> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Özet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Özet  (Okunma Sayısı 698 defa)
09 Haziran 2012, 08:52:28
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 09 Haziran 2012, 08:52:28 »



Özet

Rasulullah'ın doğduğu zamanda, dünya cehaletin karanlığıyla çevrilmiş, kitleler zen­gin ve güçlü yöneticilerin zulmü altında in­liyordu. Hıristiyan Avrupa ve tüm insanlık geleneklerin ve hurafelerin etkisi altında, ce­haleti imanın gereği sayıyor, bilimin ve ak­lın ışığından nasiplenemiyorlardı. İnsanlar, hayvan gibi güdülüyor, İnanç ve düşünce hürriyeti bilinmiyordu. Peygamber insan­lığı hakikat bilgisi ile zenginleştirmiş, "Ki­şinin en büyük ziyneti bilgisidir." ve "Öm­rünü ilme veren ölmez." buyurmuştur.

İnsanlar arasında araştırma ve inceleme is­teğini teşvik ederek, Çin'e gitmek zorunda kalsalar bile ilmi aramalarını söylemiştir. Yi­ne Rasulullah , "İlim sahibi olmak için evinden ayrılan kişi, Allah yolundadır ve ilim için gezen kişiye Allah Cennet'in yolunu gös­teriri "Âlimler, peygamberlerin vârisleridir?' buyurmuştur.

Rasulullah 'ın inanç ve düşünce hürriyeti hussundaki katkıları küçümsenemeyecek ka­dar büyüktür. İnsanlara daha önce önemini hiç bilmedikleri bir şeyi öğretmiştir: "Din­de zorlama yoktur; artık hak ile bâtıl iyice ayrılmıştır." (12: 256).

Peygamber, zorlamayla dinîn hiçbir za­man uyuşam ayacağını ve inancın insanın kendi iradesine ve vicdanına dayanması ge­rektiğini belirtmiştir. Dİn insanlara korkuy­la veya zulümle iletilseydi, inancın hiçbir an­lamı kalmazdı. Yukarıdaki ayetin ikinci kıs­mında, insanlara neyin doğru, neyin yanlış olduğunun açıklandığı ve ortada hiçbir şüp­henin kalmadığı belirtilmektedir. Hür irade-, leriyle hayatlarını yönlendirmek insanların kendi ellerindedir. Yaptıklarından Allah'a he­sap verecekleri için insanlara seçme hürriyeti verilmiştir; aksi takdirde, insanlara zorlama yapılsaydı, adaletsizlik yapılmış olurdu. Ra­sulullah, imanın temel esaslarında (Tevhid, Ahiret, Risalet) bile insanın aklını kul­lanmasını teşvik etmiş, böylece insanlığı ilim dünyasının eşiğine getirmiştir.

Bilimsel buluşların ortaya çıkışını sağlayan şu dört mefhum: Bilgi, araştırma, düşünce, hürriyet, Rasulullah'ın insanlığa sundu­ğu en büyük hediyelerdir. Bu mirasın asıl sa­hipleri, bu altın sözleri ihmal etmiş, unut­muş, pratik hayatlarından çıkarmış, cahili yolları izlemeye başlamış, Öte yandan müs-lümanlarla haçlı seferlerinden, İspanya'da, Güney İtalya'da, Sicilya'da temasları olan Avrupalılar bu altın sözleri almış, anlamış ve faydalanmışlardır. Neticede, asıl varisler ilim­deki ve siyasî alandaki güçlerini ve büyük­lüklerini kaybederken, tüm bu meyvaları asıl sahiplerini belirtme nezaketini bile gösterme­yen yeni sahipleri, ellerine geçirmişlerdir.

Tarihî delillerin ışığında, çüpütülmesi imkân­sız gerçek şu ki, İslâm, Avrupa'nın ilerleme­sinde bir etken olmuştur ve Avrupalıları ka­ranlık çağlardan kurtarmıştır. İnançta ve gündelik hayatta derin bir cehalet, tam bir sefillik içinde olan insanların, müspet ilim alanında eşsiz bir basan elde etmesi, Allah'ın son Peygamberi' nin rehberliği ve aydınlatma­sı ile mümkün olmuştur. O vakte kadar in­sanlar rezalet, pislik ve cehalet içinde yaşa­makta, ilim sahibi olmak isteyenlere zulme-dilmekteydi. Atalarının sapık yollarını ve boş inançlarını iftihar vesilesi yapan kavimler, ifade ve inanç hürriyetinden, soru sorma ve düşünce ileri sürmekten habersizdiler. Kitle­ler zalim idarecilerin boyunduruğunda inli­yor, köylüler Lordların ve Kilise'nin baskı­sından kan ağlıyordu.

Öte yandan, Rasulullah, temizliğin iman­dan olduğunu, gerçek imanın Allah korku­sunda olduğunu belirtmekte ve insanları Al­lah'ı daha iyi tanımaya çağırmaktaydı. İma­nın manasının Hakk yolu kabul etmek ve kö­tülüklerden kaçınmak olduğunu söylüyordu.

İnsan kültür ve medeniyetinin sağlıklı bir şe­kilde büyümesi ve gelişmesi için hürriyetin şart olduğunu belirtmiştir. Böylece düşün­mek ve çeşitli yollar izleyerek araştırma, in­celeme yapmak, yeni bilimsel alanlara yönel­mek mümkün olur. Peygamber ashabına, "bilgiye ve öğrenmeye derin bir iştiyakla bağ-lanma"yı telkin etmiş, onlara dünyanın dört bir yanında iyiyi aramayı "samimi bir şekil­de, inanç ciddiyeti" ile hür düşünceli olarak olaylara yaklaşmayı emretmiştir. "Müspet davranış anlayışının ilk prensiplerinin" öl­çüsünü vermiş, "düşünce İle kanunun gerçek bütünlüğünü" sağlamıştır. Bilgiye ve bilime böyle bir yaklaşım yeni bir dünyanın kapı­larını aralamış ve keşif ve buluş alanında in­sana geniş ufuklar açmıştır. Artık insana Al­lah'tan başka sınır yoktur. (The Spirit of is­lam, s. 360-373).

Karanlık devirlerde yaşayan Avrupa'nın Rö­nesans'a kavuşması müslümanlar sayesinde mümkün olmuştur. îslâm dünyasının 7. ve 14. yüzyıllar arasındaki bilimsel gelişmeleri­nin sebebi olan Rasulullah'ın öğretisinin temel unsurlarını Avrupalılara öğreten, müs­lümanlar olmuştur. Avrupa bugün bu husu­su tam olarak tanımasa da, bazı namuslu ki­şiler ortaya çıkmakta ve gerçeği anlatabil­mektedir. Robert Briffault gerçeği şöyle iti­raf etmektedir:' 'Araplar olmasaydı, modern Avrupa medeniyetinin ortaya çıkması ve ge­lişmesi imkânsızdı... Avrupa'daki hiçbir ge­lişmede, İslâm kültürünün etkisini görme­mek, mümkün değildir. Modem dünyayı eski devirlerden ayırt ettirici önemli farklara ve güçlere bu sayede sahip olunmuş, zafere ulaş­madaki en üstün kaynak bu etki olmuştur... Avrupa'daki bilim dediğimiz şey, yeni araş­tırma ruhunun, yeni deneysel, gözlem me-todlarının ve Eski Yunan'da bilinmeyen bir matematik sisteminin neticesidir. Bu metot­lar ve araştırma ruhu, Avrupalılara müslüman Araplar tarafından tanıtılmıştır." (The Making of Humanity,   s. 190-191).

Stamvood Cobb şöyle demekte: "İslâm, hı-ristiyan ülkeleri kültürel olarak etkileyerek Avru'daki Rönesans'ın gerçek yaratıcısı ol­muştur:' (islam's Contribution to the World Culture). George Bush ise, "Hıristiyanlıkta dahil, tarihte hiçbir devrim Muhammed'in bildirdiği nizamın doğuşu, gelişmesi, ilerle-mesindeki kadar medenî dünyada büyük de­ğişikliklere neden olmamıştır." diyor. (The Life of Muhammed, s. 17). Müslümanların modern dünyaya olan katkılarından bahse­derek Rovert L. Gulick Tu şöyle yazmakta: "Avrupa'daki Rönesans'ın oluşmasında Arapların etkisinin olduğu düşüncesini bir­kaç Öğrenci reddedecektir. Öğretmenlerin ta­rih kitaplarında, Fransız İhtilali'ne yer ve­rildiği gibi, İslâm'ın tarih içindeki inkılâbı­na da yer vermek istemelerinden önce, daha birçok tercümeler yapılması gerekecektir. Müslümanların bıraktığı düşünce hazinele­rinin ortaya çıkarılması için yapılacak geniş araştırmaların ışığında, bugünün yazarları­na düşen, müslümanların çağdaş medeniye­te olan orijinal katkılarına karşı olan menfî düşüncelere karşı koymaktır. (Muhammed the Educator, s. 51-52). "Batı Avrupadaki ye­ni bilgilerin esas kaynağının İspanya'daki müslüman Araplar olduğu gerçeği apaçık meydandadır?' diyor C.H. Haskins (Studies in the History of Medieval Science, s. 3).

Başka bir yazar şunları söylemekte: "Onun­cu yy.ın ikinci yarısındaki Lorraine Okulla­rı, Arap ilimlerinin tohumlarının ilk önce La­tin Avrupa'da filizlendiği fidelikler olmuş­lardır. Sonra, buradan bilgiler Almanya'nın her yanına dağılmıştır?' (J. W. Thompson, The Introduction of Arabic Science into the Lorraine in the 10. Century, May 1929). Bir­çok Batılı bilgin, bilimsel ve kültürel ilerle­melerini Rasulullah @'a borçlu olduklarım serbestçe itiraf etmişler ve iddialarını destek­leyen tarihî deliller göstermişler. İslâm kül­türü ve biliminin Avrupa'ya nüfuz etmesini sağlayan sayısız bilim ve felsefe bilgininin ad­larını zikretmişlerdir. Bunlardan bazıları şun­lardır: Bath'li Adelard (İngiltere), Tivdl'li Plato, Chester'li Robert, Carinthia'h Her-mann, Burgos'lü Rudolf ve Cremona'lı bü­yük Gerard, İbni Sina'nın el-Bitruci'nin ve diğer müslüman bilginlerinin eserlerini ter­cüme eden Michael Scot. Büyük Frederick de Avrupa'da müslümanların etkisinin yayıl­masına yardım etmiştir. (Muhammed the Educater, a.g.e., s. 57).

Rönesans diye bilinen bilimsel ve kültürel ge­lişmeler, müslümanların sayesinde oluşmuş­tur. Bazı peşin hükümlü Avrupalılar, özel­likle Amerikalılar hem kendi insanlarına, hem de bilim dünyasına haksızlık yaparak bu bilimleri Romalılardan ve Yunanlılardan al­dıklarında ısrar etmektedirler. Şurası tarihî bîr gerçektir ki, Avrupalılar, Arapçaya çev­rilenlerden başka değeri olan hiçbir eski Yu­nan eserinden faydalanabilecek durumda de­ğildiler. Kendi filozofları Aristo'yu bile müs-lümanlar sayesinde öğrendiler. Araplar bü­tün Yunan bilimlerini Arapçaya çevirmiş, kendi süzgeçlerinden geçirmiş ve onlardan yararlanarak tamamen kendilerine ait yep­yeni bir üstün yapı oluşturmuşlardır. Yeni araştırma metodlarıyla var olan sanatı ve bi­limleri geliştirmiş, o güne kadar görülmemiş boyutlara ulaştırmışlardır. Bilimsel metot ru­huna ve araştırmalara yeni bir dinamizm kat­mışlar ve çağlar boyu bunu sürdürmüşlerdir. Batı ise, müslümanların bıraktığı yerden alıp, bilimi daha ileri götürmüştür. Avrupalıların bilimi merdivenin tâ başında, Yunanlılardan alıp bugünkü yerine getirdiklerini söylemek, müslümanların insanlık tarihine kattıklan ve ne Yunanlıların ve Romalıların ne de onla­rın atalarının malûmu olan, 8-9 asırlık bü­yük bilgi zenginliğini inkâr etmek, tamamen saçmadır.

Majör Arthur Glyn Leonard'ın sözleri bizim düşüncelerimizi tamamen doğrulamaktadır: "Daha önce hiçbir doğru dürüst bilgiye sa­hip olmayan Avrupa, bugünkü hâlini İslâm kültür ve medeniyetine borçludur. Bilimsel ve sosyal alanda parlak bir yüksekliğe eriş­miş olan İslâm medeniyeti, ortaçağın feoda­lizme ve cehalete batmış, tamamen çökmüş olan Avrupa toplumunu sefaletten kurtar­mıştır.

Müslümanların kurduğu sistemin sağlamlı­ğı, eriştikleri sosyal ve entellektüel seviye, yüksek kültür ve medeniyet olmasaydı, şu anda kültür ve medeniyetin zirvesinde ol­makla övünen bizler, cehaletin karanlıkları­na batmış duruyor olacaktır. Bir müs...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Özet
« Posted on: 25 Nisan 2024, 17:53:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Özet rüya tabiri,Özet mekke canlı, Özet kabe canlı yayın, Özet Üç boyutlu kuran oku Özet kuran ı kerim, Özet peygamber kıssaları,Özet ilitam ders soruları, Özetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes