Konu Başlığı: İslamda İçtihadın Önemi Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 14 Ağustos 2012, 12:54:57 İSLÂM'DA İÇTİHAD'IN ÖNEMİ İçtihadın İslâmî sistemin hayatiyetini devam ettiren temel unsur olduğu inkâr edilemez. Bu sistem, yeni düşünce ve etkilerin ortaya çıkması ve İslâm toplumunun hayata entegre olmasıyla uzun süre yaşadı. Fakat ne zaman bu kaynak kurutuldu, İslâm toplumunda tembellik ve çöküş de başlamış oldu. Aynı nedenden dolayı dünya üzerindeki hiç bir sistem veya toplum yıpranmış, kokuşmuş düşünce ve kavramlarla yükselişini sürdürememiştir. Allah, son Elçi'sinin Rehberliğiyle insanlığın hayatın bütün birimlerinde gelişmesini sürdürebilmesini sağladı. Peygamber Hz. Muham-med bizzat Rehberliğiyle, insanlığın hayatın her sahasında sürekli gelişmesinin yalnız İslâm dini ile mümkün olabileceğini göstermiştir. Eğer İslâm'dan başka yollan takip ederlerse bu onlardan ne kabul edilecektir ne de umumi menfaatlerinden yana olacaktır. Çünkü dünya üzerindeki bütün yaratıklar Yaratıcılarının Kanunlarına uymaktadır. "Allah'ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez O'na teslim olmuştur. O'na döneceklerdir." (3: 83). Kur'ân-ı Kerîm, İslâm'dan başka bir yolun Allah tarafından kabul edilmeyeceğini belirtmektedir: "Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o, âhirette kaybedenlerden olacaktır." (3: 85). Bu, Hz. Muhammed'e ve ondan önceki bütün milletlere bildirilen Yol'dur: "O size, dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi şeriat (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: 'Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.' (İşte Allah'ın gönderdiği bütün dinlerin temeli budur). Fakat kendilerini çağırdığın (bu) din, Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni doğru yola iletir." (42: 13). Din, kâinattaki bütün varlıkların tamamen Allah'a itaatinin gerekliliğine dayanmaktadır. "Allah'ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa yerlerde ve göklerde kim varsa, ister istemez O'na teslim olmuştur, O'na döneceklerdir." (3: 83). İnsana bu Ebedî Hakikati ve evrensel değerleri izlemesi teklif edilmiştir. Böylece o, bütün varlıklarla uyum sağlayacak ve bunun mükâfatını görsecektir (55: 5-9). Bu Ebedî Hakikat'tan ayrılmak, kendinden başkasına zarar vermeyecektir. Allah Teâlâ insanın bu Yol'u kolaylıkla izlemesi için elçileri vasıtasıyla yasalarını (Şeriatı) göndermiştir. "Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah zâlimler topluluğuna yol götermez." (5: 51). Bu Rehberliğin temel gayesi, insanın bölünmez ve değişmez evrensel gerçekler olan Din, Şeriat ve Minhac İle uyuşmasına yardımcı olmaktır. Dinin temel gerçek ve doğruları ezelî ve ebedîdir. Fakat Şeriat ve Min-hac'm, değişik zaman ve mekânların ihtiyaçlarına göre ayrıntılarda değişiklik yapması da bir gerçektir. İlki özü oluştururken, ikincisi bu özün devamını sağlamaktadır. Her ikisi de insanlığın başarısı için gerekli ve elzemdir. Esas olmadan ikincisi, ikinci olmadan da birinci anlamsızdır. İkincisi (Şeriat) Ebedî Hakikatin, evrensel değerlerin (Din) ruhunun devamını, toplumların pratik hayatlarının devamı, zevalden, kokuşmaktan korumak için gerekli araçları sağlamaktadır. Bu husus Bey-yine sûresi'nde şöyle İfade edilmektedir: "Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a hâlis kılarak, Allah'ı birleyenler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din budur." (98: 5). Kur'ân-ı Kerîm'in bu âyeti dosdoğru ve hâlis Dinin üç önemli ve gerekli kısmı olduğunu açıkça ifade etmektedir. İlki kâinatta değişmez prensiplerin hâkim olduğu ve bütün yaratıkların itaat ettiği, insan için de Doğru Yol olan bu Ebedî Kanun'a tâbi olmasıdır. Sonraki iki unsur belirtmektedir ki, aslında Yaratıcı tarafından yardım adına takdir edilen ilk unsurun insan hayatı için somutlaştırılması, böylece kültür ve medeniyete güzellik, ihtişam katmaktır. Bu iki unsur ibadet şekilleridir. Namaz insanı Allah'a yaklaştırır, zekat ekonomik farklılıklar nedeniyle oluşan gelir dengesizliğini toplumda dengeli dağılıma çevirerek sosyal adalet ilkelerini getirmekte ve toplumun uyumunu sağlamaktadır. Gerçekte ibadetler, insan tarafından hakkıyle ve doğru kullanılırsa, insanın bütün hayatını etkileyebilecek vasıtaları İçerir. Bu sacayağının üç bacağının izleri insan hayatında görülebilir. Peygamber zamanında ibadetlerin bu üç etkisi Sahabe üzerinde görülebilmekteydi ve Sahabeden sonra gelenler de onlar kadar gerek ferdî, gerekse toplumsal planda başarılı oldular. Samimi ve kardeşçe ilişkilerinde rahatça gözlemlenebilen ilâhî fazilete ulaştılar (48:29). İlim ve fende diğer milletleri geçtiler ve maslahatları için yeni ve daha iyi düzenlemeler buldular. Sahabe, onları izleyenler (tabiîn) ve onlardan da sonra gelenler (tebe-i tabiîn) sözkonusu üç alanda da bilgi sahibi olma faziletine ulaşmanın imtiyazına kavuştular. Bunlar manevî, eğitim, fen ve maddeyle ilgili sahalar olarak sıralanabilir. Fakat müslümanlar hızla gelişirken, yasama sahasında ihtiyaç duyulan Hz. Peygamber ve ondan sonra gelen dört râşit halife gibi şümullü bîr liderlik gösteremediler. Sonuçta İslâm liderlik siyasi ve manevi alanlarda olmak üzere bölündü ve her biri kendi sahasında görev yaptı. Sonraki devirlerde manevî liderlikte çatlamalar görüldü. Gerek maneviyat gerekse fende zayıf liderler ortaya çıktı. Sözkonusu bölünmenin olduğu ilk yıllarda büyük ve meşhur manevi liderler ortaya çıktı. Bunlar aynı zamanda büyük hukukçulardı. Yeni problem ve olayların çözümünde yardımcı oldular. Yine bunlar arasında ibadetlerin ruhî yönüne ağırlık veren ve böylece Allah'a yakın olmaya çalışanlar (2:186; 40:60), Allah'ın fizikî âlemdeki tezahürlerinden geniş ölçüde etkilenenler (88:7-20, 13:2-4; 30:48-54), Allah'ın maddî âlemde niteliklerine ağırlık verenler (3:191; 6:95-99; 39:9) ve yeni bilimleri insanlığın istifadesine sunmaya çalışanlar görüldü. Zaman içinde, ibadetlerin muhteşem etkileri İslâm toplumlarında çeşitli şekillerde görüldü. Fakat biz burada sadece hukukî (fıkhî) yönünü alıp, manevî liderliğin iki cephesini (İlâhî, fenni) dışlamak konusunda endişeliyiz. İlk zamanlardaki Müslüman hukukçular (fukaha) İslâm'daki emir ve yasakların (emir ve nehiy) ruhunu ve mantığını çok iyi anlamışlar, İslâm dininin canlılık ve tazeliğini koruyarak ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Şeriatın pratikteki görüntülerini zaman ve mekânın ihtiyaçlarını gözeterek ve İslâmî çizgiyi muhafaza etmek suretiyle kararlarını verdiler. İçtihadı çok yoğun bir şekilde kullandılar. Bunlar Şeriat tarafından yönlendirildi, böylece yeni fikirler sağlam bir zemine oturtuldu. Sonuçta İslâm toplumunun hayat tarzı kültürün, medeniyetin gelişmesi ve ilerlemesini sağladı. Hukukçular ve alimleri, içtihadın yardımıyla sadece Müslümanların bir çok problemlerini çözmekle kalmadılar. Aynı zamanda sonradan olmalar (bidat), aşırılıklar (ifrat), fanatizm (taassup), herşeyi kılıkırk yarmak ve bunun teminde ihmalkârlık gibi olumsuzlukları Kur'ân ve Sünnetin ışığında bertaraf ederek itikadın muhkem yapısını korudular. Böylece halkın Dinin meseleleri ve yanlış anlamalar karşısında aşın farklılıklar nedeniyle muğlaklığa düşmesini mümkün olabildiğince engellediler. Konu Başlığı: Ynt: İslamda İçtihadın Önemi Gönderen: Damla üzerinde 30 Eylül 2014, 19:19:49 Kuran ı Kerim ;inanç esaslarının ve ibadetlerle ilgili temel ilkelerin anlatıldığı ilk temel kaynağımızdır.
Konu Başlığı: Ynt: İslamda İçtihadın Önemi Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 30 Eylül 2014, 19:54:43 Esselamu aleykum;
O size, dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi şeriat (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: 'Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.' Kuran'ı Kerim en kutsal kitaptır..Şu an Hristiyanların ve Yahudilerin hala tevrat ve zeburu kullanmalara çok saçma geliyor..Kuran'ı Kerim var..Eskiden evet eskiden tevrat ve zebur kullanılıyordu..Ama şimdi Kuran var...Kuran'ı Kerim bütün kutsal kitapların en önemlisidir...Rabbim Kuran ahlakıyla yaşamayı nasip etsin İnşAllah..Rabbim Azze ve Celle razı olsun.. Konu Başlığı: Ynt: İslamda İçtihadın Önemi Gönderen: Melda üzerinde 01 Ekim 2014, 19:28:15 teşekkürler
Konu Başlığı: Ynt: İslamda İçtihadın Önemi Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 01 Ekim 2014, 20:29:05 İctihad toplumda ortaya çıkan yeni dini meseleler hakkında hüküm vermek için şart olan dayanağını yine Kur'an ve hadislerden alan önemli bir sistemdir.
|