> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Işık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Işık  (Okunma Sayısı 667 defa)
08 Haziran 2012, 17:25:18
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 08 Haziran 2012, 17:25:18 »



Işık

Müslümanlar, fiziğin bu bölümüne büyük katkılarda bulundular. Bu da, Kur'an-ı Kerim'in, müslüman alimleri, fiziksel dünyada­ki renkli ve parlak olayların arkasındaki sır­ları gözlemeye ve araştırmaya teşvik etmesi­nin bir sonucuydu. Açık-alan, günlük hayat­ta, alelade bir kişi tarafından bile görülen ışık spektrumuydu. Yukarıda aktarılan Kur'an-daki pasaj (24: 35), optik, spektrum, yansı­ma ve kırılma dahil, ışığın hallerini araştır­maya kişiyi teşvik etmiş ve Allah'ın mucize­lerini keşfetmek ve bu fiziksel olayların de­rinliklerine inmek isteyen pekçok insana il­ham kaynağı olmuştur.

el-Kindî, el-Haytam, el-Neyrızî ve diğerleri, muhakkak ki Kur'an-ı Kerim'in bu pasajını defalarca okumuşlar ve her defasında optik araştırmalarında kendilerine yardımcı olan, yeni ilhamlar edinmişlerdir.

Onlar, aynı zamanda ay ışığı ile güneş ışığı­nın mahiyetini karşılaştırmışlar ve kaydet­mişlerdir. "Ne yücedir O Allah ki, gökte burçlar (gezegenler) yaratmış ve içerisine bir  kandil (güneş), bir de nurlu ay koymuştur." (25: 61). Yunus Suresi'nde de şunları okuyo­ruz: "O Allah'tır ki,, güneşi bir ışık ve ayı da bir nur yaptı." (10: 5). Kur'an-ı Kerim'in aşağıdaki ayeti ise, müslümanların, ışığın de­ğişik alanlardaki işlevleri için, düşünmesine neden olmuştur: "Bize bakın, nurunuzdan bir parça ışık alalım. Onlara şöyle denilecek: 'Arkanıza dönün de bir ışık arayın' " (57: 13).

Tanrım Suresi'nde: "Işıkları önlerinde ve defter sağlarından verilmiş olarak yürüyecek, Şöyle diyeceklerdir: 'Ey Rabbimiz! Bizim nu­rumuzu tamamla!' " (66: 8). YineTevbe Su­resi'nde: "Onlar Allah'ın nurunu ağızlarıy­la söndürmek isterler. Fakat, kâfirler hoşlan-masalar bile, Allah muhakkak nurunu ta­mamlamak diliyor." (9: 32). Bu ayet, ışığın fiziksel olduğu kadar manevî önemini belir­tiyor ve ilâhiyatçılarla bilim adamlarına araştırmaları için pekçok materyal temin ediyor. "Onların hâli, o kimsenin hâli gibidir ki, o ateş yaktı da çevresini aydınlattığı zaman, tam o sırada Allah nurlarını gideriverip ken­dilerini karanlıklar içinde bıraktı; artık gör­mezler." (2: 17). Diğer bir yerde de şunları anlatır: "O şimşek, neredeyse gözlerini ka­pıp ahverecek; onları aydınlatınca da ışığı al­tında yürürler ve karanlık çökünce dikilip kalırlar. Allah dileseydi, onların işitme ve görme duyularını da giderirdi. Şüphesiz ki Allah her şeye kadirdir." (2: 20).

Ahzâb Suresi'ndeki şu ayet, insanın fiziksel . olarak görmesindeki diğer bir mucizeye dik­kati çeker: "Derken düşman korkusu gelin­ce, o münafıkları gördün ki, ölüm baygınlı­ğına düşmüş kimse gibi, gözleri dönerek sa­na bakıyorlardı." (33: 19).

Yasin Suresi'nde: "Eğer dileseydik, o kâfir­lerin gözlerini silme kör ederdik de, yol bul­maya çalışırlardı. Fakat, şimdi onlar nasıl gö­recekler?" (36: 66). Enfâl Suresi'nde: "O va­kit düşmanla karşılaştığınız sırada, Allah, onları gözlerinizde az gösteriyor, sizi de on-, ların gözlerinde azaltıyordu. Çünkü Allah, mukadder olan işi yerine getirecekti. Bütün işler Allah'a döndürülür:' (8: 44).

Mâide Suresi'nden bîr ayet: "Peygamber'e indirilen Kur'an'ı işittiklerinden hakkı anla­dıklarından ötürü, gözlerinin yaşla dolup bo­şandığını görürsün." (5: 83). Tevbe Suresi­nde: "Kederlerinden, gözleri yaş döke döke döndüler!' (9: 92). Gözler, hoşnut olundu­ğunda aydınlanır: "Onların gözleri aydın olup kederlenmesin." (20: 40 ve 28: 13). Ta-Ha Suresi'nde: "Bir de murakabem altında yetiştirilmen için üzerine tarafımdan bir sevgi bıraktım." (20: 39).

Furkan Suresi'nde: "Onlar ki: 'Ey Rabbi­miz! Bize zevcelerimizden ve nesillerimizden bizi memnun edecek iyi kimseler ihsan et!' " (25: 74).

Daha önce gösterildiği gibi, gözler, keder karşısında ters etki gösterirler: "Kederinden gözlerine ak düştü." (12: 84). Gözlerde bü­yünün etkisinden de bahsedilir: "Ne zaman ki hünerlerini ortaya döktüler halkın gözle­rini büyülediler ve ürküttüler. Böylece büyük bir sihir getirmiş oldular. Biz de Musa'ya 'Âsânı bırakıver' diye vahyettik. Bir de baktılar ki, âsâ, onların bütün uydurduklarını yutuyor." (7: 116-117). Kur'an'da uzaklıkla­rın ışık yılı ile ölçüldüğünden de bahis var­dır: *'Allah, gökten yere kadar dünya İşleri­ni idare eder. Sonra, bir günde ona yükselir ki, (o günün) miktarı, sizin saydıklarınızdan bin yıldır." (32: 5).

Mearic Suresi'nde: "Melekler ve Cebrail, miktarı elli bin yıl olan, o derecelere bir gün­de yükselirler." (70: 4).

Hacc Suresi'nde de şu ifade vardır: "Bunun­la beraber, Rabbinin katında bir gün, sizin sayacaklarınızdan bin sene gibidir." (22: 47). Bir ve elli bin rakamları, semboliktir ve uzay­daki sonsuzluğu yansıtır. Aynı izlenim, aşa­ğıdaki ayetlerde de ifade edilir: "Rabbiniz O Allah'tır ki gökleri ve yeri altı günde yarat­tı." (10: 3). Secde Suresi'nde: "Allah O'dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanla­rı altı günde yarattı." (32: 4 ve 25: 5).

Aşağıdaki ayetler de, yukarıdakilerle karşı­laştırıldığında daha az olmasına rağmen, uzaydaki zaman hakkında bir fikir verir: "Yahut o kimseden haber almadın mı ki, bi­naların çatılan çökmüş, duvarları üstüne yı­ğılmış tenha bir kasabaya uğrayarak şöyle de­mişti: 'Bunu, bu ölümden sonra Allah ner-den diriltecek?' Bunun üzerine Allah o kim­seyi yüz sene öldürdü, sonra diriltti. Allah 'Ne kadar eğlendin, kaldın.' diye sordu. O da 'Bir gün yahut bir günden az kaldım.' dedi. Allah ona, 'Hayır, yüz yıl ölü kaldın. Öyle iken bak yiyeceğine, içeceğine henüz bozul­mamış; hele merkebine bak! Bunu yapma­mız, seni, insanlara ibret nişanesi kılmamız için ve kendin de bilesin diyedir.' " (2: 259).

Müminun Suresi'nde de şu sözler vardır:

"Allah buyuracak: 'Dünyada veya kabirde ne kadar seneler sayısınca kaldınız?' Onlar der­ler ki: 'Bir gün, yahut bir günden az kaldık. İşte sayanlara sor.' Allah buyuracak: 'Bilmiş olsanız, hakikaten pek az kaldınız.' " (23: 112-114). Allah, mağaradaki arkadaşları, yaklaşık üç yüz yıllık uzun bir uykudan kal­dırdı, uyandıkları zaman: "İçlerinden bir sözcü şöyle dedi: 'Ne kadar kaldınız.', 'Bir gün, yahut bir günün bir kısmı kadar kal­dık.' dediler. Bir kısmı da: 'Ne kadar durdu­ğumuzu, Rabbimiz daha iyi bilir.' " (18: 19). Muhakkak ki, Kur'an-ı Kerim'in yukarıda bahsedilen ayetlerindeki zaman algısı, dün-yadakinden çok farklıdır.

Yeryüzünde yaşayan, hüküm süren ve sonra göçüp giden, yerlerine yenileri gelen insan­lar ve milletler için, bir başka zaman ölçüsü vardır. Kur'an-ı Kerim bu 'milletler zamanı­nı "Eyyamullah" (Allah'ın günleri) kelime­siyle ifade eder. Yunus Suresi'nde: "Müşrik­ler, ancak kendilerinden önce geçenlerin baş­larına gelen olaylardan başka bir şey mi bek­liyorlar?' (10: 102). Âl-i İmrân Suresi'nde: "O (sevinçli ve kederli) günleri insanlar arasın­da evirip çeviririz. Bunlar, iman edenleri di­ğerlerinden ayırdetmek ve sizden şahitler edinmek içindir." (3: 140). Kur'an-ı Kerim­in bu ayetleri, zamanımızdan çok farklı bîr zaman çeşidinden bahseder. Bu, müslüman bilim adamlarının dikkatlerini çekmek ve onları, o yönde daha fazla araştırmaya yö­neltmek içindir. Işık hızı fikri de Kur'an-ı Ke­rim'in şimşek hakkındaki ayetleriyle veril­miştir. O dinleyenlerin kulaklarından, çak­tığı anda geçer, fakat ses bir süre sonra du­yulur.

Kur'an-ı Kerim'in aşağıdaki ayetleri, zaman unsuruna, mikroskopik boyutlar getirmiştir: "Kıyametin oluş işi de, ancak göz kırpması gibidir, yahut ondan daha süratlidir. Şüphe yok ki, Allah her şeye kadirdir." (16: 77).

Kamer Suresi'nde de şu ifade vardır: "Em­rimiz, başka değil, ancak birdir; bir göz kırp­ması gibidir." (54: 50). Kaf Suresi'nde: "Biz, ona şah damarından daha yakınız." (50: 16).

Vakıa Suresi'nde: "Biz ise, ona, ilim ve kud­retimizle, sizden çok yakınız." (56: 85).

Aşağıdaki ayette diğer bir olayda şu zikre­dilir; " 'Onlar, bana müslüman olarak gel­mezden Önce, onun tahtını hanginiz bana ge­tirir?' Cinlerden bir ifrit dedi: 'Sen yerinden kalkmadan önce, ben o tahtı sana getiririm. Muhakkak onu taşımaya gücü yetip zayi et­meyen güvenilir bir kimseyim.' Kendinde İlâ­hî kitaptan bir ilim bulunan bir melek dedi ki: 'Ben gözünü kırpmadan önce onu sana getiririm.1 " (27: 38-40).

Yukarıdaki bütün bu ışık zamanlamaları, in­san idraki ölçüsünün Ötesinde İlâhî ışıktır (24: 35). "Hiçbir göz onu dünyada ihata ve idrak edemez. Fakat O, bütün gözleri ihata eder. O, bütün incelikleri bilir, her şeyden ha­berdardır." (6: 303). "Allah onların ne yap­tığını görmektedir ve görücüdür." (2: 96).

"Allah, kullarının hal ve işlerini hakkıyla gö­rücüdür." (3: 15). "Şüphe yok ki, Allah kul­larının bütün hâllerinden haberdardır, her şe­yi görendir" (35: 31).

Devamlı akan nehirlerin yanındaki gölgele­rin tasviri, resmi yapılacak kadar güzel ve za­riftir, ayrıca huzur ve barış ortamındaki o yansıma işlemi, insanı mucizelere götürür. "Onlar, Allah'ın yarattığı herhangi bir şeyi görmediler mi ki, gölgeleri, Allah'ın kudre­tine boyun eğerek sağ ve sol taraflardan Al­lah'a secde eder olduğu halde görmüyor­lar mı?"(16: 48). Furkan Suresi'nde: "Rab-binin kudretine bakmaz mısın, gölgeyi nasıl yayıyor? Dileseydi o gölgeyi durdururdu. Sonra biz, güneşi de, o gölge üzerine bir de­lil yaptık. Sonra biz, bu gölgeyi azar azar bi­ze doğru ahrız." (25: 45-46). Ra'd Suresi­nde: "Göklerde ve yerde kim varsa, ister is­temez kendileri de, gölgeleri de sabah-akşam Allah'a secde eder." (13: 15). Aynı surede, şunları da görürüz: "Cennetin hâli: Altın­dan ırmaklar akar, yemişleri ve gölgesi de­vamlıdır." (13: 35).       

Kur'an-ı Kerim, değişik kontekslerde, Allah-ın azametini ve O'nun, insanlığın faydası ve kullanımı İçin yarattığı dünyasının haşmeti­ni belirtmek yönünden, ışık spektrumundan da bahseder: "Gökleri ve yeri yaratması, li­sanlarınızın ve...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Işık
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:32:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Işık rüya tabiri,Işık mekke canlı, Işık kabe canlı yayın, Işık Üç boyutlu kuran oku Işık kuran ı kerim, Işık peygamber kıssaları,Işık ilitam ders soruları, Işıkönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes