> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Samimiyet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Samimiyet  (Okunma Sayısı 778 defa)
12 Haziran 2012, 21:27:06
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 12 Haziran 2012, 21:27:06 »



12- Samimiyet

Allah'ın Elçisi Muhammed, hayatı boyun­ca arkadaşlarının iyiliği ve saadeti için, aza­mî derecede samimiyetle çalışmıştır. Bütün zamanını, gayretini, varını-yoğunu cahil Arap halkını İslâm ışığıyla aydınlatmak için çalışmış; hatta Cehennem ateşinden kurtar­maya çalıştığı insanların ellerinden çile ve ızdırap çekmiştir.

Tamamen bir cehalet ve günah içinde yaşa­yan, kendileri için neyin iyi, neyin kötü ol­duğunu bile bilmeyen insanların halene üzü­lürdü. Onları günahkâr, bedbahd hayattan kurtarıp, iyilik ve Allah yoluna ulaştırmak istiyordu. Onların acı söz ve şiddetli muha­lefetine zaman zaman üzülmüş, kırılmış, fa­kat asla umudunu kaybetmemiş ve yolundan dönmemiştir. Allah ayetleriyle onu rahatla­tıyordu: "Kâfirlere (inkarcılara) ve münafık­lara (iki yüzlülere) itaat etme; veziyetlerine aldırma; Allah'a güven, güvenilecek olarak Allah yeter." (33: 48)

Rasulullah, Mekke'de iken Allah'ın dini­ni tebliğ gayesiyle büyük bir sabır, aşk ve sa­mimiyetle kapı kapı dolaşmış, fakat karşılı­ğında hakaret görmüştür. O yine de insan­ları hak yola, iyilik yoluna teşvik etmiştir. Bir vesileyle Allah, elçisini ferahlatmak için şu ayeti nazil etmiştir: "Biliyoruz, onların de­dikleri elbette seni üzüyor, gerçekte onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler bile bile Al­lah'ın ayetlerini inkâr ediyorlar." (6: 33) Ma-îde Suresi'nde de şöyle buyurulmaktadır: "Yalana kulak verirler, haram yerler. Sana gelirlerse, İster aralarında hüküm ver, İster onlardan yüz çevir; eğer onlardan yüz çevi­rirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hüküm ver. Çünkü Allah âdil olanları severi (5: 42).

Maruz kaldığı hakaret ve ezaya rağmen, Ra­ insanları İslâm'ın ışığına daveti sürdürdü. İnsanları Ha'.-k'a ulaştırma müca­delesinde sadece Allah rızası için gece gün­düz çalıştı. Hiçbir zaman bir kar-şılık veya mükâfat beklemedi, "... De ki: 'Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ancak akrabalık sevgisini diliyorum.' " Ve Sa'd Su­resi'nde de, şu ifadeyi görüyoruz: "(Ey Mu­hammed) de ki: 'Buna karşılık sizden bir üc­ret istemiyorum. Kendiliğimden bir şey id­dia eden kimselerden de değilim.' " (38: 86)

Rasulullah @'ın tüm hayatı, İslâm'ı anlatır­ken gösterdiği samimiyet ve aşkla doludur. Yakınlarını Safa tepesine ilk topladığında, Allah'ın emrine uyarak şöyle hitabetti. "Ey Kureyş halkı! Size şu tepelerin arkasında bir ordu olduğunu söylesem bana inanır mısı­nız?" Hepsi, tek bir ağızdan, "Evet, biz se­ni her zaman, doğru, samimi ve emin bul-muşuzdur!", Bunun üzerine Rasulullah @ onları, gayet açık ve sade bir şekilde Tevhid akidesini anlatarak İslâm'a davet etti ve in­karcılığın sonuçları hakkında onları uyardı. Ne yazık ki hiç kimse onun hüsnü niyetle ya­pılan, samimi tebliğini dikkate almadı. Am­cası Ebu Leheb'in de içinde bulunduğu ba­zıları ona hakaretler yağdırdılar. Ancak Ra­sulullah sabırla ve samimiyetle insanların hayrı ve iyiliği için olan çabalarını devam et­tirdi, (siret-i İbni İshak).

Kendi yakınlarını da evine davet etti. Çok et­kili kısa bir konuşma yaparak İslâm'ın temel ilkelerini anlattı. Sonra da, "ey akrabalarım, size bu dünyada da, ahirette de refah ve rrmt-luluk getirecek bir şey getirdim." dedi. Ço­cuk olan Ali'den başka yine hiçbiri'onu des­teklemedi. Fakat, Rasulullah davasında o kadar samimiydi ki, tüm hakaret, düşman­lık, baskı ve zulüme rağmen mücadelesini sürdürdü.

Bir gün Kureyş'in ileri gelenlerinden biri Ra­sulullah'a gelerek; "Ey Muhammed, sen bizim tanrılarımızı incittin, içimize tartışma ve bozgunculuk tohumları ektin, dayanışma­mızı, birliğimizi bozdun, hepimize üzüntü ve dert getjrdin. Eğer zenginlik istiyorsan, seni ülkemizin en zengini yapalım. Güç, iktidar ve liderlik istiyorsan, seni başımız yapalım. İstediğin güzel bir kadın varsa, söyle, hemen senin olacaktır. Eğer hastaysan en iyi dok­toru bulup tedavi ettirebiliriz." dedi. Bütün bunları sessizce dinleyen Rasulullah : "Ben mal ve zenginlik istemiyorum; kral ve­ya hükümdar olmak gibi bir arzum da yok; hiçbir kadını da istemiyorum; hasta da de­ğilim. Tekliflerinizin hiçbiri beni ilgilendir­miyor. Ben yalnız Allah'ın aciz bir kuluyum. O Allah ki, beni size Elçisi (Rasulü) olarak, Uini'ni inkâr ettiğiniz takdirde azab İle ikaz etmek ve Dini'ne iman ettiğiniz takdirde ise Rahmet ile müjdelemek üzere gönderdi. Bu dini kabul ediyorsanız peşimden gelin. O za­man hem bu dünyanın, hem de öteki dün­yanın mahsulünü toplarsınız." demiş ve şöyle devam etmiştir: "Güneşin bir elime, ayı di­ğer elime koysanız, yine davamdan dönmem. Rabbimin verdiği göreve devam edeceğim." (Siret-i İbni İshak)

Rasulullah'ın davasındaki samimiyetinin bundan iyi ispatı olabilir mi? O Mekkeli müşrik liderlerinin teklif ettiği bu dünyanın tüm maddî zenginlik ve unvanlarını reddet­miştir. Oysa onlara sadece-bazı temel ilke­lerde taviz verecekti. Şayet Allah'ın Dini'ni yaymakla emredilmemiş olsaydı veya davasın­da samimi olmasaydı, muhalifleriyle kolay­ca taviz vererek uzlaşır ve bu dünyanın mal, zenginlik, zevk ve makamlarına sahip olur­du. Ancak o, bu önemsiz cazibenin çok üze­rindeydi. Kendisini davasına samimiyetle adamıştı. Rasulullah'ın samimiyeti hak­kında Thomas Cariyle şöyle demiştir: "Ya­ratılışı icabı sahip olduğu bu sadakatte Öyle bir şey var ki, güneş, ay veya yaratılan başka şeylerden daha kıymetli. Her şeye Kadir Olan'ın izin verdiği sürece o orada konuşa­caktır. Güneş'e ve Ay'a rağmen, bütün Ku-reyş'e, herkese ve her şeye rağmen. Öyle ol­malıdır. Muhammed böyle cevap verdi; ve söylendiğine göre, gözyaşlarına boğularak."

"Yo! Hayır! Parıldayan kara gözleriyle ve ge­niş sosyal ruhuyla Sahra'nın bu yürekli oğlu, ihtiras ve hevesten başka duygularla do­luydu. Sessiz ve büyük bir ruh; o gerçekten samimiydi. İçtenliği de yaratılışının gayele-rindendi. Hiçbir şayia bu tartışılmaz gerçe­ği gizleyemez. 'İşte ben!' Böyle samimiyet, bizim tabirimizle ancak ilâhî bir gerçeğe da­yanabilir. Böyle bir insanın sözü ancak doğ­rudan Yaratıcıya bağlıdır." Ve Cariyle şöyle devam etmektedir: "Ciddî, samimi bir ka­rakter; lâkin hoş, candan, sıcak kanlı, şaka­cı." (Thomas Cariyle, Tarihte Kahramanlar ve Kahramanperestlik, sf. 289-294).

Allah Rasulü Muhammed, maddî, sosyal veya siyasî olarak hiçbir karşılık almadan ömrünü insanlığın kurtuluşu yolunda müca­deleyle geçirmiştir. İnsanlığın iyiliğini kalbin­de taşımış ve hayatını Allah'dan aldığı vah­yin ışığında bu uğurda geçirmiştir. Sıradan bir insan gibi sade bir hayatı vardı. Kendi evi­nin işini görür, hırkasını diker, ayakkabıla­rını, duvarları tamir ederdi. Mesciddeyken insanlar arasında onlardan biri olarak — herhangi bir farklı durumda olmaksızın— otururdu. Öyle ki kimin Peygamber ve hü­kümdar olduğu farkedilmezdi. Onun karak­terine şöyle bir bakmakla bile, Allah tarafın­dan verilen görevindeki büyük samimiyet gö­rülürdü. Her şeyin üstünde, onun mücade­lesi maddî kazanç veya dünyevî şan ve şöh­ret için değil, fakat Allah'ın şâm ve insanlı­ğın kurtuluşu içindi.

Rasulullah'ın bütün hayatı, onun iyilik ve takvasını bilen ve tasdik eden insanlar ara­sında geçmiştir. İnsanlar, onun samimi, iç­ten ve dürüst olduğunu ve insanları sevdiği­ni biliyorlardı. Rasulullah kendilerine, al­dığı vahyi nasihat ederken, kötülük ve hata­larına işaret ederken niçin ona sırt çevirecek­lerdi, Hepsi kendi iyilikleri içindi. Peygam­ber bunları gösterdi ve tekrar tekrar, usan­madan içlerinde yaşadığı hayata bakmaları için yalvardı. "(Ey Muhammed), de ki: 'Eğer Allah dileseydi, onu size okumazdım, size de hiç bildirmezdi. Daha önce yıllarca aranız­da bulundum, hiç düşünmüyor musunuz?' " (10: 16).



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Samimiyet
« Posted on: 08 Mayıs 2024, 04:50:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Samimiyet rüya tabiri,Samimiyet mekke canlı, Samimiyet kabe canlı yayın, Samimiyet Üç boyutlu kuran oku Samimiyet kuran ı kerim, Samimiyet peygamber kıssaları,Samimiyet ilitam ders soruları, Samimiyetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes