> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık  (Okunma Sayısı 618 defa)
19 Temmuz 2012, 12:09:51
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 19 Temmuz 2012, 12:09:51 »



3- Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık

Huzur, sükûn ve kanaati tam anlamıyla elde etmenin üçüncü prensibi de budur. Kişi ne olumsuz şartlarda ümitsizliğe kapılmalı ve ne de olumlu şartlarda aşın sevince boğulmalı-dır. Rabbe sabır ve sebatla güvenmeli, O'nun vaadine ve sözünü tutmaya muktedir olduğu­na tam bir imanla inanmalıdır. Hiç bir telaş ve sabırsızlık alameti göstermemeli, gerek darlık ve gerekse bolluk zamanlarında Allah'a tam imanımızı muhafaza etmeliyiz. Bu husus Kur'ân'da şöyle ifade edilir: "Ne yerde, ne de kendi canlarınızda meydana gelen hiçbir musibet (âfet, hastalık) yoktur ki biz onu ya­ratmadan önce, bir kitapta (yazılmış ezelî bil­gimizde tesbit edilmiş) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip şımarmayasımz. Çünkü Allah, kendim beğenip övünen kimseleri sevmez." (57: 22-23). "...Allah, size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdar­dır." (3:153)

Her ne kadar bu âyetler hususî bir durum için vahyolunmuşsa da bu gibi tüm beşerî hallere tatbik edilebilir. Gerçekten, bu âyetlerde Al­lah insanoğlunun hidayeti için evrensel bir il­ke vazetmiştir: Kişi hayatta karşılaşabileceği farklı durumlara bakmaksızın her daim tüm benliğiyle Allah'a güvenmelidir. Kişinin za­man zaman başarılar ve sevinçli durumlarla kucaklaşması yamsıra zaman zaman da başa­rısızlıklar ve felaketlerle yüzyüze gelmesi âdetullahtandır. Gerçek bir mü'min talihin değişen yüzlerinden hiç bozguna uğramaya­caktır, zira o Rabb'ine tam bir güven ve ya­kınlık içindedir. Zaman zaman iyi ve zaman zaman da kötü biçimde farkhlaşan durumlar Allah'ın gönderdiği imtihanlardan başkası de­ğildir; Allah, darlıkta ve bollukta kimin O'na imanında sâdık kaldığını görmek istemekte­dir. Gerçek mü'min ne bela ve başarısızlıkla karşı karşıya kaldığında umutsuzluğa kapılır ve ne de basanlar ve servet onun aşırılıklara gömülmesine neden olur. O, her halükârdan tamamıyle haberdar olan Rabbe kat'i imanını ve soğukkanlılığını muhafaza eder. Bu açıdan bu ayetler kişinin her hâlde soğukkanlı ve Rabbine sâdık kalması için çok yararlı bir re­çete sağlar, kişi böylelikle başbaşa bulunduğu her vakıa hakkında Rabb'İnin tam anlamıyle bilgi sahibi olduğunu bilerek hayattaki hiç bir yazgının imanında ve zihnî selâmetinde boz­gunculuk yapmasına izin vermeyecektir. O halde kişi hem servette ve hem de felakette sebat gösterecek ve Allah'a inancında sâdık kalacaktır. Allah kendine dayanan kimseyi her şartta yıkımdan korur. Dayanağı Allah olan bedenî ve zihnî huzur ve sükûnu bir ara­da sürekli yaşayacaktır.

Al-i İmrân süresindeki meali verilen yukarı­daki âyet talihin değişen yüzlerine basan ya da başarısızlık, servet ya da felaket, açık biçimde işaret eder. Bunlar hep Allah'tan bir imtihan ve sınama olup Allah'a imanında dai­ma tavizsiz ve sâdık kalan muhlis ve mûtî kullan açığa çıkarmak içindir. Bunlar başan-sızlık ve felaket anlarında yakınma ve umut­suzluk göstermedikleri gibi, başarı ve servet zamanlarında da kendilerini kaybetmezler.

Her zaman için kendine güvenli ve ölçülüdür­ler, yaşantılanndaki farklı durumlar huzur ve sükûnetlerine katiyetle zarar veremez.

Gerçekte bu, tam anlamıyle zihnin selametine bağlı mutluluğun anahtandır. Allah'a katiyet ve sadaketle iman eden bir kişi değişen şart­lardan dolayı hiç bir zaman bozguna uğramaz ya da sarsılmaz, zira o, Allah'ın Rasulü vasıtasıyla vahyettiği kat'i ve hususî bilgiye daya­narak bilmektedir ki, nerede olursa olsun ve hangi ahvalde bulunursa bulunsun Allah Teâlâ daima onunla birliktedir. Ve bu, ona içinde bulunduğu her halin Rabbin bilgisi da­hilinde olduğunu beyanla güven ilham eder. O halde mü'min hiç bir şeyin ona zarar vere­meyeceğinden ve ilgilerini yok edemeyece­ğinden tam bir emirdik içindedir. Çünkü onun tüm işleri her yerde hazır ve nazır olan ve her şeye gücü yeten Rabb'in denetimindedir. Bu ruh haleti mü'minin gerçek zihnî huzurunun anahtarıdır. Darlık ve servet Allah'ın elinde olup lûtfunu dilediğine bahşeder ve dilediğin­den de esirger: ".. .Allah, (nzkı) kısar da, açar da. Hep O'na döndürüleceksiniz." (2: 245).

"Allah, dilediğine nzkı açar, (bol verir, dile­diğinden) kısar.,." (13: 26). "Rabb'in, diledi­ğine rızkı açar, (bol verir, dilediğinden) kısar-Çünkü O, kullan(nın hâli)ni haber alır, gö­rür." (17: 30).

Kur'ânin bu ve benzeri birçok âyeti mü'min-lerin zihninde hiç bir kuşku bırakmayacak şe­kilde belirtir ki, son tahlilde, hayatın değişen her hâli Rab'lerinin denetimindedir, Rabb yardımını dilediğine açar ve dilediğinden de çeker. O, tam anlamıyle hikmet ve kudret sa­hibidir.

Bu âyetler mü'minlere nihai kaderlerinin, çok boyutlu görüntülerine rağmen, tam anlamıyle Rablerinin denetiminde olduğu noktasında güvenlerine güven katar. O yüzden karşılaş-tıklan sevinç veya acı veren hâller onlann sa­hip bulunduğu mükemmel zihin huzuruna za­rar veremez. Hayatlarını tam bir sükûnetle sürdürürler ve ziyadesiyle bahtiyardırlar.

Daimî huzur ve saadet kalbin rahatlığında ya­tar. Rabbiyle yakın ilişki halinde bulunan ve olumlu ya da olumsuz her halde Allahu Tea-laya güvenen, O'nun her yerde hâzır ve nâzir oluşu ve gücü hakkında kâmil inancı bulunan bir kalp dayanıklı, istikrarlı ve Rabb'inin tüm emirleri karşısında memnun tavrını korur. Hiçbir şey onu bozamayacağı gibi, daima hu­zurlu ve Rabb'inden memnun bir hâldedir: "Ey huzura eren nefis! Razı edici ve razı edil­miş (yaptığm işlerle Allah'ı memnun etmiş ve aldığın nimetlerle Allah tarafından memnun edilmiş) olarak Rabb'ine dön! (iyi) kullanm arasına gir! Cennetime gir!" (89: 27-30).

Rasûlullah'dan Dersler
 
Rasûlullah, söz ve davranışlarıyla ashabına huzur ve İtminanın yolunu göstermiştir. Biz­zat kendisi mutlak mânâda zihnî ve bedenî huzur ve sükûnu yaşamıştı. Çoğu zaman gün­de iki öğün bile yemediği hâlde veya bu yol­da türlü ezâ ve cefâlarla karşılaşmasına rağ­men gönül hoşluğuna sahipti. Hz. Peygamber'in ahirete intikal ettiğinde evinde az bir miktar arpadan başka yiyecek olmadığı riva­yet edilmiştir (Buhari ve Müslim). Allah'ın Rasûlü'nden:

1- "Sizden biriniz kendisinden daha üstün ser­vete mâlik olan kimseyi gördüğü zaman, he­men kendisinden düşük olanı düşünsün." (Buhari ve Müslim).

2- "Kendinden daha aşağıda olana bak, daha yukarıda olana bakma. Böyle yaparsan Al­lah'ın senin üzerindeki nîmetini daha iyi tak­dir etme imkânına sahip olursun." (Müslim).

3-  Bir kimse Rasûlullah'in huzuruna gele­rek: "Yâ Rasûlullah! Bana öyle bir amel gös­ter ki, onu yaptığım zaman beni hem Allah sevsin, hem de halk sevsin" dedi. Rasûlullah buyurdu ki: "Dünyadan rağbetini kes ki, Allah seni sevsin. Herkesin elinde olandan da rağbetini kes ki, halk seni sevsin." (tbni Mâce ve diğerleri).

4- Bedevinin biri Hz. Peygamber'e: "Dün­yanın en zengin insanı olmak istiyorum." de­di.  Peygamber'in cevabı  şöyle oldu: "Hâline şükret ki, dünyanın en zengin insanı olasın." (Müsned-i Ahmed).

5- "Birbirinize hased etmeyiniz. Alış verişte birbirinizi aldatmayınız. Birbirinize buğzet-meyiniz. Birbirinize dargın durmayınız. Bir­birinizin pazarlığı bitmiş alış verişini bozma­yınız. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zul­metmez. İmdad ve yardım ânında onu kendi hâline bırakmaz. Ona yalan söyleyip aldat­maz. Ona hor bakmaz. (Üç kere sînesini gös­tererek:) Takva işte buradadır. Bir kimse müslüman kardeşine hor baktı mı, işte şerrin bu kadarı ona yeter (artar bile). Müslümanın her şeyi; canı, malı, ırzı müslümana haram­dır." (Müslim)


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık
« Posted on: 19 Nisan 2024, 11:26:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık rüya tabiri,Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık mekke canlı, Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık kabe canlı yayın, Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık Üç boyutlu kuran oku Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık kuran ı kerim, Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık peygamber kıssaları,Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılık ilitam ders soruları, Ne Darlıkta Ümitsizlik Ne de Bollukta Aşırılıkönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes