> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Şefkat
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şefkat  (Okunma Sayısı 741 defa)
12 Haziran 2012, 22:07:28
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 12 Haziran 2012, 22:07:28 »



3- Şefkat

Allah'ın elçisi Muhammed, nazik ve ter­biyeli olduğu kadar da müşfik idi. İnsanla­ra sevgi ve şefkatle muamele eder, hatta düş­manlarına karşı dahi sertlikte bulunmazdı. Ona dikenli çalı, taş ve pislikler atan, her tür­lü fenalığı yapan, canına kastedenler dahi şefkatten başka bir davranış görmemiştir. Dost-düşman herkese şefkat göstermiştir. Al­lah, Kur'an-ı Kerim'de Rasulünün bu özelli­ğine şöyle temas etmektedir: "Allah'ın rah­meti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, çevrenden dağılır, giderlerdi." (3: 159). Ra­sulullah'ın müşfik, yumuşak tabiatı ken­dini genç-yaşlı, zengin-fakir, kadın-erkek her­kese sevdirmişti.

Çocuğunda Muhammed, diğer yaşıtları gibi hiç kimseyle çekişip kavga etmemiştir. Yaşlılara olduğu gibi, gençlere de daima na­zik, müşfik ve dostça davranmıştır. Olgun­luk çağına eriştiğinde fakir, yetim ve dullara olan şefkat ve yakınlığıyla tanınmaktaydı. Peygamber olduktan sonra, insanlara olan şefkatinin sının yoktu^ Enes şöyle demiştir: "Ben, Allah'ın Rasulü'ne on yıl hizmet et­tim. Bana bir defa dahi 'ayrp' veya 'şunu ni­ye yaptın?' veya 'şunu niye yapmadın?' de­memiştir? ' Medine'de, devletin başkanı oldu­ğu zaman düşmanlarından intikam alma gü­cüne eriştiğinde, azılı düşmanları da dahil tüm savaş esirlerine şefkatle muamele etmiş­tir.

Fakirlere Karşı Davranışı
 
O, zenginlere olduğu gibi, fakirlere de iyi ve müşfik davranırdı. Hatta fakirlere, maddî re­fah eksikliğini telafi etmek gayesiyle daha da iyi ve müşfik davranırdı. Bir gün, Mekke'nin ileri gelenleriyle oturmuş, îslâm'ı tebliğ ederken fakir ve âmâ birisi olan Abdullah b. Ümmi Mektûm çıka geldi ve Rasulullah'a bir şey sormak istedi. Mekkeli önderlere ha­raretle îslâm'ı anlatmaya dalmış olan Rasu­lullah, âmâ şahsın daha sonra gelerek is­tediğini alabileceğini düşünerek onunla ilgi­lenmedi.

Mekkeli önderlere tebliğ gayesiyle bir müs-lümana önem vermeme şeklindeki bu hafif ihmal, Allah tarafından hoş karşılanmamış ve Rasulullah'a karşı Kur'an'da şöyle bu-yurulmuştur: "Surat astı ve döndü. Kör geldi diye. Ne bilirsin, belki o arınacak. Yahut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak. Kendisini zengin görüp, tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınma­sından sana ne? Fakat koşarak sana gelen, (Allah'tan) korkarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Hayır, bu bir öğüttür. Di­leyen onu düşünüp, öğüt alır." {80: 1-12)

Rasulullah'a ve dinine en fazla destek olanların fakir ve ihtiyaç sahibi olduğu tari­hî bir gerçektir. Rasulullah namaz kılmak için Beytullah'a girerdi. Mekkeli Önderler ona güler ve alaya alırdı. Sa'd b. Ebî Vakkas sahabe içinde nisbeten biraz daha varlıklı idi ve kendisini fakirlerden daha üstün görür­dü. Rasulullah ona: "Sen başarı ve geçi­mini fakirlere borçlusun." demiştir.

Abdullah b. Amr el-Âs şöyle rivayet etmiş­tir: "Bir gün Mescid-i Nebevî'de otururken fakir muhacirler mescidin bir kısmında hal­ka halinde oturuyorlardı. Bir müddet sonra Rasulullah gelerek içlerine oturdu. Onu görünce, ben de onların içine girerek otur­dum. Rasulullah ; 'Fakir muhacirlere müj­deler olsun. Onlar cennet bahçelerine zen­ginlerden kırk yıl önce girecekler.' buyurdu. Bunları duyanların sevinçten yüzlerinin par-ladığını görünce, ben de onlardan biri veya onlarla olmayı arzuladım." Ebu Zer de: "Dostum bana yedi şeye riayet etmemi em­retti. İlki, fakirleri sevmek ve onlara yakın olmaktı." (Mişkât)

Bir gün Hz. Peygambe bir mecliste otururken önlerinden bir adam geçti. Yanında oturan adama geçen hakkındaki görüşünü sorunca; "Allah'ım! Öyle bir adamdır ki ev­lenmek istese müşerref olur, birisi için ara­cılık yapsa kabul olur.'' cevabını aldı. Rasu­lullah sustu. Biraz sonra aynı yerden bir adam daha geçti. Rasulullah aynı adama aynı soruyu tekrar sordu. Adam: "Ey Allah1 in Rasulü, bu fakir muhacirlerden biridir. Evlenmeye kalkıştığında Reddolunur. Başka­sı için aracılık yapsa başarısız olur. Bir şey söylemek istese duyulmaz!' deyince, Rasulul­lah: "Bütün dünya zenginle dolu olsa, bu adam hepsinden daha iyidir!' buyurdu. (Miş­kât).

Rasulullah sık sık, "Ey Allah'ım! Beni fa­kir bir insan olarak yaşat; bana fakir bir in­san olarak ölümü nasip et ve beni fakirlerin arasında dirilt!' şeklinde dua ederdi. Hanı­mı Hz. Aişe, "Niçin, ey Allanın Rasulü?" diye sordu. Rasulullah: "Çünkü onlar Cennete zenginlerden kırk yıl önce girecek­lerdir!' buyurdu, Rasulullah devamlı, "Ey Aişe! Hiçbir zaman muhtaç birini kapından boş çevirme. Verebileceğin yarım bir hurma dahi olsa. Aişe! Fakirleri sev, yakınma al ki, Allah kıyamet gününde seni yakınına alsın." demiştir. Ebu Derda'nın rivayetine göre Ra­sulullah: "Bana aranızdaki zayıfları ara­yıp bulun, çünkü sizin geçinmeniz, size yar­dım edilmesi, yalnız aranızda zayıfların bu­lunması yüzündendir!' demiştir. Bir gün Hz. Ebû Bekir, fakir muhacirlerden Selman ve Bilal'e sertlikle muamele etti. Peygamber Ebu Bekir'e: "Onları kırmadın değil mi?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. Bekir gidip onlardan özür diledi. Onlar da affettiler. (Mişkât)

İbn Cerİr'İn rivayetine göre bir gün Rasulul­lah ile birlikte otururken bir kabile geldi. Paçavralarla giyinmiş, yan çıplak, yalın ayak, bir deri bir kemik kalmış, kılıçları boyunla­rına asılmış, sersefil bir vaziyetteydiler. On­ları bu vaziyette gören Peygamber çok müteessir oldu. Yüzünün rengi değişti ve zih­ni altüst olarak içeri girdi. Sonra dışarı çıkarak Bilal'den ezan okumasını istedi. Na­mazdan sonra cemaati toplayarak insanlar­dan kabile halkına yardım etmelerini istedi.

Rasulullah fakir, zayıf ve toplumun dü­şük kesimterindekilerine karşı çok müşfik ve merhametliydi. Cariye sahiplerinden, onla­rı okutup eğitmeleri, iyi muamele etmeleri­ni, azad edip evlenmelerini isterdi. Zekâtın her kabileden ve şehirden mutlaka toplana­rak aynı kabile ve şehrin fakir ve muhtaçla­rına dağıtılması Rasulullah tarafından ke­sinlikle sağlanmıştır. Ashabı da onun bu uy­gulamasına sımsıkı sarılmış ve bir şehrin ze­katını başkasına göndermemiştir.

İnsanlardan hizmetçilerine iyi ve nazik mu­amele etmelerini, iyi besleyip, giyindirmele­rini ve onlara hiçbir zaman kötülük yapma­malarını istemiştir. Hz. Ebu Bekir'in rivaye­tine göre Rasulullah: "Kölelerine kötü ve kaba muamele edenler Cennete girmeyeceklerdir" buyurmuştur. Ebû MesL ud'un rivayetine göre, bir gün kölesine vu­rurken bir ses işitti: "Ebu Mes'ud, bilmeliy­din!" Arkasına döndüğünde Rasulullah'ı gördü. Rasulullah devamla "Allah'ın se­nin üzerinde olan hakkı, senin kölen üzerin­de olandan daha fazladır." buyurdu. Ebû Mes'ud bu olaydan sonra bir daha hiçbir kö­lesine vurmadığını söylemiştir. Ebu Zer'in ri­vayetine göre Rasulullah ona, nerede olur­sa olsun Allah'tan korkmasını; iyilik yapma­sını, böylece günahlarının temizleneceğini ve insanlara şefkatle muamele etmesini söyle­miştir. Bir defasında Medine'de kıtlık vardı. Abbad b. Şurahbil adlı aç bir adam bir bah­çeye girdi. Birkaç hurma yedi ve bir miktar da hırkasına koydu. Bahçenin sahibi onu ya­kalayıp dövüp, elbiselerini soydu. Fakir adam bahçe sahibiyle birlikte Rasulullah'ın yanına gelerek bahçe sahibini şikayet etti- Rasulullah bahçe sahibine dönerek, "O cahildi, sen ona öğretmeliydin; o açtı, sen onu doyurmahydın." dedi. Ve bahçe sahibi adamın elbisesini iade etti. Ayrıca ona ken­di anbarmdan altmış say buğday verdi." (Mişkât)

Çocuklara Karşı Davranışı
 
Amr b. Saîd, Enes'den şöyle rivayet etmiş­tir: "Çocuklara karşı Rasulullah'dan da­ha müşfik davranan kimse görmedim."

Sahabe'den birinin anlattığına göre, çocuk­luğunda Ensar'dan birinin bahçesine gider, taş atarak hurma düşürüp toplardı. Bir gün bu yüzden Rasulullah'ın huzuruna götü­rüldü. Rasulullah sordu: "Niye taş atıyor­sun?" Çocuk, "Hurma toplamak İçin." di­ye cevap verdi. Bunun üzerine Rasulullah: "Sakın taş atarak düşürme, sadece yerdeki hurmaları ye." demiştir.

Rasulullah seyahat dönüşlerinde, önce karşılayan çocuklara selâm verir ye onları bi­neğinin önüne ve arkasına bindirirdi. Bir gün, yanında küçük kızı Hesne ile birlikte Halid b. Said, Peygamber'a geldi. Rasu­lullah, kıza "Sene" dedi. Hesne Habeşis­tan'da doğmuştu. Habeş dilinde "Sene", "Hesne" demekti. Kız, Rasulullah'ın sır­tında bulunan Peygamberlik Mühürü'yle oy­namaya başladı. Halid, kızını azarlayınca Rasulullah onu susturarak çocuğun oy­namasına İzin verdi.

Enes şöyle demiştir: "Ben namazım Rasu­lullah kadar kısa ve düzgün kılan hiçbir imamın arkasında namaz kılmadım. Bebek ağlaması duyduğunda, namazı, bebeğin an­nesi sıkılabilir diye kısa tutardı!' Ebu Kata-de'nin rivayetine göre Rasulullah: "Na­maza başladığımda, uzun tutmaya niyetleni­rim; fakat bir bebek ağlaması işitince, bebe­ğin annesinin duygularını bildiğimden nama­zı çabuk kılarım." demiştir. (Mişkât)

Onun sevgi ve şefkati sadece müslüman ço­cuklarına mahsus değildi. Bütün çocuklara karşı aynı duyguyu taşırdı. Bir savaşta, sa­vaşan kuvvetler arasında çocuklar da bulun­maktaydı ve çocuklar ölmüştü. Olayı öğre­nince Rasulullah çok müteessir oldu. Ra­sulullah'a birisi: "Ey Allah'ın Rasulü! Onlar müşriklerin çocuklarıydı." deyince, Muhammed: "Müşriklerin dahi çocuk­ları sizden daha iyidir. Sakın çocukları öl­dürmeyin! Sakın çocukları öldürmeyin" bu­yurmuştur. Mevsimin ilk meyvesi getirildi­ğinde, onu topluluğun en küçük ferdine ver­mek onun sünnetiydi. Çocukları çok sever ve onları öperdi. Bir gün çocukları öperken bir bedevi gelerek "Çocukları çok seviyor­sun. Benim on çocuğum var ve daha birini bile öpmedim." deyince, Rasulullah "Al­lah senin gönlünden merhamet ve şefkati çe­kip çıkarmıştır, ben ne yapabilirim" diyerek cevap vermiştir. (Mişkât)

Sahabeden C...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şefkat
« Posted on: 23 Nisan 2024, 23:10:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şefkat rüya tabiri,Şefkat mekke canlı, Şefkat kabe canlı yayın, Şefkat Üç boyutlu kuran oku Şefkat kuran ı kerim, Şefkat peygamber kıssaları,Şefkat ilitam ders soruları, Şefkatönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes