> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > İddet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İddet  (Okunma Sayısı 787 defa)
16 Haziran 2012, 10:58:45
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 16 Haziran 2012, 10:58:45 »



İddet (Bekleme Dönemi)

İddet,  boşanmasından veya kocasının ölü­münden sonra kadının beklemesi İslam Hukuku'nca gerekli kılman belirlenmiş sabit bir sü­redir. O, karı kocanın boşanmanın neticelerini yeniden düşünmelerine fırsat veren ve kadının da hamile olup olmadığının anlaşılmasını sağ­layan bir çeşit intikal müddetidir. Boşanmanın ya da kocanın ölümünün sarsıntısından sonra yeni şartlara alışması için kadına zaman ka­zandırır. İslam, müslümanlara boşanmayla il­gili hususlarda çok sabırlı ve düşünceli olma­larını tavsiye edip hayatları boyunca pişman olabilecekleri aceleci adımlar atmamalarını tenbih eder. Bu konuda, hanımlarının iddeti tamamlanana kadar beklemelerini emreder. Şüphesiz kadınların bu bekleme döneminin sebeplerinden birisi de her iki tarafa da mese­leyi tekrar düşünüp gözden geçirerek ihtilafla­rı gidermeye çalışmaya imkan verilmesidir.

İddet konusu Kur'an-ı Kerim'de şu ifadelerle yer alır: "Ey Nebi, kadınları boşayacağınız vakit iddetlerine doğru boşayın. O iddeti de sayın. Rabbiniz olan Allah'tan korkup sakının. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar; ancak apaçık çirkince bir hayasızlık göstermeleri başka. Bunlar Allah'ın sınırlan­dır. Kim Allah'ın sınırlarını çiğnerse, gerçek­ten o, kendi nefsine zulmetmiş demektir." (65:1). "Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç kur' (hayız ve temizlenme) müddeti bekler­ler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlar­sa Allah'ın rahimlerde yarattığını saklamak onlara helal olmaz" (2: 228). Bu ayet-i keri­meler bekleme dönemiyle ilgili kaideleri açık­lamaktadır. "Kadınlar için belirlenen süre hem kadının-kocanın, (eğer varsa) doğmamış ço­cuğun menfaatine, hem de insan fıtratındaki cinsel kurallara uygun olduğundan, pak ve saf insan toplumunun başlangıç prensiplerinden­dir, ingiliz hukukundaki "decree nisİ" (bozul­masını gerektirecek bir sebep çıkmadığı tak­dirde belirli bir süre sonra kesinleşecek olan boşanma karan) ile "decree absolute" (kat'İ boşanma karan) arasındaki altı aylık fasıla dolaylı yoldan aynı maksada hizmet eder." (A. Yusuf Ali, "The Holy Quran", sh. 1562) Zikredilen ayetler boşanma usulünü ve kadın­ların bekleme sürelerinin hikmetini tesbit et­mektedir. Kadınlar, kocalan kendilerini boşadıktan sonra beklemekle emrolunmuşlardır. Fatıma binti Kays kocası tarafından üç kez boşandıktan sonra Rasulullah (5)'a gitmiş, Rasul-ü Ekrem de ona yeniden evlenmeden önce iddetini beklemesini emretmiştir. (Buhari). Rasulullah, Fürey'a binti Malik b. Sinan'a da takdir edilen müddet bitene kadar evinde kalma emrini yermiştir. (Ebu Davud, Tirmizi, Malik, Nesei, İbn-i Mace ve Darimi).

Tesbit Edilen Süre: Boşanmış bir kadın için bekleme süresi üç kur'luk dönemdir. İmam Ebu Hanife'ye göre bu süre üç hayız müddeti iken İmam Şafii'ye göre bu süre üç tuhurâut. (Tuhur hayızlar arasındaki temizlik dönemidir ki Şafiiler indinde boşanmanın vaki olduğu temizlik dönemi de kuru'ya dahildir. Yani üç tuhur iki hayız ve üç temizlik dönemi üçüncü hayız başladığında süre tamamlanmış olur.) Bu yüzden iddet müddeti sabit sayıda gün. ve­ya ay değildir, kadının üç hayızı yahut üç tu-huru tamamlayacağı periyodu kapsayan dö­nemdir. İmam Ebu Hanife'nin kanaatine göre iddet, hayızla başladığından, hanımını boşa­maya karar veren koca o tuhur (temizlik) dö­neminde karısıyla ilişkide bulunmamalı ve aynı temizlik dönemi sonunda talakı beyan et­melidir. İmam Şafii'ye göre ise iddet tuhur ile başladığından koca, beyanı temizlik dönemi­nin başlangıcında yapmalıdır. Kur'an-ı Kerim müslümanlara, "onlan iddetlerine doğru boşa-yın" (65:1) emrini verir. Diğer bir ifadeyle; bekleme dönemlerini, bu yüzden de sıkmtıla-nnı gereksiz yere uzatmayacak bir anda boşa­maları emredilir. Şayet kadın hayız halinde iken boşanmışsa iddet süresi bu hayızla başla­yacaktır.

Temizlik döneminde ilişkide bulunurlar ve kadın hamile kalırsa iddet müddeti, kadının eziyetini arttırarak çocuğun doğumuna kadar uzar. Bu yüzden İslam Hukuku boşanmaya karar veren erkeklerin tuhur döneminde ha-nımlan ile ilişkide bulunmalarını yasaklar. Bununla birlikte, koca, üçüncü talakın beya­nından önce evlilik ilişkisini yenileyerek ilk haline döndürebilir, ancak son talakın ardın­dan iddet müddeti başladığı vakit bu hakkını kaybeder. "Fakihler bu ayetin (2: 228) tefsiri hakkında ihtilaf etmişlerdir. Hanefi fakihler, kadın üçüncü hayızından yıkanarak temizle­nene kadar kocanın onunla tekrar birleşme hakkına sahip olduğu görüşündedirler. Bu, Ebu Bekir. Ömer, Ali, İbn-i Abbas, Ebu Musa el-Eş'ari, İbn-i Mes'ud'un da görüşüdür. Şafiî ve Malikî fakihler ise kadının üçüncü adetini görmesiyle kocanın onunla tekrar birleşme hakkım kaybedeceği görüşündedirler. Hz. Ai-şe, İbn-i Ömer ve Zeyd b. Sabit de bu görüşü paylaşırlar. Kocanın hanımını bir veya iki kez boşadığı zaman tekrar birleşme hakkına sahip olduğu, ancak talakı üçüncü kez beyan etti­ğinde bu hakkını kaybettiği hususu iyice anla­şılmalıdır." (Ebu A'la Mevdudi, The Meaning of the Qur'an, c. I, sh. 166-167). Bir sonraki ayette (2: 229) bulunan "boşanma iki defadır" ifadesi kocanın yeniden birleşme hakkını, "(sonrası ise) ya iyilikle tutmak ya da güzel­likle bırakmadır" lafzı ise talak üçüncü kez ilan edilmeden önce muhtemel olan bir uzlaş­maya işaret etmektedir.

Ayet-i kerimede bulunan "iyilikle tutmak" ifadesi iki kez talak beyan edenlerin bekleme süresince ikinci bir nikaha gerek duymadan ilk evlilikleri üzerine yeniden hanımlanyla bir araya gelebileceklerini göstermektedir. Yine, şayet hanımıyla güzel bir ilişkiyle ve huzur içerisinde yaşamaya niyetlenirse kocanın onu geri alabileceğini aksi takdirde iddet müddeti­ni tamamlaması için onu bırakması gerektiği­ni de İhtar ederek açıklamaktadır. Ayetin ikin­ci kısmı, iddetin bitiminden sonra ek veya üçüncü bir talaka yahut bir başka bir harekete lüzum duyulmadığını belirtmektedir; zira ka­dına dönmeksizin yalnızca iddet müddetinin tamamlanması evlilik ilişkisini sonlandırmak için yeterlidir. "Ya da güzellikle bırakın" söz­leri bu hususu beyan etmektedir. Ayetle orta­ya konan diğer bir nokta, tıpkı nikah iyi niyet ve letafetle kıyıldığı gibi her iki tarafın payına aynı hisle sonlandmlmasıdır; anlaşmayı de­vam ettirmemeleri bahtsızlıktır, ancak ona nefret, kavga ve düşmanlıkla son verilmeme­lidir. Bu, nezaket, şeref ve iffetin de bir gere­ğidir. Ayette üçüncü talakın ilanı menfi kılın­maktadır, zira koca, bunu kullanmakla iddet müddetinin bitiminden önce geri dönme hak­kına son vermektedir. Bu ise gerçekten her yönüyle gereksiz ve istenilmeyen bir davra­nıştır.

Hayız göremeyecek kadar yaşlı kadınların ya da olgunluk yaşma henüz ulaşmamış genç kızların söz konusu olduğu vakalarda, adet veya temizlenmekle (tuhur) periyodlan olma­dığından iddet konusunda bunlara itibar edile­mez. Bunların iddet müddetleri aylarla hesap­lanır ve üçüncü ayın sonunda boşanma işlerlik kazanır. Farklı oldukları diğer bir husus, ha­yız görmediklerinden her vaziyette, her za­man -kendileriyle temasta bulunulduktan sonra bile- boşanabilrneleridir.

Kur'an-ı Kerim müslümanlara emreder ki; "O iddeti de sayın" (65:1). Tayin edilmiş bekle­me süresini kusursuz bir şekilde hesaplama mesuliyeti, kullanılan arapça kelimenin müzekker olmasına rağmen, eşit oranda kadın ve kocanın her ikisinin üzerine düşer. Keza koca­lar "onları evlerinden çıkarmayın" (65: 17) ile emrolunurlar. Bu emir kanunen onların ha­nımları oldukları müddetçe kadınların onların evlerinde kalma hakkına sahip olduklarını ve kocaların kadınları evlerinden çıkaramıyacak-larmı bütün açıklığı ile göstermektedir. Onla­rı evlerinde barındırmak erkeklerin payına şefkat ve cömertlik değildir; aksine onlardan hukuken ayrılana kadar hakikatte kocaların ahlâki ve hukukî vazifeleridir. Kadınların bu hakkı talakın ilanı ile neticelenemez ve kadın iddet müddeti bitinceye kadar bu evinde yaşa­ma hakkını kullanır. İddet müddeti tamamlan­madan önce kadını dışarı bırakması koca adı­na açık tecavüz ve zulüm olacaktır. Mamafih, şayet kadın aşikâr uçarılıkla mücrim ise iddet müddetinin bitmesini beklemeden önce bile koca onu uzaklaştırma selahİyetine haizdir.

İddet müddeti sona ererken her iki tarafa da yeniden düşünmeleri, ayrılıklarını çözüme ka­vuşturmaları, yakınma ve öfkelerini unutma­ları tavsiye edilir. Çünkü hâlâ barışma fırsatı­na sahip oldukları sınırlı zaman kısa bir süre sonra dolacaktır. "Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları ma­ruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan aynim" (65: 2). Artık bu yeniden barışmayı ciddi olarak yeniden düşünüp değerlendirecek son fırsattır; ancak koca, hâlâ ısrarlıysa, o zaman hanımından adıl ve güzel bir tarzda aynlmalıdır. Geri almak veya aynlmak, her iki durumda da Kur'an-ı Kerim "âdil ve maruf şartlar üzerinde ısrar eder. Koca, eğer ona geri dönmeye karar ve­rirse bu, lütuf ve hikmet hislerine kapılmadan, nafakanın kadına göre yeterli olması gibi ada­let üzre olmalıdır; ve eğer ondan ayrılmayı kararlaştirirsa, yine bu da adilane temeller üzerine olmalıdır. "Olabilir ki Allah, bunun arkasından (barışmak için yeni) bir durum oluşturabilir" (64:1) ayeti Allah'ın çiftler ara­sına sulh hasıl edebileceğini hatırlatmaktadır.

Bu ayet-i kerime, kendisinden sonra gelen ve İçerisinde 'tutmak' ve 'ayrılmak' hakkının ko­caya verildiği açıklanan ayeti teyid eder mahi­yettedir. Bu yüzden talağın sert ve kaba söz­cükler ya da Kur'an-ı Kerim'de, "Yine eğer kadını (üçüncü kez) boşarsa artık (kadın) onun dışında bir başka kocayla nikâh-lanmadikça ona helal olmaz" (2: 230) ifade­siyle açıklanan "geri dönüş" kapısını kapata­cak herhangi bir lisan kullanmadan; hayli mu­tedil, yumuşak ve zarif kelimelerle beyan edilmesi gereklidir.

İddet müddetinin sonunda koca ister onu tut­maya isterse ayrılmaya karar versin, her iki durumda da çift...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İddet
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:59:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İddet rüya tabiri,İddet mekke canlı, İddet kabe canlı yayın, İddet Üç boyutlu kuran oku İddet kuran ı kerim, İddet peygamber kıssaları,İddet ilitam ders soruları, İddetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes