> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Kadının Problemleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kadının Problemleri  (Okunma Sayısı 1039 defa)
16 Temmuz 2012, 15:49:35
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 16 Temmuz 2012, 15:49:35 »



Kadının Problemleri

Şimdi de kadınların problemleri içinde yaygın olan birkaç şüpheyi ele alıp açıklayalım: Çalışma, şüphesiz ki, bir haktır. Kadınlar ilk de­virlerde şartlar çalışmalarını gerektirdiği ve uy­gun düştüğü zamanlarda çalışırlardı. Ancak mes'ele, aslında bu hakkın takrir edilmesi mes'elesi değildir. Gerçek şudur ki, bir yönden toplumun ihtiyacı, başka bir yönden bizzat kadının ihtiyacının gerektirdiği zaruri hallerin dışında çalışmak maksadiyle kadının dışarı çıkmasını İslam hoş görmez. Kızları okutmak, hastabakıcılık, kadın hekimliği gibi işler yap­ması için onun çalışması şarttır. Böylece toplu­mun bu vazifelere kadınları teşvik etmesi, er­keklerin cihad için hazırlandıkları gibi, kadı­nların da o vazifelere hazırlanmalarını sağla­ması şarttır. Kendine bakacak bir kimsenin bu­lunmaması, ihtiyacını ifade eden diğer bir se­beptir. Çünkü, kadın için çalışmak, yaşama yo­lunda müptezel olmaktan daha haysiyetli bir durumdur. Ancak bunların hepsi birer zaruret­tir. Bu zaruretlere göre İslam onlan mubah sa­yar.

Fakat toplumda asıl olan şeyin -batılıların ve komünistlerin iddia ettikleri gibi- kadının çalışmak için evinden çıkmasıdır, düşüncesine gelince, bu, İslam'ın ikrar eylemediği bir hama­kattır. Çünkü bu, kadını asli vazifesinden uzak­laştırır ve sağlayacağı hayırlardan daha büyük ruhi, sosyal ve ahlaki kötülüklerin meydana gelmesine sebep olur.

Kadının vücud, akıl ve sezgi itibarıyla anne ol­mak için en iyi donanıma sahip olduğunu hiç kimse inkar edemez. Bu yüzden eğer onun dik­kati başka önemsiz çalışma alanlarına yöneltilirse bundan insanlık zarar görecektir. Bu du­rumda kadın, erkeklerin elinde bir oyuncak ve sınırsız zevkin esiri olmuş, beyinsizlerin kötü arzularına cevap veren bir köleden farksız olur. Eğer İslam, böyle hallere mahal bıraksaydı, en büyük meziyyetinden uzaklaşırdı. İslam'ın o büyük meziyeti ise, bütün insanlığa nesilleri, kesinliğe uğratmayan muttasıl bir yapı olarak bakmasıdır.

Denilir ki: "Muhakkak kadın hem ana, hem de İŞÇİ olmaya muktedirdir. Hal böyle olunca bütün mesele, çocuk müşkülünü halledecek ço­cuk yuvalarım tesis etmektir. Bunların hepsi­nin, araştırma neticesinde hedefi sabit olmayan boş sözler olduğu tesbit edilmiştir.

Yuvalar, çocuğun her türlü bedeni bakımı, akli, fikri, ilmi yönetimine muktedir olur. Ancak yu­va, onsuz hayatın ayakta durması, o bulunma­dan vaziyetlerin doğrulması mümkün olmayan biricik unsuru çocuğa vermeye kadir olamaz. O t*aı!'.ana sevgisi" ve bakımıdır. Başka kadınların değil, sadece "ana"nın bakımıdır.

İnsanın tabiatını değiştirmek, çılgın medeniye­tin ve beyinsiz komünizmin imkanı dahilinde değildir. Çünkü çocuk, en az iki senesinde kendi Öz kardeşi olsa bile hiç bir kimsenin ortak ol­madığı bir anaya muhtaç olduğunu hisseder. Öyle bir ana ki, onun bütün istek ve arzularına cevap vermekte, iki kolu arasında kucaklayıp emniyet ve sevgi hisleriyle onu kaplamakta tam bir dikkat sarfeder. Bu ilginin dışında kalan ço­cuğun gönlü ıstırap ve düğümlerle dolar. Çocuk için yuvadaki ana ne kadar gariptir! On veya yir­mi çocuk, bir tek yapmacık "ana"ya ortak olur­lar. Ona sahip olmak için, kendi aralarında mücadele ederler. Böylece bu minval Üzere ye­tişirler. Onların iyilik temayüllerine mücadele duygusu galip gelir, kalbleri taşlaşır. Bu yüzden orada onların kalplerinde sevgi ve kardeşlik yeşermez.. Küçük çocuklar için yuva -kadın için çalışmak gibi- ancak ihtiyacın gerektirdiği bir zarurettir. Mecbur edici bir zaruret bulun­madığı halde, onun asıl olduğunu iddia mesele­sine gelince işte bu, akıl sahiplerinin uzak dur­maları icap eden bir deliliktir. İnsan üretimini telef ve heder olmaya terkederken, maddi üreti­mi çoğaltmakta insan için nasıl bir fayda vardır?

Bu, çılgın batılıların tarihi, coğrafi, siyasi ve ik­tisadi şartlarından doğan bir özrü olabilir. Fakat İslami doğuda yaşayan bizlere gelince, nedir Özrümüz bizim? Acaba erkeklerden çalışan el­lerin hepsini tükettik de işin daha fazla ele muh­taç olduğunu mu gördük? Baba, kardeş, koca veya akraba olsun müslüman erkek, kadını bes­lemekten acze mi düştü? Bu yüzden kadını ken­dini yedirip içirmesi için çalışmaya mı terketti?

Kadının çalışması ona ekonomik özgürlük ver­diği için toplum içinde daha saygın bir yere sa­hip olur diyenler de var. Fakat bizim öğrenmek İstediğimiz bir şey var, İslamiyet kadının hür ik­tisadi durumuna karşı mıdır? Gerçek şudur ki, İslami dünyanın yüzyüze kaldığı asıl sorun bir yöntem değil, ama erkek ve kadının dürüst bir yaşamdan mahrum kaldıklarından dolayı içinde bulundukları yoksulluktur. Çözüm, maddi üre­timimizi hızlandırıp bütün ülkeyi kalkın­dırmaktır. Böylece kadın da erkek de fakirlikten kurtulur. Erkek ve kadın arasındaki iktisadi üre­tim yarışı çözüm yolu değildir.

Bazı kişiler kadının da çalışmasıyla ailenin gelir düzeyinin kesinlikle arttığını ifade ediyorlar. Bu belki birkaç vaka İçin geçerli olabilir ama, tüm kadınlar çalışırlarsa aile hayatı felce uğrar ve iş boşanmalara kadar gider. Kadının dışarıda çalışması bu kadar büyük bir bedel ödemeye değer mi?

Şimdi müslüman kadının istediği kadın hakları nerede? Hayatta İslam'ın, kadın için gerçek­leştirmediği hangi hedef kalmıştır?

Kadın, yoksa erkekle insani bakımdan eşitliğini mi istiyor? Evet, İslam bu eşitliği kanun önünde nazari ve ameli olarak kadına verir. İktisadî hürriyet ve toplumda doğrudan muamele yap­mayı mı istiyor? Evet İslam, bu hakları kadına veren ilk nizamdır.

Kadın öğrenme hakkı mı istiyor? Evet, bu hakkı da İslâm kadına vermiş, hatta öğrenme­yi onun üzerine bir "farz" kılmıştır.

Kadın, kendi izni olmadan evlendirilmemesini mi istiyor? Buna mukabil kendi kendine nişan­lanmak ve evlenmek mi istiyor?

Evet.. İslam, bunların hepsini, erkeğe bir vazife olarak yüklemiştir. Kadın kendi lehine olmak şartıyla çalışma hakkını mı istiyor?.. Evet., islam'da kadının o hakkı da kendisi için mah­fuzdur. Yoksa, müptezellik ve açık-saçıklık hakkını mı istiyor? İşte sadece bu, İslamın kadı­na haram ettiği tek hürriyettir! Fakat İslam, er­keği de bir eşitlik esasına göre ondan mahrum etmiştir. Çünkü, bu hürriyeti gerçekleştirmek için parlementoya girmeye ihtiyaç yoktur. Bu ancak toplumun bağlarını ve geleneklerini çözüp parçalamaya muhtaçtır. İşte o zaman di­leyen dilediği müptezelliği yapar.

Batı İle karşılaştırıldığında doğudaki kadının durumunun çok düşük olduğunu düşünüp pro­testo edenler de var. Onun batıdaki kopyası, yüksek, sosyal bir mevkii kazanmış durumda; neden doğunun kadım da batıdaki hemcinsleri­nin yolundan gitmesin?..

İslam, bu sebeplerden kadını, yolunda yaratıldığı ve onu başarmak için kendine eşsiz maha­retlerin verildiği ilk vazifesine tahsis ederken, toplumun ihtiyaçlariyle birlikte beşeri fıtratı da nazarı itibare alıyordu. Böylece yaşama kaygıs­ından kadının gönlünü azade kılmak insanlıkla ilgili bulunan değerli gayeye riayet etmek ve bütün güç ve kuvvetiyle o tarafa yönelmek için vazgeçilmez bir tarzda kadının yaşama temi­natını erkeğe yüklemiştir.  Bu, içinde bazı gerçekler bulunan bir sözdür. fienel olarak İslam memleketlerinde kadın, kişilik haysiyeti olmayan geri kalmış cahil ve değersiz bir topluluktur. Maddi ve manevi pis­liklerin içine gömülmüş vaziyette hayvanlar gi­bi yaşar. Mesut olmaktan daha çok yorgundur. Aldığından daha çoğunu verir. Ekseriye iç güdüler aleminden daha yukarı yükselemez, kendisine yükselme İmkanı da verilmez.

Bu bir hakikattir. Lâkin bu acı hakikatten so­rumlu kimdir?.. O sorumlu İslam veya onun ni­zamı mı?

Muhakkak ki şarklı kadının ızdırabını çektiği bu kötü durum, bir takım iktisadi, siyasi, içtimai ve psikolojik şartlara istinat eder. O halde bu kötülüklerin bize nereden geldiğini bilmemiz, ıslahat yapmayı düşünürken doğru yol üzere ol­mamız için esaslı bir şekilde bunların üzerine eğilmemiz icabeder. Birçok nesiller boyunca şarkın iztırabını çekmekte olduğu bu yüz karası geriliğin sebebi fakirliktir. Halk, bir lokma yi­yecek ekmek ve avret yerlerini örtecek kadar gi­yecek bir şey bulamazken, hakim durumda olan zümreyi sefih lüks, çirkin israf ve kaba zevke garkeden içtimai zulüm, idareci sınıfından müptezel bir zümre meydana getiren bu siyasi zillet ve meskenet... Öyle bir sınıf ki, bütün hak­lan garantili, fakat, üzerlerine yapmaları lazım gelen vecibeleri yok. Mahkum zümre, muka-bilsiz olarak bütün vergileri ve mükellefiyetleri yüklenir ve taşır.. Bu şartlann neticesi olarak milletin büyük bir çoğunluğuna içinde yaşadığı bu karanlık ve şaşkınlık, ümitsizlik telkin eder., işte kadının duçar olduğu zillet ve zulüm dolu ahvalden ancak bu saydıklarımız mes'uldür.

Şüphe yoktur ki, kadının muhtaç olduğu en mühim şey, kendisiyle erkeği arasındaki karşılıklı sevgi, hürmet temayülü ve duygu­landır. Fakat herkesi içine alan bu kahredici zil­let ve kıvrandıncı fakirlik atmosferinde bu iyi duygular, nerede ve nasıl yeşerir?.

Erkek, kadınına zulüm ve işkence eder. Çünkü, o zavallı erkek, evinin dışında kaybettiği şahsi­yetini evinde gerçekleştirmek ister. O kişilik ki, bekçinin, polisin, muhtann ve arazi sahibinin hiçe sayıp ihanet ettiği şahsiyet... Devletin mes'ul idarecisi bulunan beylerin veya fabri­katörlerin, paralı askerlerinin ihanet ettiği kişilik veya dairedeki müdürün ihanet ettiği kişilik... Bu böyle bir şahsiyet ki, muhtaçlık ve zillet sebebiyle, karşı koymaya veya onu yen­meye muktedir olamadığı zalim yönetmelikle­rin kendini tehdit ettiği şahsiyet..

Bu sebeple, o, içinde birikmiş olan gazabını ai­lesi, çocukları ve ehlinden kendisine yaklaşan­ların üzerine saçar. Cemiyette şamil olan ve er­keğin çalışma gücünü dizginleyip ruhi ve asabi enerjisini tüketen bu zalim fakirlik, içinde sevgi ve iyi muamele duyguları gelişen geni...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kadının Problemleri
« Posted on: 26 Nisan 2024, 10:28:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kadının Problemleri rüya tabiri,Kadının Problemleri mekke canlı, Kadının Problemleri kabe canlı yayın, Kadının Problemleri Üç boyutlu kuran oku Kadının Problemleri kuran ı kerim, Kadının Problemleri peygamber kıssaları,Kadının Problemleri ilitam ders soruları, Kadının Problemleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes