Konu Başlığı: İnsanın Yaratılışı Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Haziran 2012, 23:25:46 İnsan'ın Yaratılışı Kur'an-ı Kerim, insanın orijinine çok önem verir ve insanlığın yaran için, bazı olaylarda, değişik içeriklerle yaratılış gerçeğinden bahseder: "Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştır." (71: 14). Mütevazi orijini de kendisine hatırlatılır: "Ey insanoğhı! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?" (82: 6-8). "O, erkek ve kadının beli ile göğüsleri arasından atılagelen bir sudan yaratılmıştır." (86: 6-7). Döllenme İşlemi, çıplak insan gözüyle görülmeyen çok küçük bir sıvı miktarıyla meydana gelir: "Sonra onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik. Sonra nutfeyİ kan pıhtısına çe-vİrdİk, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratık yaptık: Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir." (23: 13-14). Kıyamet Sure-si'nde şunlar geçer: "O, akıtılan bir meni damlası değil miydi? Sonra kan pıhtısı olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermişti. Ondan, erkek dişi iki cins yaratmıştı. Bunları yapan Allah'ın Ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? Elbette yeter." (75: 37-40). Kur'an-ı Kerim, birçok olayda, İnsanın üremesi konusunda, döllenme sıvısının bileşiminden bahseder: "Bİz, insanı katışık bir nutfeden yaratmişızdır; onu deneriz; bu yüzden, onun işitmesini ve görmesini sağlamı-şızdır." (76: 2). Bu ayet, aynı zamanda, yaratılışın esas sebebini ortaya koyar: İnsan, eğer dünyada doğru yolda kalmak istiyorsa, bu sebebi unutmamalıdır. Secde Suresi'nde şunları okuyoruz: "... insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun Özünden yapan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalpler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz." (32: 8 9). Mürselât Suresi'nde de: "Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi? Ölçtük, biçtik. Ne güzel biçim vereniz Biz." (77: 20-23). Döllenmeden sonra, yumurtanın dişinin organında yerleşmesi aşaması, şu satırlarda geçer: "Dilediğimiz belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız; sonra sizi çocuk olarak çıkartırız, böylece yetişip ergenlik çağına varırsınız, Kiminiz öldürülür, kiminiz de ömrünün en fena zamanına ulaştırılır ki, bilirken bir şey bilmez olur." (22: 5). Döllenmiş yumurtanın beslenmesi de, Kur'an'da zikredilir: "O insanı alâktan (rahme sımsıkı yapışan maddeden) yarattı." (96: 2). Böylece, Kur'an-ı Kerim, rahimde, insan gelişmesinin farklı aşamalarını açıkça belirtir; görünmeyen bir sıvı miktarıyla döllenme, sıvının bileşimi, yumurtanın dişi genital organlarında yerleşmesi,embriyonun evrimi,duyguların ve tenasül uzuvlarının ortaya çıkması, vb. yumurtanın döllenmesi işlemi ve onun rahimde kademe kademe büyümesini anlatan bütün bu referanslar, Rasulullah'a bu bilginin, Yaratıcının zatı tarafından verildiğini açıkça gösterir. Öyle ki, insan, Yaratı-cı'ya göre durumunu bilsin, anlasın, doğru nasihatlardan iyi bir ders alsın ve gerçek yolu takibetsin. Bu, keza, bazı insanların zihinlerinde oluşan pekçok soru ve problemi de çözer. Bu karmaşık işlemin yapıcısı ve yöneticisi kimdir ve küçücük bir damlasıvıda sayısız spermleri kim yaratmıştır? Onlar yumurtayı nasıl döl-lerler ve onları başka zamanlarda değil de muayyen zamanlarda kim biraraya getirir? Döllenmiş yumurtanın bileşimi nasıl oluşur ve bütün döllenme işlemini kim yönetir? Yumurtanın, döllenmeden sonra dişi organında yerleşmesi ve orada gelişmesi işlemini kim kontrol eder? Ona, farklı karakterler, şekiller, renkler ve özellikleri kim verir? Onu, embriyodan yeni bir şekle (ki, o insandır) kim dönüştürür? Sonra ona duygulan, üreme organlarını, işitme, görme ve anlama kabiliyetlerini kim verir? Bunlar ve diğer birçok soru, Allah'tan başka bir şeye inanmıyorsanız, cevapsız kalır. Hayvan hayatı ve onun yaratılma işlemi üzerindeki derin araştırmalar, insanı doğrudan Allah'a götürür; çünkü, Mutlak Kudret ve Kuvvet sahibi Allah'ın varlığı olmaksızın, böyle muhteşem bir hayvanat alemi, insan anlayış ve kavrayışının ötesindedir. Her akıllı insan, aynı sonuca gelecektir: " 'Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen münezzehsin. Bizi ateşin azabından Jcoru.' derler." (3: 191). Bu çalışmalar, büyük müslüman bilim adamlarına şevk verdi: Ebu Nadir İbni Şu-meyl, el-Asmaî, İbn'el-Arabî Ebu Ubeyde İbni Sellem, Ebu Hatim es-Sicistanî, Bişr İb-nİ el-Mu'tamir, Ebu İshak en-Nazzâm, el-Câhız,el-Kindî, ei-Farabî, İbni Kuteybe, Bu-zurgbin Şehreryar Remhürmüzî, İbni Sina, İbni Bâcce, İbni Rüşd, el-Kazvİnî, ed-Dımaşkî, en-Nuveyrî, el-Cildakî ve Kemaled-dîn ed-Dâmirî, Ahmed İbn Yahya el-Ömerî ve el-Kalkaşandî bunlar arasındadır. |