Konu Başlığı: Rüşvet Olarak Verilen Hediyeler Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 28 Temmuz 2012, 10:39:11 Rüşvet Olarak Verilen Hediyeler Konusu Devlet memurlarının, herhangi birinden her ne suretle olursa olsun hediye ve bahşiş almaları kesinlikle yasaklanmıştı. Bu hususta Rasûlullah tarafından sıkı bir imtihana ve muhasebeye tâbiydiler. Bir defa Peygamber, Benî Süleym kabilesinin zekâtlannı toplamak üzere Îbni'l-Lütebiyye isimli zâtı memur tayioı buyurdu. Bu zât, memuriyet görevini yerine getirip dönünce, zekat mallarından bir kısmını işaret ederek: "Bu sizin içindir. Bu kısım da bana hediye edilmiştir." demesi üzerine Rasûlullah derhal minbere çıkarak Allahu Teâlâ'ya hamdü sena eyledikten sonra: "Bir âmil (zekat tahsildarı) ki, onu ben göndereyim de, o da 'bu sizindir, bu da bana hediye edilmiştir' desin. Bunun düşüncesi nedir? Babasınm, anasının evinde oturaydı da göreydi ki kendisine bir şey hediye edilir miydi, yoksa edilmez miydi? Nefsim yed-i kudretinde olan Cenâb-ı Vâcibü'l-Vücûd'a yemin ederim ki, bu zekat malından her kim bir şey alırsa, aldığı şey, kıyamet gününde boynu üzerine yüklenmiş olarak gelecektir. Yüklendiği şey de ağzı köpürmüş devedir veya kendisine has sesiyle bağıran inektir veyahut da meleyen bir koyundur." buyurdu. Daha sonra ellerini kaldırarak dua etti ve "işte Yâ Rabbî, emrini tebliğ eyledim!" diyerek hutbeyi bitirdi (Buharı ve Müslim). O'nun kasteddiği, zekât toplayıcılarının hediye olarak aldıklarının rüşvet olduğu ve bunların hizmet süresince herhangi bir devlet memuru tarafından asla kabul edilmemesiydİ. Adiy b. Adiy; "Rasûlullah Efendimizin şöyle buyurduğunu işittim" diyerek rivayet ediyor: "Bizim, kendisini bir vazife ile gönderdiğimiz her şahıs, (vergi cinsinden) ne almışsa, onun azını, çoğunu yani hepsini teslim etsin. Kim bir ipliği dahi saklayarak İhanet ederse, kıyamet gününde onu boynunda taşır ve hesabını verir." (Müslim). Burada Al-i İmrân Sûresi'nin 161. âyetine işaret edilmektedir. Âyette Allahu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Bir peygamberin, ganimet malını gizlemesi (emanete hıyanet etmesi) asla (doğru) olamaz. Kim emanete hiyânet eder, aşırırsa kıyamet günü aşırdığım boynuna yüklenip getirir. Sonra herkese kazandığı tastamam verilir, hiç haksızlığa uğratılmazlar." (3: 161). İnsanların yakınlarına haksız kazanç temin ettikleri bu tür uygulamaları sona erdirmek için Rasûlullah, kendi aile fertlerine sadaka ve zekât verilmesini yasakladı. Hatta herhangi bir aile ferdini vergi veya zekât toplayıcısı olarak asla tayin etmedi. Çünkü bu memurların ücretleri vergi gelirlerinden ödeniyordu, pu kuralı, kendine olan yakınlıkları sebebiyle aile efradının haksız menfaat elde etmemeleri için koydu. Resmî vazifelerinden dolayı kendilerine ve yakınlarına hediye ve rüşvet gibi adlarla haksız kazanç elde etmenin yollarını kapayan bu uygulama diğer Müslüman yöneticiler ile üst makamlardaki memurlara da bir hatırlatma ve haleflerine bir numuneydi. Ayrıca Rasûlullah, hakkından fazla ücret alan herhangi bir devlet memurunun, itimadı sarsması ve emanete ihanet etmesi sebebiyle günahkâr olacağı hususunda önemle durdu. (Ebû Dâvud). Devlet memuriyetini arzu edene veya istekte bulunana vermemeyi bir kural hâline getirdi. (Buhari ve Müslim). |