> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Şefaat
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şefaat  (Okunma Sayısı 1440 defa)
19 Temmuz 2012, 12:06:07
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 19 Temmuz 2012, 12:06:07 »



ŞEFAAT

ŞEFAAT'İN MAHİYETİ
 
Günümüz insanı günlük meşguliyetleri ile öy­lesine yoğrulmuştur ki ölüm ve ölüm ötesi ile ilgili gerçekleri ciddi bir şekilde düşünmek için hemen hemen hiç vakit bulamamaktadır. Buna rağmen sadece, arada bir, bir yakının cenazesine gitmek durumunda kaldığında ölümün kaçınılmaz olduğunu, er veya geç her insanın koşuşturma ve boş gururla dolu bu dünyadan ayrılmak zorunda kalacağını hatır­lama ve anlama fırsatına sahip olabilir. O, en azından bu dünyanın sonu geldiğinde, ahiret gününde Ölünün dirileceğinin ve herkesin yaptıklarından hesaba çekileceğinin bilincin­dedir. Müsbet yada menfî her hâl ve hareketin karşılığının bu dünyada ceza veya mükâfa­tının verilememesi de Nihaî yargılamanın ya­pılacağı Hesap Günü'nün varlığım gerekli kıl­maktadır. Bunun neticesinde insanlarda ahire-te ait gerçeklere ait sonu gelmeyen bir düşünceler zinciri oluşmaktadır. Bazı anlarda bu meşgul insan, kaçması mümkün olmayan ecelden korkmaktadır. Kaderinin ne olacağmı ve ne yapması gerektiğini çok iyi bilememek­te veya bazen endişe dolu düşünceler arasında kaybolmaktadır. Bazen kendini bataklığa sap­lanmış hisseden kimse bu hâlde yardım iste­mek için feryat edebilir. Yeis içinde ona ümit ışığı veren herşeye sarılabilir. İnsandaki bu kurtuluş ümidi ancak ilâhî mağfiret ve şefaat ile mümkündür.

Sânı yüce Allah şefaatinden dolayı hesaba çe­kilemez. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azâb eder.

Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyrulur:

"(Ey Muhammedi) De ki: 'Bütün şefaat Al­lah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra (hepiniz) O'na döndürüleceksiniz." (39: 44). Bir başka âyette ise şöyle denmektedir: '^Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dile­ndiğini bağışlar, dilediğine azâb eder. Allah, Gafur'dur, Rahîm'dir (çok bağışlayan, çok merhamet edendir)." (48: 14).

Allahu Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyu­rur: "Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allah'ındır. İçinizde olanı açıklasamz da gizleseniz de onunla Allah sizi hesaba çeker; di­lediğini bağışlar, dilediğine azâbeder. Allah her şeye kadirdir." (2: 284). "Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. O, dilediği­ni bağışlar, dilediğine azâb eder. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (3: 129). "Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait ol­duğunu bilmedin mi? (O), dilediğine azâb eder, dilediğini bağışlar. Allah her şeye kadirdir." (5: 40).

Bu kural cinler için de geçerlidir. "Bir zaman­lar, cinlerden bir grubu Kur'an dinlemek üze­re sana yöneltmiştik. O'na geldiklerinde (bir­birlerine): 'Susun, (dinleyin)' dediler. (Oku­ma) bitirilince de uyarıcılar olarak kavimleri­ne döndüler: 'Ey kavmimiz', dediler. 'Biz, Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, Hakka ve doğru yola götüren bir Kitâb dinledik. Ey kavmimiz! Allah'ın davet-çisine uyun. O'na inanın ki (Allah) günahları­nızdan bir kısmım bağışlasın ve sizi, acı azâbdan korusun." (46: 29-31).

Allah her şeye kaadir ve her şeyden müstağ­nidir. Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız ona aittir. O birdir ve Alîmdir. O kullarının bütün ihtiyaçlarından ve yaptıklarından ha­berdardır. Onun kulları kendileri ile Allah arasında bir aracıya ihtiyaç duymazlar. Nite­kim Kur'an her şeye kadir olan Allah ile kul­ları arasında her hangi bîr aracıyı kabul etme­miştir. Adaletin gereği olarak her günahkâr acı bir şekilde cezalandırılacaktır. Fakat Allah dilediği insanları ya kendi bağışlayabilir, ve­ya ilâhî rahmetiyle muttaki insanlara bu izni verebilir. Fakat bu şefaat de kabul edilebilir veya edilmeyebilir. Bunun İçin gerçek mü'minler daima tedbirli olmalı ve gafletten uzak durarak doğru yoldan ayrılmamalıdırlar. Çünkü Kur'an'da beyan edildiği üzere şefaat­çilerin bütün şefaatlerinin kabul edileceğin­den kimse emin olamaz:

"Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindi­ler? De ki: 'Onlar, hiç bir şeye güçleri yetme­yen, düşünmeyen şeyler olsalar da mı (onları şefaatçi edineceksiniz?)" (39: 43).

"(Onlar da) derler ki: 'Biz namaz kılanlardan olmadık. Yoksula da yedirmezdik. (Boş şey­lere) dalanlarla birlikte dalardık. Hesap günü­nü inkâr ederdik. Sonunda bu hâlde iken ölüm bize gelip çattı.' Artık onlara şefaatçile­rin şefaati fayda vermez." (74: 43-48).

"O (Allah) ki gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları altı günde yarattı; sonra arşa istiva etti. Sizin, O'ndan başka bir dostunuz, şefaatçiniz yoktur. Düşünüp öğüt almıyor musunuz?" (32: 4).

Aşağıda meali verilen âyetten de anlaşılacağı üzere Allah müsaade etmedikçe şefaat yok­tur:

"...O'nun izni olmadan hiç kimse şefaat ede­mez..." (10: 3).

Sebe' sûresinde şöyle buyrulur: "O'nun huzu­runda, O'nun izin verdiği kimselerden başka­sının şefaati fayda vermez..." (34: 23).

Tahâ sûresinde yine şöyle buyrulur: "O gün Rahmân'ın izin verip sözünden hoşlandığı kimseden başkasının şefaati fayda vermez." (20: 109).

Yine, Ahiret gününde sadece dünyada iken Allah'ın birliğinin ve kudretinin daima farkın­da olan insanların Allah katmda şefaat etme hakkına sahip olacakları Kur'an'da belirtil­miştir.

"Yalnız Rahmân'ın huzurunda söz almış olan­lardan başkaları şefaat edemezler." (19: 87).

"O'ndan başka (tanrı diye) yalvardıklan şey­ler şefaat(gücüne ve yetkisi)ne sahip değiller­dir. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler bu­nun dışındadır." (43: 86).

Bununla beraber İslam'da tevbe kavramı, ka­palı bir şekilde afv ve mağfiret ile benzerlik arzeder.

"O'dur ki kullarından tevbeyi kabul eder, kö­tülüklerden geçer ve yaptıklarınızı bilir." (42: 25).

Kur'an'da beyan edildiği üzere kim tevbe ederek Allah'a dönerse Allah da tevbe edene affedici olarak döner. Çünkü Allah çok merhametli ve.şefkatlidir. "Bilmediler mi ki, kullarından tevbeyi kabul eden, sadakaları alan Allah'tır ve Allah, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir." (9: 104).

Nisa sûresinde yer alan âyette şöyle buyrulur. "Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah'tan mağfiret dilerse, Al­lah'ı bağışlayıcı ve esirgeyici bulur." (4: 110).

En'âm sûresinde ise şöyle tekrar edilir.

"...Rabbiniz, rahmeti kendi üzerine yazdı Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar da sonra ardından tevbe eder, uslanırsa muhak­kak ki O, bağışlayan ve esirgeyendir." (6: 54).

Kur'an'da, insanlara çirkin fiil ve günahlarından dolayı istiğfar etmeleri ve sakınmaları emredilir . Böylece Allah onları affedeceğiı, ve tevbe,,edip yollarını düzeltenlere müsamahakâr davranacağını bildirir.

Hz. Aişe'den gelen bir rivayete göre, kendisi­ne atılan bir iftirayı yayanlar arasında bulu­nan Mıstah b. Üsase'ye, babası Ebu Bekir bir daha yardım etmemeye dair yemin etmişti. Nur sûresinin şu âyeti tevbe etmeye ve sakın­maya yönelik bir çağrıydı. Kur'an'ın kötülüğe karşı iyilikle mukabele etme prensibi bu âyetle büyük bir uygunluk arzeder.

"...Allah'ın sizi bağışlamasını istemez misi­niz...." (24: 22). Hz. Ebu Bekir, bu âyet inzal olduğunda derhal: "Vallahi, biz Allah'ın bizi bağışlamasını arzu ederiz" dedi ve ardın­dan, Misbah'a öncekinden daha cömertçe yar­dımlara başladı.

Gerçekten evrensel kanunlarla tam bir uygun­luk arz eden bu hakikatin mahiyeti şudur:

"...Çünkü iyilikler, kötülükleri giderir..." (11: 114).

Affedilmeyecek olan tek günah şirktir. Al­lah'a herhangi bir şeyi ortak koşmak veya her hangi bir şeyi onunla denk tutmak mânasına gelen şirk hâli Kur'an'da şöyle beyan edilir:

"Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışla­maz, bundan başka her şeyi dilediğine bağış­lar..." (4: 116).

Bu husus Kur'an'ın bir başka yerinde değişik olarak şöyle ifade edilir:

"(Ey Muhammed!) De ki: 'Bütün şefaat

Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.

Sonra (hepiniz) O'na döndürüleceksiniz."

Zümer Sûresi (39): 44.

".'..Kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak ki Allah ona cenneti haram etmiştir ve onun va­racağı yer ateştir, zâlimlerin yardımcıları yok­tur." (5: 72). "...Kim Allah'a .ortak koşarsa o, sanki gökten düşmüş de kendisini kuş kapıyor veya rüzgâr onu, uzak bir yere sürüklüyor gi­bidir." (22: 31).

Çünkü putperesliğe duçar olan kimse gerçek­te imanın yüce mertebesinden küfrün en aşağı mertebesine yuvarlanır,'şehvet düşkünlüğü aklını başından alır ve şeytan ona işlediği fe­nalıkları süslü gösterir.

Allah onlardan hoşnut olmayacak ve onları bağışlamayacaktır:

"Sadakalar hususunda gönülden veren mü'minleri çekiştiren ve güçlerinin yettiğin­den başkasını bulamayanlarla alay edenler yok mu, Allah onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için acı bir azâb vardır. Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş defa af dilesen, yine Allah onları affetmez. Böyledir, çünkü onlar Allah'ı ve Elçisini tanımadılar. Allah, yoldan çıkan kavmi doğru yola ilet­mez." (9: 79-80).

Aşağıdaki ayette de belirtildiği gibi Allah putperest kâfirleri bağışlamayacaktır.

"Küfre sapanlar ve diğer insanları Allah yo­lundan alıkoyanlar, sonra da kâfir olarak ölenler var ya, Allah işte onları asla affetme­yecektir." (47: 34).

Ve yine Kur'an'da şöyle beyan edilir:

"İnkâr edip Allah yolundan men edenler, ha­kikaten uzak bir sapıklık içine düşmüşlerdir. O inkâr edip zulmedenler var ya, Allah onları ne bağışlayacak, ne de bir yola iletecektir. Sa­dece cehennemin yoluna iletecek ve orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu Allah için çok kolaydır." (4: 167-169).

Aşağıdaki âyetlerde görüleceği üzere Kur'an yeri geldikçe bu noktayı şöyle vurgulamıştır.

"...Onlar inandılar, sonra inkâr ettiler, bu yüz­den kalblerinin üzeri mühürlendi, artık onlar anlamazlar. Onla...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şefaat
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:53:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şefaat rüya tabiri,Şefaat mekke canlı, Şefaat kabe canlı yayın, Şefaat Üç boyutlu kuran oku Şefaat kuran ı kerim, Şefaat peygamber kıssaları,Şefaat ilitam ders soruları, Şefaatönlisans arapça,
Logged
25 Şubat 2015, 15:23:03
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #1 : 25 Şubat 2015, 15:23:03 »

Bizler şeffati çok önemsemeliyiz. Her kim olursa olsun şeffat etmelidir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
03 Mart 2015, 00:06:34
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 03 Mart 2015, 00:06:34 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Rabbim bağışlayıcı ,af edici,şefaat edicidir.Bizler hem Rabbimizin hem de Peygamber efendimizin şefaatine nail oluruz inşallah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes