daha Önceki inançlardan farklıdır. Hayatta işleyiş hâlinde olan kanunu ifade et­mek için en uygun kavram Din olup, sonuçta konuya bağlantılı tüm yanlış kavramla bir ke­nara itilmelidir. Dirim Fatiha süresindeki kullanımı, iyi veya kötü olarak nitelendirilen bir fiilden kaynaklanan mükâfat veya cezanın önemine açıklık getirmektedir.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şeriat Ve Merhamet Meselesi
« Posted on: 16 Nisan 2024, 13:58:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şeriat Ve Merhamet Meselesi rüya tabiri,Şeriat Ve Merhamet Meselesi mekke canlı, Şeriat Ve Merhamet Meselesi kabe canlı yayın, Şeriat Ve Merhamet Meselesi Üç boyutlu kuran oku Şeriat Ve Merhamet Meselesi kuran ı kerim, Şeriat Ve Merhamet Meselesi peygamber kıssaları,Şeriat Ve Merhamet Meselesi ilitam ders soruları, Şeriat Ve Merhamet Meselesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes