๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 28 Mayıs 2012, 13:30:38



Konu Başlığı: Serbest Bırakılma Ve Genel Af
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 28 Mayıs 2012, 13:30:38
Serbest Bırakılma Ve Genel Af

Kur'an-ı Kerim'de savaş esirlerinin salıveril-mesiyle ilgili açık emirler vardır: "Esirler için bağı sımsıkı tuttuktan) sonra da ya bir lütuf olarak (onları bırakın), ya da bir fidye {kar­şılığı salıverin.). Harp ağırlıklarını bırakıncaya (savaş sona erinceye) kadar (böyle ya­pın.)" (47: 4). Bu Kur'an ayetine göre savaş esirleri ya bir lütuf olarak karşılıksız, ya da fidye aldıktan sonra serbest bırakılırlar. Rasulullah hayatı boyunca Kur'an'ın bu em­riyle hareket etti. Kendi komutası yahut as­habının komutası altında düzenlenen toplam yetmiş sekiz seferin büyük bir kısmında tut­sak almaktan kaçındı ve sadece askerî hare­kâtları ile ülkede barış ve düzeni teminat al­tına almak için çalıştı. Düşmanın kaçtığı veya mukavemet göstermediği takdirde, Rasul, onları esir almak yahut öldürmek amacıyla peşlerinden gitmedi. Seferlerin çoğu büyük bir kabiliyetle uygulanıp düşman hazırlıksız yakalandı; ya kaçtılar ya da teslim oldular. Rasul veya ashabı tarafından tutsak alın­dığı olaylar çok nadirdir.

Bununla beraber, herhangi bir savaşta müs-lümanlar tarafından savaş esirleri alınacak olsa, Rasul kendi payına düşenleri salı-verirdi. Diğer müminler de ona uymak için kendi paylarına düşen esirleri serbest bıra­kırlardı. Böylece, müslümanlar ve ilgili sa­vaşan kabile arasında barış yeniden ikame edildikten hemen sonra savaş esirleri salıve­rilirdi. Huneyn Savaşı'nda Hevazin kabile­sinden altı bir tutsak alındı, fakat bunlardan bir heyet merhamet için Peygamber'a baş­vurduklarında, o kendi hissesine düşenleri serbest bıraktı ve kendi hissesinden feragat ettiğini halka ilân etti, Bunu duyar duymaz muhacir ve ensardan oluşan müminler pay­larından vazgeçtiler, sonuçta Hevazin kabi­lesinin bütün tutsakları serbest bırakıldılar.

El-Kudr Seferİ'nde Yaser isimli bir genç ya­kalandı, Rasulullah onu serbest bıraktı. El-Kirede tarafına Zeyd b. Haris'in yaptığı seferde Furat b. Hayyan adında bir kabile şe­fi ele geçirildi, Rasulullah tarafından sa­lındı. El-Mureysî Seferi'nde elde edilen iki yüz Benî Mustalıklı tutsak, bazısı fidye, ba­zısı da karşılıksız serbest kılındılar. Ukkaşe b. Muhsan el-Esedî'nin el-Gamar üzerine yaptığı seferde ve Ebu Ubeyde b. el-Cerrah'ın Zu'1-Kissa seferinde ele geçirilen birer kişi de serbest bırakıldı. Zeyd b. Haris'in Benî Sü-leym üzerine yaptığı seferde bir kadın ve ko­cası yakalanıp Rasulullah 'ın emriyle ser­best bırakıldılar. Husmâ seferinde ise yüz ka­dın çocuklarıyla ele geçirildi, ancak Rasul salıverilmelerini emretti. Damre seferinde Ebu Süfyan b. Harb tarafından Peygamber 'ı öldürmek için gönderilen bir şahıs ele geçirildi, fakat yine Rasulullah tarafından serbest bırakıldı. Hayber seferinde yahudiler bozguna uğratıldılar ve savaş esiri edil­diler; ancak istekleri üzerine, toprakları iş­lemeye devam edip, ürünü müslumanlarla eşitçe paylaşmak şartıyla bırakıldılar. Ben­zer şekilde Benî Kaynuka ve Benî Nadir ka­bileleri Rasulullah tarafından yenilgiye uğratıldılar. Rasul onları savaş tutsağı yapmadı, ancak islâm Devleti'ne karşı iha­net hareketlerinde bulunup entrika çevirdik­lerinden Medine'den sürüldüler. BenîKurey-za olayı, onların Peygamber'ı kabul etme­yip, yerine eski dostları Sa'd b. Muaz'ın ha­kem olarak karar vermesini istemeleri sebe­biyle farklı cereyan etti. Sa'd b. Muaz da on­ları kendi Tevrat kurallarına göre yargılayıp cezalandırdı; erkekler öldürüldü, kadınlar ve çocuklar savaş esiri edildiler ve müslüman­lar arasında dağıtıldılar.

Sa'd b. Beşir el-Ensâri'nin Yemn ve Cebar Seriyyesinde, iki kişi yakalandı ancak Rasu­lullah onları serbest bıraktı. Benî Kina-ne'nin bir kısmına karşı Halid b. Velid'in seferinde Halid b. Velid'in hatasıyla bazı kim­seler öldürüldü, diğerleri esir edildi. Rasulullah bunu işitince: "Ey Allah'ım! Halid'in işlediği günahtan kendimi suçlu bulu­yorum." dedi ve öldürülen kimseler için kan bedelini ödemek ve diğerlerinin kayıplarını karşılamak için Ali b. Ebî Talib'İ gönderdi. (İbni Sa'd, s. 182-183). Uyeyne b. Hisn el-Marazî'nin Benî Temim seferinde on bir er­kek, on bir kadın ve otuz çocuk ele geçiril­di, ancak şeflerinin Medine'ye gelip Rasul'a müracaat etmesi üzerine hepsi iade edil­di. Tayy seferinde Adiy b. Hatim'in kızkar-deşinin de içinde bulunduğu birçok savaş tut­sağı alındı, Medine'ye getirildiklerinde fid­ye karşılığı serbest birakıldalır. Adiy b. Ha­tim'in kizkardeşi, fidyesini ödeyecek kimse­si yoktu. Rasulullah onu serbest bıraktı ve kendisine binek vererek evine geri yolla­dı.

Tutsakların fidyesi konusunda sadece bir mi­sal vardır. Bedir'de 70 kişi esir alındı, zen­ginler fidye karşılığı serbest bırakıldı. İçle­rinden okuma yazma bilenlere on müslümana okuma yazma öğretmeleri şartıyla hürri­yetlerini koruyabilecekleri anlatıldı. Hem fid­ye Ödeyemeyecek, hem de öğretemeyecek du­rumda olanlar karşılık gözetilmeksizin ser­best bırakıldılar. Bedir Savaşı'nın dışındaki bütün olaylarda esirler serbest bırakılırken herhangi bir fidye alınmaksızın salındılar. Bütün bu seferler sırasında Rasulullah'ın, artık hiçbir Arabın köle edilemeyeceği şek­lindeki son prensibi açıklandı ki, bu da son­radan II. Raşid Halife Ömer tarafından bü­tün fethedilen ülkelere yayılarak bu ülkele­rin yerleşik halkının köle edilemeyeceği şek­line getirildi.