Konu Başlığı: İnsanlığın Kurtuluşu Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 04 Ağustos 2012, 10:09:15 İNSANLIĞIN KURTULUŞU Daha önce açıklandığı gibi, Hz. Muhammed yirminci yüzyılda köleliğin tamamen kaldırılmasına zemin hazırlayan tedbirler almıştır. İnsanların zaaf ve âdetleri, köleliğin çok daha uzun süre yürürlükte kalmasına sebep olmuşsa da, Rasûlullah'in getirdiği öğreti sayesinde, onlara karşı muamele ve davranışlar belli bir seviye kazanmıştır. Müslümanlar kölelere iyi muamele etmek, onlara haklarım vermek konusunda Kur'ân-ı Kerîm'i ve hadisleri rehber edinmişlerdir. Rasûlullah bu konuda davranışlarıyla da canlı bir misal olmuştur. İslâm toplumlarında kölelere yapılan muamele ve onların sosyal hayatta ulaştıkları mevki ile Batı toplumlarında ve özellikle Amerika'da kölelere yapılan muameleyi karşılaştırmak, İslâm'ın kölelere sağladığı hakların uygulamaya yansıyan şekliyle de ne ölçüde insanî olduğunu ortaya koymaktadır. Batıda köleliğin ortadan kaldırılması fikri, büyük ölçüde, kötü muamele gören kölelerin sebep olduğu sosyal çalkantıların ve sanayi devriminden sonra onların, sahiplerine makinelerden daha pahalıya mal olmasının sonucu olarak doğmuştur. insan hak ve hürriyetlerine kazandırdığı değerler açısından, Hz. Muhammed'in hayatından birkaç örnek sunacağız. Bunlar, O'nun Rehberliğinin ve uygulamasının, dünyanın medenî toplumlarının hemen hemen tamamını kapsayacak şekilde nasıl yayıldığını ve O'nun Yolu'nun dünyada nasıl üstünlük kazandığını ve hayatı yanlış yolları üzerinde nasıl hüküm sürdüğünü göstermektedir (48 28). Pek çok insan ve devlet O'nun şeriatını kabul etmese de, lâyıkı veçhile tanımaksızın, şeıiatın ruhunu benimsemektedirler. Yukarıda açıklandığı gibi, Hz. Peygamber'in uygulamalannın ve davranışlarının pek çoğu diğer toplumlara girmiş ve onların kültür ve medeniyetlerinin bir parçası olmuştur. Hiçbir medenî toplum şimdi bunları reddedemez. Çünkü bu uygulama ve davranışlar, sağlıklı, kalıcı, ileri ve zengin bir kültürün unsurlarıdır. Bu takdir, son peygamber Hz. Muhammed'e has ve O'nun insanlığı Hak Yol'a götüren yüce vazifesinin doğrudan bir ifadesidir. Daha geniş bir anlamda Hz. Muhammed'in görevi, âdil ve hakkaniyete dayalı bir sistem kurmaktı (57: 25). Böylece herkes huzur ve güven içinde, hiçbir zulme maruz kalmadan veya hakları ellerinden alınmaksızın yaşayabilsin. O, Arabistan'da, yaşadığı devirde böyle âdil ve eşit bir toplum kurarak bunu herkese göstermiştir. Fakat yüzyıllar geçtikçe bu toplum dünyanın diğer kültür ve medeniyetlerinin pekçoğunun etkisinde kalmıştır. Sistem, yönetim seviyesinde uzun süre kalmasa da, bugün bazı Müslüman toplumlarda görülebilmektedir. Bu, toplumlarda geç kavranılmasına rağmen, eğitimde, İlimde ve teknolojide ve resmî baskının yaygın oluşunda görülmektedir. Hâlâ, onların doğrulukları, misafirperverlikleri, ferdî düzeyde, herkesçe bilinen ve bu ülkelere giden Batılı ziyaretçiler tarafından tecrübe edilmiş bir gerçektir. Tabii kaynaklarının kıt oluşuna rağmen, zengin Batılı İnsanlardan çok daha huzurludurlar. Günümüzde, hemen hemen bütün medenî toplumlar, Hz. Muhammed'in yolunu, kendi ülkelerinde kurdukları âdil bir sistemle, uygulamada benimseyerek O'nun ölçülerini, uygulamalarını, talimatlarını kendi sistemlerine tanıtmışlardır. Böylece Kur'ân'ın yukarıda geçen ayetinin (48: 28) doğruluğu teyid edilmiş olmaktadır. A.K. Brohi, Rasûlullah (5)'in inkılapçı reformlarının insan nesli üzerindeki etkisinin, O, ondört asır evvel peygamberliğinden beri devam ettiğini çok güzel bir şekilde özetlemiştir. Aşağıdaki metni onun Impact of the Holy Qur'an on Humarı History (İnsanlık Tarihi Üzerinde Kur'ân'ın Etkisi) adlı eserinden naklediyoruz: |