> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Savaşa Hazırlık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Savaşa Hazırlık  (Okunma Sayısı 713 defa)
20 Mayıs 2012, 16:46:31
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 20 Mayıs 2012, 16:46:31 »



3- Savaşa Hazırlık

Muhammed  çok gerçekçiydi, bu nedenle savaş hazırlıkları konusunda habersiz olma­dığı gibi, bu konuda kayıtsız da değildi. Maddî ve ruhî güçler arasında harika bir denge oluşturmuştu, insanlık tarihinin akı­şına aykırı bir biçimde, Peygamber adam­larında büyük bir maneviyat terkip etmesin­de maharetle faydalandı. Ve, aynı zamanda, kuvvetlerini zamanının askerî araç ve gereç­leriyle teçhiz etmek-üzere mümkün olan bü­tün teşebbüslerde bulundu. O hiçbir şeyi olu­runa bırakmadı, aksine mevcut bütün kay­naklan kullanarak tekmil hazırlıkları yaptı. Aslında, İslâm bir ümitsizlik ya da kaderci­lik tavrını ne tavsiye ne de tasvip eder. Ka­dercilik, hayatın pratik problemlerine "te­vekkülün hatalı bir uygulamasıdır. Tevek­kül, Allah'ın her şeyin üzerindeki nihaî ira­desine İnancı ifade eder: Yani O'nun istemesi olmadan hiçbir şey vuku bulmaz; fakat bu şahıs planında ne tembelliği mazur gösterir, ne de çalışmaya engel teşkil eder. Kişi ama­cını gerçekleştirmek için kabiliyeti ve gücü nisbetinde elinden geldiği kadar çalışmalı ve ondan sonra Allah'a güvenip, semeresini on­dan beklemelidir. Bir keresinde, bir adam Rasulullah 'a, kadere razı olarak devesini koruda kendi başına otlamaya bırakıp bıra­kamayacağım sordu. Rasulullah ona şu cevabı verdi: "Ayağına önce kösteğini bağ­la, ondan sonra kadere rıza göster." Bu ha­dis, insanın gücü yettiği kadarım yapması ve ondan sonra da Allah'a güvenerek ondan ha­yırlısını dilemesi gerektiği gerçeğine açıkça ışık tutmaktadır.

Askerî konularda, topluluk-için ölüm-kahm meselesi söz konusu olduğu için, insanın fa­aliyeti çok daha önemli hale gelmektedir. Kur'an-ı Kerim bu ihtiyaçtan şu sözlerle bah­setmektedir: "Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla Allah'ın düş­manını, sizin düşmanınızı ve onlardan baş­ka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düş­man) kimseleri korkutursunuz. Allah yolun­da ne harcarsanız tam olarak size ödenir, hiç haksızlığa uğratılmazsınız." (8: 60). Düşma­na karşı hazırlık yapma, yalnızca onları da­ha güçlü bir kuvvetle karşılama bakımından gerekli olmayıp, aynı zamanda onların yü­reklerine korku düşürerek, müslümanlara saldırma cesaretini kendilerinde asla bulama­maları bakımından da gereklidir. Dolayısıy­la, bariz olarak gereken şey, "daima gerekli askerî araç ve gereçlerle birlikte teşkilatlı bir ordu hazır bulundurulmalı ki, böylece düş­man aniden üzerinize saldırırsa asgari gecik­meyle karşı-askerî harekâta başlamlabilsin. Bu hazırlıklar, aniden saldırıya uğramldığın-da düşmana karşı koymak için yarı eğitilmiş, yetersiz teçhizatlı adamları askere alırken or­taya çıkacak şaşkınlık ve tereddütleri önle­mek için şart olmakla kalmaz, aynı zaman­da düşman tarafından sınırlara karşı yapıla­cak sürpriz saldırılardan korunmak için de şart olur. Eğer böyle hazırlıklar zamanında yapılmazsa, düşman sizi habersiz yakalaya­bilir ve siz savunmanızı hazır hale getireme­den tamiri imkânsız hasarlara yol açabilir." (Ebu'l Âlâ Mevdudî, The Meaning of the Qur'an, Cilt IV, sf. 147).

Rasulullah her zaman müslümanların as­kerî hazırlık konusuna büyük önem verdi. Ukbe b. Âmir, Rasulullah'ı minberde şu sözleri söylerken işittiğini nakletmiştir: "On­lar için (düşmanlar) hazırlayabildiğiniz ka­dar kuvvet hazırlayın." Ve tekrar tekrar şun­ları söyledi, "Kuvvet atıcılıktır, kuvvet atı­cılıktır, kuvvet atıcılıktır!' Aynı zamanda şöy­le söyledi: "Hiçbiriniz, oklarını kullanma­yacak kadar dikkatsiz olmasın." Rasulullah bir keresinde bir atıcılık yarışmasını gör­dü ve şöyle dedi: "Atın, ey İsmail oğulları, Çünkü sizin atanız bir okçuydu!' Ayrıca şöyle söylediği de rivayet edilmiştir: "Eğer bir kim­se atıcılıkta maharetliyse ve atıcılıktan vaz­geçerse bizden değildir!' Ve Ebu Hureyre, Ra­l'ın şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Eğer bir kimse Allah'a iman ederek ve O'nun vaadine inanarak Allah Yolu'na bir at hazırlarsa, o atın yediği, içtiği ve çıkardı­ğı pisliği Kıyamet Günü'nde onun sevap ke­fesinde tartılacaktır." Ukbe b. Amir, Rasu­lullah'ın şöyle söylediğini rivayet etmiş­tir: "Bir oku, Allah en çok şu üç kişinin Cennete girmesine vesile kılacaktır: Çalışırken iyi bir niyet taşıyan imalâtçıyı, oku atan ki­şiyi ve onu taşıyan kişiyi, öyleyse atıcılık ve binicilik yapın, fakat benim gözümde atıcı­lık yapmanız binicilik yapmanızdan daha de­ğerlidir.' ' Rasulullah ayrıca şunu da söy­lemiştir: "Her kim okçulukta usta olduktan sonra, ondan nefret duyarak okçuluğu bırak­maya kalkarsa, (bu işi) bırakması daha ha­yırlıdır." (Mişkât).

Bahsini ettiğimiz bu Kur'an ayetleri ve Ra­sulullah'ın hadisleri savaş için hazırlık yapmanın ve savaş çalışmalarını teşkilatlan­dırmanın büyük önemine işaret etmektedir­ler. Savaş çalışmalarının önemi gözönünde bulundurulduğunda, Peygamber 'in hal­kının askerî kuvvet ve güvenliği için gerekli adımları atmış olması hiç şaşırtıcı gelmez. Rasulullah , zamanın mevcut bütün kay­naklarından güç elde etti ve adamlarına, mümkün olan her yolla askerî güçlerini düş­manlarına göstermelerini emretti, ki böyle­ce düşmanları onlara saldırmaya asla kalkış­mayacaklardı. Rasulullah aynı zamanda adamlarına silah ve okçuluk konusunda as­kerî eğitim yapmalarını emretti ve bizzat ken­disin gençlerin savaş sanatı üzerine eğitim­leri konusunda bir takım talimatlarda bulun­du. Daha sağlıklı olmak için ve silahları da­ha iyi kullanabilmek için talim yapmanın önemini vurguladı. Çünkü bu, onları daha iyi savaşçılar yapabileceği gibi psikolojik ve zihnî olarak kendilerine güvenlerini de ar­tırarak daha etkin olmalarını sağlayabilirdi. Rasulullah @ bir keresinde "Allah, güçlü mümini zayıf olandan daha çok sever" bu­yurmuştur.

Rasulullah @ ata binmeyi ve at yarıştırma­yı, gençlerin eğitilmesi maksadıyla teşvik etti.

Aynı zamanda, okçuluğu ve silah talimini de teşvik etti. Ebu Hureyre, Rasulullah'ın şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Bahise, yalnızca ok atma, deve ya da at yarıştırma­da izin verilmiştir." Okçuluğu veya silah ta­limini öğrendikten sonra bırakanlardan hoş­lanmazdı ve onların savaş sanatları konusun­da eğitim ve talimlerine devam etmelerini ter­cih ederdi. Bedir Savaşı'nda adamlarını ken­disi bizzat kuşandırdı ve Uhud Savaşı'nda da kendisi çifte koruma olsun diye iki zırh giy­di. (Mişkât). Huneyn Savaşı'nda, 12.000 ki-şiIİk güçlü bir ordusu olmasına rağmen, sa­vunma ve saldırı gücünü daha da artırmak için Saffan b. Umeyye isimli bir müşrikten silahlar ve zırhlar ödünç aldı. (İbn İshak, sf. 567). Taif Savaşı'nda surhlan yıkmak için mancınıklardan faydalandı. Kısacası, Muhammed her zaman daha fazla silah ve at elde etmek ve silah gücünü artırmak için mümkün olan her türlü tedbiri aldı. Bedir Savaşı'nda müslümanların sadece üç atı var­dı, 100 kişiye bir at düşüyordu. Bu oranın üç adama bir at düşer hâle yükselmesi Rasulul­lah'ın bu husustaki gayretlerinden dola­yıdır. Rasulullah yedi yıl gibi kısa bir sü­rede 30.000 adam için 10.000 at temin etti. Aynı şekilde, müslümanların araç ve silah gü­cü de bu yıllar zarfında kat kat arttı.

Hz. Peygamber, düşmanın sürpriz saldı­rılarına karşı korunmaya ve müdafaaya yö­nelik hazırlıklara da önem verdi. Müslüman­ların düşmanlarına karşı hazırlıklı bir vazi­yette   bulunmaları   gerektiğini   vurguladı.

Hangi şartlar altında olurlarsa olsunlar düş­man onları asla hazırlıksız yakalamamalıydı. Kur'an-ı Kerim de bu hususa şu sözlerle işaret eder: "Ey inananlar, (uyanık bulunup) korunma tedbirlerinizi alın, bölük bölük, ya da hep birlikte savaşa gidin." (4: 71). Bu ta­limatlar, müslümanların her taraftan tehli­ke ile çevrildikleri Uhud Savaşı'ndan sonra­ki dönemde verilmişti. Müslümanlara her an düşmanla savaşmaya hazır olmaları ve ne du­rumda olurlarsa olsunlar asla hazırlıksız ya­kalanmamaları emredildi.

Aynı zamanda müslümanlara, savaş sırasın­da, silahsız ya da çarpışmaya hazırlıksız düş­manların yakalanma fırsatı vermemeleri için namaz kıldıkları zamanlarda korunmaya ve müdafaaya yönelik tedbirleri almaları emre­dildi. Kur'an-ı Kerim'de bu konudan şu söz­lerle bahsedilmektedir: "Sen de içlerinde bu­lunup onlara namaz kıldırdığın vakit, onlar­dan bir bölük seninle beraber namaza dur­sun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. (Na­mazda olanlar), secdeye vardıklarında arka­nıza geçsinler, bu kez namaz kılmayan ötek. bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsın­lar, korunma tedbirlerini ve silahlarını da al­sınlar. İnkâr edenler istediler ki, siz silahla­rınızdan ve eşyanızdan gaflet etseniz de bir­den size bir baskın yapsalar. Yağmurdan zah­met çekerseniz, ya da hasta olursanız, silah­larınızı bırakmanızda size bir günah yoktur Korunma tedbirinizi alın (uyanık bulunun), Şüphesiz Allah, kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır." (4: 102). Bu hazırlık tedbirle­ri, müslümanlara, düşmanın saldırısına karşı müdafaa için gerekli fizikî gayretleri öğret­me nokta-i nazarından önerilmektedir. Pey­gamber , bu hazırlık tedbirlerinin önemi­ni şu sözlerle vurgulamıştır: "Ülke sınırla­rında Allah yolunda bir gün nöbet tutmak bütün dünyadan ve içindekilerden daha ha­yırlıdır." Ayrıca şunu da söylemiştir: "Ölen herkesin amel defteri kapanır. Allah yolun­da hudutta bekçilik yapanın ki hariç, çünkü onun amelleri kıyamet gününe kadar artma­ya devam edecektir." (Mişkât).

Bu hadisler, İslâm'ın ve İslâm Peygamberi1 nin, düşmanı, müslümanlara karşı askeri ha­rekâta geçmekten caydıracak gerekli ve etkili tedbirlerin alınması konusuna dikkat çek­mektedir. Muhtemel düşman harekâtına kar­şı tedbir almak önemli bir stratejik askerî meseledir. Herhangi bir ani tehlikeyi berta­raf etmek için pratik metodlar olmalıdır. Müslümanların savunma hatlarında herhangi bir zayıflıktan faydalanacakları durumları kollayan düşmanın muhtemel planlarına kar­şı bu metodlar aynı zamanda bir uyarı vazi­fesi görü...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Savaşa Hazırlık
« Posted on: 25 Nisan 2024, 07:38:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Savaşa Hazırlık rüya tabiri,Savaşa Hazırlık mekke canlı, Savaşa Hazırlık kabe canlı yayın, Savaşa Hazırlık Üç boyutlu kuran oku Savaşa Hazırlık kuran ı kerim, Savaşa Hazırlık peygamber kıssaları,Savaşa Hazırlık ilitam ders soruları, Savaşa Hazırlıkönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes