Konu Başlığı: İslâmda İçtihad Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 14 Ağustos 2012, 12:56:57 İslâm'da İçtihad Giriş İçtihad, yeni ortaya çıkan düşünce ve davranışların akışını düzenleyerek İslâmî hayatın devamlılığını sağlayan en belirgin müessesedir. Çünkü, durgun fikir ve kavramlar veya yıpranmış lıktan kurtulmakla dünyada hiçbir sistem ya da toplumun sürekli yükselemeyeceği bir gerçektir. Allah, İnsanlığın, hayatın bütün alanlarında İlerlemesini kesintisiz sürdürebilmesi için Son Elçisini Rehberlik göreviyle göndermiştir. Bu rehberliğin temel hedefi Din'in özündeki Vahdet Prensibine inananların uyum sağlamasına yardım etmekti. Şeriat bu hedefin başarıldığının ifadesidir. Dinin temel gerçek ve doğruları farklı yer ve zamanlarda ayrıntıda değişen ihtiyaç ve durumlara uyum sağlamasıyla Şeriatın düsturlarının değişiklik göstermesine karşı ezelî, ebedî ve evrenseldir. Birincisi esas özü oluştururken, ikinci zikredilen de bundan ayrı değildir, her ikisi de inananların başarısı eşit derecede elzemdir. İbadetler şayet hakkıyla ve gereği üzere yerine getirilirse, ibadetlerin içeriği insanın tüm hayatını değiştirebilecek yegane araçtır. Bu sistem, manevî liderleri ortaya çıkarır. Bunlar manevî önderliğin yanısıra dirayetli, hikmetli anlayışlarıyla İslâm'ın emir ve yasaklarında, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştılar ve bu arada İslâm Dininin canlılık ve etkinliğini, çizgisini korumaya ve Şeriatın (sosyal, hukukî ve siyasî) tatbikî nizâmını, değişen zaman ve mekân şartlarına uyum sağlamak kaydıyla tanzime çalıştılar. Hz. Peygamber, vefatından sonra da bu sistemi yeniden canlandıracak ve İslâmî hayatın sonraki nesillere ulaştırılmasını sağlayacak olan sahabileri için böyle bir hazırlık yapmıştı. Rasûlullah ve sahabilerinden örnek alınarak bugüne kadar tedvinle, zamanın ve mekânın ihtiyaçlarına göre gelişen geniş çaplı bir kurallar manzumesi oluşturuldu: Bu arada evrensellik ve ebedîlik Özelliklerinin kaybolmamasına bilhassa dikkat edildi. Müslümanlar, yeni düşünceleri Kur'ân ve Sünnetin ışığında ve kendi potalarında eritmek suretiyle hayatlarına kazandırdılar. Ve bunda da uzun süre başarılı oldular. Fakat sonradan bu yoldan saparak, geçmişteki örnek ve uygulamaları takip ile yetindiler. Dolayısıyla yeni düşünceleri kaybettiler ve neticede sistemleri de kokuşmaya başladı. Bilginin ve yeni ilimlerin kaybedilmesiyle dünya üzerindeki hâkimiyetleri de nihayete erdi. |