> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Kâinat Nizâmı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kâinat Nizâmı  (Okunma Sayısı 520 defa)
18 Ağustos 2012, 13:15:32
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 18 Ağustos 2012, 13:15:32 »



İlâhî Rahmetin Sonucu Olarak Kâinat Nizâmı

Kâinat nizamının işleyişini sağlayan hayat unsurlarının her birine düzenli mükemmelliği sağlayan yetenekler verilmemiş olsaydı, bu hayat unsurları da olmazdı. Peki niçin bu isti­dat? Amaç, yok etmek değil var etmektir, anarşi değil ahenk sağlamaktır. Peki niçin böyle? İnsan zekâsı hayatın bu gerçeği üze­rinde çok düşündü ve akla yatkın bir açıkla­ma bulamadı. Fakat Kur'ân bunun rahmetten ve rahmetin ahenk üretmeyi talep etmesinden dolayı böyle olduğuna işaret etmektedir; öy­le ki kâinatın oluşumunda ve oradaki her nes­nenin İnşasında belirli bir tertip yatmaktadır. Her canlının belirli miktarlarda rızıklandırıl-ması dengenin veya nisbetin işaretidir. Her nesnenin yapısında bir denge vardır. Mükem­melliğe giden her şeyin büyümesinde ve ge­lişmesinde bir denge vardır. Her yaratıcı ha­reketi işaret eden de denge unsurudur.

Fakat kâinatın yapısında niçin böyle bir den­ge veya ahenk mavcuttur? Niçin elementler birbirleriyle belli ölçülerde karıştıkları zaman bu dengeye uymalı veya niçin madde tama­men oranlılık niteliğini göstermeli ve bunu ihlâl etmemeli? İnsan bilgisi buna cevap bul­makta yetersiz kalmaktadır. Kur'ân-ı Kerîm, kâinatı yaratan Allah'ın rahmetinden dolayı bunun böyle olduğunu ve O'nun bu Rahmet'inin ifadesini aradığını, dolayısıyla ifade edilen her şeyin, güzellik, rahmet veya ahen­gin bileşimi olması gerektiğini ifade eder.

Felsefe, tabiattaki içgüdünün, biçimi ve gü­zelliği hedeflediğim söyler. Biçim orantıyı ve güzellik ahengi gerektirir. Bu ikisi hayatın zorlayıcı kanununu meydana getirirler. Peki niçin bu zorlayıcılık? Niçin ahenk de, niçin bunun tersi değil? Felsefe bu tür sorulara ce­vap vermekten uzaktır. Ünlü bir filozof, "niçin"in başladığı yerde felsefenin tükendiğini bildirmektedir. Kur'ân ise cevap olarak, bu zorlayıcıhğm, İlâhi Rahmet'ten olduğuna İşa­ret etmektedir. Allah'ın Rahmeti, yaratılan her şeyin iyi ve güzel olmasını dilemekte, o da öyle olmaktadır. Kur'ân şöyle sormakta­dır: "De ki: 'Göklerde ve yerde olanlar ki­mindir?' 'Allah'ındır!' de. O, merhametli ol­mayı üzerine almıştır..." (6: 12). "...Rahme­tim ise herşeyi kuşatır. Onu, kötülükten sakı­nanlara, zekât verecek olanlara ve âyetlerimize devamlı iman edecek olanlara vereceğim." (7: 156).

Kâinatta varolan veya yaratılan herşeyin ke dilerine mahsus niteliklere sahip olduklar ve bu niteliklerin bizim hayatımızın belirli İh' tiyaçlarını karşıladığını görüyoruz. Güneşi ayın, yıldızların, havanın, yağmurun, nehir] ' rin, okyanusların  ve dağların kendilerjn~ mahsus nitelikleri vardır ve bunlar rahatımız katkıda bulunurlar. "Göklerde ve yerde n varsa hepsini kendinden (bir lütuf olarak) Size boyun eğdirdi. Elbette bunda düşünen bjr toplum için ibretler vardır." (45: 13). "Allah O'dur ki, gökleri ve yeri yarattı, gökten su in­dirip onunla size rızık olma üzere türlü ürün­ler çıkardı. Buyruğuyla denizde akıp gitmesi için gemileri emrinize verdi, ırmakları emri­nize verdi. Güneş ile ay'ı da, ilâhî sünnet ge­reği yörüngelerinde seyreder oldukları halde hizmetinize verdi. Gece ile gündüzü de istifa­denize âmâde kıldı. Ve O size, muhtaç bulu­nup dilediğiniz her şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışsanız, onları saya­mazsınız. İnsan gerçekten çok zâlim, gerçek­ten çok nankördür!" (14: 32-34).

Yeryüzüne bakın! Üstünde meyvalar ve seb­zelerle doludur. Üzerinden ırmaklar akmakta­dır. Derinliklerinden altın ve gümüş çıkmak­tadır. Yüzeyi kıvrım kıvrım olmasına rağmen öylesi bir biçim verilmiştir ki, bize düz bir zeminmiş gibi gözükür: "O'dur ki arzı uzattı, orada sabit dağlar ve ırmaklar var etti, orada bütün meyvalardan bir çift yarattı. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için âyetler vardır. Arzda birbirine komşu kıt'alar (toprak parçaları), üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hur­malıklar vardır; bunların hepsi bir su ile sula­nır ama ürün(Ierin)de bunları, birbirinden üs­tün yapıyoruz. Şüphesiz bunda, aklını kulla­nan bir kavim için ayetler vardır." (13: 3-4). "Doğrusu biz sizi yeryüzünde yerleştirdik, onda yaşamak için gerekli herşeyi size ver­dik; ne kadar da az şükrediyorsunuz!" (7: 10).

Aynı şekilde denizlere bir bakın! Üzerinden gemiler akıp gitmektedir, altlarında balıklar yaşamakta ve daha derinlerde mercanlar ve inciler yaratılmıştır: "O, denizi de (hizmetini-xe) râm etti ki ondan taptaze et yiyesiniz ve ondan kuşanacağınız süsler çıkarasınız. Gö­rüyorsun ki gemiler, denizi yara yara akıp «İtmektedir. (Bütün bunlar) Allah'ın lûtfunu aramanız ve O'na şükretmeniz içindir." (16: 14).

Hayvanlar âlemini gözleyin! Yerde dolaşan hayvanlar, havada uçan kuşlar ve denizdeki balıklar hep bizim faydamız içindir: "Hay­vanları da yarattı. Onlarda sizin için ısın-nıa(nızı sağlayan şeyler) ve daha birçok ya­rarlar vadır. Ve onlardan kimini de yersiniz. Ve akşamleyin mer'adan getirdiğiniz sabahle­yin mer'aya götürdüğünüz zaman onlarda si­zin için bir güzellik de vardır. (Onların gidiş gelişleri size ayrı bir güzellik ve zevk verir). Ağırlıklarınızı da öyle (uzak) şehirlere taşır­lar kî, (onlar olmasa) canlar(mız), büyük zah­metler çekmeden oraya varamazdınız. Doğ­rusu Rabb'iniz, çok şefkatli, çok merhametli­dir. Binmeniz ve bir de zînet olmak üzere at­ları katırları ve merkepleri de yaratmıştır." (16: 5-8). "Hayvanlarda da sizin için ibret vardır. Onların karınlarından, fers (yan sindi­rilmiş gıdalar) ile kan arasından (çıkardığı­mız) hâlis, içenlere (içimi) kolay süt içîriyo-ruz." (16: 66). "Allah, evlerinizi bir huzur ve dinlenme yeri yaptı; hayvanların derilerinden de, göç ettiğiniz ve konup yerleştiğiniz gün­lerde kolay taşıyabileceğiniz çadırlar meyda­na getirdi; yün, tüy ve kıllarından da, bir sü­reye kadar kullanacağınız giyimlik, ev eşyası ve ticaret malı sağladı." (16: 80).

İnsan, hayatı ne kadar dar ve kültürden yok­sun olsa da, çevresini saran nimetlere karşı duyarsız olamaz. Mütevazi bir orman köylü­sünü düşünün. Kulübesinin önünde otururken çevresinde müşahade ettiği şeyleri yorumla-yamaz belki, ama çevresindeki herşeyin raha­tına katkıda bulunduğunu kesinlikle hisseder. Hastalandığı zaman, iyileşmek İçin çevresin­den topladığı şifalı bitkileri yer. Güneşin sı­caklığını hissettiği zaman ağaç gölgesinde uzanır. Bu serin ortamda dinlenirken çevre­sindeki yeşile ve güzel çiçeklere bakarak gözlerinin dinlendirir. Çevresindeki ağaçlar ona meyvalarını sunar. Kurudukları zaman ona odun temin ederler. Bunları yemek pişir­mek ve başka amaçlar için kullanır: "O ki, yaş ağaçtan sizin için ateş çıkmasını sağladı da, siz onunla ateşinizi yakıp durursunuz." (36: 80).

Bütün bu nimetlerden faydalanırız. Fakat ta­biatın sunduğu tüm nimetleri kim bilebilir? İnsan onlardan çok azını bilmektedir. "...Rabbinin ordularını ancak kendisi bi­lir..." (74: 31).

Bütün yaratıklar tabiatın nimetlerinden ihti­yaçlarına göre aynı anda faydalanmaktadır­lar. Bir sarayda yaşayan insan bile, yaratılmış her şeyin kendisinin istifadesine sunulmuş ol­duğunu hissedebilir. Bir karınca dahi herşeyin kendi ihtiyaçlarını karşıladığını söyleye­bilir. Bunu kim inkâr edebilir? Gerçekte gü­neş karıncaya ısı temin etmek için, yağmur ona nem sunmak için ve hava şeker kokusu­nu onun burnuna taşımak için var değil mi­dir? Yer, bu karıncanın mevsimlere göre ba­rınma ihtiyacını karşılamak için var değil mi­dir? Kâinattaki nimetler, var olan herşeye ih­tiyaçlarını evrensel bir biçimde ve aynı anda karşılayan bir kanunu takıp etmektedirler: "Yerde yürüyen ne kadar hayvan, kanatlarıy­la uçan ne kadar kuş varsa, bütün bunlar sizin gibi bir toplulukturlar..." (6: 38).


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kâinat Nizâmı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:27:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kâinat Nizâmı rüya tabiri,Kâinat Nizâmı mekke canlı, Kâinat Nizâmı kabe canlı yayın, Kâinat Nizâmı Üç boyutlu kuran oku Kâinat Nizâmı kuran ı kerim, Kâinat Nizâmı peygamber kıssaları,Kâinat Nizâmı ilitam ders soruları, Kâinat Nizâmıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes