> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > İslam Ve Bilimler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam Ve Bilimler  (Okunma Sayısı 654 defa)
08 Haziran 2012, 17:40:48
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 08 Haziran 2012, 17:40:48 »



İSLÂM VE BİLİMLER

Giriş
 
Daha önce de tartışıldığı gibi, Hz. Muhammed 'ın öğretisinin insanların muhtelif alanlardaki çalışmaları ve kültürlerine etki­si çok büyük olmuştur. Bu öğreti, insan bil­gisinin bütün alanlarında öğrenme ve araş­tırmayı teşvik etmiştir. Bunun için önyargı ve hurafeleri insan aklından uzak tutmuş, serbest bir akılla araştırma yapmak ve haki­kati izlemek için, insanı cesaretlendirmiştir. Yine bu öğreti, yukarıdaki yaklaşımın doğ­ru olduğunu ve insanlığın yararına yeni ufuk­lar açmak suretiyle, insanın ilerlemesine ön­cülük edeceğini önemle belirtmiştir. Bilim ile din arasında gerçekte bir İhtilâfın olmadığı fikri, Hz. Muhammed'ın bir eğitici ola­rak getirdiği en büyük yenilikti. Bu husus, Batı âlimleri tarafından, henüz daha tam manasıyla ne kavranmış, ne de kabul edil­miştir. Bilim ve din, daima insanın doğal ya­pısı içinde yanyana bulunmuşlar ve araların­da husumet, rekabet veya tenakuz meydana gelmemiştir. Bir taraftan îlâh ve Rab oldu­ğu için Allah'a inanmak, diğer taraftan dün­yanın ve kâinatın sırlarını bilmeyi arzu et­mek, insanoğlu için doğaldır. İnsanın yara­tılışının İlk anlarından itibaren, bu doğal te­mayüller insan davranışlarında gözlenmiştir.

Kur'an-ı Kerim'de, insandaki bu doğal tema­yülü gösteren birkaç misal zikredilmiştir: "Rabbin İnsanoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş, onlara: 'Ben sizin Rab-biniz değil miyim?' demiş ve buna kendile­rini şahit tutmuştu. Onlar.da: 'Evet, şahidiz' demişlerdi." (7: 172). Hem Allah, vaktiyle, peygamberlerden bağlılık sözünü şöyle al­mıştı: " —Celâlim hakkı için size Kitap ve hikmet verdim; sizde olanı tasdik eden bir peygamber gelecek, ona mutlaka inanacak­sınız ve mutlaka yardım edeceksiniz, ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi' buyurdu. Onlar: 'İkrar ettik', dediler. Allah şöyle buyur­du: 'Öyle ise birbirinize karşı şahit olun, ben de sizinle beraber şahitlerdenim.' " (3: 81). Hz. Muhammed da ashabına bunları açıklamıştır. Übey b. Kaab'dan rivayet edil­diğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyur­muştur: "Allah, bütün insanları yaratıldık­ları zaman bir araya topladı ve sordu: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' Onlar da: 'Şüp­hesiz, Sen bizim Rabbimizsin,' diye cevap ver­diler." İnsanoğlu, bilgiye doymak bilmeyen bir istekle yaratıldığı için, Allah, onun kâi­nattaki gizli sırları bilmesi için, yeterli dü­zenlemeler yapmış, ona eşyanın tabiatını ve isimlerini öğretmiştir. (2: 31). Daha sonra, gökler ve yerdeki bütün güçler ve hazineler insanın emrine verildi: "Bir de göklerde ne var, yerde ne varsa, hepsini kendi katından sizin hizmetinize verdi. Şüphesiz ki bunda, düşünecek kimseler için dersler vardır." (45: 13). Nahl Suresi'nde de şunları görmekteyiz: . "Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizme­tinize vermiştir. Yıldızlar da O'nun emrine bağlıdırlar. Bunlarda, akleden kimseler için dersler vardır. Yeryüzünde rengarenk şeyleri de sizin hizmetinize bağlamıştır. Elbette bun­da da düşünecek bir topluluk için bir ibret vardır. Yine denizden taze et yiyesiniz ve on­dan giyip takınacağınız bir ziynet çıkarasınız diye, denizi hizmetinize bağlayan O'dur. Gemilerin, denizde suyu yararak gittiklerini görüyorsun, hem Allah'ın fazlından nasip arayasınız diye, hem de olur ki şükredersi­niz." (16: 12-14).

Kur'an-ı Kerim'in bu ayetleri açıkça göster­mektedir ki: Sağlam bir insan yapısında, bu iki doğal yük arasında hiçbir çelişki yoktur. Çünkü bunlardan birisi, insanın Allah'ın sö­züne tamamıyla teslim olmasına, O'na iba­det etmesine ve O'nun yolunu izlemesine yar­dım ederken, diğeri Allah'ın kâinattaki sıfat­ları ve tecellileri hakkındaki bilgileri bulmaya sevkeder. Bu, sonunda, insanı Allah'tan da­ha fazla korkmaya ve ona daha çok ibadet etmeye götürecektir. "Kullar arasında Allah'tan gerçekten korkanlar, Onu bilenlerdir." (Prof. Muhammed Kutup, Mekke Eğitim Konferansında, 1977, sunduğu tebliğden) Hakikatte, bu iki temayüz öylesine birbirle­rini tamamlayıcı ve içiçedir ki, daîma bera­ber mütalâ edilir. İkisi de gayet tabiî ve in­sanîdir. Allah'a, ümit ve korkuyla itaat ve ibadet etmek nasıl ki tabiî ve insanî ise, aynı şekilde etrafımızdaki dünya hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ve insanın yararına olan kaynaklarını keşfedip kullanmak arzu­su da öyle tabiî ve insanîdir. Bu tabiî ve in­sanî eğilimler arasında kesinlikle hiçbir te­nakuz, husumet, rekabet ve ihtilâf yoktur. İnsanın yaratılışından beri, bu iki eğilim in­san tabiatında yanyana mevcuttur. Bilim ve dini birbirinden ayırmaya çalışıp, aralarına sunî ihtilaf ve rekabet sokanlar, sadece ate­istler (tanrı tanımazlar), agnostikler (biline­mezciler) ve sekülarist (laik)lerdir. Böyle bir rekabet ve ihtilâf olması demek, Allah'ı zik­retmek ve öna hamdetmek gibi tabiat üstü bir unsuru, tamamen mekanik bir pozisyo­na sokmak demek olurdu. Fakat İslâm kül­türü ve araştırmalarında bu iki doğal eğili­me (bilim ve din) set çekmek günahtır. îslâmî kültür, okul ile camiye, pazar ile labora-tuvara, ev üe başkanlık koltuğuna, mahke­melere, yasama organlarına, kısacası insan-hayatının her veçhesine hükmeder. Bilim ve din, İslâmî kültürün esasını ve Özünü teşkil eder.

Tarih, İslâm'ın birleştiricilik görüşünün, farklı bilgi şekillerinin, birbirinden bağım­sız olarak geliştirilmesine müsade etmediği hususunda pekçok delil taşır. Bilâkis maddî konulardan en yüksek metafiziğe kadar her çeşit bilgi arasında, organik olarak, gerçeğin kendisini yansıtan bir ilişki vardır. Üstelik, İslâm maneviyatı, mahiyeti itibarıyla daima dirayetli ve (gnostik) irfanî-ilmî olagelmiştir. Öyle ki, bilginjn aranması, avam arasında bi­le, özel bir dinî atmosfer husule getirmiştir, bu duruma başka geleneklerde bu ölçüde rastlanmaz. İslâmî bilimlerin oluşturulma­sından sorumlu olan vahyin, insanların ve uygarlıkların zihinlerini, eylemlerini ve çev­relerini biçimlendiren ruhu kabul edilmeden, İslâmî bilimlerin doğuşunu ve gelişmelerini algılamak mümkün değildir. "Hem bilgi, hem de eylemin prensiplerinin çıkarıldığı Vahyin merkezi Teosofani'sini (sistemini), Kurıan-ı Kerim oluşturur, buna peygambe­rin hadislerinin de eklenmesi gerekir. Kur­an ve hadis birlikte, hangi alanda olursa ol­sun, îslâmî olan her şeyin kaynağını teşkil eder. Dahası, bu kaynaklar, bilimlerin oluş­ması ve gelişmesinde çifte bir rol oynamış­lardır. Her şeyden Önce, bütün bilimlerin, ay­rıntılarının değil de, prensibinin Kur'an'da var olduğu, müslümanlarca kabul edilir. İkinci olarak, Kur'an ve hadis, Tevhid'in şu veya bu şekilde tasdikinin bir yolu olarak, bilginin aranmasının faziletini vurgulamışlar ve böylece bilimlerin gelişmesi için bir ortam oluşturmuşlardır. Bundan dolayı, Kur'an ve hadisin bağrından, bütüncül bir metafizik ve kozmoloji çıkmış ve bütün İslâmî bilimlerin üzerine bina edildiği bir baz vazifesini gör­müştür. Bunlar, aynı zamanda, Kur'an ve ha­diste yansıtıldığı gibi, İslâm'ın ruhu ile uyum içinde olan tüm entellektüel faaliyeti destek­leyerek ve teşvik ederek özel bir atmosfer de oluşturmuşlardır.

İslâm'ın meydana getirdiği din ve medeniyet ile organik bir bağ içinde olan İslâmî bilim­lerin bir şekilde anlaşılması için, İslâm'ın bu iki temel kaynağından ihtiva edilen emrin önemi, ne kadar vurgulansa azdır. Bu söz­ler, araştırmacı müslümanların zihinlerini, asırlar boyu şekillendirmiş ve onlara, hem bilgi, hem de ilham açısından bir kaynak sağ­lamışlardır. İslâmî bilgi kavramı, birlik ve hi­yerarşiden müteşekkil iki temel eksen üzeri­ne oturtulmuştur. Bilgiyle nihaî manada öz­deş olan ve varlığın kendisi gibi, bilginin bi­limleri ve şekilleri de sonuç olarak birdir ve aynı zamanda hiyerarşik bir düzene tabidir­ler. İslâmî bilgi, beşeri bilgilenmenin değişik şekilleri ve yolları arasında artık bir bağın bulunmadığı bugünün profan bilgi anlayışın­daki gibi, gelişigüzel değildir. Genellikle İs­lâm'da yeşeren İslâmî bilimler ve entellektüel perspektifler, başka bir nokta-i nazardan da bütün bilginin özü olan en büyük Zat'ın ni­haî olarak Bir'in bilgisine götüren bir silsile İçinde görülegelmiştir. Orijinal olarak diğer medeniyetlerce şekillendirilen bilimlerle kar­şılaştıklarında, müslüman entellektüel oto­ritelerin, bunları bilgi hiyerarşisinin İslâm çerçevesine entegre etmeye çalışmaları bu se­beptendir," (Seyyid Hüseyin Nasr, Islamic Sciences)

Böylece, İslâmî sistemde bilim ve din arasın­da, Hıristiyanlıkta ve diğer dinî sistemlerde görüldüğü türden hiçbir çatışma yoktur. Ve bu iki eğilim birbirlerini tamamlayıcı ve bü­tünleyici olarak kalmışlardır. Bu, neticede, Allah'tan çok korkup, çok ibadet eden in­sanların oluşmasına yol açar, çünkü onlar gerçekten evrendeki sırlar ve fevkalade teza­hürlerin arkasındaki Gerçek'İ aramış ve gör­müşlerdir. (35: 28). Onlar, yeryüzü ve evreni Allah'ın yarattığını bilir ve O'nun kanunuyla yönetildiğini de anlarlar (41: 53, 2: 116). Ay­nı veçhile, insan hayatı ve davranışları da İlâ­hî kanun ile düzenlenir (30: 26). Allah'a ve kanuna olan bu inanç, alışkanlıklarını, ge­leneklerini, duygularını, düşüncelerim ve ya­şam tarzlarını idare eder ve biçimlendirir. İs­lâm-tarihi, bu inancın, insan tarihinin seyri­ni değiştiren ve insan kültürüyle çalışmala­rını etkileyen bir kavmin oluşturduğu gerçe­ğine ait pekçok delil taşır. Kişilerin değerle­ri, ideolojileri farklılaştı ve hayata bakışları radikal bir değişime uğradı. Onlara yeni bir yön, yeni bir amaç ve yeni bir hedef verildi.

Bu değişiklik, ortaya koyacağımız gibi, insa­nın her sahadaki bilgi ve araştırmalarında aşikâr olarak görüldü.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam Ve Bilimler
« Posted on: 26 Nisan 2024, 13:11:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam Ve Bilimler rüya tabiri,İslam Ve Bilimler mekke canlı, İslam Ve Bilimler kabe canlı yayın, İslam Ve Bilimler Üç boyutlu kuran oku İslam Ve Bilimler kuran ı kerim, İslam Ve Bilimler peygamber kıssaları,İslam Ve Bilimler ilitam ders soruları, İslam Ve Bilimlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes