๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 03 Haziran 2012, 17:09:17



Konu Başlığı: İslam Devleti ve Vekalet Kavramı
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 03 Haziran 2012, 17:09:17
İSLÂM DEVLETİ VE VEKÂLET KAVRAMI

Daha Önce de açıklandığı üzere, bütün siya­sî ve hukukî hükümranlık sadece Allah'a ait­tir. Allah'ın siyasî hükümranlığı, devletin gerçek başkanının O olması ve devletin tüm yürütme işlerinin direkt O'nun emirleri al­tında olması anlamına gelir. Siyasî hüküm­ranlık aynı zamanda şu anlamları da kapsar: Allah'ın otoritesi ve hükümranlık gücü kendi isteği dışında hiçbir güç tarafından sınırlan­dırılamaz, dışarıdan yüklenmiş herhangi bir kurala da bağlı değildir. Allah'ın Hukukî Hükümranlığı, tüm kanun ve yasama gücü­nün yalnız Allah'ın olduğunu O'nun kanun yapıcı ve kanun koyucu olduğunu; bu tür yetkilerin sadece ve sadece Allah'a mahsus olduğunu ve O'nun kanun yapıcı yetkisini paylaşacak ya da O'nun yasama gücünü kı­sıtlayacak ya da paylaşacak herhangi birisi ihtimalinden münezzehtir. Bütün yargı, ya­sama ve muhakeme etme yetkisi O'na aittir.

Bir toplum ya da devlet en geniş ifadeyle in­sanla ilişkili tüm meselelerde Allah'ın ve Ra­sulü'nün hâkimiyetini kabul eder etmez, Al­lah ve Rasulü'nün yeryüzündeki temsilcileri olurlar. Allah'ın vekilleri olarak onlar çifte statüye sahiptirler. İlki, tüm hükümranlık yetkisinin Allah'a ve Rasulü'ne ait olması ne­deniyle Allah ve Rasulü'yle ilişkilerinde kı­sıtlı bir hükümranlık yetkisine sahip bir dev­let durumunda olmalarıdır. Gerçek anlamıy­la hükümranlık yetkisindeki herhangi bir id­dia Allah'a ve Rasulü'ne karşı açık bir isyan ve kendi İslâmî karakterini inkâr anlamını ta­şır. İkinci statü ise, diğer dünya devletleri ile ilişkilerindeki vekillik statüsünde, yani diğer devletlerin de rol oynadığı idari meselelerde bütünüyle hâkimiyet gücünü kullanan bir devlet pozisyonunda olmasıdır.

Vekilliğin diğer bir cephesi de onun belirli bir sınıfa, gruba ya da aileye değil, ümmete ait olmasıdır. Bu yetki yalnızca AJlah tarafından belirlenen sınırlar içerisinde kullandır. Yet­ki toplumabir bütün olarak verildiğinden yö­netim ya da hükümet, bir bütün olarak top­lum yahut onların uygun gördükleri, seçtik­leri temsilciler tarafından uygun görülüp, rı­zaları alınarak oluşabilir. Ve ancak onların güvenine sahip oldukları müddetçe bu gö­revde kalıp fonksiyon gösterebilirler.

Böylece, İslâm Devleti Allah'ın yeryüzündeki vekili olarak Allah adına hareket eder ve ko­nulan sınırlar içerisinde O'nun isteğini ve hükmünü yerine getirir. Devlet, hükümran­lık gücünü İlâhî Kanun hudutları içerisinde kullanır. Aynı zamanda insanlar adına vekâ­let hakkını da kullanır. Bazı kişileri kendi ad­larına hareket etmesi için seçseler de gerçekte bu hakkın sahipleri insanlardır. Yöneticiler toplumun (gerçek vekilleri) güvenini sağla­dıkları müddetçe görevde kalırlar (Ebu'1-Alâ Mevdudî, The Meaning Of The Qur'an, cilt 4, sh. 8-9).