> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Kuranın Parça Parça İndirilmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuranın Parça Parça İndirilmesi  (Okunma Sayısı 2709 defa)
23 Ağustos 2012, 13:41:30
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 23 Ağustos 2012, 13:41:30 »



KUR'ÂNIN PARÇA PARÇA İNDİRİLMESİ VE HİKMETLERİ

İlâhî hikmet, vahyin Rasûlullah ile devam­lı ilişkili olmasını, hergün ona yeni birşeyler öğretmesini, yol göstermesini, kalbini teskîn ve huzurunu artırmasını, ayrıca sahabenin ih­tiyaçlarına cevap vererek; onları eğitmesini, geleneklerini ıslâh edip olaylarına çözüm yol­larını bulmasını, âni olarak onları talimat ve hükümleriyle karşı karşıya getirmemeyi dile­miştir. Bu karşılıklı ilişkinin bir gereği olarak Kur'ân "ihtiyaca binâen beş, on veya daha az yahut daha çok sayıda âyetler halinde parça parça inmiştir." İfk olayında on ayetin birden indiği, sahih rivayetlerde ifade edilmektedir. Ayrıca Mü'mİnûn suresinin ilk on ayetinin topluca indiği de sahih rivayetlerde belirtil­mektedir. Nisa sûresinin 95. âyetinin bir kıs­mı ile Tevbe sûresinin 28. âyetinin son kısmı yalnız başına inmiştir. Ayetin baş tarafı indik­ten sonra bu kısım İnmiştir (ei-Itkan, c. I, sh. 73).

Bu minval üzere Kur'ân taksit taksit inmiştir. Tâ ki Peygamber ağır ağır onu okusun ve sahabe de azar azar okusunlar. Böylece Kur'ân-ı Kerim olaylara ve Rasûlullah'in hayatı boyunca ortaya çıkan ferdî ve sosyal ilişkilere uygun olarak azar azar indirilmiştir. Kur'ân'ın iniş müddeti, Rasûlullah'a peygam­berlik geldikten sonra Mekke'de onüç sene kaldığını kabul edersek, ki Medine'de on sene kaldığı rivayetlerin ittifakıyla sabit olup top­lam olarak yirmiüç sene devam etmiştir. Nite­kim İbni Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği rivayet edilir: Rasûlullah'a kırk yaşında peygam­berlik gelmiş, kendisine Peygamberlik gel­dikten sonra onüç yıl Mekke'de ikamet etmiş, bilâhare on yıl hicretle emrolunmuştur. Alt-mışüç yaşında da vefat etmiştir. (Buharı). Bazıları Kur'ân'm İniş müddetini yirmi, bazı­ları da yirmibeş. yıl olarak kabul etmiştir. Bu, Rasûlullah'm peygamberlikten sonra Mekke'de kaç yıl kaldığı hususundaki ihtilaftan ileri gelmektedir ki, bu müddet bazılarına gö­re on, bazılarına göre de onbeş yıldır (el-Burhan).

Şâ'bî'nin (H. 109) belirttiği gibi, "Kur'ân'ın nuzûle başlaması, Kadir gecesinde olmuş ve sonra çeşitli zamanlarda taksit taksit inmeye devam etmiştir." (el-Burhan). Şâ'bî böylece bu görüşle Yüce Allah'ın "biz onu Kadir ge­cesinde indirdik" (97: 1) sözüyle "Onu, in­sanlara ağır ağır okuman için okuma parçala­rına ayırdık ve onu azar azar İndirdik." (17: 106) sözünün arasını bulmuştur ki, bu doğru bir anlayış olup Allah'ın, Kitabını "Mübarek bir gecede" ve "Ramazan ayında" indirdiğini bildiren haberine ters düşmemektedir. Çünkü o zaman maksat; Allah Teâlânın, Kur'ân'ın indirilişini "mübarek bir gecede" (44: 3) baş­lattığı ve bu geceyi de "Kadir Gecesi" ile açıkladığıdır ki, bu gece Ramazan ayındadır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Ramazan ayı -ki insanlara yol gösterici, hi­dayeti, doğruyu ve yanlışı birbirinden ayırdedip açıklayıcı olarak Kur'ân o ayda indiril­miştir- ..." (2: 185). Daha sonra da olay ve vakıalarla birlikte taksit taksit inmiştir.

Kur'ân'ın üç inişinin bulunduğu; birincisinin Levh-i Mahfuz, ikincisinin dünya semasında Beynı'l-İzze'ya ve üçüncüsünün de olaylara uygun olarak taksit taksit indirildiğini söyle­yen görüşün senetlerinin hepsi her ne kadar sahih ise de bu görüşe meyledecek değiliz. Çünkü zikredilen bu görüşler gayb âlemini il­gilendirir ki, bu konuda ancak yakîn ile sabit olan mütevatir Kur'ân ile mütevatir Sünnet hüccet kabul edilir. Bu görüşün dayandığı ri­vayetlerin senetlerinin sahih olması, ona İnan­mayı vâcib kılacak yeterli delil değildir. Nasıl bu görüşe inanalım ki, Kur'ân ona muhalif­tir?! Allah'ın Kitabı, sadece vahyin çeşitli za­manlarda ve taksit taksit olduğunu açıkça an­latmaktadır. Kur'ân'dan açıkça anlaşılan; onun parça parça indirilmesi; kasideyi toplu­ca dinlemeye alışık olan ve bir kısmı Tev­rat'ın toplu olarak geldiğini duymuş bulunan müşriklerin itirazlarına konu olmuş, neden taksit taksit geldiği hususunu dillerine dolayıp bir defada toplu olarak indirilmesi gerek­tiğini i'eri sürmüşlerdir. Yüce Allah, Furkan sûresinde bu itirazlarını zikrederek onlara ce­vap verir: "İnkâr edenler: 'Kur'ân ona bir de­fada indirilmeli değil miydi?' dediler. Biz, onunla senin kalbini sağlamlaştırmak (çeşitli olaylara karşı yeni gelen âyetlerle kalbini tak­viye etmek) için onu böyle (parça parça indir­dik) ve onu ağır ağır okuduk. (Ey Rasulüm), onların sana getirdiği her misale (her bâtıl so­ruya) karşı mutlaka biz sana, (o bâtılı yok edecek) gerçeği ve en güzel açıklamayı getiri­riz." (25: 32-33).

Kaldı ki, Kur'ân'ın üç inişinin olduğunu söy­leyenler -bu nüzul yerlerinin sayılı olmasının hikmetini açıkladıktan sonra- son nuzülü olan üçüncüsünün; olaylara göre parça parça inişi­nin sırlarına işaret etmekten geri kalmıyorlar. Bu hikmetler, o kadar açıklık kazanmıştır ki, hiç kimse için kapalı değildir. "Şayet ilâhî hikmet -dedikleri gibi- onun, olaylara uygun olarak taksit taksit onlara ulaşmasını gerekli kılmasaydı, ondan önce münezzel kitaplar gi­bi o da toplu olarak yeryüzüne indirilirdi. Lâkin Allah kendisini iki hususta diğerlerin­den ayrı kıldı: Kendisine İndirildiğinin sânını yüceltmek için toplu olarak (dünya semasına) ve sonra da kısım kısım indirilmiştir." (el-It-kan, c. I, sh. 69-70).

Vahyin Rasûlullah'in ihtiyaçlarına cevap vermesi iki şekilde olmaktadır: Bunlardan bi­ri, her olaydan sonra, Kur'ân'dan yeni birşeyler getirmekle kalbini güçlendirmesi, diğeri ise Kur'ân'i ezberlemesini kolaylaştırmasıdır. Ebû Şâme birinci şekle şöyle demektedir: Şa­yet Kur'ân'ın parça parça inmesinin sırrı ne­dir? Diğer kitaplar gibi neden topluca indiril-memiştir? gibi sorulara bizzat Yüce Allah'ın kendisi cevap vererek şöyle buyurmaktadır: "Küfredenler, Kur'ân ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?' dediler" diyerek peygamberlerden kendilerine kitap verilenle­re kitapların bir defada indirildiğini kastediyorlar. Allah Teâlâ onlara şu sözlerle cevap veriyor: "Evet öyle." Yani Biz onu çeşitli za­manlarda müteferrik olarak indirdik "onu kal­bine yerleştirmek için." Yani onunla kalbini güçlendirmek için müteferrik olarak indirdik. Vahyin her olayda tekrar gelmesi kalbi güç­lendirmek ve kendisine vahiy gönderilenin değerini yüceltmek anlamını taşır. Bu durum meleğin daha çok gidip gelmesini sağlar. Kendisine ve Yüce Allah'tan ona kadar gel­miş olan teminat yenilenir. O zaman Rasûlullah anlatılması güç bir sevince eri­şirdi. Bu sebeple en cömert olduğu zaman Ramazan ayı İdi. Çünkü bu ayda daha çok Cebraille karşılaşıyordu (el-Itkan, c. I, sh. 71).

Kur'ân, kavimleriyle Peygamberler arasında geçen haberleri zikretmekle Arapların hayal ve dikkatlerini kendine çekiyor ve bu olayları çeşitli şekil ve üslûplarla her zikrettiğinde tat­lılığı artıyordu. Çoğu yerde bu olaylar sadece Rasûlullah'ın ve mü'minlerin kalblerini güç­lendirmek için anlatılır. Kur'ân bunu ifade ederek şöyle buyuruyor: "Peygamberlerin ha­berlerinden, senin kalbini sağlamlaştıracak her şeyi sana anlatıyoruz..." (11: 120). Geç­miş peygamberlerin kıssalarının zikredilerek muhtelif zamanlarda tekrar edilmesi ve çeşitli üslûplarla anlatılması, Rasûlullah'ın kalbini güçlendirmek ve kavminden gördüğü eziyet­ler karşısında onu teselli etmek için bir vesi­ledir. Muhammed ilk defa gelmiş bir pey­gamber değildir. Ondan önce de peygamber­ler gelmiş ve onlar da yalanlanmışlar, azâb ve işkence görmüşlerdir: "... nihayet peygamber ve onunla birlikte inananlar: 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyecek olmuşlardı..." (2: 214).

Böylece Kur'ân'dan her yeni birşey indikçe, Rasûlullah'ın karşılaştığı zorluklar hafifliyor, teselli buluyor ve kendisinden önceki pey­gamberlerin yolundan gitmesi ona sevdirilmiş oluyordu. Gelen âyetler bazen ona açıkça sabretmesini emrediyordu: "Onların dedikle­rine sabret ve güzelce onlardan ayrıl." (73: 10). "O halde sen de, peygamberlerden azim  (ve irade) sahiplerinin sabrettikleri gibi sab­ret..." (46; 35). Bazen apaçık olarak kendisi­ni hüzün ve kederden sakındırıyordu: ''Onla­rın sözü seni üzmesin. Biz onların gizledikle­rini de, açığa vurduklarını da biliriz." (36: 76). "O (inanmaya)nların sözü seni tasaya dü­şürmesin. Çünkü üstünlük tamamen Allah'ın­dır. İşiten ve bilen O'dur." (10: 65). Bazen de kâfirlerin şahsını kendisinden dolayı hedef al­madıklarını, kendi zâtından dolayı onu yalan­cılıkla itham etmediklerini, asıl gayelerinin; ancak Hak'ka karşı gelmek olduğunu haber veriyor. Çünkü onlar, her asırda görülen bir­kaç münkirden İbarettir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Biliyoruz, onların de­dikleri elbette seni üzüyor; gerçekte onlar se­ni yalanlamıyorlar; fakat o zâlimler bile bile Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar." (6: 33), İbni Kesîr bu âyetin tefsirinde şöyle demekte­dir: Yüce Allah, kavminin onu yalanlamaları­nı ve ona muhalefet etmeleri hususunda Pey­gamber'i teselli ederek; "Biliyoruz, dedik­leri seni üzüyor' buyuruyor. Yani onların se­ni yalanlamalarından ve bunun için üzülmen­den haberdarız. "Onlar için üzülme." Başka bir âyette de şöyle buyurmaktadır: "Belki iman etmezlerse arkalarından esef ederek kendini üzeceksin," "Şimdi bu Kur'ân'a imân etmezlerse, belki arkalarından esef ederek kendini üzeceksin." Yine şöyle buyurur: "On­lar hakikatte seni yalanlamıyorlar, fakat o zâlimler bile bile Allah'ın âyetlerini inkâr edi­yorlar.." Yani haddi zatında gayeleri seni yalancılıkla itham etmek değildir. "Lâkin o zâlimler, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar" Yani onlar, hakka karşı inat etmektedirler. (İbni Kesîr, c. 2, sh. 129).

Bu teselli veren ve güzel sabırla iyi örneği gösteren âyetlerin tekrar tekrar inmesi, Pey­gamber'in haber ve kıssalarının anlatılma­sının temel hikmetidir. Şayet müşriklerin Rasûlullah'e eziyetle birlikte, kalbine güç veren vahiy kesilip kendisini teselli eden bu âyetler tekrar tekrar inmemiş olsaydı, bu gibi durumlarda insanın başına gelen ve kalbi hü­...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuranın Parça Parça İndirilmesi
« Posted on: 06 Mayıs 2024, 19:15:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuranın Parça Parça İndirilmesi rüya tabiri,Kuranın Parça Parça İndirilmesi mekke canlı, Kuranın Parça Parça İndirilmesi kabe canlı yayın, Kuranın Parça Parça İndirilmesi Üç boyutlu kuran oku Kuranın Parça Parça İndirilmesi kuran ı kerim, Kuranın Parça Parça İndirilmesi peygamber kıssaları,Kuranın Parça Parça İndirilmesi ilitam ders soruları, Kuranın Parça Parça İndirilmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes