> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > İtirazlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İtirazlar  (Okunma Sayısı 534 defa)
20 Haziran 2012, 16:20:25
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 20 Haziran 2012, 16:20:25 »



İtirazlar

Bazı kimseler, zekatın manasını ve gerçek önemini anlamadan, zekata karşı itirazlarda bulunurlar. Bu itirazlar onların sadece zekatın özünü anlamadıklarını değil, ayrıca isletmenin esas ilkelerinden de habersiz olduklarını gös­terir. Zekata karşı ilk reddiye onun ticareti, endüstriyi ve diğer İş teşebbüslerini engelle­yeceği idi. Bu redd.iye gerçekte zekatın ruhu­nu ve yatırımların oran ve hacmi üzerine etki­sini anlamayan kimselerce ileri sürülmüştür. Zekatı, gelir elde etmek için devlet tarafından yürürlüğe konan herhangi bir vergiymiş gibi telâkki edenler de olmuştur. Fakat, daha önce­den açıklandığı gibi zekat normal anlamda bir vergi değil, namaz gibi bir ibadet fiilidir; ar­kasında işleyen ruh ise vergiden çok farklıdır. Müslümanlar zekatı gönüllü olarak öderler ve namazdan sonra olduğu gibi vazifelerini yap­manın huzur ve mutluluğunu duyarlar. Zekat, insanın vicdanını ilgilendiren bir şeydir. Bir kimse Allah'a ve Ahiret Gününe, namazın ve zekatın Allah'ın farz kıldığı İbadetler olduğu­na inanırsa, o vakit vazifelerini isteyerek yeri­ne getirecektir ve hesaplanan miktardan daha fazlasını ödeyecektir. Böyle insanlar Allah rızası için harcadıkları zaman servetin hesabını yapmazlar. Allah'ın rızasını yalnızca servetle­rinin % 2.5'unu vererek değil, ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra arttırabildikleri kadarını da vererek gözetirler. Vazifelerini yaptıktan sonra gururlanmazlar; aksine kendilerine, top­lumun fakir üyelerine karşı oldukları borçları­nı eda fırsatı veren Allah'a şükrederek insan­lıklarını gösterirler. Toplumun fakir üyelerine karşı olan vazifelerinin tamamen şuurundadırlar; bu, Kur'an-i Kerim'in şu ayetinde belirtil­miştir: "Onların mallarında muhtaç ve yoksul­lar için bir hak vardı, onu verirlerdi." (51: 19).

Modern vergi sistemlerinde, yükü diğer insan­lara devretmek için vergi malların fiyatına ek­lenir, ancak zekatta böyle bir durum sözkonsu değildir. Çünkü zekat Müslümanlar taıafm-dan gider olarak kabul edilmez ve yıl sonunda net kârdan çıkarılıp beytü'l-mal'e ödenir, bazı insanların zannedebileceği gibi gayri-sâfı ka­zançtan değil.

Bir an için zekatın ticaret ve sanayii engelle­diğini düşünelim. Zekattan korktukları İçin in­sanlar sermayelerini ticarî ve endüstriyel yatı­rımlarda kullanmak istemeyecekler, fakat ser­mayelerini işletmezlerse nereye koyacaklar­dır? Bekletecekler mi, harcayacaklar mı? Eğer sermayelerini herhangi bir şekilde bekletirler­se, toplam servetlerinden yıl sonunda yine ze­kat ödemek zorundalar, çünkü zekat bütün servet çeşitlerine üreticilik potansiyelinden ötürü uygulanır. Servet İster verimli bir şekil­de kullanılsın, isterse istiflenmiş olarak kal­sın; zekat, yıl sonunda toplam servetten veril­mek zorundadır. Bütün nakit, aîtın, gümüş ve­ya diğer paraların tabiatı itibarıyla ticaret ve endüstride kullanımı düşünüldüğünden nema-lanıcı kabul edilir ve bu yüzden bunlarda ze­kat vardır. Böylece zekat, sermayeyi yalnız bırakmaz ve daima takip eder, ister istiflensin İsterse işletilsin. Bu sebeple sermaye sahibini, sermayeyi verimli bir şekilde kullanmaya zor­lar.

Kişi birikmiş servetinden her yıl zekat öde­mek zorunda kalınca, kârlanyla kendi harca­malarının bazısını karşılayabilmek ve zekatı ödeyebilmek için sermayesini işletmeyi tercih edecektir. Eğer servetini bir süre işletmezse, zekat, sermayesini tedricen de olsa neticede tüketecektir. Bu sebeple, kişi, kârlarından ze­katın, ödemek ve servetini arttırmak için ser­mayesini verimli yatırımlarda kullanacak ka­dar gerçekçi olacaktır. Böylelikle, zekat, top­lumdaki varlıklı insanların sermayelerini âtıl bırakmalarını ve yıllık zekatlar yoluyla bitme­sine İzİn vermelerini engelleyen, bunun yerine bu insanları yatırımlara yönelten bir muharrik unsur olmaktadır.

Gerçekte, zekatın ardında, endüstriyel ve ticarî teşebbüslerde sermayeyi teşvik edecek iki güçlü faktör vardır. Birincisi psikolojik faktördür; zekatın Allah rızasını kazanmak İçin verildiği gerçeği, insanları, sermayelerini mümkün olduğunca verimli gayelerle kullan­maya ve böylece daha fazla servet elde ederek daha çok zekat ödemeye ve Allah'ın rızasını daha fazla kazanmaya teşvik eder. Bu faktör bütün Müslüman dokuya nüfuz eder ve ticaret ve sanayi çarklarının sürekli dönmesine yete­cek kadar artı sermaye sağlar.

İkincisi, iktisadî motiftir; bir kişi sermayesi ile ne kadar ticaret ve endüstri yatırımlarında bu­lunursa o kadar kâr eİde eder. Böylece kişi, sermayesini saklamak yerine işletmeye teşvik edilir. Eğer zekat müessesesi hakiki şekliyle yeniden canlandınlırsa ve biriktirilmiş servet çeşitleri zekata tâbi olursa, bütün gizli (âtıl) servet üretime yönelik yatırımlarda kullanıla­caktır. Bu şekildeki mala sahip olan herkes yüksek kârlar yapmak için servetini mümkün olan en iyi şekilde kullanmaya çalışacaktır. Zekat bütün şartlarda ödendiğinden, herkes zekatı beklemekte olan birikmiş servetten ver­mektense kârından vermeyi tercih edecektir. Birikmiş servet sahipleri tarafından bu duru­mun anlaşılması, aksi takdirde kendilerinde kullanılmadan kalacak olan geniş sermaye miktarlarının ticaret ve endüstriye âmâde ol­masını sağlayacaktır.

Bazı müellifler zekatın tasarruflar üzerinden alındığı ve yıl bitmeden herkesin elindeki ser­veti harcayacağı tezine dayanarak zekata karşı çıkmışlardır. Fakat bu karşı çıkış da, zekatın bir vergi olduğu ve insanların bunu ödemeye devlet tarafından zorlandığı şeklinde yanlış bir düşünceye dayanmaktadır. Zekat daima yıl sonundaki tasarruflara uygulanmaz. Bu sade­ce nakit, altın ve gümüş için geçerlidir. Zirâi ürünlerden hemen alınır. Bu itiraz ticarî ve endüstriyel mallar için bile geçerli değildir, çünkü bu malların sahibi sadece zekat öde­mekten kaçınmak için bütün kârını ve serma­yesini boş yere harcayacak kadar düşüncesiz değildir. Böyle düşüncesiz olsa bile servetini nerede israf edecektir? İçkiye, kumara, lükse mi harcayacaktır? Müslüman toplumda bütün bunlar haramdır. Servetin israf edilebileceği bütün üretici olmayan ve lüks tüketime yöne­lik teşebbüsler haram kabul edilmiştir. Devle­tin, lüks ve diğer zevk için yapılan gereksiz ve müsrifâne harcamalan engelleyici, böyle maddelerin ithalini ve üretimini durduracak kanunlar çıkarmaya yetkisi vardır.

Eğer bir kişi zekattan kaçınmak için birikim­lerini veya sermayesini ev yaptırmaya, mobil­yaya vs. harcarsa sermayesi şu veya bu şekil­de dolaşıma girmiş olmaktadır. Bu durum ba­zı endüstri kollarının Ürünlerine olan talebi kesinlikle arttıracaktır ve böylece memleket­teki pek çok insanı, harcamaya ve servetlerini nemalandıncı teşebbüslere yatırmaya teşvik etmektir.

Zekat, yatırımın teşvik edilmesine ve servet istiflemenin engellenmesine yardım eder; hem servet sahiplerinin hem de zekatı olanların tü­ketim mallarına harcama yapmasını sağlar. Yatırım ve harcama kanallarındaki bu akış milyonlarca insana iş imkânı sağlarken, aynı zamanda devletin gelirinin hızla artmasına yol açar.

Zekatın çifte amacı, yani yatırımı teşvik ve harcamayı arttırmak büyük iktisadî öneme sa­hiptir. Yatırım için fonların bulunması endüst­riyel gelişmeyi canlandırır ve ekonomik bü­yüme temposunu hızlandırır. Diğer yanda top­lam tüketimdeki artış ülkede pek çok endüstri dallarında efektif talep artışı meydana getirir. Ve her iki faktör birlikte ve aynı anda işleye­rek ülkede istihdamın artışına yardım ederler. Tam istihdam ve buna bağlı ekonomik geliş­me için tüketim eğiliminin ve yatırım düzey­lerinin artmasının lüzumu gerçeği Keynes ta­rafından şu sözlerle anlatılmaktadır. "Tüketim eğilimi ve yeni yatırımların oranı istihdamın hacmini belirler. Eğer tüketim eğilimi ve yeni yatırım oranları yetersiz efektif taleple sonuç­lanırsa istihdamın gerçek düzeyi, câri gerçek ücretle mevcut potansiyel iş oranının altında kalır..." Bu analiz bize, bolluk içinde darlık bulunması tutarsızlığının bir açıklamasını ve­rir. Sadece efektif talep yetersizliğinin varlığı yüzünden, ki bu sıklıkla vâki olur, istihdam artışı, daha tam istihdama erişilmeden dura­caktır. Efektif talep yetersizliği emeğin marji­nal verimliliği değer olarak emeğin marjinal zahmetini, aşıyor olmasına rağmen üretim iş­lemini engelleyecektir". (General Theory, sn. -31).

Bu sebeple efektif talebin ve yeni yatırımların devamı makul bir üretimin sürdürülmesi ve sonuç olarak ülkede istihdamın sağlanması için şarttır. Eğer yetersiz talep olur ve yeni ya­tırım oranlan düşerse, üretim işlemi ve istihdam bundan ters yönde etkilenecektir. Bu olaylar zincirinin yeni yatırım imkânlarının az olduğu zengin ve endüstrileşmiş Ülkelerde or­taya çıkması daha muhtemeldir. Keynes'in sözleriyle "Ayrıca, toplum zenginleştikçe fiili ve potansiyel üretimleri arasındaki fark artma­ya meyledecektir ve bu nedenle ekonomik sis­temin arızalan daha açık ve aşırı olacaktır. Fakir bir toplum, üretiminin çok büyük bir kısmını tüketmeye hazır olduğu için basit ya­tırım tedbirleri tam istihdamı temin etmeye yetecektir, halbuki toplumun zengin fertleri­nin biriktirme temayülleri İle fakir fertlerinin istihdamını bağdaştırmak için zengin bir top­lum geniş yatırım fırsatları keşfetmelidir. Eğer, potansiyel olarak zengin bir toplumda yatırıma teşvik zayıfsa, efektif talep ilkesi(tersine) işleyerek o toplumun potansiyel zen­ginliğine rağmen gerçek üretimi düşürmeye zorlayacaktır. Bu durum, yani ülkenin potan­siyel zenginliğine rağmen ülke ekonomisinin zayıflaması, tüketimden arta kalan kısım (ta­sarruf) yatırıma teşvikin zayıflığına tekabül etmeye kâfi gelecek derecede azalana kadar devam eder." (General Theory, sh. 31).

Zekat, zengin ya da fakir bütün ülkelerin hastalıklar için etkili bir çaredir. Yatırımı başlat­makta olduğu gibi toplam talebi arttırmada da çok tesirli bir metoddur. Hem yatırım ve hem de tüketim için öyle güçlü bir uyarıcı unsur temin eder...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İtirazlar
« Posted on: 26 Nisan 2024, 03:59:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İtirazlar rüya tabiri,İtirazlar mekke canlı, İtirazlar kabe canlı yayın, İtirazlar Üç boyutlu kuran oku İtirazlar kuran ı kerim, İtirazlar peygamber kıssaları,İtirazlar ilitam ders soruları, İtirazlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes