Konu Başlığı: Kanun Ve Nizam Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 30 Mayıs 2012, 23:09:39 KANUN VE NİZAM Pers ya da Roma'nmki gibi bütün ülkede kanun ve düzeni koruyacak, kollayacak herhangi bir merkezî yönetime veya disipline edilmiş ve ahenkli ulus görünüme tarihi boyunca hiçbir zaman sahip olmamıştı. Siyasî anlamda coğrafik sınırlar bile net ve belirli değildi. Genel olarak yarımada kendi kabilelerinin problemlerini yoluna koyan kabile liderlerinin hükmü altında bulunuyor, her kabile kendi özel meselelerini kendisi hallediyordu. Ancak sıklıkla önemsiz konular üzerine aralarında savaş patlak vermekte ve yıllarca devam etmekteydi. Ülke bu kabile savaşları yüzünden parça parça olmuştu. Geçimlerin asıl kaynağı diğer kabileleri ve ticaret kervanlarını ele geçirip yağmalamak olan kabileler vardı. Ülkede kanun ve düzen yoktu, hiçbir kimse gece kendi evinde bile kendisini güvencede hissedemezdi. Beytullah'ın muhafızı pozisyonları nedeniyle Kureyş güvenlik içerisindeydi ve ticaret kervanlarının da tüm iklimlerden dokunulmadan geçmesine izin verilirdi. Muhammed bu insanlar arasına onları Allah'ın dosdoğru yoluna çağırmak ve ülkede kanun ve nizamı kurmak için gönderildi, ki insanlar böylece barış ve güven içinde yaşayabilsin. Şüphesiz Allah indinde en kötü şey kan akıtma ve insanların inançlarım özgürce yaşayamadıkları, yaşantılarını korkusuzca devam ettiremedikleri zorbalık sistemidir. "Bu sebeple, İsrailoğul-'arina şöyle yazdık: Kim bir başka cana kiy-mamış ya da yeryüzündeki bozgunculuk yapmamış bir nefsi öldürürse sanki tüm insanları öldürmüş gibi olur:' (5: 32). Ve Sure-i Bakara'da şunu okuruz, "O, işbaşına geçmişti (ya da sana sırtını çevirip gitti mi) başlar yeryüzünde bozgunculak yapmaya, ekin ve nesli yok etmeye. Allah da fesadı (bozgunculuğu ve kışkırtıcılığı) sevmez. (2: 205). Ülkede barış ve düzeni oluşturmak için Rasulullah, cahilî yaşantı şekline alışmış bu tür fesatçı ve eşkiyaya karşı çok güçlü tedbirler almak zorunda kaldı. Medine'nin güvenliğini sağladıktan sonra dikkatini bu önemli noktaya çevirdi. Komşu bölgelerdeki kabile ileri gelenlerine kurulu bir yönetimin varlığını ve cahiliye günlerinin gayri meşru aktivitelerinin bundan sonra tolere edilmeyeceğini göstermek son derece gerekliydi. Bu amaçla çevre bölgede düzenli bir devriye sistemi sürdürdü. Çeşitli büyüklükteki devriyeler Medine'ye komşu bölgelere ve İslâm Devleti'nin etkisi genişledikçe güneyde Yemen'e, kuzeyde Dumatu'l Cendel ve .ötesine doğuda Tayy ve Bahreyn'e kadar gönderildiler. Esas amaçları: Gabbah, Ummu Karte, el-Kedid, Halid b. Velid, Husmâ ve Zeyd b. Haris Seriyyelerinde olduğu gibi hırsızlar, yağmacılar ve diğer fesat çıkarıcıları cezalandırmak ve aktiviteleri kontrol altına almak; Lihyân, Beni Salebe ve Mute Seriyyelerinde olduğu gibi katillerin gerekli cezalarını vermek; Kutbe b. Âmir, Abdullah b. Huzafe ve Uyeyne b. Hisn Seriyyelerinde olduğu gibi isyanı bastırmak idi. Bu tür seriy-yeler genellikle ülkenin çeşitli bölümlerine kanun ve nizamı sürdürmek ve suçluları cezalandırmak için gönderildi. Disiplinli ilgili bu titiz ve ısrarlı tedbirlerde Rasulullah 10 yıl gibi kısa bir sürede Arabistan Yanma-dası'nın çalkantılı ve kaotik durumunu bir düzene sokmayı başardı. Amaç güçlük çıkaranların, bozguncuların ülkede barış ve düzeni bozmasını önlemek ol-duğundan,onları disiplinize edecek her türlü çaba gösterilmekte idi. öyle ki, onlar terör, isyan ve bozgun hareketlerinden sakınsınlar; onları öldürmek ya da topluca gözetmek için çalışılmamıştır. Dine muhalefet durumunda insanlara karşı silahlı isyan düzenlemediler-se onlara karışılmıyor veya dokunulmuyordu, ülkedeki barışı ve düzeni rahatsız etmediği müddetçe asude muhalefet tamamıyla hoş görülürdü. Açık bir isyan olduğunda amme hukuku ve düzenini en az bozacak ve en az can kaybına yol açacafc şekilde askerî müdahale ile durdurulurdu. İsyancılar düşmanca hareketlerini terkedip silahlarım barışçıl bir şekilde teslim ettikleri zaman genel affa uğrarlardı. Çünkü amaç onları öldürmek değil, barış ve düzeni bozmalarını önlemekti. Geri çekilip veya ortadan kaybolup gayri meşru hareketlerini terk ettiklerinde Rasul ve sahabesinin onları asla takip etmemelerinin sebebi de budur. |