> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Kurâ'ın Çağrısı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kurâ'ın Çağrısı  (Okunma Sayısı 554 defa)
15 Ağustos 2012, 13:48:56
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 15 Ağustos 2012, 13:48:56 »



Kur'ân'ın Çağrısı

Kur'ân'da, hayatın bu yönü kadar üzerinde durulan başka bir şey yoktur. Kur'ân'ın, tek bir fırkaya veya topluluğa ait hiçbir dini be­nimsemediği tekrar tekrar beyan edilmekte­dir. Öte yandan Kur'ân indiriliş gayesinin, bütün fırkacılıklara son vermek ve bütün in­sanlığı tek bir yola, yenilik tanımayan, fakat tabiatı gereği tarih boyunca aynı kalan gerçe­ğin yoluna, bütün peygamberlerin insanlığı davet ettiği yola iletmek olduğunu beyan et­mektedir. "O size, dinden Nuh'a tavsiye etti­ğini sana vahy ettiğim izi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi şeriat (hukuk dü­zeni) yaptı. Şöyle ki: 'Dini doğru tutun (Al­lah'ın birliğine inanın ve O'nun gönderdiği hükümlere teslim olun. Hurafeler karıştırıp dini bozmayın) ve onda ayrılığa düşmeyin). (İşte Allah'ın gönderdiği bütün dinlerin temeli budur.)" (42: 13). "Biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Nitekim, İbrahim'e, İsmail'e, İs-hak'a, Yakub'a, Sıbtlara (Yakuboğullarma), İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a, Süley­man'a da vahyetmiş ve Davud'a da Zebur'u vermiştik." (4: 163). "Daha önce sana anlattı­ğımız elçilere ve sana anlatmadığımız elçilere de (vahyetmiştik)." (4: 164). "Ve işte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir, (bir tek topluluk­tan ibarettir. Aralarında din ve inanç ayrılığı yoktur. Çünkü hepsi, tek makbul din olan İslâm'a inanmaktadır.) Ben de sizin Rabbini-zim, benden korkun." (23: 52).

En'am sûresinde Kur'ân, daha Önceki pey­gamberlerden bahsederek, İslâm peygamberi Hz. Muhammed'e şu sözlerle hitap eder: "İşte onlar, Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Onların yoluna uy.." (6: 90).

Kur'ân öğretisinin birinci prensibi, bütün din­lerin elçilerini tasdik etmek, temelde aynı olan öğretilerini tasdik etmek ve onlar tarafın­dan gösterilen yola itaat etmektir: "De ki: 'Allah'a, bize İndirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve sıbtlara (Yakuboğullarından türeyen kabilelere) indirilene; Musa'ya, isa'ya ve peygamberlere Rableri tarafından verilene inandık; onlar arasında bir ayırım yapmayız, biz O'na teslim olanlarız!" (3: 84).

Yukarıdaki ayette geçen "Onlar arasında bir ayırım yapmayız!" ifadesinin Kur'ân'da daha birkaç yerde tekrarlanmasındaki gaye, Kur'ân'ın, gerçeğin taşıyıcısı olarak bir pey­gamberi diğerinden üstün görme veya birini kabul edip, diğerini reddetme eğilimini tasvip etmediğini göstermektedir. Kur'ân, Allah'ın emrettiği yolu izlemeyi dert edinen herkesi, bütün peygamberleri, onlara vahyedilmiş bü­tün kitapları ve bu kitapların ihtiva ettiği te­mel gerçeği, ne zaman gelirse gelsin ve hangi dilde olursa olsun kabul etmeye çağırmakta­dır. "Elçi, Rabb'inden kendisine indirilene inandı, mü'minler de. Hepsi Allah'a, melekle­rine, kitaplarına ve peygamberlerine inandı. 'O'nun elçilerinden hiçbirini diğerinden ayır­mayız' (dediler). Ve dediler ki: 'İşittik, itaat ettik!' Rabbimiz, (bizi bağışlamanı dileriz! Dönüş(ümüz) sanadır!" (2: 285).

Burada Kur'ân şunu söylemektedir: "Allah birdir; O'nun hakikati birdir ve bu insanlara farklı dillerde sunulmuştur. Fakat siz bir pey­gamberi kabul edip, diğerini reddediyorsu­nuz. Temel mesajı bir yerde kabul edip, aynı mesajı başka bir yerde reddediyorsunuz." Başka bir ifadeyle, siz aynı şeyi hem kabul ediyor, hem reddediyorsunuz. Böyle bir tavır muhakkak ki, mesajın kendisinin inkârıdır.

Kur'ân'a ilâhî hakikat, Allah'ın evrensel bir armağanıdır. Herhangi bir ırkın, milletin veya dinî grubun tekelinde değildir veya yalnızca bir dilde indirilmemiştir. Şüphesiz siz kendi aranızda, ulusal, coğrafi ve ırki sınırlar oluş­turdunuz. Fakat böyle yapmakla ilâhî hakikati parçalayamazsımz. Bu hakikat, ulusal damga­yı taşımaz; ırk, coğrafya ve fırka bağını kabul etmez. Allah'ın yarattığı güneş gibi, yerküre­nin her köşesinde doğar ve her noktasını aynı derecede aydınlatır. Eğer bu hakikati elde et­mek istiyorsanız onu belirli bir köşede arama­yın. O her yerde görülebilir ve her çağda ken­dini gösterebilir. Kavimlerinize, vatanlarını­za, dillerinize veya fırkalarınıza tapmayın. Siz yalnız Allah'a tapmalı ve O'nun evrensel hakikatine saygı göstermelisiniz. Allah'ın hakikati nerede ve ne sekide bulunursa bulun­sun sizin hazinenizdir, sizler de bu hakikatin mirasçısısınız.

Kur'ân, peygamberler arasında fark gözetme­nin, Din'i ve onları fark gözetmeden takdir eden Allah'ı inkâr olduğunu tekrar ve tekrar ifade etmektedir. Bu yüzden insan için ancak iki yol vardır. Biri, bütün peygamberleri ka­bul etmek, diğeri reddetmektir. Bir peygam­berin reddi bütün peygamberlerin reddi de­mektir: "Onlar ki Allah'ı ve elçilerini inkâr ederler, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isterler, 'kimine inanırız, kimini inkar ede­riz!' derler; bu ikisinin (inanmakla inkârın) arasında bir yol tutmak isterler. İşte onlar ger­çek kafirlerdir. Biz de kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlanıl sızdır! Ve onlar ki, Allah'a ve elçilerine inandılar, onlardan hiçbiri arasında ayırım yapmadılar, işte onların da (Allah), pek yakında mükafatlarını verecektir. Şüphe­siz Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (4: 150-152). Kur'ân'm ikinci sûresinde ger­çek mü'minlerin yolundan bahsedilmektedir: "Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar; âhirete de kesinlikle iman ederler. İşte onlar, Rablerinden bir hidayet üzerinedirler ve umduklarına erenler, işte onlardır!" (2: 4-5).

Kur'ân şunu sormaktadır: "Eğer siz kâinatı Yüce Allah'ın yarattığını ve kâinatı koruyanın O olduğunu inkâr etmiyorsanız, o zaman O'nun bildirdiği hayat yolunun tek olduğunu veya insana bir tek yolla gönderildiğini neden inkâr ediyorsunuz?" Kur'ân ayrıca şöyle de­mektedir: "Hepiniz için tek Allah vardır. He­piniz O'na inanıyorsunuz. Manevî liderleriniz hepinize aynı temel gerçeği öğretti. Öyleyse, sadece Kendisine baş eğmenizi ve toptan Kendisinin ipine sarılmanızı emreden tek Al­lah adına, neden birbirinize kin besliyorsu­nuz?" "De ki: 'Ey Kitâb ehli, Allah'a bize in­dirilene ve bizden Önce indirilene inandığınız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa sizin çoğunuz yoldan çıkmıştır." (5: 59). "Şüphe­siz,  Allah benim  de  Rabb'im,  sizin  de Rabb'inizdir, O'na kulluk edin!' İşte doğru yol budur." (19: 36). "Söyle (onlara): 'Allah, bizim ve sizin Rabb'iniz iken, O'nun hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Bizim yaptıkları­mız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Biz O'na gönülden bağlananlarız." (2: 139).

Kur'ân, "Allah, bizim ve sizin Rabbiniz iken O'nun hakkında bizimle tartışıyor musunuz?" ve "Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıkları­nız da size aittir." gibi âyetleri kullandığı za­man, herkes için ancak bir Allah'ın varoldu­ğunu ve her amelin bir karşılığı olduğunu vurgulamayı amaçlamaktadır. Bundan dolayı Kur'ân şu soruyu sormaktadır: "Allah ve din adına neden bütün bu gerginlik ve bu savaş?" Kur'ân, tekrar ve tekrar öğretisinin insanı Al­lah'a inanıp dürüst yaşamaya ve hiç kimsenin dinini veya kurucusunu kınamamaya çağır­maktan başka birşey olmadığım beyan etmek­tedir. Kur'ân, bütün dinlerde var olan temel mesajı tasdik ettiğini ve onu kendi mesajı ola­rak insanlara takdim ettiğini açıklamaktadır. Kur'ânî tavır bu olduğuna göre, Yüce kitabı­mız "diğer dinlerin takipçileri neden Kur'ân'a savaş açıyorlar?" diye sormaktadır.

Kur'ân, diğer dinlerin takipçilerinin, kendisi­ni tamamiyle yepyeni bir inanç sistemi olarak kabul etmelerini hiçbir zaman istememiştir. Tam tersine, önce içine düştükleri bütün sa­pıklıkları terkederek kendi asıl dinlerine dön­melerini ve asıl itikadlarına sımsıkı bağlan­malarını istemektedir. Kur'ân şöyle demekte­dir: "Eğer öyle yaparlarsa, aynı zamanda Kur'ân'ın amacına hizmet etmiş olurlar; çün­kü, bir kere bir insan dininin bozulmamış as­lına dönerse, orada, Kur'ân'ın ihya ve tasdik etmek için geldiği şeyden başka bir şey olma­dığını görecektir." Kur'ân, mesajının yeni bir mesaj olmadığını, daha önceki peygamberle­rin getirdiğiyle aynı olduğunu belirtmektedir: "De ki: 'Ey Kitâb ehli, siz Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadıkça bir esas üzerinde değilsiniz.' (Ey Muham-med), Rabb'inden sana indirilen, onlardan ço­ğunun azgınlık ve inkarını artıracaktır. Sen o kâfirler toplumu için üzülme! İnananlar, ya-hudiler, sabîiler ve hıristiyanlar(dan) Allah'a ve âhiret gününe inanan ve iyi işler yapanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir." (5: 68-69).

Kur'ân indirildiği zaman, itikadlarının ruhu henüz yaşayan ve itikadlannın temel öğretile-rini yerine getiren diğer dinlerin takipçilerinin Kur'ân tarafından açıkça övülmesinin sebebi budur. Kur'ân bu takipçilerin sayısının az ol­duğunu, çoğunluğun asıl inançlarından saptı­ğını belirtmektedir: "Ama hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta du­rup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye ka­panan bir topluluk da vardır. Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emreder, kötülükten men'ederler; hayır işlerine koşu­şurlar. İşte onlar iyilerdendir. Yaptıkları hiç­bir iyilik inkâr edilmeyecektir. Şüphesiz Allah, (günahlardan) korunanları bilmekte­dir." (3: 113-115). "İçlerinde (ileri geri gitme­yen) mu'tedil bir ümmet var, ama çoğu, ne kötü işler yapıyorlar?" (5: 66).

Kur'ân, ne zaman daha önce vahyedilmiş ki­tapları tasdik etmek ve inkar etmemek için geldiğini söylüyorsa ve o kitapların takipçile­rini Kur'ân'a da inanmaya çağırıyorsa, bunu sadece Kur'ân'ın onların itikadına düşman hiçbir şey anlatmadığını veya onları itikadlarından döndürmeyi amaçlamadığını, bilâkis inançlarına sadık kalmalarına yardım ettiğini vurgulamak için yapmaktadır. Bu yüzden, hayret nidası taşıyan bir ifadeyle şu soruyu sormaktadır: Neden o zaman onlar Kur'ân'ı karşı savaş ilân ediyorlar veya neden onunla çatışıyorlar?


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kurâ'ın Çağrısı
« Posted on: 23 Nisan 2024, 10:36:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kurâ'ın Çağrısı rüya tabiri,Kurâ'ın Çağrısı mekke canlı, Kurâ'ın Çağrısı kabe canlı yayın, Kurâ'ın Çağrısı Üç boyutlu kuran oku Kurâ'ın Çağrısı kuran ı kerim, Kurâ'ın Çağrısı peygamber kıssaları,Kurâ'ın Çağrısı ilitam ders soruları, Kurâ'ın Çağrısıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes