Konu Başlığı: İnkâr Edilemeyen Gerçek Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 29 Ağustos 2012, 08:31:39 İnkâr Edilemeyen Gerçek Şüphesiz ki İslâm hukukunun hükümleri (Şeriat kanunları) Kur'ân ve Sünnette dayanmaktadır. Şimdi, muhtelif fıkıh ekollerinin katkısı olan ayrıntıları ve hassas noktalan hariç tutarak, Kur'ân'ın ve Sünnet'in emirlerini yeniden toplamak kesin ve düzgün bir şekilde Şeriat kanunlarını acilen yeniden tanzîm etmek gereklidir. Mezhepler, İslâm fıkhına ve zamanın ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük katkıda bulunmalarına rağmen, ne Kur'ân'ın ne de Sünnetin bir parçası değildirler. Zaten daha Önce de belirtildiği gibi mezhep imamları da böyle olduğunu hiç bir zaman iddia etmemişlerdir. Üstelik ne imamlar ne de onların takipçileri hükümlerine bir kesinlik atfetme mislerdir. Hükümde kesinlik ancak Kur'ân ve Sünnet için geçerli olan bir imtiyazdır. Bu yüzden İlâhî Kanunların evrenselliği yanında, onun bütün şartlarda ve asırlarda insanın fikrî, sosyal gelişmelere ayak uydurabileceğini gösterecek şekilde yeniden biçimlendirilmesi gerekir. Bu konuda muhtelif mezheplerin Kur'ân nasslannı çeşitli tefsirleri, İslâm şeriatının gelişim tarihini göstermesi açısından çok güzel hizmet edebilir. Bu günümüz âlimlerimize, Kur'ân'daki nasslardan günümüz ihtiyaçlarına uygun hükümler çıkarmalarında yardımcı olabilir. Başka bir ifadeyle, o zaman, şeriatımızı orijinal kaynağından yeniden almış olacağız. (Kanun koyucu bizzat kendisi kullarına Kur'ân'daki nasslarla neyi emretmiş ise) ebediyet ve evrensellik ancak ve ancak Şeriat kanunlarının olduğundan, dereceleri ne kadar yüksek olursa olsun kişi veya gruplar, bu vasfı, Kur'ân'dan çıkarmış oldukları kendi hükümleri için iddia edemezler. Hanefi, Safi ya da başka bir mezhep gelecekte bu evrensellik vasfını kendileri için iddia edemezler. Bu ancak nasslarda olduğu gibi, Allah'ın kanunlarına ve Sünnete mahsustur. Bütün diğer teşebbüsler, değişen durum, zaman ve mekânlarda ortaya çıkan talep ve zaruretleri karşılamak için ortaya çıktığından ebedî değildir. İslâm'ın dahilî ve evrensel özelliklerini muhafaza etmenin tek yolu, Allah'ın gerçek şeriatını (Kur'ân'da ve sünnette yer aldığı şekilde) geleneksel fıkıhtan ayırmaktır. Şu anda İçinde bulunduğumuz durgunluk ve bozulma devresinden çıkmanın ve son üç veya dördüncü yüzyılda yapılan geleneksel İlavelerle kaybedilen yeni manevî gücü kazanmanın yegâne yolu budur. Müslümanların İslâm'ı ve adıdesinin gerçek manasını anlaması, kültürel durgunluğunu yenip şeriatın İslâm devletinde ve müslüman halk içinde yaşayan bir güç haline getirilmesi ancak bununla mümkündür. Bu arzu İslâm kanunlarının genel prensipleri için bir iskelet teşkil edecektir. Bu prensiplerden Müslümanlar, beşikten mezara günlük hayatlarım düzenleyecekleri ayrıntılı kanunları tanzimde yaratıcı güçlerini inkişâf ettireceklerdir. İslâm'ın evrensel düşüncesini günlük hayatta tatbik edilir hâle getirmek veya tercih ederlerse onu tatbik ettirmemek günümüz İslâm nesline düşmektedir (Dr. Muhamrned Esed, The Principles of State and Goverment in İslam, 1980). |