> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Savunma Savaşı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Savunma Savaşı  (Okunma Sayısı 752 defa)
19 Mayıs 2012, 14:29:05
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 19 Mayıs 2012, 14:29:05 »



3- Savaşın Lüzumu Ve Hikmeti

A- Savunma Savaşı
 
Bir kişinin saldırgan ve adaletsi kuralları yal­nızca kendi rahat ve konforu için veya kendi sevdikleri ve yakınlarının sevgisi için kabul etmesi ve gerçeği desteklemeyi bırakması, ba­yağılığın en uç noktasıdır. Bu güçsüzlük, ha­kikatte vücudun fizikî güçsüzlüğü değil, inanç ve kalp güçsüzlüğüdür ve insanın zih­nini kontrol altına aldığında içindeki tüm adalet ve iyilik hissini, tüm şeref ve vakar duygulannı yok eder. Bu tür insanlar gerçek­te ahirette olduğu gibi, bu dünyada da kay­bedenlerdir: "Nefislerine yazık eden kimse­lere, canlarını alırken melekler: 'Ne işte idi­niz?' deyince 'Biz yeryüzünde aciz düşürül­müştük.' diyecekler. Melekler de 'ALLAH'ın ar­zı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!' cevabını verecekler. Onların varacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü dönülecek yer­dir!" (4: 97).

îslâm, her türlü durumda sabır ve tahammü­lü öğretir, yalnız hakikat çiğnendiğinde ve müslümanlar İslâm'dan başka bir şeye zor­landığında sabrı tavsiye etmez. Müslüman­ların insan hakları çiğnendiğinde, dinlerine ve inançlarına uygun yaşamaları engellendi­ğinde ve evlerinden sürüldüklerinde İslâm, onlara düşmana karşı zayıflık göstermeme­lerini ve bu zulmü ortadan kaldırmak için bütün güçlerini toplamalarını emreder. (Ebû'l Âlâ Mevdûdi, Cihad fi'Sebilillah, sf. 53-82). "Sizinle savaşanlarla ALLAH yolunda savaşın; fakat haksız yere saldırmayın, çün­kü ALLAH haksız yere saldıranları sevmez. On­ları nerede yakalarsanız öldürün, onların si­zi çıkardıkları yerden (yani Mekke'den) siz de onları çıkarın! Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram­da onlarla savaşmayın ki, onlar da sizinle orada savaşmasınlar. Fakat onlar sizinle sa­vaşırlarsa, hemen onları öldürün; kâfirlerin cezası böyledir. Eğer onlar (savaştan ve kü­fürden) vazgeçerlerse, ALLAH bağışlayandır, esirgeyendirf' (2: 190-192). Bu Kur'an ayet­leri açıkça gösteriyor ki, müslümanlar ken­dilerine karşı direnmeyenler ve inançlarına engel olmayanlarla savaşmamaları İçin uya-rılıyorlar. Bununla beraber, kesinlikle zaru­rî olduğu ve kesin ihtiyaç olduğu derecede kuvvet kullanmalarına izin verilmiştir. (Ebû'I Âlâ Mevdûdi, The Meaning of the Qur'an, Cilt I, sf. 146-147). Savunmanın önemi bun­dan da anlaşılabilir; bu, İslâm'da yalnızca bir ibadet şekli ve zorunluluk değildir, fakat, düşmanın saldırgan tavırlarına karşı İslâmî inancın korunmasında insanların iman ve inancını gösteren yegâne işaret ve standart­tır. "ALLAH seni affetsin, doğru söyleyenler sa­na iyice belli olup, yalan söyleyenleri bilmez­den önce niçin onlara izin verdin? ALLAH'a ve ahiret gününe inananlar, mallarıyla, canla­rıyla cihad etmeleri hususunda senden izin iste(yip geri kal)mazlar. ALLAH, takva sahiplerini bilir. Ancak ALLAH'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya düşmüş ve şüp­heleri içinde bocalayıp duranlar, (savaştan geri kalmak için) senden izin isterler?' (9- 43 45).

Bu ayet, İslâm ve küfür arasındaki çatışma­ya katılma arzusunun hakiki bir müminle münafık arasındaki farkı ayırdeden bir kri­ter olduğunu gösteriyor. Bu çatışmada; îs-lâm'ı tüm kalbiyle destekleyen ve tüm kay­naklarım ve enerjisini İslâm'ın zaferi için kullanan ve bu amaç için her fedakârlığı yap­makta en ufak bir tereddüt göstermeyen ki­şi gerçek bir mümindir. Aksine, bu kavgada, küfrün zaferi tehlikesi karşısında fedakârlık yapmaktan kaçınan kişi münafıktır, çünkü bu tür bir davranış onun kalbinde hiç inanç olmadığının bir delilidir.


Savunma Savaşının Şekli
 
Müslümanların dinî vazifeleri ile ilgili buy­ruklardan anlaşılan odur ki, İslâm devleti­ne direk bir saldırı olduğunda yapılan mü­cadele ALLAH yolunda savaşmamn (cihad) sa­dece bir şeklidir; müslümanlara hayatı zor­laştıran ve onların haklarını koruma altına almak için mücadele etmelerinin gerekeceği diğer şekillerde zulümle karşılaşılabilir. Kur­an ve Sünnet'in ışığı altında savunma sava­şının şekillerini aşağıdaki gibi sınıflandıra-biliriz.

1- Saldırıya Kaışı Savaş: Müslümanların sal­dırıya karşı savaşmalarını öğütleyen ilk ayet şu sözlerle gelmiştir: "Kendileriyle savaşılan (mümin)Iere, (savaşma) izn(i) verildi. Çün­kü onlara zulmedilmiştir ve şüphesiz ALLAH onlara yardım etmeye kadirdir. Onlar sırf 'Rabbimiz ALLAH'tır' dedikleri için haksız ye­re yurtlarından çıkarıldılar. Eğer ALLAH'ın ba­zı insanları diğer bazılarıyla savunması ol­masaydı, içlerinde ALLAH'ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. ALLAH kendi (dini)ne yardım edene elbette yardım eder. Şüphesiz ALLAH kuvvet­lidir, galiptir:' (22: 39-40).

Daha sonra saldırganlara karşı savaşmaları şu sözlerle emredilmiştir: "Sizinle savaşan­larla ALLAH yolunda savaşın; fakat haksız yere saldırmayın, çünkü ALLAH haksız yere saldı­ranları sevmez. Onları nerede yakalarsanız öldürün, onların sizi çıkardıkları yerden (ya­ni Mekke'den) siz de onları çıkarın! Fitne çı­karmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlarla savaşmayın ki, onlar da sizinle orada savaşmasınlar. Fakat onlar sizinle savaşırlarsa, hemen onları öl­dürün; kâfirlerin cezası böyledir. Eğer onlar (savaştan ve küfürden) vazgeçerlerse, ALLAH bağışlayandır, esirgeyendir." (2: 190-192).

Savaşın ana ilkeleri bu Kur'an ayetlerinde çı­karılabilir (Ebû'l Âlâ Mevdûdi, Cihad fi'Se-bilillah, sf. 58-82). Müslümanlara, kendile­rine saldırıldığinda ve diğer insanlar tarafın­dan zulmediklerİnde savaşmaları için izin ve­rilmiştir. (Ebû1 Âlâ Mevdûdi, The Meaning of the Qur'an, Cilt I, sf. 146-147). Müslü­manlar evlerini alan insanlara, haklarını gas-pedenlere ve onları topraklarından ve mal­larından uzağa sürenlere karşı savaşmalıdır: (a) Müslümanlar, onlara dinî inançlarının tersine olarak zulmeden ve onları yalnızca müslüman oldukları için taciz edenlere kar­şı savaşabilirler, (b) Müslümanlar, daha ön­ce sürüldükleri toprakları geri almak veya; hâkim durumda oldukları yerlerde üstünlük­lerinin kaybolduğu zaman savaşmalıdır ve güçlerini tekrar her ne zaman kazanırlarsa, daha önce sürüldükleri topraklardan düş­manlarını sürmelidirler. (Ebû'l Alâ Mevdû­di, a.g.e. Cilt IV, sf. 193).

2- Hak Yolunun Korunması: Müslümanla­ra, kendilerini ALLAH yolundan ayıranlara karşı savaşmaları söylenmiştir, çünkü bu şe­kilde onlar suç işlemektedirler: "înkâr eden­ler, ALLAH yolundan (insanları) menetmek için mallarını harcarlar ve harcayacaklar da. Sonra bu, kendilerine yürek acısı olacak, ni­hayet yenilecekler ve inkâr edenler cehenneme sürüleceklerdir!' (8: 36). Kâfirlerin savaş faaliyetlerinin tasviri şu sözlerle yapılmak­tadır: "Yurtlarından çalım satarak, insanla­ra gösteriş yaparak çıkan ve ALLAH yolundan meneden (şu kâfir)ler gibi olmayın. ALLAH, onların bütün yaptıklarını çepeçevre kuşat­mıştır." (8: 47). Ve yine işledikleri cürümler­den şu sözlerle bahsedilmektedir: "ALLAH'ın ayetlerini az bir pahaya sattılar da (halkı) O-nun yolundan alıkoydular. Onların yaptık­ları gerçekten ne kötüdür!" (9: 9).

ALLAH'ın buyruğu Muhammed Suresi'nde çok açık olarak belirtilmiştir: "înkâr edip (insanları) ALLAH'ın yolundan çevirenlerin amellerini (ALLAH) boşa çıkarmıştır. İnanıp iyi ameller işleyenlerin, Rableri tarafından Mu-hammed'e indirilen gerçeğe inananların gü­nahlarını da (ALLAH) örtmüş ve hallerini dü­zeltmiştir. Bu, böyledir: Çünkü inkâr eden­ler bâtıla uymuşlar; inananlar ise Rablerin-den gelen hakka uymuşlardır. (ALLAH da böy­lece herkesin lâyığım vermiştir). îşte ALLAH, onların durumlarını, insanlara böyle anlatır. (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız za­man hemen boyunlarını vurun. Nihayet on­ları iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağla­yın (onları esir alın). Ondan sonra da artık ya lütfen bırakır veya karşılığında fidye alır­sınız. Harp, ağalıklarını bırakıncaya (savaş sona erinceye) kadar, (böyle yaparsanız.).-" (47: 1-4).

Bütün bu ayetlerdeki "saddû an Sebilülah" (ALLAH'ın yolundan çevirenler) sözleri böyle-lerinin üzerlerine savaş açılmasını gerekli kı­lan ağır bir suç işlediklerini göstermektedir. Her ne zaman birisi müslümanları günlük hayatlarını sürdürmekten alıkoyarsa veya bu hayat tarzına uymak isteyen diğerlerini en­gellerse veya onları bundan men ederse bü­tün bu hallerde müslümanlar için savaş bir vazife haline gelir.

3- Antlaşmalaraİhanet ve Antlaşmaların Bo­zulması: Müslümanların savaş açmaları ge­reken bir başka grup insanlar ise, hilekâr fa­aliyetlere kapılan ve ne zaman akıllan eserse antlaşmalarını bozan kişilerdir. Bu emir şu sözlerle belirtilmiştir: "ALLAH katında yer­yüzünde yaşayanların en kötüsü, kâfirlerdir; artık onlar inanmazlar. Sen kendileriyle ant­laşma yaptığın halde onlar, hiç çekinmeden, yaptıkları antlaşmayı her defasında bozar­lar. Savaşta onları yakalarsan, onlar(a vere­ceğin ceza) ile arkalarında bulunan kimse­leri de dağıt ki ibret alsınlar. Bir kavmin, (antlaşmaya) hainlik yapmasından korkar-san, sen de (onların seninle yaptıkları ant­laşmayı) aynı şekilde onlara at; çünkü ALLAH, hainleri sevmez." (8: 55-58).

Keza, müslümanlara, tekrar tekrar antlaşma­larını bozanlara karşı sert tedbirler almaları şu sözlerle emredilmiştir: "ALLAH ve Rasulü-nden, antlaşma yaptığınız müşriklere ihtar­dır. Dört ay daha yeryüzünde dolaşın, bilin ki siz, ALLAH'ı aciz bırakamazsınız ve ALLAH, kâfirleri rezil (perişan) edecektir' " (9:1-2). Yine, Tevbe Suresi'nde bu emir tekrarlanır: "Ortak koşanların, ALLAH'ın yanında ve Ra-sulü'nün yanında nasıl antlaşması olabilir? Ancak Mescİd-i HaramTda anlaştıklarınız hariç. Onlar size dürüst davrandıkça siz de onlara dürüst davranın, çünkü ALLAH, (gü­nahlardan) korunanları ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 19 Mayıs 2012, 14:30:18 Gönderen: Saniyenur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Savunma Savaşı
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:10:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Savunma Savaşı rüya tabiri,Savunma Savaşı mekke canlı, Savunma Savaşı kabe canlı yayın, Savunma Savaşı Üç boyutlu kuran oku Savunma Savaşı kuran ı kerim, Savunma Savaşı peygamber kıssaları,Savunma Savaşı ilitam ders soruları, Savunma Savaşıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes