๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 22 Ağustos 2012, 09:40:30



Konu Başlığı: Müşkili Aydınlatması
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 22 Ağustos 2012, 09:40:30
6- Müşkili Aydınlatması

Kur'ân'ın müşkilinden murat, herhangi bir ayetin, diğer bir ayete muarız olduğunu ilham etmesidir {el-Itkan). "Onlar halâ Kur'ân'ı ge­reği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah-tan başkası tarafından olsaydı elbet içinde birbirini tutmayan bir çok şeyier bulurlardı." (4: 82) ayetinin belirttiği gibi, Kur'ân'da çe­lişki olması mümkün değildir. Birbirine zıt sanılan hususların izale edilmesi gerekir. Sa­habe ve sonradan gelen bazı âlimlerin bu ne­vî izahları bulunduğu gibi, Hz. Peygamber'in de bazı müşkülen açığa kavuşturduğunu gör­mekteyiz.

Ebû Sümeyye şöyle rivayet etmektedir: Mer­yem suresinin 71. ayetindeki vürâd'vm mânası hakkında ihtilafa düştük. Câbir b. Ab­dullah'a rastladım. İhtilafımızı, bir kısmımı­zın "Mümin cehenneme girmez', diğer bir kısmımızın da "Herkes cehenneme girer." de­diğini söyledim. Elleriyle kulaklarını tutarak: "Sağır olsunlar, Rasûlullah'dan şöyle işitmediysem: Buyurdu ki: (Âyette geçen) vürûd, duhûl, yani girmek manasınadır; hiçbir muttaki veya kâfir yoktur ki cehenneme gir­mesin. Fakat müminlere, Hz. İbrahim'e oldu­ğu gibi serin ve selâmet olur; hatta ateşin (yahut cehennemin, dedi) onların serinliğinden dolayı hışırtısı vardır. "Sonra muttakileri kur­tarır ve zalimleri orada öyle diz üstü çökmüş olarak bırakırız." (19: 72).

Buradaki güçlük şundan ileri gelmektedir: Ayette "İçinizden oraya girmeyecek hiç kim­se yoktur. Bu Rabbinin üzerine aldığı kesin bir borçtur." (19: 71) buyurulmaktadır. Hal­buki birçok ayette muttakîlerin cehennemde yanmayacağı bildirilmektedir. Rasûlullah  bütün insanların cehenneme gireceğini, fakat müminler İçin, Hz. İbrahim'e olduğu gibi, ateşin "serin ve selâmet olacağını" (21: 69) beyan etmek suretiyle bu güçlüğü gidermiş­tir.

Şu hadisler de zikredilen ayetin izahına dair­dir:

Hz. Hafsa diyor ki: Rasûlullah'in şöyle de­diğini işittim: "Bedir veya Hudeybiye gazvesine iştirak eden herhangi bir Muslümanin cehenneme girmeyeceğini ümit ederim." Bu, nun üzerine dedim ki: "Ya Rasûlullah, Allah Teâlâ "İçinizden oraya (cehenneme) girme­yecek hiç kimse yoktur. (Oraya girmeleri) Rabbinin, üzerine aldığı kesinleşmiş bir hü­kümdür" buyurmuyor mu?" Hz. Peygamber "Allah Teâlâ'nm "Sonra muttakileri kurtarır ve zalimleri orada öyle diz üstü çökmüş ola­rak bırakırız" buyurduğunu işitmedin mi?" dedi (İbni Mâce, Taberî).

İbn Mes'ûd'un merfû olarak rivayetine göre Rasûlullah: Yani: "Bütün insanlar oraya gelir, sonra da amelleri ile oradan çıkarlar" demiştir (Tirmizî).

Sahîheyn'de vürûd'un "duhûl" mânasına gel­diğine delâlet eden şu hadis rivayet edilmek­tedir: "Müslümanlardan, üç çocuğu ölüp de kendisine -Allah'ın andı yerini bulacak kadar müstesna- cehennem ateşi dokunacak hiçbir kimse yoktur" (Müslim, Buhari, Tirmizî, İbni Mâce, Neseî). Hadisteki "tahilletu l-kasem", yemini helâl kılan şey yani yemini yerine ge­tiren şey demektir. Buradaki yeminden mak­sat da (19: 71) ayetinde mukadder olan ye­mindir..." {Sahih-i Müslim ve Tercemesî).

Bir diğer misal: "... Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar var ya, işte onlara acı bir azabı müjdele!" (9: 34) ayeti nazil olunca, bu Müslümanlara ağır gel­di. Çünkü bu ayetin mirasa mani olduğunu sanmışlardı. Ömer b. el-Hattâb Müslümanları temsilen Hz. Peygamber 'den açıklama is­tedi. Rasûlullah: "Allah zekâtı sadece mal­larınızın geriye kalan kısmını temizlemek İçin farz kılmıştır. (Ölümünüzden) sonraya bırakacağınız mallarda İse mîrası farz kılmış­tır." buyurdu (Müstedrek). Böylece bu ayetin meşru yollardan kazanıp biriktirmeye mani olmadığı, ayet-i kerîmedeki tehdidin ancak mallarının zekâtını vermeyenler hakkında ol­duğu açığa kavuşmuştur.