Konu Başlığı: Kasden Adam Öldürmenin Cezası Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 30 Temmuz 2012, 17:52:38 Kasden Adam Öldürmenin Cezası Kasden ve teammüden adam öldürme için tayin edilen ceza (2:178 ve 5:36) âyetlerinde belirtildiği üzere ölümdür. Kısas, adam öldürme olaylarında "cana karşılık can" kuralını ifade eder. Bununla birlikte, Öldüren kişinin cinayeti işlediği şekilde öldürülmesi gerektiği anlamına gelmez. Onun yerine ölenin yakınlarına, eğer kabul ederlerse diyet verilebilir. Kur'ân bu esastan şu ifadelerle bahseder: "Ey iman edenler! Öldürmede kısas size farz kılındı. (Dolayısıyla, katilin de öldürülmesi gerekir). Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ama kim (yani katil), kardeşi tarafından affedilirse, o zaman (affedenin, örfe göre) uygun olanı yapma(sı uygun diyeti istemesi, affedilenin de) güzelce onu ödeme(si) gerekir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve rahmettir. Kim bundan soma da saldırıya kalkarsa artık onun için acı bir azâb vardır. Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır, böylece korunursunuz." (2:178-179). Bu âyet aynı zamanda, İslâm Ceza Hukukuna göre, cinayetin bağışlanabilir bir suç olduğunu göstermektedir. Ayet, ölenin yakınlarına, eğer dilerlerse katili affetme hakkını tanımaktadır. Bu durumda mahkeme, katile ölüm cezası vermek konusunda diretemez. Tabiî ki, katil bunun için diyet ödemek zorundadır. Hak, talep edeceklere ödenecek olan diyet toplumdaki âdil ve mâkûl örfî kurallar çerçevesinde tesbit edilmelidir. Sözkonusu âyet, aşırıya kaçıp ölüm cezasını tamamen ortadan kaldıranlara karşı çıkar. Başka çarelere başvurmaksızın ölüm cezası üzerinde durmak nasıl insanlık dışı ise, bazı Batı ülkelerinde yapıldığı gibi ölüm cezasını tamamen kaldırarak cinayeti teşvik etmek de aynı derecede insanlık dışıdır. Bu sebeple Allah, kısas'ta hayat olduğunu bildirmektedir. Şayet bir toplum insan hayatına gereken kutsiyeti vermezse, katili korumaya çalışırsa, suça prim vermiş ve pek çok masum insanın hayatını tehlikeye atmış demektir. Bunun yanında hayat hakkının ihlâli gibi menfur bir suçu işleyen kişi insan sayılamaz. Allah'ın sınırlarını aşarak, böyle bir fiille insanlık seviyesinin altına düştüklerini açıkça göstermişlerdir. Dolayısıyla bu nevi suçlulara karşı söz konusu hükümleri uygulamayı insanlık dışı olarak nitelemek son derece abestir. Dahası, onlar diğer insanların canlarını gayri meşru bir şekilde alarak kendilerinin hayat haklarını da inkâr etmiş olmaktadırlar. Eğer bu gibi insanların hayatlarını hür olarak sürdürmelerine izin verilecek olursa, sadece ellerine öldürme ehliyeti verilmiş olmakla kalmaz, toplumdaki binlerce masum insanın da hayatı tehlikeye sokulmuş olur. Böyle bir tavır aynı zamanda katle ve masum insanların öldürülmesine göz yuman, dolayısıyla hayatın dokunulmazlığını lekeleyen insanların ahlâkî ve sosyal davranışlarının bir yansımasıdır. Allah'ın rasûlü Muhammed, masum insanların öldürülmelerini şiddetle takbih etmiş ve katillere haddi uygulamıştır. Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Yakını öldürülen kimse iki şey arasında muhayyerdir. Ya kısas yapar, yahut diyet alır." (Ahmed, Buharı ve Müslim). Ebû Şürayh Hazâ'î'den rivayet olunduğuna göre o, Rasûlullah'i; "Eğer bir kimseye kan veya habel (yara) isabet ederse o kimse üç şey arasında muhayyerdir. Ya kısas yapacak, ya diyet alacak yahut da affedecektir. Dördüncüyü isterse onu men edin. Şayet bu üç şeyden birini kabul eder de sonra cayarsa ona muhakkak cehennem vardır." derken işittim, demiştir (Ahmed ve Ebu Davud). İbni Ömer, Rasûlullah'dan işitmiş olarak rivayet olunduğuna göre Rasûlullah: "Bir adam bir adamı tutar da onu diğeri öldürürse, öldüren öldürülür, tutan da hapsedilir" buyurmuştur (Darekutni). İmam Mâlik'in Muvat-ta'da kaydettiği bir olayda, Hz. Ömer, San'a'lılann pusuya düşürerek öldürdükleri bir adam mukabilinde beş veya altı kişi ödürmüş ve: "Bunun aleyhine bütün San'a'lılar toplanarak yardımlaşsalar bunun sebebiyle hepsini katlederdim." demiştir (Muvatta). Aynı olay bir başka rivayetle Buharî'de de yer almaktadır. |