๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 19 Temmuz 2012, 12:28:09



Konu Başlığı: Kurân Müminler için Şifâ Ve Rahmettir
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 19 Temmuz 2012, 12:28:09
d-Kur'ân, Mü'minler için Şifâ Ve Rahmettir

Kur'ân sahip olduğu muhteşem vasfı ile kal­bin hastalıklarını tedavi eder ve kendisine iti­kat edenlere ALLAH'ın rahmetini taşır:

"Biz Kur'ân'dan, mü'minlere şifâ ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Kur'ân, mü'minlere şifadır. İnananlar, onunla dünya ve ahiret dertlerinin şifâsmı bulurlar. Onun din ve dün­yaya ait hükümlerine uyarak ruhen huzura ka­vuşurlar. Ama Kur'ân zâlimlere ziyan artır­maktan başka bir katkıda bulunmaz. (Çünkü onlar Kur'ân'ı inkâr ederler. İnkârlarından ötürü de hüsranları artar)?" (17:82).

Gerçekten Kur'ân'm taşıdığı İlâhî Mesaj "bi­zim hastalıklı vicdanlarımıza bir tedavi, ma­nen geleceğimiz ve günahlarımıza bağışlan­ma sevinci açısından bir ümittir. İmanla çalı­şan herkes bu önceliklerden yararlanacaktır. Kaybedecek olanlar yalnızca ALLAH'ın Şeriati-ne isyan edenlerdir. Hakikate karşı çıktıkça batağa -yok olmaktan daha beter günah ve gazâb-ı İlâhîye- daha bir saplanırlar." (A. Yu­suf Ali, The Holy Qur'an, sh. 718, not: 2282).

Kur'ân'ı kendilerine rehber ve hüküm kitabı edinen topluluklar ALLAH'ın rahmetine mazhar olurlar ve her tür zihnî, ruhî, ahlâkî ve kültü­rel illetlerden şifâ bulurlar. Diğer taraftan Kur'ân'ı reddeden ve onun hidayetine sırtını dönen günahkârlar kendi kendilerine zulmet­mektedirler. Zira Kur'ân'm vahyi ya da haberi insanlara ulaşıp da red sözkonusu olduğunda Kur'ân, inkarcıları önceki kötü durumlarında da bırakmaz, onları öncekinden daha büyük bir ziyana sürükler. Bunun sebebi; inkarcılar Kur'ân'm vahyinden ya da onunla tanışmala­rından önce kayıpları yalnızca cehaletten ileri gelmekte idi, ancak ne zaman Kur'ân önleri­ne geldi ve Hak ile Bâtıl arasındaki ayrımı açık bir biçimde ortaya koydu, bu durumda inkarcılara önceki cehalet durumunda devam etmeleri için hiçbir mazeret kalmamış oldu.

Bundan sonra yine Kur'an'ın hidayetini redde­der ve sapıklıklarında ısrar ederlerse bu onla­rın cahil olmadığının, fakat zulmün uygulayı­cıları ve bâtılın kullan olduklarının, Hakikate karşı cephe almış bulunduklarının açık bir de­lilidir. Bunların örneği zehir ve hayat iksiri önlerine konduğunda tercihini zehire yapan biri gibidir. Bu durumda sapıklıklarından do­layı sadece kendileri sorumludurlar ve işle­dikleri cürümlerin cezasını çekeceklerdir. Açıkça görüldüğü üzere bundan sonraki gü­nahın getireceği kayıp önceki cehaletin ver­dirdiği kayıplara nisbetle çok daha büyüktür. Rasûlullah bu gerçeği şu kısa ve anlamlı cümlede ifade etmiştir: "Kur'ân ya sizin aley­hinize ya da lehinize bir delildir." (Mevdûdî, a. g. e., c. II, sh. 163).

Yani Rabbimizce şifâ, rahmet ve insanlık için bir inayet olarak gönderilen şey ona karşı çı­kan ve inkâr eden kötü-niyetli, fesat ehline karşı bir yıkım, mahrumiyet ve gazap vasıtası olmuştur. Kur'ân'm reddi ALLAH'a karşı gelen isyankârlar açısından kayıp ve tahribattan başka birşey getirmemiştir.