> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi  (Okunma Sayısı 1182 defa)
23 Ağustos 2012, 13:27:22
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 23 Ağustos 2012, 13:27:22 »



3- Hz. Osman Zamanında Kur'ân'ın Cem'i

Buhârî Sahih'inâe İbni Şihab senediyle Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini rivayet eder: "Er­menistan ve Azerbaycan seferine iştirak eden Irak ve Suriyeli askerler arasında Kur'ân'ı okuyuşta bazı kıraat farkları belirmişti ve her iki taraf da kendi kıraâtlarmın doğruluğu iddiasındaydılar. Bu tehlikeyi sezen kumandan Huzeyfe b. el-Yemân, Hz. Osman'a gelip şöyle dedi: "Ey müminlerin emîri, bu ümmet Kur'ân-ı Kerim hakkında Yahudi ve Hıristi­yanların düştüğü İhtilafa düşmeden onun im­dadına yetiş." Bunun üzerine Osman, Hz. Hafsa'ya haber göndererek, "Bize Kur'ân sayfalarını gönder, onları sayfalara çoğalttık­tan sonra sana iade edelim" dedi. Hz. Hafsa sayfalan gönderdi. Hz. Osman, Zeyd b. Sa­bit, Abdullah b. Zübeyr, Sa'id b. el-Âss, Abdurrahman b. Haris b. Hişam'a emretti ve on­lar da bu sayfaları çoğalttılar. Hz. Osman on­lara bu görevi verirken, Zeyd'den başka Kureyş'e mensup olan üç kişiye, "Kur'ân hak­kında Zeyd İle aranızda bir ihtilaf olursa, onu Kureyş lehçesiyle yazınız. Çünkü o, Kureyş lehçesiyle nazil olmuştur" dedi. Heyet emri yerine getirerek Kur'ân'ı istinsah etti. Hz. Os­man da asıl nüshayı Hz. Hafsa'ya gönderdi ve çoğaltılan Mushaflardan her birini o günkü ilim merkezlerine göndererek, bu mushaf dı­şında Kur'ân'dan her kimde ne bulunursa onu yakmasını emretti (Buharı, Ebû Dâvud, Tefsiru't-Taberî).

Bu sahih rivayet bize beş önemli hususu ha­tırlatmaktadır:

1- Kur'ân'ın kıraati hususunda Müslümanla­rın İhtilafa düşmeleri, Hz. Osman'ın, Hz. Hafsa'nın yanında bulunan sayfaların mushaflar hâlinde çoğaltmasında temel etkendir. Onun için Blachere ve benzeri müsteşriklerin Hz. Osman'ın Kur'ân'ı ce-metme niyetine şüphe düşürme gayretle­rinin hiç bir dayanağı yoktur. Bu halife­nin bu önemli işi "aristokratik" bir eği­limle yaptığını neye dayanarak İddia edi­yorlar? Onların iddiasına göre, Hz. Os­man, en ileri temsilcilerinden bulunduğu Mekke "aristokrasisi" sınıfının adıyla bu işe girişmiştir (Blachere, sh. 57).

Bu konuda geniş hayalleri ve yalancı zan-lannın ötesinde hiç bir mesnetleri yoktur. Değilse bu iddialarını destekleyebilecek sahih tarihî rivayet nerededir? Akıl sahibi bir kimse tarihte güvenilirlik, zabt ve emanet hususlarında benzerine şahit ol­madığı Buhârî gibi kimsenin rivayetine bu saçmalıkları tercih etmez.

2-  Bu işle görevlendirilen komisyon dört kisiden oluşuyordu.

Medineli ve Ensardan olan Zeyd b. Sâbit'i istisna edersek diğer üç üyenin hepsinin Mekkeli ve Kureyşli olduğunu görürüz. Ayrıca bu dört kişinin hepsi sahabenin en güvenilir ve en faziletlİlerindendir.

3- Dört kişiden oluşan komisyonun çoğaltı­lan mushaflar için Hz. Hafsa'nin sahifelerini temel kabul etmesi, Ebu Bekir'in cem'ettiği asla dayandığı anlamındadır.

4- Kur'ân-ı Kerim Kureyş lehçesiyle inmiş­tir. Üç Kureyşli ile Zeyd arasında Kur'ân metninin yazılışı için tercih edilen lehçe de odur. İleride de göreceğimiz gibi bu, Kur'ân'ın indiği yedi harfi ihtiva eden ya­zılışına aykırı değildir. Çünkü o yazı ha­reke ve noktaları ihtiva etmiyordu. Ayrıca kıraat vecihlerini tek yazı içine almadığı zaman bu kıraatler mushaflara tevzi edili­yordu.

5- Hz. Osman bu dört kişilik komisyonun is­tinsah ettiği mushaflardan her birini eya­letlere göndermiş ve ihtilâfı kökünden ka­zımak için özel sayfa ve mushaflann ya­kılmasını emretmiştir.

Görünen o ki, kıraat hususunda Müslümanlar arasındaki ihtilâflardan endişelenen sadece Huzeyfe b. el-Yemân değildir. İhtilâf çoğal­mış ve sahabe-i kiram bundan endişe duyma­ya başlamıştı. Durum Hz. Osman'a ulaşmış ve daha da şiddetlenmeden icab edeni yap­ması gerektiği kanaatına varmıştı. İbni Cerir et-Taberî, Eyyub vasıtasıyla Ebu Kulâbe'den naklettiği bu rivayette buna işaret etmektedir. Bu rivayette Ebu Kulâbe şöyle der: "Hz. Os­man'ın hilâfeti zamanında her Kur'ân öğreti­cisi, bir kişinin kıraati üzere öğretiyordu. Kur'ân okuyan talebeler karşılaştıklarında aralarında İhtilâf çıkıyordu. Durum öğretici­lere aksedince onlardan bazısı diğerinin kıra­atini tekfir eder oldu. Nihayet Hz. Osman bundan haberdar olunca halka hitab ederek Şöyle dedi: "Siz yanımda olduğunuz halde ihtilâfa düşüyor ve yanlışlıklar yapıyorsunuz.

O halde benden uzak olan bölgelerde ihtilâf daha şiddetli ve yanlışlıklar daha fazla ola­caktır. Ey Muhammed'in ashabı, bir araya ge­lin ve halka bir imam nüsha yazın..."

Hz. Peygamber'in vefatından sonraki müd­det içerisinde Hz. Hafsa'nın sahifeleri yanın­da şöhrete kavuşan başka nüshaların mevcu­diyeti bu ihtilâfa yardımcı oluyordu. Nihayet Hz. Osman halkın hepsini bir Mushaf üzere topladı. Bu mushafların en meşhurları onları cem'edenlere nisbet edilen Ubeyy b. Ka'b ile Abdullah b. Mes'ud'un mushafıdır.

Bilinmeyen ve şöhret derecesine ulaşmayan başka mushaflar da mevcut olabilir. Nitekim İbnu'n-Nedim el-Fihrist ve Ebû Dâvud el-Mesahif adlı eserlerinde bunlardan bahset­mektedirler. Her ne kadar sayılarında abart­ma yoksa da sonraki dönemlerde bunların varlığını pekiştirecek herhangi bir sahih riva­yet mevcut değildir.

Şunu da belirtelim ki bu mushaflar bize ulaş­mamıştır. Bize ulaşan, bu mushaflarda sûre tertibi ve kıraat vecihleriyle ilgili bazı riva­yetlerdir. Araştırılıp tesbit edilmeye muhtaç pek çok yönleri vardır. Ancak Hz. Osman'ın bunları yakma kararı, hiç şüphesiz çok yerin­de bir karardır. Çünkü kalmaları, özellikle Hz. Peygamber'in döneminden uzaklaştık­ça daha çok ayrılıklara sebep olacakları mu­hakkaktı.

Hz. Osman'ın bu davranışı halk tarafından hüsn-ü kabul gördü. Ancak İbni Mes'ud'un kendine has bir mushafı vardı. Başlangıçta bu emre karşı çıkmış ve mushafını yakmaktan kaçınmıştı. Daha sonra Allahu Teâlâ hakikat­te ümmetin tamamının görüşü olan ve ümmet içerisinde ihtilâfı ortadan kaldıran Hz. Os­man'ın görüşüne dönmesini ilham etti.

Dört kişiden oluşan komisyon hicri yirmibeş yılında Hz. Osman'ın kararını uygulamaya başladı. Kur'ân hafızı olmalarına rağmen Osman Hz. Hafsa'nın sahifesini çoğaltmaları­nı emretmişti ki çoğaltılacak bu mushaflar, Peygamber'in huzurunda yazılmış olan belgelere dayalı olan Hz. Ebu Bekir'in cem'ettiği nüshaya dayansın. Böylece ileri geri söylenecek her şüphenin önü alınmış ol­du. Ebû Abdillah el-Muhasibî şöyle demekte­dir: "...Kur'ân'ın kendisinden çoğaltıldığı sa-hifeler, asıl olsun diye Ebu Bekir'in yanında muhafaza ediliyordu. Ölümüne kadar da ya­nında kaldı. Sonra Hz. Ömer'in vefatına ka­dar onun yanındaydı. Sonra da Hz. Hafsa'ya devredildi. Hz. Osman döneminde herkesi tek kıraat üzere toplama ihtiyacı hâsıl olunca Hz. Osman bu asıl nüshayı aldı ve mushafla-ra çoğaltıldı..." {el-Burhan).

Hz. Hafsa'nın sahifeleri kendisine geri veri­lince ölünceye kadar onda kaldı. Bu arada Mervan b. el-Hakem (ö. 65) yakmak maksa­dıyla onları Hz. Hafsa'dan istemişse de, Hz. Hafsa onları teslim etmedi. Ama vefatından sonra Mervan onları alıp yakmış ve bu görü­şünü şöyle savunmuştur: "Bunu yaptım. Çün­kü onlarda bulunan yazılmış ve asıl nüshaya alınıp muhafaza altına alınmıştır. Aradan uzun müddet geçtikten sonra bir şüphecinin çıkıp da onlar hakkında şüpheye düşmesin­den korktum." (Kutabu'l-Mesahif).

Hz. Osman'ın eyaletlere gönderdiği mushaf-ların sayısı hakkında ihtilafa düşülmüştür. Ebu Amr ed-Dânî el-Muknfdç, şöyle demek­tedir: "Âlimlerin çoğu Hz. Osman mushafları yazdığı zaman onları dört nüsha olarak ço­ğalttığını ve bunlardan herbirini bir tarafa: Küfe, Basra ve Suriye'ye gönderdiğini ve bi­rini de yanında muhafaza ettiğini söylemek­tedir. Bir rivayete göre yedi nüsha olarak ço­ğaltılmış ve yukarıdaki yerlere ilave olarak Mekke, Yemen ve Bahreyn'e birer nüsha göndermiştir. ed-Dârânî, birinci görüşün daha doğru ve âlimlerin bu görüşte olduğunu belir­tir." {el-Burhan), Suyûtî ise, meşhur rivayete göre beş adet olduğu görüşündedir {el-Itkan). Hz. Osman'ın Medine'de yanında alıkoyduğu asıl nüsha da eklenecek olursa sayıları altıya ulaşmaktadır. Beş sayısına asıl nüshayı ekle­mekle beşi altıya yükselttiğimiz gibi adı ge­çen nüshayı aralarında saymadığımız zaman yedi sayısını altıya İrca edebiliriz. Onun için bizler şu görüşe meylediyoruz:

Komisyon yedi mushaf çoğaltmış ve Hz. Os­man bunlardan altı tanesini çeşitli bölgelere göndermiş, bir tanesini de yanında alıkoy­muştur. Bazı kişilerin, Hz. Osman'ın mushafından kendilerine çoğalttıkları bazı nüshala­ra nail olmaları bu görüşe meylimizi artırmış­tır. Nitekim Abdullah b. ez-Zübeyr ve mü'minlerin anaları Hz. Aişe, Hafsa ve Ümmü Seleme'nin (Allah hepsinden razı olsun) böyle davrandıklarını biliyoruz. Bize öyle ge­liyor ki, halife Hz. Osman'ın, nüfuzları ne olursa olsun, bazı kişilerin resmî nüshalara sahip olmalarına izin verip müslümanlar ara­sında ittifak sağlayan ve aralarındaki ihtilâfı kaldıracak olan bu mushaf nüshalarını İslâm diyarına göndermekte cimri davranması mantıkî değildir. Hele Allah kitabının mus-haflar halinde çoğaltılması düşüncesinin asıl sebebinin Kur'ân kıraati hususunda müslü-manların ihtilâfı olunca...

Ancak, kesin sayısı ne olursa olsun bu mus-hafların hepsi Kur'ân'ın tamamını içine alı­yordu. Herbirinde nokta ve harekelerden hâlî yüzondört sûrenin hepsi mevcuttu. Hz. Ebu Bekir'e uyularak bu mushaflarda da ne hareke ve ne de sûrelerin isimleri İle fasılalar vardı. Bunların hepsi yoktu. Bunun ötesinde Hz. Osman'ın mushafları Kur'ân'dan olmayan şerh ve tefsirlerden de tecrid edilmişti. Saha­beden bazısı, Rasûlullah'dan duyduğu tef­sir ve izahı mushafına not ediyordu. Meselâ İbni Mes'ud yazdığı bir âyetin sonunda tefsir ve İzah maksadıyla bir fazlalık bulunmakta­dır. O fazlalık da ümmetin icma' ettiği mushafların büyük çoğunluğuna muhaliftir. İbnu'l-Cezerî bunu vuzuha kavuşturarak şöyle demektedir: "Bazen kıraatlara tefsir ve açık­lamaları sokarlar....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi
« Posted on: 03 Mayıs 2024, 18:51:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi rüya tabiri,Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi mekke canlı, Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi kabe canlı yayın, Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi Üç boyutlu kuran oku Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi kuran ı kerim, Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi peygamber kıssaları,Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemi ilitam ders soruları, Hz. Osman Zamanında Kurânın Cemiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes