> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Kuranı Kerimin Meydan Okuması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuranı Kerimin Meydan Okuması  (Okunma Sayısı 1076 defa)
10 Haziran 2012, 10:41:08
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 10 Haziran 2012, 10:41:08 »



3- Kur'an-ı Kerim'in Meydan Okuması

Bütün İnsanlığa Meydan Okuma. Kur'an-ı Kerim'in, ondan şüphesi olan bütün insan­lığa, kendisi gibi bir kitap, hatta suresini ge­tirmeleri şeklindeki meydan okuması günü­müze kadar cevapsız kalmıştır. Kur'an-ı Ke­rim'in lisanındaki üslup ve ihtişamı bilenler, onu hadis kitaplarındaki Rasulullah'in li­sanından hemen ayırdedecektir. İkisi arasın­da elmas gibi mücevherler ile mermer ve cam arasındaki fark gibi fark vardır. Kur'an-ı Ke­rim'in meydan okuyuşu şöyle ifade edilmek­tedir: "De ki: 'İnsanlar ve cinler birbirine yardımcı olarak bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, andol-sun ki, yine de benzerini ortaya koyamaz-lar? " (17: 88). Kâfirlere şöyîe meydan okun­maktadır: "Yoksa, Onu uydurdu mu diyor­lar? Öyleyse siz de onun benzeri uydurma on sure getirin; eğer samimi İseniz ALLAH'tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın. Eğer size cevap veremezlerse bilin ki, (O), ALLAH-ın bilgisiyle indirilmiştir. O'ndan başka tan­rı yoktur, artık müslümansınız değil mi?" (11: 13-14). Bakara Suresi'nde şöyle buyurul-maktadır: "Kulumuza (Muhammed'e) indir­diğimizden (Kur'an'dan) şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sure getirin; eğer doğ­ru (sözlü) iseniz, ALLAH'tan başka güvendik­lerinizi de yardıma çağırın. Yapamazsanız —ki asla yapamayacaksınız— o halde yakı­tı insanlar ve taşlar olan inkarcılar için ha­zırlanmış ateşten sakının." (7: 23-24). Müş­rik ve kâfirlere, Kur'an-ı Kerim'in hiç kimse tarafından meydana getirilmiş olmadığı, fa­kat ALLAH'ın kelâmı olduğu açıkça söylen­mektedir: "Bu Kur'an, ALLAH'tandır, başka­sı tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve o- kitabı açıklar. Şüphesiz Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Yoksa, 'Onu uydurdu' mu di­yorlar? De ki: 'Eğer doğru iseniz haydi onun benzeri bîr sure getirin ve ALLAH'tan başka çağırabîleceklerİnizi de çağırın." (10: 37-38).

Vâsi Değil Elçi (Rasul). İnsanlara, Muhammed'ın bir vâsi, muhafız veya işlerin mü­dürü olmayıp, onun ALLAH'ın dinini tebliğ ve tavsiye etmekle görevli ALLAH'ın rasulü (elçi­si) olduğu söylenmiştir. İnanmak veya inkâr etmek onlara kalmıştır, çünkü insanlar ha­reketlerinden ötürü tamamen sorumlu ve mükelleftirler."(Ey Muhammedi) Sen öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt verensin. Onla­rın üzerinde zorlayıcı değilsin." (88: 21-22). En'âm Suresi'nde de şöyle buyurulmuştur: ' 'ALLAH dileseydi şirk (ortak) koşmazlardı. Biz seni onlara bekçi (koruyucu) yapmadık, on­ların vekili de değilsin." (6: 107). Yine aynı surede şu ifadeyi görüyoruz: "O (Kur'an), hak (gerçek) iken kavmin onu yalanladı. De ki: 'Ben size vekil değilim' " (6: 66) Yunus Suresi'nde de şöyle buyurulmaktadır: "De ki: 'Ey insanlar! Rabbinİzden size hak (ger­çek) gelmiştir. Doğru yola giren ancak ken­disi için girmiş ve sapıtan da kendi zararına olarak sapılmıştır. Ben sizin bekçiniz deği­lim.' " (10: 108). Zümer Suresi'nde şöyle den­mektedir: "Biz, insanlar için Kitab'ı hak ile sana indirdik. Artık kim doğru yola gelirse kendi yararınadır, kim de saparsa kendi za­rarına sapmış olur. Sen onlara vekil değilsin." (39: 41).

Rasulullah'ın Görevi. Rasuîullah, Al­lah tarafından, bütün güç ve gayretiyle yeri­ne getirdiği açık ve kesin bir görevle gönde­rilmiştir: "De ki: 'Doğrusu ben, göklerin ve yerin hükümrânı, O'ndan başka tanrı bulun­mayan, dirilten ve öldüren ALLAH'ın, hepiniz için gönderdiği peygamberiyim. Gelin Al­lah'a ve O'nun ümmî {okuma yazması olma­yan) ve haber getiren peygamberine inanın —ki o da ALLAH'a ve sözlerine inanmıştır. Ona uyun ki doğru yolu bulaşınız.' " (7: 158). Nemi Suresi'nde de şöyle buyurulmak-tadır: "De ki: 'Ben sadece her şeyin sahibi olan ve bu kutlu kılınmış şehrin Rabbine kul­luk etmekle emrolundum. Müslümanlardan olmakla ve Kur'an okumakla emrolundum.'

Kim doğru yolu bulmuşsa yalnız kendisi için bulmuş olur, kim sapıtmışsa kendine etmiş olur. De ki: 'Ben sadece uyarıcılardanım.' " (27: 91-92). Rum Suresi'nde de şu ifadeyi gö­rüyoruz: "(Ey Muhammed!) O halde, ger­çek müslüman (muvahhid) olarak kendini di­ne doğrult; ALLAH'ın dinine ki, insanları onun üzerine yaratmıştır. ALLAH'ın yarattığı bu di­ni değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler. Hep ALLAH'a dönüp itaat edin, OL ndan korkun ve namaza devam edin; müş­riklerden olmayın." (30: 30-31). Âl-i İmrân Suresi'nde de şöyle buyurulmaktadır: "An-dolsun ki ALLAH, inananlara, ayetlerine oku­yan, onları arıtan, onlara Kitap ve hikmeti öğreten kendilerinden bir peygamber gönder­mekle iyilikte bulunmuştur. Halbuki onlar, önceleri apaçık sapıklıkta idiler." (3: 164). En'âm Suresi'nde şu ifadeyi görüyoruz: "Rabbinden sana vahyolunana uy! O'ndan başka tanrı yoktur, puta tapanlardan yüz çe­vir." (6: 106). Yunus Suresi'nde de şöyle den­mektedir: "Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün­de yaratıp sonra arşa hükmeden, işi düzen­leyen Allahtır. İzni olmadan kimse şefaat edemez. İşte Rabbiniz olan ALLAH budur. O'na kulluk edin. Nasihat dinlemez misî-niz?" (10: 3). Tûr Suresi'nde şöyle buyurul­maktadır: "(Ey Muhammed) Öğüt ver; Rab-binin nimetiyle sen, ne kâhinsin, ne de mec­nun. Yoksa onlar (senin için); 'Bir şairdir, za­manın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz' mu derler? De ki: 'Gözleyin, doğrusu ben de sizinle beraber gözlemekteyim! Bunu onla­ra akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir kavim midirler? Yahut: 'Onu kendi uydurdu' diyorlar, öyle mi? Hayır, onlar inanmıyorlar. Eğer doğru (iddialarında sa­mimi) iseler haydi onun (Kur'an'ın) benzeri bir söz getirsinler." (52: 29-34). Ve Müddes-sir Suresi'nde bu görev özetlenmektedir: "Ey örtüye bürünen (Muhammed), Kalk da uyar! Rabbini tekbir et (yücelt). Elbiseni temiz tut. Pislikten (kötülükten) kaçın. Verdiğini çok görerek başa kakma. Rabbin için sabret." (74: 1-7). Kehf Suresi'nde de şöyle buyurul­maktadır: "De ki: 'Ben de ancak sizin gibi bir insanım; ancak bana tanrınızın tek bir T&nrı olduğu vahyolunuyor. Rabbine kavuş­mayı uman kimse yararlı bir iş işlesin ve Rab-bİne kullukta hiç ortak koşmasın" (18: 110). Sebe Suresi'nde ise şöyle denmektedir: "De ki: 'Size tek bir öğüdüm var: AllarTiçin iki­şer ikişer ve tek tek kalkınız, sonra düşünü­nüz, (göreceksiniz ki) arkadaşınızda delilik­ten eser yoktur. O, ancak şiddetli bir azabın önünde sizi uyarıcıdır." (34: 46). Necm Su­resi'nde de şunları okumaktayız: "Arkada­şınız sapmamış ve azmamıştır. O, kendiğilin-den konuşmamaktadır. Onun konuşması an­cak, bildirilen bir vahy iledir. Ona, çetin kuv­vetlere sahip ve güçlü olan (Cebrail) öğret­miştir: Üstün akla sahip (olan melek) en yüksek ufukta doğrulmuş iken. Sonra yak­laşmış ve inmiştir. Araları iki yay aralığı ka­dar, belki daha da yakın oldu. (ALLAH o an­da) kuluna vahyedeceğini vahyetti. Onun (Muhammed'in) gördüğü şey hakkında ken­disi ile tartışır mısınız?" (53: 2-12).

Uyarıcı ve Müjdeci. Kur'an-ı Kerim, Muhammed'ın, ALLAH'ın dinini reddetmenin kötü sonuçları bakımından insanları uyarı­cı blarak ALLAH tarafından gönderildiğini açıklamaktadır. "Düşünmüyorlar mı ki, ar­kadaşları olan peygamberde deliliğin eseri yoktur. O ancak açıkça uyaran bir kimsedir." (7: 184).Yunus Suresi'nde şu ifade bulunmak­tadır: "İçlerinden birine, 'İnsanları uyar ve inananlara, Rableri katında yüksek makam­lar olduğunu müjdele' diye vahyetmemiz, in­sanların tuhafına mı gitti ki, kâfirler: 'Bu apaçık bir büyücüdür' dediler?" (10: 2). Hicr Suresi'nde şöyle buyurulmaktadır: "Kâfir­ler içinde bazı kimselere verdiğimiz kat kat servete gözünü dikme, onlara üzülme; ina­nanları kanatların altına al. De ki: 'Doğru­su ben apaçık bir uyarıcıyım' Kur'an'ı işle­rine geldiği gibi bölenlere de, kendi kitapla­rının bir kısmına inanıp, bir kısmını kabul etmeyen yahudi ve hıristiyanlan da nitekim kitap indirmiştik. Rabbine andolsün ki hep­sini yaptıklarından sorumlu tutacağız." (15: 88-93). Sebe Suresi'nde de şöyle denmektedir: "(Ey Muhammed) Biz seni bütün insan­lara uyarıcı olarak göndermişizdir; fakat in­sanların çoğu bilmez." (34: 28). Fetih Sure­si'nde ise şöyle buyurulmaktadır: "(Ey Mu­hammed!) Biz seni, şahit, müjdeci ve uyarı­cı olarak gönderdik. Ki ALLAH'a ve rasulüne inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam O'nu teşbih ede­siniz." (48: 8-9). Ve Necm Suresi'nde şöyle denmektedir: "Bu da eski uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır. O (Kıyamet) yaklaştıkça yaklaş­mıştır. Onu ALLAH'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyor­sunuz... Ağlamıyorsunuz. Habersiz oyalan­maktasınız. Artık secdeye varın. ALLAH'a kul­luk edin." (53: 56-62). Müzemmil Suresi­nde şu ifadeyi görüyoruz: "Firavuna bir pey­gamber gönderdiğimiz gibi, size de, hakkı­nızda şahitlik edecek bir peygamber gönder­dik" (73: 15). Ahzâb Suresi'nde ise şöyle bu­yurulmaktadır: "Ey Peygamber! Biz seni, şa­hit, müjdeci, uyarıcı; ALLAH'ın izniyle O'na çağıran, nurlandıran bir ışık olarak göndermişizdir." (33: 45-56). Muhammed'in, kendinden önceki elçiler gibi ALLAH tarafın­dan gönderilenbir rasul olduğuna açıkça işa­ret eden bunlar gibi çok sayıda ayet vardır. Kendinden önceki rasuller gibi Rasulullah'ın da amacı insanlar ve kavimleri ALLAH-ın dinine uymamanın kötü sonuçları hakkın­da uyarmak ve O'na inanıp iyi işler işleyen­leri de müjdelemektir.

Bir Rahmet Olarak Gönderilmiştir. Muham­med @, ALLAH'tan kullarına bir rahmettir. O, insanların doğru yolda olması için rehberlik yapmakta, küfür ve cehalet karanlığından Hakkın Nuru'na götürmektedir: "... Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarman için, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; belki düşünürler. Yaptıkların­dan dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: 'Rabbimiz! Bize bir peygamber göndersey-din de, ayetlerine uysak ve müminlerden ol­saydık! diyecek olmasalardı (seni gönder­mezdik)" (28: 46-47). En'âm Suresi'nde şöy­le denmektedir: "......
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 10 Haziran 2012, 10:41:27 Gönderen: Saniyenur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuranı Kerimin Meydan Okuması
« Posted on: 29 Mart 2024, 15:56:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuranı Kerimin Meydan Okuması rüya tabiri,Kuranı Kerimin Meydan Okuması mekke canlı, Kuranı Kerimin Meydan Okuması kabe canlı yayın, Kuranı Kerimin Meydan Okuması Üç boyutlu kuran oku Kuranı Kerimin Meydan Okuması kuran ı kerim, Kuranı Kerimin Meydan Okuması peygamber kıssaları,Kuranı Kerimin Meydan Okuması ilitam ders soruları, Kuranı Kerimin Meydan Okumasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes