> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > İslâmî İtidal
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslâmî İtidal  (Okunma Sayısı 1157 defa)
22 Haziran 2012, 17:52:52
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 22 Haziran 2012, 17:52:52 »



İslâmî İtidal

İslam, hayatın bu birbirine zıt telakkileri arasın­da orta yolu öngörür. Hayatın her sahasında va-satilik Kur'an'da defaatle tekrarlanmış bulunan "altın kurardır:".. Allah kimi dilerse onu doğru yola koyar." (6:39). "Bizi doğru yola ilet. "(1:5). "İşte Rabbİnin doğru yolu budur. Biz, öğüt alan­lar için ayetleri geniş geniş açıkladık. Rab'leri katında esenlik evi onlarındır. Yaptıkları (güzel) işlerden dolayı o, onların dostudur. "(6:126-7).

Bu ayetlerde dünyadaki başarı ve huzurun yalnızca, hayatlarında Doğru ve Hak Yolu izle­yenlere ait olduğu açıkça izah edilmektedir.

Yine En'am suresinde şu ayeti görüyoruz: "İşte benim doğru yolum bu, ona uyun, (başka) yolla­ra uymayın ki, sizi O'nun yolundan ayırmasın! (Azabından) korunmanız için (Allah) size böyle tavsiye etti. "(6:153). Bu ayette, insanın selâmetinin Sırat-ı Müstakîm'de (doğru yolda) olduğu daha bir açıklığa kavuşturulmuştur. Eğer insan ana yolunu terkeder ve yan yollara saparsa (dengesiz hayat seyri), yolunu (denge­sini) kaybetmesi geleceğini, huzur ve refahını sona erdirmesi demektir.

insanın kurtuluş ve refahının her iki uçtan kaçı­narak orta yolu tercih etmesinde olduğu vurgu­lanmıştır: "De ki; 'Ey Kitâb ehli, dininizde haksız yere aşırılığa dalmayın ve Önceden sapmış, birçoklarını da saptırmış, düz yoldan sapmış bir topluluğun heveslerine uymayın! (5:77). Burada insanlar önceki ümmetlerin yaptığı gibi, doğru yoldan ayrılıp aşırılığa kaç­mamaları hususunda uyarılmaktadırlar."..Bun­dan sonra sizden kim inkâr ederse, doğru yoldan sapıtmış olur. "(5:12). Burada "doğru yol" tâbiri, kişinin kaybettiğinde felâkete ve hiçliğe düçâr olacağı doğru ve orta yol anlamına gel­mektedir. İnsan, neticesi kendi manevî ve maddî düşüklüğe ve mahvı ile biten sayısız yanlış ve dengesiz hayat yollarına tâbi olur.

Bu sayısız yanlış hayat anlayışları içinde insanı maddî ve manevî yüksekliklere eriştirecek tek bir doğru telakki vardır. Bu doğru telakki Kur'an'da "Sırat-ı Mûstakîm" veya "Sevau's-Sebîl" olarak ifadesini bulur; ve hayatta başarı ve refahı garanti eder. Bu hayat telakkisi, hayat­ta basan için lüzumlu maddî ve manevî değerler arasında hakiki bir denge kurar. Kur'an mümin­lere, kendilerini böyle dengeli bir hayata ilet­mesi için Allah'a niyazda bulunmalarını söyler:"... 'Rabbimiz! Bize dünyada da güzellik ver, ahirette de güzellik ver, bizi ateşin azabı­ndan koru!.. "(2:201).

"Haseneten" (güzellik, iyilik), burada diğer in­sanları istismar etmeden ve meşru vasıtalarla kazanılan refah anlamına gelmektedir. Adi! ve dürüst vasıtalarla kazanılır, kişinin şahsî ihti­yaçlarını karşılamak için ve toplumun iyileşti­rilmesi için harcanır.

Daha sonra insana, aşağıdaki ayetle, dünyadaki bütün şeylerin kendisi için yaratıldığı ve onlar­dan faydalanmaya çalışması söylenmiştir: "O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için ya­rattı; sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir. "(2:29). Bu ayette yeryüzünün saklı hazinelerini bulmak için araştırma ve çaba sarfetmeye davet vardır. İnsa­na, tabiatın hazinelerinden son sınırına kadar faydalanması ve böylece hayatın maddî zevkle­rini tatması, bunun kendi manevî hayatına katkısı bulunabileceği söylenmiştir. Bu hayat şekli Kur'an'da şu ayetlerle teyid edilmekte­dir:... "size iyi ve temiz şeyler helâl kılındı.,."(5:4-5). Kur'an, yeryüzünün mahsul­lerinden rızıklanmak gibi sadece biyolojik İhti­yacın ötesinde güzellikler ve ziynetten de bah­setmektedir: "De ki 'Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti? 'De ki: 'O, dünya hayatında inananlarındır, kıyamet günü de yalnız onlarındır. 'İşte biz, bi­len bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyo­ruz.." (7:32). Nahl suresinde şöyle buyurulmaktadır: "Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için ısınma (nızı sağlayan şeyler) ve daha birçok fay­dalar vardır, (onların gidiş gelişleri, size ayn bir güzellik ve zevk verir.)"(16:6).

Kur'an-ı Kerîm, birçok ayetinde hayatın maddî zevkleriyle beraber, güzelliklerinden de insanın faydası ve zevki için yaratıldığını göstermek için bunlardan bahsetmiştir. Aynı zamanda müminlerden ibadet ve tefekkürde gösterdikleri samimi gayretin aynısını hayatta ilgili işlerde de göstermelerini istemekle, dinin hayat telakki­sinde inkılâb yapmıştır.

Kasas suresinde şu ifadeleri okumaktayız: "Al­lah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma, Allah sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et, yeryüzünde bozgunculuk (etmeyi) isteme, çünkü Allah boz­guncuları sevmez. "(28:77).

İslâm, böylelikle iki taraflı müfrit ve yanlış te­lakkileri -tamamen ahireti düşünen veya sadece bu dünyayı ele alan anlayışlar- arasında mutedil bir yol oluşturmuştur, islâm, bu dünyada in­sanın yaşaması için lüzumlu maddî İhtiyaçları tanır, ancak, insanın yalnızca maddî ihtiyaçları­nı gidererek yaşayamayacağını da daima hatır­latır. "Riyaziyat", dinî bir hayat tarzı olarak ya­saklanmıştır. Ancak, müminlerin bütün mevcu­datı fizik gerçekler ve maddî ihtiyaçlar olarak düşünmelerini de yasaklar. Bütün behimî arzu ve haller ulvî gayelere hizmet ederek idealize edilmelidir. İnsan, dünyada hayat sürmek, onun kaynaklarından istifade etmek ve gücünü açığa çıkarmak zorundadır; ancak dünyaya saplanıp kalmamalıdır. İnsanın nefsinin kökü Al­lah'tadır, varlığının kaynağı ve gayesi, bütün hayatı Allah'a dayanmalıdır. (Halife Abdul Hakîm; islam and Communism, 1962).

Günümüz teknokratları modern medeniyetin büyük oranda çeliğe dayandığını söyleyerek, sadece, Kur'an'da 14 asır önce ifade edilen şu gerçeği teyid etmiş oluyorlar:'... Ve kendisinde büyük bir kuvvet ve insanlara birçok faydalar bulunan demiri indirdik ki Allah, kimin (ondan istifade ederek) gaybda (görmediği halde) Al­lah'a ve Rasûlüne yardım edeceğini bilsin, (or­taya çıkarsın)... "(5 7:25).

Ayrıca İslam, insanlığın çabasını sadece yeryüzünün tabii kaynaklarını kullanmakla sınırlamamakta, aynı zamanda insanı denizlerin derinliklerine dalmaya, balığı ve diğer deniz hayvanlarını yiyecek ve süs olarak kullanmaya da sevketmektedir. İnsan, üretmek, endüstri ve ticareti geliştirmek için de gayrete davet edil­miştir. Allah'ın peygamberleri bizzat maişetle­rini temin için çalışmışlardır. Kur'an, Davud'un yeteneğini ve zenaatını, demirden zırh yapmasını, Süleyman'ın yüksek kaleler, hey­keller ve benzerlerini yaptırmak için sanatkâr­lar tutmasını ve pek çok diğer peygamberin ka­biliyet ve zenaatlerini övmüştür.

Bu hayat telakkisi bize yeni bir sosyal model çi­zecektir. Bu modelde, Allah'a inanan, ancak ay­lak bir şekilde ibadethanenin dört duvarı arasın­da sınırlı kalan, maddî refahı günah sayan, başkalarına bağımlı ve ihtiyaçlarının temini için daima başkalarının eline bakan parazit kişiler bulamayız. Zenginliği, yoksulları İstis­mar aracı olarak kullanan ve bu nevi araçların, doğru veya yanlış, şahsî emelleri için kullanıl­masını haklı gören insanlar da bulunmaz. Bu sistemde ancak, merhametli müteşebbisler, gayretli işçiler, doğru ve hesabını bilen tüketici­ler buluruz. Müteşebbis ve iş sahipleri iş hac-mİnce çalışırlar, fakat servetlerini arttırmak için gayri maşrû usûllere tevessül etmezler, servetin gayri âdil dağılımını da doğru bulmazlar; her ferde hayatlarının temel ihtiyaçlarını temin hakkını tanırlar. Onlar, işçilerine sevgi ve şef­katle hakkaniyet ölçüsünde ücret vermekle kal ayrıca işçileri, kendilerine işlerinde yardım eden kardeşleri olarak kabul ederler, işçiler de gayretli, sorumluluk duygularına sa­hip ve işleri ile İlgilidirler. Benzer olarak bu sis­temin tüketicileri hesaplı ve vasatı gözeten, kendisi İçin istediğini başkaları için de isteyen, toplumun ortak iyiliğini de gözeten kişilerdir.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslâmî İtidal
« Posted on: 23 Nisan 2024, 14:01:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslâmî İtidal rüya tabiri,İslâmî İtidal mekke canlı, İslâmî İtidal kabe canlı yayın, İslâmî İtidal Üç boyutlu kuran oku İslâmî İtidal kuran ı kerim, İslâmî İtidal peygamber kıssaları,İslâmî İtidal ilitam ders soruları, İslâmî İtidalönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes