> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Rasulullahın Uygulamaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rasulullahın Uygulamaları  (Okunma Sayısı 823 defa)
23 Mayıs 2012, 20:24:53
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 23 Mayıs 2012, 20:24:53 »



Rasulullah'ın Uygulamaları

Rasulullah, komşu kabileler ve devletler­le samimi politik ilişkilerini devam'ettirmekte çok dikkatli idi. Elçileri ve heyetleri her za­man büyük hürmetle karşılardı. Medine'de kaldıkları sürece onlarla bizzat kendisi ilgi­lenir, onları gözetir ve onlara nizmet ederdi. Bu elçi ve heyetlere hizmette ona yardımcı ol­makta ashabı sık sık ısrar ederdi, ancak o, onların kendi konuğu olduğunu, bu yüzden de onların ihtiyaçlarını kendisinin gözetme­si gerektiğini söyleyerek ashabının hizmeti­ne izin vermezdi. Rasul, bütün kabileler­le dostça ilişkiyi sağlamakla kalmadı, onla­rın ortak problemlerini de adalet ve eşitlikle çözdü. Bu ilişkiler niteliğine göre, yukarda açıklandığı gibi, devletler ve kabilelerle üç sı­nıfta incelenebilir.

1- Müslüman Kabileler...
 
Rasulullah'ın Medine'ye hicretine kadar müslüman olmuş çok az Arap kabilesi vardı. Ancak bazı kişilerin çabaları, kendi ka­bilelerinin çoğu mensubunu İslâm'a çevirdi.

Bu kişiler arasında Tufeyl b. Emr el-Devsî, Ebû Zerr el-Gıfarî ve Azd Kabilesinden Dammâd b. Ta'lebe vardı. Bedir savaşından sonra aralarında Müzeyne, Eşça, Cüheyne ve Eslem'in de bulunduğu Medine civarındaki birçok kabile İslâm'ı kabul etti. Bütün bu ka­bileler Medine'nin etkinliği dışında kalma­sına rağmen her hususta İslâm kardeşliğinin üyeleri olarak muamele gördüler. Ancak Me­dine yönetimiyle antlaşmah kabileye karşı ol­mamak şartıyla resmen talep olmadıkça, ne Medineli müslümanlar onlara yardım etmek, ne de onlar birincilerin yardımına gelmek yü­kümlülüğü altında idi. Nitekim, her ikisi de kendi hesabına diğer bir topluluğa karşı ge­rekli şekilde davranmakta serbestti.

Hudeybiye antlaşmasından sonra öyle bir olay izlendi ki, kendi şehirlerini terkedip ka­çan müslüman olmuş Kureyşli genç erkekler antlaşmanın müeyyideleri nedeniyle Medi­ne'ye kabul edilmediler. Bu gençlerden Ebu Cendel, Rasulullah'a yardım için başvur­duğunda, Rasul "Bu insanlara yerdiğimiz sözü biliyorsunuz, ihanetin dinimize girme­si doğru değildir." dedi. Ebu Cendel sordu:

"Bana dinimden ötürü işkence yapacak olan putperestlere mi döndürüleceğim?" Rasul cevaben, "Git ve sabret ya Ebu Cendel, Al­lah muhakkak sana ve seninle birlikte olan (aciz)lere bir kurtuluş, bir çıkış yolu göste­recektir:' buyurdu. (İbni İshak, sf. 507-508).

Bu insanlar, Kureyş'in Suriye'ye ulaşmakta kullandığı yol üzerinde Kızıldeniz kıyısında Zu'1-Merva bölgesinde el-Is mevkiinde yak­laşık 70 kişilik bir grup oluşturdular. Kureyş kervanları için büyük güçlüğe sebep oluyor­lardı. Rasulullah bunlar hakkında, her­hangi bir harekette bulunmuyordu; sonun­da Kureyşliler antlaşmanın bu şartım iptal et­mesini ve bu insanları Medine'ye almasını Rasulullah'dan istediler. (İbn İshak, sf. 507-508).

2- Antlaşmalı Gayri Müslim Kabileler...
 
Rasulullah Medine'ye hicret ettiğinde bir­çok düşmana karşı yalnız olduğu kritik ve hassas dengeyi gördü. Suriye ile ticaret yol­larını kapayarak Kureyş üzerine baskı uygu­lamak için komşu gayri müslim Arap kabi­lelerden, özellikle Kızildeniz kıyısındakiler-den dostlar edinmenin faydalı olacağını dü­şündü. Medine'ye komşu Benî Damra, Benî Ğıfar, Benî Müdlic, Benî Müzeyne, Eşcü ve Emir b. îkrime kabileleriyle ve Mekke civa­rında yaşayan Huzâa'lı Benî Abd b. Adiy1 lerle dostluk antlaşması yaptı.

Kuzeydoğuda Necid bölgesindeki Araplarla, uzak doğuda Uman, Hadramut ve Bahreyn halklarıyla, güneyde Yemen bölgesinde hıris-tiyanlarla, ve kuzeyde Cerbâ, Ezruh, Eyle (Uk-ba), Hudâa ve Dûmetu'l-Cendel yahudi ve hı-ristiyanlan ile antlaşmalar sonuçlandırdı. Hayber yahudileri yenilgiye uğradıklarında burada kalmalarına izin verilmesini istediler. Rasulullah da, topraklan ekmeleri ve ürü­nün yansını müminlere ödemeleri şartıyla kabul etti ve müminlerle yahudiler arasmda bu mevzuda antlaşma imzalandı. Bütün bu antlaşmalarda Rasul, antlaşmalı tarafın cizye diye İsimlendirilen vergiyi ödemeleri karşılığında can ve mal güvenliklerini garanti etti. Antlaşmaların müeyyidelerine uygun şe­kilde bütün antlaşmalı taraflar eşit ve âdil muamele edilirdi. Rasulullah bütün bu antlaşmaları daima saygıyla karşılayıp neti­celerine göre hareket etti ve hiçbir zaman ant­laşmayı ilk bozan taraf olmadı. Müminlerle olan antlaşmalarından ilk dönenler her za­man karşı taraf oldu.

Kureyş, müminlerin müttefiki olan Huzâa kabilesinin erkeklerini Kabe'de acımasızca öldürerek Hudeybiye antlaşmasının şartlarını açıkça ihlâl etti. Sonraları Hayber, Vâdi'l-Küra ve Fedek yahudileri de antlaşmalarını benzer şekilde bozdular. Hicret'in 9. yılın­dan sonra, kuzeyde Suriye'den güneyde Ye-men'e; batıda Kızıldenİz'den kuzey doğuda Necİd, uzak doğuda Bahreyn, Uman ve Hadramut'a kadar hemen hemen tüm Arap ya­rımadası islâm'ı kabul etti. Suriye bölgesin­de yaşayan birçok hıristiyan ve yahudi İs­lâm'ı kabul etmemekle birlikte, Rasulullah'la antlaşmalar yaparak can ve mallarının güvenliği karşılığında cizye ödemeye razı ol­dular. Dumetû'l-Cendel, Eyle, Cerbâ, Ezruh, Caris, Makna ve Tabale halkları bunlardan­dır. Bahreyn'li Zerdüşt'ler ve Yemen'li hıris-tiyanlar da aynı şekilde Rasul'la ahitler gerçekleştirdiler. (Seerah Ibni İshak, İngilizce tercüme, sf. 653-659). Rasul'ın aşağıdaki hadisi, onun fertlere ve ülkelere olan sözle-rininasıl sadakat ve İncelikle tuttuğunu gös­terir. "Ahit yapıldıktan sonra (antlaşmalı ol­duğu) kişiye zarar verip, zulüm yapan veya onun haklarını azaltıp kısan veya ondan ant­laşmada olmayan bir şeyi alan kişinin kıya­met gününde hasmı ben olacağım." (Mişkât).

Rasulullah'ın uygulamaları öyle kabul et­tirici idi ki, ashabı gayri müslim kabile ve ül­kelerle yaptıkları antlaşmalarına titizlikle bağlı kalıp, yapabildiklerince karşı tarafın hakkını gözettiler. Onların canlarını ve mal­larını düşmanlarından korumayı ve haklarını garanti etmeyi imkânsız bulduklarında da, bu amaçla aldıkları parayı (ki cizyedir) on­lara geri iade ettiler. Benzer bir olay, müslü-manlar Suriye'de Bizans kuvvetleriyle çarpı­şırken Hums'dan geri çekilmek zorunda kal­maları üzerine meydana geldi. İslâm Ordusunun kumandanı Ebu Ubeyd b. el-Cerrah, güvenliklerini sağlayamadıklarından öden­mesini de haketmediklerini belirterek cizye olarak toplanan miktarı yerleşim merkezinin reislerine iade etti. (İbni hişam, Seerat un-Nebî, Urduca, Karaçi, 1975).

3- Antlaşması Bulunmayan Gayri Müslimler
 
Rasulullah gayri müslim kişi ve devletlerle olan ilişkilerinde İslâm'ın genel prensipleri­ne titizlikle bağlı kaldı. Gerek ferdî, gerekse devlet seviyesinde müminler ve gayri müslim-ler arasındaki bütün meseleleri dost ve düş­man arasında ayırım yapmadan her tarafça da kabul edilen deliller esas alınarak mutlak adaletle hükme bağladı. İslâm Devleti'ni zi­yaret eden yabancıların hakları tamamıyla saygın kabul edilip korundu. Yabancı yöne­timlerin elçileri vakar ve hürmetle karşılan­dı; kendilerine, yabancı bir yönetimin tem­silcilerine gösterilebilecek bütün itibar gösterildi. Onları bizzat Rasul gözetti, ihti­yaçlarını karşıladı ve ağırladı.

Rasulullah Habeşistan, Bizans, Mısır ve diğer komşu devletlerden elçileri kabul etti, onlara yönetimlerinin resmî temsilcileri ola­rak davranıp ağırlama ve muamele hususun­da aynı protokolü izledi. Elçiler, Rasul için kırallarmdan ve reislerinden hediye ve arma­ğanlar getirdiler, karşılığında Rasul da kralları ve reisleri için hediyeler ve armağan­lar gönderdi. Rasul Rum kralı Sezar He-raklius'a elçisi olarak Dihye b. Halife el-Kelbî el-Kazracî'yi gönderdi. Heraklius cevaben, elçisiyle birlikte şahsen hizmet için gelmeyi çok istemesine rağmen ülke meselelerinin müsaade etmediğini anlatan bir özür mek­tubuyla hediyeler gönderdi. Rasul'ın mek­tubu Allah'a hamd ve senadan sonra şöyle devam ediyordu; "İslâm'ı kabul edersen se­lâmet bulursun; müslüman olursan Allah iki kat ecir verir; şayet yüz çevirirsen bütün te-banın günahı senin üzerinedir."

Amr b. Umeyye ed-Damrî, Cafer b. Ebî Ta-lib ve diğerleriyle birlikte yanlarında Rasul'dan bir mektupla Habeşistan kiralı Ne-caşi'ye gönderildi. Mektupta şöyle demek­teydi; "Allah'ın Rasulü Muhammed'den Ha­beş meliki Asham Necaşi'ye. Ben sana olan nimetinden dolayı kendisinden başka ilâh ol­mayan Allah'a hamdederim. O Melik'tir, Kuddüs'tür, Selâm'dır, Mü'min'dir, Mühey-min'dir. Ben şehadet ederim ki Meryem oğ­lu İsa Ruhullah'tır, O'nun kelimesidir. O'nu iffetli, her türlü dünya kirinden ve fitnesin­den temizlenmiş olan Meryem'e ilka etmiş­tir ki, o da İsa'ya hamile kalmıştır. Allah onu tıpkı Adem'i kendi eliyle ve kendi nefhi ile yarattığı gibi kendi ruhundan ve nefhinden varatmıştır. Ben seni eşi-arkadaşı olmayan Allah'a itaat etmeye, bana uymaya ve bana gelene inanmaya çağırıyorum, çünkü Allah'­ın Rasulü'yüm. Sana daha önce müslüman bir grupla birlikte amcamın oğlu Cafer'i göndermiştim. Sana geldiklerinde gururuna kapılmadan onları ağırla, seni ve askerlerini Allah'a davet ediyorum. Şüphesiz ki ben teb­liğ ve ihtar görevimi tamamladım, öyleyse nasihatimi kabul ediniz. Selâm hidayete tâ­bi olan kimselere olsun." (İbni İshak, "See-rat Rasulullah" A. Guillamme'nin İngilizce Çevirisi, Karaçi, 1971, sf. 655-669).

Necaşi'nin cevabî mektubu da şöyledir: "Al­lah'ın Rasulü Muhammed'e Necaşi Asham b. Ebcer'den, Selâm sana olsun, Allah'ın rahmeti ve bereketi de. Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah beni İslâm'a ka­vuşturdu. İsa'nın durumunu izah ettiğin mektubun bana ulaştı. Yerin ve göğün Rab-bine yemin ederim ki, muhakkak İsa, senin söylediğinde...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rasulullahın Uygulamaları
« Posted on: 20 Nisan 2024, 06:03:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rasulullahın Uygulamaları rüya tabiri,Rasulullahın Uygulamaları mekke canlı, Rasulullahın Uygulamaları kabe canlı yayın, Rasulullahın Uygulamaları Üç boyutlu kuran oku Rasulullahın Uygulamaları kuran ı kerim, Rasulullahın Uygulamaları peygamber kıssaları,Rasulullahın Uygulamaları ilitam ders soruları, Rasulullahın Uygulamalarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes