> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Şah Veliyullaha Göre İçtihad
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şah Veliyullaha Göre İçtihad  (Okunma Sayısı 582 defa)
13 Ağustos 2012, 15:14:32
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 13 Ağustos 2012, 15:14:32 »



ŞAH VELİYULLAH'A GÖRE İÇTİHAD

ALLAH Teâlâ, insanların hallerini düzeltmek, işlerini yoluna koymak üzere şeriatlar koy­muştur. Mutlak hükümdarlık âleminde onun ortaya çıkmasını gerektirecek bir sebep bulu-nagelmiştir. İşte bu durum şeriatların da ay­nen, yeryüzünde korunmaları istenilen türle­rin durumunda olmasını gerektirmiştir. Bu yüzden şeriatlar hakkında ihmal göstermek ALLAH katında gazabı gerektirici, onların icap­larına ve himmetlerinin odak noktasına ters düşen bir davranış biçimi olmaktadır. Aynı şekilde Arap-Acem, uzak-yakın bütün insan­ların üzerinde görüş birliği ettiği ihtiyaçlar ve bunların karşılanması için takip edilen yollar hakkında da durum aynıdır. Çünkü bunlar, tabiî bir yol hâlini almış; fıtratın bir parçası gibi telakki edilir olmuştur. Meselâ, Yüce Al­lah, yeminleri ve isbat delillerini (beyyine), bir konunun iç yüzünü aydınlatmak için meşru kılmıştır. Bu, yalancı şahitliğin ve ya­lan yere yapılan yeminlerin ALLAH ve melekler katında gazaba sebep bir davranış biçimi sa­yılmasını gerektirmiştir.

ALLAH Teâlâ, peygamberine şer'î bir hükmü vahyeder ve o hükmün sebep ve hikmetine onu vâkıf kılar. Bu durumda peygamber, o maslahatı esas alarak ona bir illet belirleyebi­lir ve onu hükme medar kılabilir. İşte bu, Rasûlullah'in kıyası olmaktadır. Rasûlullah'in, bir ayetin niçin sevkedildiğini bilip, an­layışı doğrultusunda hükümde (içtihad) bu­lunduğuna dair pekçok örnek vardır. Mesela, "Şüphesiz Safa ve Merve ALLAH'ın nişanele-rindendir..."(2;158) ayetinden Rasûlullah, Safa'nın Merve'den önce zikredilmesinden, meşru olan hükmün beyan tarzına uygunluğu sonucunu çıkarmış ve "(Sa'y ederken) Al­lah'ın başladığından (safa'dan) başlayın." bu­yurmuştur. Ayetten, sorulan soruya uygun olarak gelmiş olması da anlaşılabilirdi.

"...Güneşe de, aya da secde etmeyin. Onları yaratan ALLAH'a secde edin." (41: 37).

"...(İbrahim) Yıldız batınca: 'Batanları sev­mem!' dedi." (6: 76).

Rasûlullah, bu iki âyetten, güneş ve ay tu­tulması ânmda namaz kılmanın müstehaplığı hükmünü çıkarmıştır.

"Doğu da, batı da ALLAH'ındır. Nereye döner­seniz ALLAH'ın yüzü (zâtı) oradadır..." (2:115). Rasûlullah bu ayetten, namaz kılar­ken kıbleye (Kabe) yönelmenin, mazeret hâlinde düşebilecek türden bir farz olduğunu anlamış, gece karanlığında kıble yönünü araş­tırıp namaz kılan, sonra da yanlış yöne doğru kıldığı anlaşılan kimsenin namazım; şehir dı­şında binek üzerinde nafile namaz kılanın na­mazını kıble şartından muaf tutmuştur.

Bir şeyin yasaklanması hâlinde, o şeyin zıddının durum gereği vacip olarak ya da en azın­dan mendup düzeyinde emrolunması gereke­cektir. Bir şeyin emredilmesi hâlinde de, o şe­yin zıddmın yasaklanması gerekecektir. ALLAH Teâlâ, cuma namazını ve ona koşulmasını emredince, o anda alış veriş ve benzeri yollar­la cumadan alıkoyucu davranışların yasaklan­ması gerekmiştir.

Bir şey kesin olarak emredildiğinde bu, o şe­yin mukaddimeleri, hatırlatıcı ve ulaştırıcı yolları mahiyetinde olan şeylerin teşvikini; bir şeyin kesin olarak yasaklanması hâlinde de bu, o şeye götürecek yolların kapatılması­nı, sebeplerinin ortadan kaldırılmasını gerek­tirir. Putlara tapınmak yasaktır. Suret ve hey­kellerle içli dışlı olmak puta tapıcıhğa sebebi­yet verebilir. Nitekim geçmiş ümmetlerde bu böyle olmuştur. Öyleyse, heykel ve suret ya­pılmasına müsaade edilmeyecektir. İçki ha­ram kılınmıştır; şu hâlde şarap imalatçılarına müsaade edilmeyecek, üzerinde içki bulunan sofraya oturmak yasaklanacaktır. Anarşi ve insanların birbirine düşmeleri haramdır. Öy­leyse anarşi dönemlerinde silah satışları ya­saklanacaktır. (Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi'l-Bâliğa). Hukukçular, bu ve benzeri birçok prensibi nassları, istihraçları, hükümleri ve kendilerinden önce gelen müçtehidlerin kararlarını kullanarak zamanın problemleri ve ihtiyaçları konusunda İslâmî hükümlerin genel çizgisini koruyarak yasama yapabilirler. Kur'ân ve Hadisle yasamanın te­mel prensipleri kolay ve uygundur. Bu husus Kur'ân-ı Kerîm'in birçok ayetinde belirtil­mektedir.

"ALLAH'ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, çevrenden dağılır giderlerdi..." (3: 159).

"...ALLAH size kolaylık ister, zorluk iste­mez..." (2:185).

"...O peygamber ki, kendilerine iyiliği emre­der, kendilerini kötülükten men eder; onlara güzel şeyleri helâl, çirkin şeyleri haram kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarmdaki zincirle­ri kaldırıp atar..." (7: 157).

Rasûlullah, Ebû Musa ve Muâz b. Cebel'i Yemen'e gönderirken, onlara şöyle buyur­muştur:

"Kolaylaştırın, zorlaştırmayin! Sevdirin, nef­ret ettirmeyin! Uyum içinde olun, ihtilâfa düşmeyin!" (Buharî, Müslim, Ebû Davud).

Başka bir hadislerinde de şöyle buyurur:

"Şüphesiz siz, sadece kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, zorlaştırıcılar olarak gönderilmediniz." (Buharî, Ebû Davud).

Kolaylaştırma yolları, şu şekillerde gerçekle­şir:

1- Zor olan bir şeyin, rükün ya da şart kılın-maması: Bu konuda dayanağımızı şu hadis oluşturmaktadır: Emirlerde uyum değişik şe­killerde olabilir. "Eğer ümmetime meşakkat verecek olmasaydım, onlara her namaz sıra­sında misvak kullanmalarını emrederdim." (Buharî, Müslim).

2- Dünya işlerinin taat hâline dönüştürülme­si: Daha önceden kendi aralarında dünyevî saiklerle yapmakta oldukları bazı işlerin, iftiharlarına vesile olacak merasimlere dönüştü­rülmesi böyledir. Bayramların ve cumanın meşruiyeti bu kısmın misalini teşkil eder. Bu hususta Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Böylece yahudiler bilsinler ki, dinimizde ge­nişlik vardır." (Müsned-i Ahmed).

3- Arzu duyulan şeylerin îaate dönüştürlmesi: Kolaylaştırma yollarından biri de, insanla­rın yaratılışları gereği arzu duydukları davra­nış biçimlerini taat hâline sokmaktır. Böyle­ce hem insan tabiatı, hem de aklın desteğiyle bu gibi fiiller daha kolay bir şekilde yapılmış olacaktır. Mescidlerin kokulanması, temizlen­mesi, cuma günü boy abdesti alınması ve ko­ku sürülmesi, ezanı güzel sesli kimselerin okuması gibi müstehaplar, bu amacın gerçek­leştirilmesi için getirilmiştir.

4- Tedrîcilik: Meşakkat içeren yükümlülükle­rin zaman içerisinde azar azar meşru kılınma­sı da kolaylık yollarından bir diğeri olmakta­dır. Konuyla ilgili olarak Hz. Aişe şöyle de­mektedir: "Kur'ân'dan ilk safhada inenler, kı­sa surelerdir. Bunlarda cennet ve cehennem konulan işlenir. Ne zaman ki insanlar İslâm'a ısındılar, o zaman helâl ve haram inmeye baş­ladı. Eğer ilk inen şey, 'içki içmeyin!' hükmü olsaydı, insanlar, 'biz asla İçkiyi bırakmayız!' derlerdi. Eğer daha işin başında 'zina etme­yin!' hükmü inseydi, insanlar 'biz asla zinayı bırakmayız!' derlerdi." (Buharî).

Dinde tahrife sebep olan yollar ise şunlardır:

1- İhmal ve lâkaytlık: Dinlerin tahrif olması­nın sebeplerinden biri ihmal ve umursamaz­lıktır. Bu şöyle olur: Peygamberin ashabından sonra bir nesil gelir ve onların yerini alırlar. Bunlar namazı terkederler ve şehvetlerinin peşinden giderler. Öğrenmek, öğretmek ve yaşamak yollarıyla dinin yayılmasına önem vermezler; iyiliği emredip, kötülüklere engel olmazlar. Ardından dinin hilâfına bazı uygu­lamalar ortaya çıkar. Şeriatların istekleriyle, insanların mizaçlarının istekleri ayrı ayrı ol­maya başlar. Bunların arkasından bir nesil ge­lir, bunlar daha bir lakayt davranır, ihmallerini daha da artırırlar ve bunun sonucunda din adına ne varsa çoğu unutulur gider.

2- Aşırılık: Yüce ALLAH, bir şeyi emreder ya da yasaklar. Peygamber'in ümmetinden olan kişi, bunu duyar ve kendi anlayış seviye­sine göre anlar. Sonra hükmü, o şeye, bazı yönlerden benzerlik arzeden ya da illette kısmî müştereklik arzeden diğer şeylere de ya da o şeyin parçalarına, saiklerine ve muhte­mel mahallerine de sirayet eder. Rivayetlerin farklılığı sebebiyle her ne zaman işler karışsa, hemen daha zor olanını esas alarak, onu vacip kılma eğilimini gösterir. Hz. Peygamber'den sâdır olan her şeyi, ibadet telakki eder. Oysa ki Peygamber, bazı şeyleri âdet olduğu üzere işlemiştir. Emir ve yasağın, bu tür işleri de kapsadığını düşünür. Bunun sonucunda ALLAH, şunu emretmiş, şunu yasaklamıştır, de­meye başlar.

3- Zorlaştırma:Bunun esasını ALLAH Teâlâ'nın emretmiş olmadığı zor amelleri üst­lenmek teşkil eder. Meselâ, sürekli oruç tut­mak, devamlı namaz kılmak, uzlete çekilmek, evlilik hayatını terketmek gibi. Yine sünnet ve müstehap olan şeyleri, aynen vacipmİş gi­bi   mütalaa   etmek   de   bu   kabildendir. Rasûlullah'in, Abdullah b. Ömer ve Osman b. Maz'ûn'a, altına girdikleri ağır ibadetleri yerine getirme tavrını yasaklaması bu manayı ifade etmektedir. Bu konuda şöyle buyurmuş­tur: "Kim dinde zorluğa kaçarsa, elbette din ona galebe çalar (güç yetiremez, yenik dü­şer)." (Buharî, Müsned-i Ahmed).

4- Istihsan: Tahrif sebeplerinden bir diğeri, istihsandır. Bunun esası şudur. Kişi, ALLAH Teâlâ'nın her hikmet için, uygun bir mahal kıldığını görür, O'nun nasıl teşride bulundu­ğunu müşahede eder. Bunun sonucunda teşri­nin hikmeti ile ilgili zikredilen hikmetlerden bir kısmını elde eder, kendisini bir şey zanne­derek, aklınca maslahat gördüğü şeyleri hü-kümleştirmeye koyulur.

İbni Şîrîn şöyle demiştir: "İlk kıyas yapan İblis'tir. Güneş ve aya, hep kıyas sonucunda tapınılmıştır."

Hasan el-Basrî, "Beni ateşten yarattın, onu ise topraktan yarattın." ayetini okumuş ve "İblis, bununla kıyas yapmıştır, O, ilk kıyas yapandır." demiştir.

eş-Şa'bî ise şöyle demiştir: "ALLAH'a yemin ederek söylüyorum, eğer kıyas yolunu tutar­sanız, elbette helali haram, haramı da helâl kılarsınız."

Hz. Ömer, "Üç şey İslâm binasını yıkar: (1) Âlimin hatası; (2) Münafığın Kur'ân ile ci-dalleşmesi; (3) Saptırı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 13 Ağustos 2012, 15:15:11 Gönderen: Saniyenur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şah Veliyullaha Göre İçtihad
« Posted on: 26 Nisan 2024, 13:49:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şah Veliyullaha Göre İçtihad rüya tabiri,Şah Veliyullaha Göre İçtihad mekke canlı, Şah Veliyullaha Göre İçtihad kabe canlı yayın, Şah Veliyullaha Göre İçtihad Üç boyutlu kuran oku Şah Veliyullaha Göre İçtihad kuran ı kerim, Şah Veliyullaha Göre İçtihad peygamber kıssaları,Şah Veliyullaha Göre İçtihad ilitam ders soruları, Şah Veliyullaha Göre İçtihadönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes