Konu Başlığı: Keşif Devriyelerinin Organizasyonu Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Mayıs 2012, 16:30:44 Keşif Devriyelerinin Organizasyonu Medine o zaman pratik olarak küçük bir İslam devletiydi ve Peygamber da onun ilk lideri ve yöneticisi olmuştu; fakat etrafı, devlet güç kazanarak bölgede otoritesini sağlayamadan evvel onu yok etmek isteyen düşmanlarla çevrilmişti. Bu nedenle, Muhammed , düşmanın konumu, hareketleri, plan ve tasarıları, silah, materyal, tedarik vs. gücü hakkında onu haberli kılacak bir devriye sistemi teşekkül ettirdi. Sayıları 15 ila 30 arasında değişen miktarlarda keşif devriyelerini ve yine sayıları 50 ile 500 arasında değişen miktarlarda muharebe devriyelerini Medine ve Mekke çevresindeki arazilere ve Arabistan'ın diğer bölgelerine gönderdi. A- Keşif Devriyeleri Bu devriyelerin adam sayısı azdı ve asıl hedefleri düşman kuvvetleriyle çarpışmaya gi-rişmeksizin onlar hakkında mümkün olan en fazla miktarda bilgi toplamaktı. Onlara düşmanla muharebeye tutuşmaları için kesin emir verilmişti; çünkü bu, düşmanı varlıklarından haberdar eder, düşmanın dikkatli davranmasına yol açar ve-gizlilik prensibi de gerçekleşmemiş olurdu. Dahası, zaten bu devriyeler düşmanla çarpışmaya girişemeye-cek kadar küçüktü. Asıl amaçlan: 1- Düşman kuvvetlerinin hareketleri hakkında bilgi toplamak ve düşmanın plan ve tasarılarını araştırmak. Keşif Devriyelerinin Organizasyonu 2- Medine o zaman, pratik olarak küçük bir İslâm devletiydi ve Peygamber da onun ilk Düşman birliklerinin insan ve materyal gücünü hesaplamak. Düşmanın savaşçı birliğinin sayısal gücünü ve savaş araçlarıyla silahlarının gücünü tam olarak bilmek gereklidir, çünkü müslümanlar buna göre itimat içinde onun karşısına çıkmaya hazırlanırlar. 3- Askerî bakış açısından çevrenin coğrafyasının ve arazi yapısının incelenmesi: manevra ve savaş alanına girişte taktik avantajlar için uygun noktalar; saklanma ve kamuflaj için elverişli bölgeler; düşmanla karşılaşma mesafesi ve pusu ihtimali. 4- Muhtemel su kaynaklarının bulunması, yani çevre arazilerdeki kuyu ve pınarların bulunması. 5- Savaşçılar için mahallî erzak kaynaklarının araştırılması. 6- Kureyş ve Medine müslümanları arasındaki bu mücadeleye karşı bölge halkının tavrını tesbit etme. B- Muharebe Devriyeleri Bu devriyelerin adam sayısı keşif devriyelerinden daha fazlaydı ve amaçları da farklıydı. Muharebe devriyelerine aynı zamanda, hedeflerini gerçekleştirmek için ihtiyaç hasıl olduğunda düşman kuvvetleriyle çatışmaya girme talimatı da verilmişti. Bazen hedeflerinin mahiyeti, onların yalnızca çatışmaya girmelerine yol açmakla kalmaz,fakat çarpışmayı zorunlu kılardı. Bu devriyelerin asıl amaçları şunlardı: 1- Devletin sınır bölgelerini düşmanın ani tecavüzlerine karşı gözetlemek ve korumak. 2- Devletin düşmanlarına, Medine'de kurulmuş, sınırları içindeki otoritesini korumaya hazırlıkla, koyduğu kanunların ihlâl edilmesine göz yummayacak bir yönetimin varlığını hissettirmek. Bu devletin, toprakları dahilinde barış ve düzeni sağlamaya muktedir ve sınırlarım her düşman kuvvetine karşı müdafaa etme- ye hazır olduğunu göstermek. 3- Düşmanlarını, özellikle de Mekke'deki Kureyşlileri, artık ekonomik can damar-1 lafının, ticaret yollarını istedikleri zaman kesebilecek olan Medine müslümanları-nın insafına bağlı olduğu konusunda uyarmak. Bu, Kureyşlileri, müslümanla-ra karşı düşmanca faaliyetlerini durdurmaya ve barış yapmaya zorlamak mânasına geliyordu, çünkü sonraki, Öncekine ne bir yanlış yapmış ne de onlara karşı saldırgan veya düşmanca bir tavır almıştı. Eğer ortada zulme maruz kalan varsa, o da, Mekke'de evlerini ve mallarını bırakarak Medine'ye göçmeye haksızca zorlanmış olan müslümanlardı. 4- Düşmanın mühimmat yollarının kaynaklarını kesmek ve düşman yeterince savaşa hazırlanmadan ve teşkilatlanmadan Önce onları savaşa zorlamak. 5- Çevre ve bu bölgenin coğrafyasının mahiyeti hakkında malumatlarını artırmak ve böylece savaş zamanlarında askerî harekâtlarını ve muharebe taktiklerini tesbit ederken zorluğa düşmemek. 6- Asıl savaş başlamadan evvel, düşmana karşı askerî harekât düzenleme pratiğine sahip olmak ve düşmanın kuvvetini deneme fırsatı elde etmek. Bu, ayrıca onlara askerî hareket kalıplarına riayet ederek ve sıkı disiplin, teşkilatlı bir askerî birlik halinde ve bir komuta altında çalışma fırsatı da kazandırdı. Gerçekten bu devriye seferleri, sınırlı yiyecek, içecek ve malzeme ile Mekke çevresindeki arazilerde ve Medine çevresindeki tepe ve vadilerde savaş şartları ve savaş disiplini altında hakiki bir muharebe talimiydi. 7- Muharebe keşiflerinin fonksiyonlarına şunlar da dahildi: Düşmana yardım etmiş ya da müslümanlara muhalefet eden kabileleri cezalandırmak; halkı, müslümanlara karşı kışkırtan ve onların çalışmalarına engel olup entrika çeviren liderlere, müslümanlara güç ve kudretini göstermek ve düşmanın gözünü korkutmak için cezalandırmak. Burada, şuna da değinelim: Rasulullah gençliğinde Suriye'ye ticaret seyahati yaptığı sıralarda Medine'nin ovalarını ve vadilerini öğrenmişti. Aynı zamanda Basra'ya yaptığı ziyaretler sırasında gördüğü Arabistan'ın doğu bölgelerini de iyi bilirdi. Rasulullah bütün bu bölgelerin arazi yapısını bildiği İçin buraların coğrafî ve askerî öneminin farkındaydı. Kendisi bizzat Kureyş kervanlanyla bu kayalık ve engebeli araziler üzerinde seyahat etmişti ve bu yolun rotasını ve Mek-keliler için önemini biliyordu. Bu nedenle, geçmiş tecrübelerinin ışığı altında devriye sistemini teşkil etmek onun için hiç zor olmadı. Peygamber ticaret yollarının ve Mek-keliler için bu yolların ticarî öneminin tamamen bilincindeydi ve tam bir ekonomik blokaj tertip etmek için özgün bir saik ve kifayete ve araçlara sahipti. Bu fırsat, Hz. Mu-hammed tarafından hususiyetle Mekke -lilerin kervanlarını taciz etmek ve yüreklerine korku salmak biçiminde kullanılmış, fakat ekonomik hayat damarlarım sıkıştırmak için ticaret yollarını kesme işi gerçek manada kullanılmamıştı. Rasulullah bunu yapmaya asla niyetlenmedi; sadece bu ihtimali göstererek Mekkelilerin yüreklerine korku vermek istedi ki, böylece düşmanca faaliyetlerini durdursunlar ve müslümanların barış içinde dinlerini yaşamalarına ve uygulamalarına müsaade etsinler. İçten ve dıştan sarılmış bir halde, bu zor şartlar altında bulunuyorken, Peygamber oruç ve namazın sıkı disiplini ve dinçliği altında arkadaşlarını teşkilatlandırdı ve onları, her durumu azamî bir çabukluk, dinçlik ve azimle karşılaşma olgunluğuna sahip yetiştirdi. Liderlerinin emirlerine itaat etme ve merkezî bir komuta altında çalışma konusunda tam manasıyla eğitilmişlerdi. Günde beş vakit namazın edası yoluyla, müminlere imamlarının emirlerine itaat etme, disiplin ve erkana riayet hususlarında çok geniş talim yapma imkânı verildi. Ve oruç da onlara sebat, sabır ve tahammül eğitimi verdi. Böylelikle namaz ve oruç İslâm askerlerine merkezî bir komutayaitaaı,sorumluluk ve görev duygusunu kazandırdı. İşte bu onların İslâm davası için her şeylerini feda etmeye hazır, daima emre amade askerler olmaları için yeterliydi. Her iki tür devriye sistemi, Peygamber'ı Medine arazisi sınırlarında ve çevre kabilelerde cereyan eden bütün olaylardan haberli kılan güçlü bir haberleşme ağının teşkil edilmesine yardım etti. Rasulullah, aynı zamanda, Medine şehrinin müdafaası için bir gözcülük sistemi kurdu. Müslüman askerlere, askerî terimler, gizli işaretler ve şifre sözleri konularında eğitim de verildi. |