๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 29 Temmuz 2012, 12:42:25



Konu Başlığı: Mahkeme Kararları
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 29 Temmuz 2012, 12:42:25
Mahkeme Kararları

Rasûlullah zamanında muhakeme usûl­lerine, kanun ve kuralların yerine getirilmesi­ne ve yönetimin tavrına ışık tutabilmek ama­cıyla bir kaç mahkeme kararını ele alalım:

1- Kölenin Öldürülmesi
 
Bir adamın, kölesini kasden öldürdüğü, bu­nun üzerine Rasûlullah'in adamın yüz değ­nekle cezalandırılmasını ve bir yıl sürgün edilmesini emrettiği rivayet edilmiştir. O kişi­ye ayrıca bir köle âzâd etmesi de emredildi. Normal durumlarda kasden Öldürmenin ceza­sı, öldürülen ister köle, ister hür olsun kısasdır. Öyle görünüyor ki bu cinayet hâkimin takdir yetkisinin cezayı belirlediği hususî bir durumda işlenmiştir. (Zâdu'î-Meâd, c. III).

2- Bir Kızın Öldürülmesi

 
Yahudinin birinin, bir kızın başım iki taş ara­sında ezdiği rivayet edilmiştir. Kıza, Yahudi­nin adı söyleninceye kadar, bunu ona kimin, falanın mı, filanın mı yaptığı soruldu. O Ya­hudinin adı söylenince kız başını salladı. Ya­hudi tutulup getirildi, suçu kabul edince Rasûlullah başının taşlarla ezilmesini em­retti (Buhari ve Müslim).

Bu misâl, hâkim öyle karar vermişse, suçluyu öldürdüğü veya öldürmeye çalıştığı biçimde ceza verilebileceğini göstermektedir.

3- Doğmamış Çocuğun Öldürülmesi
 
Ebu Hureyre'nin rivayetine göre; Hudeyl ka­dınlarından ikisi birbiriyle döğüştü. Biri diğe­rine bir taş attı. Taş, hem kadının, hem de rahmindeki çocuğun ölümüne sebep oldu. O vakit Rasûlullah kadının doğmamış çocu­ğu için diyet olarak en iyisinden bir köle ala­bilecek kadar bir para ödenmesine ve parayı diyetten sorumlu kadının ödemesi gerektiğine hükmetti. Ölen kadının çocuklarını ve onlarla birlikte olanları, öldüren kadının mirasçısı yaptı (Buharı ve Müslim).

4- Hz. Ali'nin İlginç Kararı

 
Yemen'de bir grup, bazı kişileri kuyu kazmak için işe aldı. Bir kişi kuyuya düştü ve düşer­ken de bir başkasını birlikte çekti, ikincisi üçüncüsünü, üçüncüsü de dördüncüsünü çek­ti. Böylece dördü de kuyuya düştü ve Öldü. Durum ölenlerin akrabaları tarafından Hz. Ali'ye bildirildiğinde Ali, kuyuyu kazdırmak için adamları tutan kişileri çağırttı ve kararını verdi: İlkinin tazminatı 1/4 olacaktı, çünkü o diğer üçünü de kendisi ile beraber kuyuya çekti ve Ölümlerine sebep oldu; ikincinin taz­minatı 1/3 olacaktı, üçüncünün 1/2 ve dör­düncünün tazminatı tam olacaktı, çünkü o, kimseyi kuyuya çekmemişti. Bu dava Rasûlullah'a anlatıldığında "Ali'nin karan doğrudur." buyurdu (Ahmed).

5- Haram Kişilerle Evlenmenin Cezası Olarak Ölüm
 
Rasûlullah, babasının karısıyla evlenen bir adamı öldürmesi ve malını müsadere etmesi için, Ebu Bare'yi göndermiştir (Ahmed ve Nesei). Buna benzer bir diğer olay Muaviye b. Karre'nin dedesinden nakledilmiştir: "Al­lah'ın Rasûlü onu, babasının karısıyla evlenen bir adamın üzerine gönderdi. O da onu öldür­dü ve malını müsadere etti." Rasûlullah, İbni Abbas'a "Kendisine haram olan kadınlarla ilişkide bulunanı öldür" buyurmuştur.

6- Suçun İtirafı
 
Bir adam bir kadınla zina etti ve dört kez iti­raf etti. Rasûlullah ona deli olup olmadığı­nı sordu. Hayır, cevabını aldı. Sonra "Evli misin?" dedi. Evet, cevabını alınca onu rec-mettirdi (Buhari ve Müslim). Aynı olayın bir başka rivayetinde adamın şehadetini dinledik­ten sonra Rasûlullah'in adama "zinanın ne demek olduğunu biliyor musun?" diye sordu­ğu nakledilir. Adam "evet, bu kadınla, erke­ğin karısı ile yaptığında meşru olan işi yap­tım" dedi. Rasûlullah "bunu itiraf etmek­ten muradın nedir?" deyince, adam "beni te­mizlemeni istiyorum" dedi. O vakit Rasûlullah adamın recmedilmesini emretti (Ebu Davud).

7- Düşük Vak'aları
 
Mugîre b. Şu'be birbirine kuma olan iki ka­dından birinin diğerine taş attığını ve düşüğe sebebiyet verdiğini rivayet etmiştir. Rasûlullah, en iyisinden bir cariye veya köle satın alabilecek miktar parayı diyet ola­rak belirlemiş ve bunun ödenmesinin kadının baba tarafından akrabalarının görevi olduğu­nu söylemiştir (Tirmizi). Ebu Hureyre düşüğe diyet olarak Rasûlullah tarafından en iyi­sinden bir cariye veya köle, bir at veya katırın uygun görüldüğünü rivayet etmiştir (Ebu Da­vud).

Sa'îd b. el-Müseyyeb Rasûlullah'in, anne­sinin karnında iken öldürülen çocuğun diyeti olarak, en iyisinden bir köle veya cariyeyi be­lirlediğini rivayet etmiştir. Bu kararın aleyhi­ne verildiği kişi "Niye henüz yemeyen, içme­yen, konuşmayan ve hiç sesi çıkmamış bir şey için diyet ödeyeyim!" dediğinde ve böyle bir durum için tazminat Ödenmesi gerekmedi­ğini eklediğinde Allah'ın Rasûlü, "bu adam kâhinlere aittir" buyurdu (Muvatta, Nesei ve Ebu Davud).

8- Şüphe Üzerine Öldürme

 
Rasûlullah, Hatem üzerine bir seriyye düzenledi; bu kabileden bazı kişiler himaye ara­mak için secdeye varmalarına rağmen öldü­rüldüler. Rasûlullah bunu duyduğunda on­lara diyetlerinin yansının ödenmesini emretti ve "ben, müşriklerin yanında bulunan Müslü­manlardan sorumlu değilim" dedi (Ebu Davud).

9- İçki İçmek

 
Hz. Ali, Rasûlullah'in sarhoşa kırk değnek vurulmasını buyurduğunu nakletmiştir. Ebu Bekir de bu cezayı uygulamış, fakat Hz. Ömer (içki içme alışkanlığındaki artıştan olsa gerek) bunu seksen değneğe çıkarmıştır. (Zâdu l-Meâd). Bir adamın içki içip sarhoş olduktan sonra yolda sendelerken yakalandığı ve Rasûlullah'a getirilirken kaçtığı rivayet edilmiştir. Bu olay Rasûlullah'a söylendi­ğinde gülerek; "bunu yaptı mı?" demiş ve adamla ilgili hiçbir emir vermemiştir (Ebu Davud).

Ukbe b. Haris şöyle rivayet etmiştir: "Numan veya Nu'man'ın oğlu sarhoş bir vaziyette Rasûlullah'ın önüne getirilmişti. Rasû­lullah öfkelendi ve evde hazır bulunan her­kese onu dövmelerini buyurdu. Onlar da Nu'man'ı hurma dallan ve ayakkabıları ile dövdüler; ben de onu dövenler arasındaydım." (Buhari).

Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: İçki içen bir adam Rasûlullah'a getirildi. Rasûlullah, "onu dövün" buyurdu. Ebu Hureyre şöyle ilave etti: "Bunun üzerine onu bazılanmız el­lerimizle, bazılanmız ayakkabı! anmız ile ve bazılarımız da elbiselerimiz ile (onlan büke­rek) dövdük. Bitirdiğimizde biri 'Allah'ın laneti üzerine Üzerine olsun' dedi. Bunun üzerine Rasûlullah 'Böyle söylemeyin, çünkü böylece şeytana onu yenmesinde yar­dım edersiniz' buyurdu" (Buhari).

10- Hırsızlık:
 
Allah; "Hırsızlık eden erkek ve kadının, yap­tıklarına karşılık Allah'tan bir ceza olarak el­lerini kesin! Allah daima üstündür, hikmet sa-

hibidir." buyurmuştur (5:38). Hırsızın elinin kesilebileceği en alt sınır Rasûlullah tara­fından belirlenmiştir. Hz. Aişe'ye göre, Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Çeyrek di­nar çalan hırsızın elini (ilk hırsızlığında bilek ekleminden) kesin." (Buhari).

İbni Ömer, Rasûlullah'in üç dirhem değe­rinde bir kalkanı çaldığı için bir hırsızın elini kestirdiğini rivayet etmiştir (Buhari).

Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah bir kadının elini kestirdi, kadın bana gelir­di ve ben de onun sözlerini Rasûlullah'a iletirdim; kadın tevbe etmişti ve tevbesinde samimi idi" (Buhari).

Safvan b. Ümeyye Medine'ye geldi, mescidde hırkasını yastık olarak kullanarak uyudu. Da­ha sonra bir hırsız geldi ve hırkasını çaldı. Safvan onu yakaladı ve Rasûlullah'a getir­di. Rasûlullah de hırsızın ellerinin kesilme­sini emretti. Safvan: "Benim maksadım bu değildi^ hırkamı ona sadaka olarak verdim" dedi. Allah'ın Rasûlü: "Bunu niye hırsızı bana getirmeden önce yapmadın?" dedi (İbni Mâce ve Darimi).

Rasûlullah'a bir hırsız getirilip elleri kesti-rildiğinde, Allah'ın Rasûlü'nün hırsızın elinin boynuna asılmasını emrettiği rivayet edilmiş­tir (Tirmizi, Ebu Davud, Nesei ve İbni Mace).

Hırsızlığın itirafı: Rasûlullah'a bir hırsız getirildiği, fakat yanında hiç bir eşya bulun­madığı rivayet edilmiştir. Allah'ın Rasûlü ona, "Senin çalacağım zennetmiyorum" dedi. Adam çaldığını söyledi ve bunu iki veya üç kez tekrarladı; bunun üzerine Rasûlullah emir verdi ve adamın elleri kesildi (Ebu Da­vud, Nesei, İbni Mace, Darimi).

11- Tek Taraflı İtirafta Cezalandırma
 
Bir adam Rasûlullah'a geldi ve belli bir ka­dınla zina ettiğini söyledi, ancak kadın çağrıl­dığında bunu inkâr etti. Rasûlullah sadece adama yüz değnek cezası verdi, fakat kadını cezasız bıraktı (Zâdu'l-Meâd).

12- Kazf
 
Rasûlullah Hz. Aişe'ye karşı iftira fiilinde bulunan iki adam ve bir kadının her birine seksen değnek vurdurmuştur. (Zâdu'l-Meâd).

13- Yaralama Ve Yara Tazminatı
 
a- Enes b. Mâlik'den rivayet olunduğuna gö­re halası Rübeyy'i binti Nadr bir genç kadının ön dişini kırmış. Olay Rasûlullah'a gidin­ce, O kısas emrini vermiş. Bunun üzerine Enes b. Nadr (Rübeyy'i'nin kardeşi) ayağa kalkarak; "Yâ Rasûlullah, şimdi Rübeyy'i'n ön dişi mi kırılacak? Olamaz! Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, onun ön dişi kınlamaz" demiş. Rasûlullah: "Yâ Enes, Allah'ın hükmü kısastır" buyurmuş, karşı taraf da razı olarak affetmişler. Bunun üzerine Rasûlullah: "Hakikaten Allah'ın kullarından öyleleri var ki, Allah'a yemin ederse Allah kendisini yemininde sabit kılar" buyurmuşlardır (Buhari ve Müslim).

b- Ya'la b. Ümeyye, Rasûlullah ile Tebük Gazvesine giderlerken yanında bir hizmetçisi­nin de bulunduğunu ve bu hizmetçinin bir başkasıyla kavga ettiğini rivayet etmiştir. Biri diğerinin elini ısırmış, ışınlan kişi elini, ısıra­nın ağzından çekince dişini çıkarmış. Dişi çı­kan, Rasûlullah'a şikâyette bulunmuş, O da; "Sen, deve gibi onun elini ısmrken, o ada­mın elini senin ağzında bırakması düşünüle­bilir mi?" buyurarak kısasa gerek görmemiş­tir (Buhari ve Müslim).

c- Sehl b. Sa'd Rasûlullah'in kapısındaki bir delikten içeriye bakıyordu.  Allah'ın Rasûlü yanında bulundurduğu sivri uçlu bir âleti göstererek; "Şayet bana baktığını bilsey­dim bununla senin gözlerini oyardım, çünkü insanlara evlere girerken izin almalan emre­dilmiştir" buyurdu (Buhari ve Müslim). Ebu Zer, Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu riva­yet etmiştir: "Eğer bir kimse, izin almadan bir perdeyi kaldırır ve evin içine bakar da görme­mesi gereken bir şeyi görürse, işlenmesi caiz olmayan bir fiili irtikab etmiş olur. Fakat bir adam perdesiz ve kapalı da bulunmayan bir kapının Önünden geçerken içeriye baksa, hiç­bir günah işlemiş olmaz; çünkü günah içerde-kilere aittir." (Tirmizi). Ebu Hureyre, Rasû­lullah'in: "Eğer bir kimse evinize gizlice bakıyorken ona bir taş atsanız ve gözünü çı­karsanız günahkâr olmazsınız" buyurduğunu rivayet etmiştir. Enes'den de buna benzer bir rivayet kayıtlıdır. Böyle bir kişinin diyet iste­meye hakkı yoktur (Buhari).

d- Hişam'ın babası, Hz. Ömer'in; "Kim Rasûlullah'in düşük hakkında hüküm ver­diğini duydu?" diye sorduğunda rivayet et­miştir. Mugîre "Rasûlullah'ın diyet olarak bir cariye veya köleyi belirlediğini duydum." dedi. Hz. Ömer "İddiana şahit olacak birini göster" deyince Muhammed b. Mesleme, "Rasûlullah'in böyle bir hükmü olduğuna şehadet ederim" dedi (Buhari).

e- Bir hayvanın sebep olduğu yaralanma ve­ya ölüm: Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasûlullah; "Bir hayvanın sebep olduğu ölüm veya yaralanmada kimseye diyet gerekmez; yine bunun gibi bir kuyu ya da madende husule gelen ölüm için de diyet yoktur." bu­yurmuştur. (Buhari ve Müslim).

14- Evli Bir Kişinin Zinası
 
a- Bir adam Rasûlullah'e geldi ve bir ka­dınla haram ilişkide bulunduğunu itiraf etti. Dört kez de yemin etti. Rasûlullah: "Belki onu sıktın, öptün veya ona baktın" dedi. Adam, "Hayır, ey Allah'ın Rasûlü!" dedi. Bu­nun üzerine Rasûlullah"Onunla ilişkide bulundun mu?" diye açık kelimelerle sorup evet cevabını alınca adamın recmedilmesini emretti   (Buhari).   Bir   başka   rivayette Rasûlullah onunla yatıp yatmadığını, vü­cutlarının temas edip etmediğini sordu, evet cevabını aldı. Yine bir başka rivayette adam kadınla cinsî ilişkide bulunduğunu İtiraf edin­ce Rasûlullah uzvunun kadının uzvuna gi­rip girmediğini sordu, adam girdiğini söyle­yince Rasûlullah "çubuğun damlalığa veya ipin kuyuya girdiği gibi mi?" diye sordu. Öy­le olduğu cevabını alınca ona zinanın ne de­mek olduğunu bilip bilmediğini sordu, o da bildiğini söyleyince Rasûlullah recmedil­mesini emretti (Ebu Davud).

b- Câbir b. Eşlem el-Ensarî, Benî Eşlem ka­bilesinden bir adamm Rasûlullah'e gelerek gayri meşru ilişkide bulunduğunu bildirdiğini ve kendi aleyhinde dört kez şahitlik ettiğini rivayet etmiştir.  Adam evli olduğu  için Rasûlullah recmedilmesini emretmiştir (Buhari).

Şeylanî kendisinin Abdullah b. Ebi Avf a "Allah'ın Rasûlü recm cezasını uyguladı mı?" diye sorduğunu rivayet etmiştir. Abdullah "Evet" dedi. Şeylanî "Nur sûresi nazil olduk­tan sonra mı, önce mi?" dediğinde Abdullah "bilmiyorum" dedi (Buhari).

15- Bekârın Zinası
 
a- Zeyd b. Halid el-Cuhanî Rasûlullah'ın evli olmayan ve bir halde cinsî ilişkide bulun­muş bir kişiye seksen değnek vurduğunu ve bir yıl sürgün ettiğini rivayet etmiştir. Ömer

b. Hattab da böyle bir kimseyi bir yıl sürmüş­tür ki, bu sünnet hâlâ geçerlidir (Buhari).

b- Ebu Hureyre Rasûlullah'in, gayri meşru ilişkide bulunmuş bekâr bir kişiyi muhakeme ettikten sonra bir yıl sürgün ettiğini ve haddi uyguladığını rivayet etmiştir (Buhari).

c- Ebu Hureyre Rasûlullah'e, zina etmiş bulunan bir cariyenin hükmünün sorulduğunu rivayet etmiştir. Rasûlullah "eğer zina et­mişse ona yüz değnek vurun, fakat azarlama­yın; tekrar zina ederse yine değnek vurun fa­kat azarlamayın; üçüncü kez zina ederse bir ip parçasına da olsa satınız" buyurmuştur (Buhari). 

16- Tecavüz
 
a- Vâil b. Hucr, Rasûlullah zamanında bir kadının namaz kılmak için dışarıya çıktığını ve onunla karşılaşan bir adamın ona tecavüz ederek arzusunu tatmin ettiğini rivayet etmiş­tir. Kadın, muhacirlerden bir gruba rastlayın­ca "bu adam bana şunu şunu yaptı" dedi. Mu­hacirler adamı yakaladı ve Allah'ın Rasûlü'ne getirdiler. Rasûlullah kadına: "Sen git, Al­lah seni affetmiştir." dedi ve onunla ilişkide bulunan adamın recmedilmesini emretti. Da­ha sonra Rasûlullah şöyle söyledi: "O adam öyle bir tevbe etti ki, eğer Medine halkı öyle tevbe etse idi onların hepsinin de tevbeleri kabul olurdu." (Tirmizi ve Ebu Davud).

b- Nâfi, Ebu Ubeyd'in kızı Safıye'nin, halife­nin kölelerinden birisinin ganimet olan kızlar­dan biri ile kızın arzusu hilâfına cinsî müna­sebette bulunduğunu ve kızlığım bozduğunu bildirdiğini rivayet etmiştir. Ömer, köleyi dövdürdü fakat kızı dövdürmedi. Çünkü olay kızın arzusu hilâfına olmuştu (Buhari).

17- Allah'a İsyan Ve İrtidat
 
"Rasûlullah, Allah'a ve Rasûlü'ne savaş açan ve îslâm dininden dönen Ureyne kabile­sinin adamlarının ellerini ve ayaklarını kestir­di. Ve (onların kanayan uzuvlarını) ölümleri­ne kadar dağlatmadı." (Buhari).

Delil Yokluğunda Yemin: Eş'as b. Kays, Rasulullah'in (bir davacıya) "İki şahit ge­tirmelisin, aksi takdirde sanıktan (inkâr eder­se) yemin etmesi istenecektir" buyurduğunu rivayet etmiştir (Buharı).

Ta'zîr Gerektiren Suçların Cezalandırılması:

Ebu Bürde, Rasulullah'in şöyle buyurdu­ğunu rivayet etmiştir: "Hadd cezası hâriç, hiç kimseye 10'dan fazla değnek vurulmasın." (Buhari). Ve Abdurrahman başkalarından naklen Rasulullah'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hakkında hadd belirlenmiş suçtan dolayı tutulan kimse hâriç hiç kimseye verile­cek ceza on değneği geçemez." (Buhari).