๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 05 Ağustos 2012, 12:26:50



Konu Başlığı: İslâm Kültürü Ve Toplumunun Özellikleri
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 05 Ağustos 2012, 12:26:50
İslâm Kültürü Ve Toplumunun Özellikleri

İslâm medeniyetine modern peşin hükümlerle yaklaşan kimselerin karşılaştığı en büyük sürpriz, Hz. Muhammed'in zamanından 1500'Iere kadar, İslâm kültürü ve kurumları­nın son derece medenî (cosmopolitan) ve di­namik olduğunu farketmeleridir. Muhammed kendisi bir bedevî değil, bir şehirli ve tüc­cardı ve üstün değerlerle mücehhezdi. Buna ilaveten, İslâm kültürü birkaç sebeple kozmo­polit hale geldi. İslâm kültürü Bizans ve Pers imparatorluğunun sofistike bilgilerini devral­dı. Uzakdoğu ve Batı arasındaki uzun mesa­feli ticaretin kesişme noktasında yer aldı. Ve pek çok müslüman memlekette müreffeh şe­hir hayatı tarımla dengede kaldı. Ticaretin öneminden dolayı fevkalâde coğrafî hareket­lilik vardı. Kur'ân, bütün Müslümanların eşitliğini vurguladığından sosyal hareketlilik teşvik görmüş oldu. Sonuç, Bağdat sarayında ve daha sonra merkezden ayrılan Müslüman devletlerinde, yeteneği olan herkese her türlü meslek ve makamın açık kalması olmuştu. Okur yazarlık çok yaygın olduğundan -1000 yıllarında erkek nüfusun %20'si pek çok kimse eğitim vasıtasıyla yükselebiliyordu. Memuriyetler tevarüs edilemiyordu ve "yeni adamlar" teşebbüs ve yetenekleri sayesinde tepeye ulaşabiliyorlardı. Müslümanlar diğer dinlere karşı da hoşgörülü idiler. Yukarıda bahsi geçtiği gibi, kimseyi zorla ihtida ettir­mezlerdi ve genellikle devletleri içinde "ehl-İ Kİtâb" kabul ettikleri Yahudilerin ve Hıristi­yanların bir yeri olmasını kabul ederlerdi. İn­cil'i ve Tevrat'ı Kur'ân'ın öncüsü bir kitap olarak kabul ederlerdi. Bu müsamahalı tavrın sonucu olarak erken dönem halifelerinden bi­ri başkâtipliğine bir Hıristiyan'ı seçmiş, Emeviler Arapça şiirler yazan bir Hıristiyanı hi­maye etmişlerdi. Eski ve yeni zamanlar için­de Yahudi kültürü en büyük gelişimini Müslüman Arapların İspanya'daki idarelerinde gerçekleştirmiştir. Bu Yahudi gelişiminin en büyük meyvesi Musa Meymonides'in (1135-1204) eserleri olmuştur. Dindar bir mütefek­kir olan ve bazılarının ikinci Musa diye ad­landırdığı bu şahıs hem İbranice hem de Arapça eserler vermiştir."