> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > İslam Kültürü Ve Düşüncesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam Kültürü Ve Düşüncesi  (Okunma Sayısı 618 defa)
15 Ağustos 2012, 13:15:03
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 15 Ağustos 2012, 13:15:03 »



İSLÂM KÜLTÜRÜ VE DÜŞÜNCESİ

İslâm'ın birinci şartının ilk bölümü mutlak şe­kilde yalnız Allah'a kulluk etmektir; Lâ İlahe illallatim anlamı budur. Bu kulluğun nasıl yapılacağını Hz. Muhammed'den almak ise bu şartın ikinci yarısıdır ki, Mııhammeden rasûlullah bu gerçeği ifade etmektedir. Bu hususları bir önceki kısımda görmüştük. Al­lah'a mutlak mânâda kulluk ilk önce yalnız başına Allah'ı ilâh edinmekte; inanç, ibadet ve şeriat bakımından sadece Allah'ın emirleri­ni benimsemekte ortaya çıkar. Hiç bir zaman için bir müslüman Allah'tan başkasının ulûhİ yetine, O'nu bırakıp yaratıklarından biri­ne ibadet edileceğine, hâkimiyetin kulların­dan birine ait olacağına inanmaz. Allah'a kul olma ilkesinin, inancın, ibadet kastu taşıyan hareketlerin ve ve hâkimiyetin mânâsı daha Önce açıklanmıştı. Bu kısımda hâkimiyetin kültür ile olan ilişkisi açıklanacaktır.

İslâm düşüncesinde "hâkimiyet", hukuk siste­mini yalnızca Allah'a dayandırmakla, sırf bu sistemin yürürlüğünü benimsemekle, başka bir yasayı değil de bu ilâhî sistemi hâkim kıl­makla sınırlı değildir. İslâm'a göre "şeriat", sadece hukukî sistemden, yargılama, usûl, dü­zen ve sosyal kurumlardan İbaret değildir. Böylesine dar bir anlayış, "şeriaf'ın mânâsını ve İslâm düşüncesini ifade etmez. "Allah'ın Şeriatı" demek, insan hayatını düzenlemek üzere Allah'ın koyduğu ilkelerin tümü de­mektir. Bu terim, inanç İlkelerini, yönetim ve adalet ilkelerini, ahlâk ve davranış ilkelerini, eğitim ve bilgi ilkelerini tümüyle içerir.

Şeriat, İslâm inancım, düşüncesini ve Allah'ın sıfatları da dahil olmak üzere kapsamlarını, görünen ve görünmeyenleriyle kâinat gerçe­ğini, yine görünür ve görünmez dilimleriyle hayat gerçeğini, insanın mahiyetini, bu ger­çekler arasındaki bağlan ve bunların tümüyle insan arasındaki karşılıklı ilişkiyi ifade eder. Benzer şekilde, bütün ilkeleri ile birlikte siyasî, sosyal ve ekonomik sistemin yalnızca Allah'a kul olma temeli ile bağdaşacak örne­ğini ifade eder. Aynı zamanda bu terim, sos­yal kurumlan düzenleyen hukuk sistemini de ifade eder. Bu kesim, çoğu kere İslâm düşün­cesine göre gerçeği tam ifade etmeyen dar bir anlamda "şeriat" teriminin karşılığı olarak ka­bul edijir. Kişilerin, davranışların ve olayların ölçülmesinde temel alınan ahlâk ilkeleri, usûller, değerler ve kriterleri de ifade eder. Nihayet bu terim, bütün cephesi ile, eğitim ve kültür kesimi ile bütün olarak düşünce ve sa­nat hayatının ilkelerini de kapsar. Bütün bun­larda, hukukî meselelerde olduğu gibi Al­lah'ın rehberliğine ihtiyaç vardır.

Allah'ın hâkimiyetinin bir topluma yön veren idari ve hukuki sistemlerle, ahlâki meseleler­le, insan ilişkileriyle, değerler ve kriterlerle olan bağını tartıştık. Dikkat edilmesi gereken nokta değerlerin, standartların, ahlâk ilke ve usûllerinin hepsinin toplumda hüküm süren inanç ve düşüncelere dayandığı ve hepsinin aynı zamanda inançların kaynağı olan ilâhi kaynaktan geldiğidir.

Burada birçok kimselerce garipsenecek konu İse, hatta İslâmı araştırmalar sahasında çalı­şanlar tarafından bile, fikir ve sanat çalışma­larında İslâm düşüncesine ve ilâhi kaynağa dönmek hususudur.

Sanat hayatı hakkında; bütün sanat çalışmala­rının insanın duygu ve düşüncelerini, arzu ve İsteklerini ifade etmek için kullandığı varlık, hayat ve insan psikolojisinin şekillerini can­landırmak üzere imal ettiği bir vasıta duru­munda olduğunu belirten başlıbaşına bir kitap yayınlanmıştır. (Muhammed Kutub, The Princıples of Islamic Art [İslâm Sanatının İl­keleri]). Müslümanın vicdanında bütün bu noktalara varlığın, vicdanın ve hayatın Rabbi ile olan ilişkileri içinde, insan gerçeği ile ilgi­li, insanın kâinat merkezli oluşu, varlığının gayesi, görevi ve hayatına anlam veren değer­ler ile ilgili özel görüşü ile İslâm düşüncesi hükmeder. Bunların tamamı sadece bir kav­ramlar sistemi olmayıp, aynı zamanda insanın duygularını ve fiillerim etkileyen, faal, etkile­yici, yönlendirici, sürükleyici bir güç olan İslâm düşüncesinin kapsamına dahildir.

Kısacası sanat ve edebî düşünce meselesi ve onların ilâhi rehberilikle ilişkisi ayrıntılı bir tartışmayı gerektirmektedir. Daha önce de be­lirtildiği gibi, bu tartışma sadece eğitimli in­sanlara değil, aynı zamanda hukukî mesele­lerde Allah'ın hâkimiyetine inanan müslü-manlara da ilginç gelecektir.

İman, hayat anlayışı, ibadet eylemi, değerler ve standartlar, ekonomi ve siyaset ilkeleri ve tarih sürecinin yorumu konularında bir müslüman Allah'ın rehberiyetinden başka hiçbir kaynağa başvuramaz. Dolayısıyla bir muslümanın bütün bunları öğrenmek için imam, şahsiyeti, inancı ve ameli lekeden uzak bir müslümana başvurması onun vazifesidir.

Buna karşılık bir müslüman kimya, fizik, bi­yoloji, astronomi, tıp, endüstri, tarım, yöne­tim (sadece teknik yönleriyle sınırlı olmak üzere), teknoloji ve savaş sanatları gibi nazarî bilimleri ve benzeri bilim ve sanat dal­larını öğrenmek için bir gayrimüslimden isti­fade edebilir. Esas olan ise müslüman cemaa­tin oluştuğu zaman bütün bu alanlarda çok sayıda uzman yetiştirmesidir. Çünkü bütün bu bilimler ve sanat dalları müslümanlar üze­rine farz-ı kifayedir (yani, cemiyetin ihtiyaç­larını tatmin etmek için değişik bilim ve sa­nat alanlarında uzmanlaşmış yeterli sayıda İnsan olmalıdır). Müslüman bir toplumda bu bilim ve sanatların gelişmesi için uygun bir atmosfer sağlanmazsa bunun sorumlusu bü­tün toplum olacaktır. Fakat bu şartlar sağlan­madığı müddetçe, bunları öğrenmesi ve kendi hedefi doğrultusunda tecrübe kazanması için bir müslümana, din farkı gözetmeden bir müslümandan veya gayrimüslimden fayda­lanması için izin verilmiştir. "Sîz dünyanızın İşleriniz çok daha iyi bilirsiniz..." hadisiyle bu tür İşler anlatılmaktadır. Bu bilimler bir müslümanın hayat, kâinat, insan, yaradılışı­nın gayesi, sorumlulukları, fizikî dünya ve yaratıcısı ile olan ilişkileri üzerindeki düşünceleriyle ilgili değildirler. Bu bilimlerin fert­lerin ve grupların hayatlarını düzenleyen hu­kuk ilkeleri, kanun ve düzenlemelerle ilgisi olmadığı gibi, topluma hükmeden ve ona bi­çim veren ahlâk kaideleri, gelenekler, usûller, alışkanlıklar, değerler ve ölçülerle de bir ilgi­leri yoktur. Dolayısıyla bir müslümanın bu bilimleri bir gayrimüslimden öğrenmesi, ne inancına zarar verecek, ne de onu câhiliyyeye götürecektir.

Fert veya toplum olarak tamamıyla insanî ge­lişmeleri yorumlamaya gelince; bu, insan psi­kolojisi ile tarih içindeki hareketlerine hangi açıdan bakıldığına dayanır. Kâinatın ve insan hayatının başlangıcının açıklanması tecrübî ilimlerin sınırını aşan kesimi ile kimya, fizik, astronomi veya tıp branşlarıyla açıklanama­yan konuların bilgisinde durum, şer'î hukuk sistemi ile hayat tarzını düzenleyen ilke ve metodlarda olduğu gibidir. Bun konular hak­kında bilgiler, doğrudan doğruya inanç siste­mine bağlıdır. Öyle olunca bu konularda müslüman, ancak dinine takvasına ve bildik­lerini ilâhî kaynağa dayandırdığına kesinlikle güvendiği mü si umanlardan bilgi alabilir. Önemli olan nokta, müslümanın görüşünde bu konuların inanç sistemine bağlı bilinmesi­dir; bu tutumun sadece Allah'a kul olma ilke­sinin ve La ilahe illallah Muhammedün rasûluüah şehadet cümlelerinin gereği ola­rak kabul edilmesidir.

Bununla beraber, bir müslüman kendi inanç ve düşüncelerini oluşturmak için değil, fakat cahiliyyenin kabul ettirmeye çalıştığı sapma­ları bilmek gayesiyle, câhîlî yazarların bütün düşünce ve görüşlerini inceleyebilir. Böylece insandan kaynaklanan bu sapmaları gerçek İslâm inancının ışığında düzeltebilir ve İslâm Öğretilerinin sağlam ilkelerine göre onları çü­rütebilir.

Felsefî akımlar, tarih yorumu çalışmaları, ge­nel yorum karakteri taşımayan bazı gözlem ve görüşler dışında kalan bütün psikoloji bil­gisi, ahlâkiyat, ilahiyat ve mukayeseli dinler tarihi araştırmaları, bazı gözlem ve istatistiğe dayalı doğrudan bilgiler veren sosyal doktrin­ler ve bunlarla ilgili yorumlar , bütün bu branşlar, İslâm dışı câhiliyye düşüncesi için­de, eskisi ve yenisi ile, cahiliyyenin inanç ve geleneklerinin doğrudan doğruya etkisi altın­dadırlar. Bütün bu bilimlerin tamamı değilse bile, büyük bir çoğunluğu özleri itibariyle-doğrudan veya dolaylı olarak din kavramına ve özellikle İslâm düşüncesine karşı düşman­lık esasına dayanırlar.

Bu gibi ilmî ve fikrî çalışmalarda ortaya çı­kan durum fizik, kimya, astronomi, biyoloji, tıp ve benzeri ilim dallarında olduğu gibi de­ğildir. Bunlar da, ancak pratik tecrübe sınırla­rı dahilinde gerçekçi neticelerin tescil edil­mesi arzusunun sınırında kaldığı ve bu sınırı aşarak ne şekilde olursa olsun bir felsefî açık­lamaya veya tahlile gitmediği, meselâ Darvinizm gibi biyolojik tasnif ve gözlemleri bir takım belirli hedefleri ispat etmek için sınırı­nı aşmadığı ve konuşma sahası içerisinde kal­dığı sürece durum böyledir. Meselâ Darvi-nizm, biyolojide gözlemleri tesbit edip düze­ne koyma sınırını aşarak, hiçbir delile dayan­madan, arzu ve hevesden başka söz edilecek yer bulunmaksızın, hayatın başlangıcı ve ev­rimini açıklamak için tabiat dışı bir kuvvet farzetmenin yersiz olduğunu ileri sürmüştür.

Bu mevzularda bir müslüman için Rabb'inin hidayeti yeterlidir. İnanç ve Allah'a tam tesli­miyete götüren bu hidayet insanın bütün spe­külatif çabalarına o kadar üstündür ki, bu ça­balar tamamen gülünç ve anlamsız gelmektedir.

"Kültür bir insanlık mirasıdır" ifadesi, onun ülkesi, milliyeti ve dininin olmadığı ancak bi­lim ve teknoloji ile olan ilişkisi için doğru­dur. Yine bu bilimlerin sınırını aşmadığımız, metafizik yorumlara karıştırmadığımız, sana­tı, edebiyatı insan sezgisini felsefî olarak te­vil etsek bile, insanın gayesini ve tarihteki ro­lünü felsefi olarak açıklamaya kalkmadığımız sürece bu ifadenin doğruluğu geçerlidir. Bu dar anlamın ötesinde, kültür hakkındaki bu if...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam Kültürü Ve Düşüncesi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 09:10:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam Kültürü Ve Düşüncesi rüya tabiri,İslam Kültürü Ve Düşüncesi mekke canlı, İslam Kültürü Ve Düşüncesi kabe canlı yayın, İslam Kültürü Ve Düşüncesi Üç boyutlu kuran oku İslam Kültürü Ve Düşüncesi kuran ı kerim, İslam Kültürü Ve Düşüncesi peygamber kıssaları,İslam Kültürü Ve Düşüncesi ilitam ders soruları, İslam Kültürü Ve Düşüncesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes