Konu Başlığı: Peygamberler Hakkında Yanlış Kanaatler Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 11 Haziran 2012, 07:16:22 3- Peygamberler Hakkında Yanlış Kanaatler İnsanlar arasındaki yaygın bir yanlış kanaat ta, peygamberlerin olağanüstü güçlere sahip olduğudur. Bazı insanlar, peygamberlerin, Hesap Günü'nde mükâfat ve ceza üzerinde sözü olduğunu; kader ve kazayı değiştirme gücüne sahip olduklarını; günah ve sevapların sahibi olduğunu, insanlara fayda ve zarar verebileceklerini; tabiattaki tüm kuvvetlerin onların kortrolünde olduğunu ve görülmeyen güçlere sahip olduklarını sanırlar. Böyle düşünceler insanlar arasında oldukça yaygındı. Bu yüzden, inananlar Rasulullah'dan değişik şeyler istemiştir: "Şöyle söylediler: 'Bize yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayacağız! 'Veya hurmalıkların, bağların olup, aralarında ırmaklar akıtmalısın. Yahut da iddia ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da ALLAH'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.' 'Veya altın bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin — ama oradan okuyacağımız bir kitap indirmezsen, yine o yükselmene inanmayacağız.' De ki: 'Fesübhanallah! Ben peygamber olan bir insandan başka bir şey miyim?' " (17: 90-93) Kur'an, peygamberlerin tabiat üstü güce sahip oldukları şeklindeki bütün bu yanlış fikirleri reddetmektedir. Peygamberlerin, Allah'ın emri olmadan kimseye ne faydası, ne de zararı olabileceğini; ne de ALLAH istemeden kendi kendilerine bir zararı önleyemeyeceğini belirtmektedir. "De ki: 'Ben Rabbi-me karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım.' O gün kim azabdan alıkonursa, şüphesiz o kimse rahmete erişmiştir. Bu apaçık bir kurtuluştur. ALLAH sana bir sıkıntı verirse, O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik verirse, başkası onu engelleyemez. O her şeye Kâdir'dtf' (6: 15-17). Rasulullah'dan şöyle demesi istenmektedir: "De ki: 'ALLAH'ın dilemesi dışında ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim..' " (10: 49). Yine Peygamber'a tabiatüstü bir kuvveti olmadığı ve gayb (görünmeyen) hakkında bilgi sahibi olmadığını açıklaması söylenmiştir: "De ki: 'Size ALLAH'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size ben meleğim demiyorum, ben ancak bana vahyolana uyuyorum.' ..." (6: 50). Ve A'râf Suresi'nde şöyle denmektedir: "De ki: 'ALLAH'ın dilemesi dışında ben bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Görülmeyeni bilseydim, daha çok iyilik yapardım ve bana kötülük de gelmezdi. Ben sadece, inanan bir topluluğu uyaran ve müjdeleyen bir peygamberim.' " (7: 188) Rasulullah Hak Yolu'nun rehberidir. Fakat Hesap Günü'nde insanlar için ceza veya mükafata karar vermeye yetki-ve gücü yoktur. "De ki: 'Ben Rabbimden (gelen) açık bir delil üzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Acele istediğiniz (azab) da elimde değildir. Hüküm ancak ALLAH'ındır. O hükmedenlerin en iyisi olarak gerçeği anlatır! De ki: 'Acele istediğiniz şey elimde olsaydı, benimle aranızda iş bitmiş olurdu.' ALLAH zalimleri en iyi bilendir!' (6: 57-58) Peygamber, insanlara sadece yol gösterir, onların hareketlerinden sorumlu değildir: "(Ey Muhammed) Onlara vaatettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, senin canım alsak da, senin vazifen sadece tebliğ etmektir. Hesap görmek de Bize düşer." (13: 40) Rasulullah yalnız yol göstermektedir. İnsanları ne zorla doğru yola getirmekle yükümlü, ne de onların kalbini Hak din olan İslâm'a çevirmeye gücü yeter. "Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. Körleri sapıklıktan vazgeçirip, doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; işte onlar müslümanlardır" (27: 80-81) Fatır Suresi'nde de şöyle buyurulmaktadır: "... ALLAH dilediğine işittirir. Sen kabirlerde olanlara işittiremezsin. Sen sadece bir uyarıcısın. Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak, gerçekle gönderdik. Her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı gelmiştir!' (35: 22-24). |