๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 30 Ağustos 2012, 09:36:57



Konu Başlığı: İbrahim Aleyhisselâm
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 30 Ağustos 2012, 09:36:57
İbrahim Aleyhisselâm

İmam Şa'bî, Hz. İbrahim'in sahi/elerinde (kutsal metinler) şöyle yazdığını nakletmiştir: "Senin neslinden, ümmî bir peygamber çıkın­caya kadar pek çok kabile birbiri ardınca ge­lecektir. Bu ümmî peygamber peygamberle­rin sonuncusu olacaktır." (Süyûtî, Ha-sa'isu'l-Kübrâ, c. I, s. 9).

İbn-i Cerir Taberî tefsirinde, Ebu'l-Aliyye'dan rivayetle şöyle nakletmektedir: Hz. İbrahim (Allah'a) şöyle dua etmiştir: "Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder!" (2: 123) Ona vahiy yoluyla şöyle hitap olunmuştur. "Duana icabet ettim, ancak bu önder peygamber kıyamete yakın zuhur edecektir."

İmam Beyhâkî, Amr b. Hakem'den rivayetle şöyle nakletmektedir: "Bize İslâm öncesi dö­nemde atalarımızdan kalan ve nesilden nesile intikal eden bir sahife miras kalmıştı. Hz. Peygamber Medine'ye hicret edince bu sahifeyi ona sundular. Alimlerden bu yazıyı çözmeleri istendi. Sahifede şunlar yazıyordu: 'Allah'ın adıyla, ki O Sâdık-i Mutlak'tır. Bu kıyamete yakın günlerde gelecek olan İnsan­lara bir öğüttür, uyarıdır. Onların elbiseleri bol ve havadar olacaktır ve bellerine izar bağlayacaklardır. Düşmanları ile savaşmak için ummanlara dalacaklardır. Nuh kavminin söylemiş olsaydılar Tufan'dan kurtulabilecek­leri duaları söyleyeceklerdir. Ad kavmi de böyle dualar etseydİler kasırga ile yok olmaz­lardı veya Semud kavmi de böyle dualar et-seydiler o şiddetli çığlıkla yok olmazlardı." {Hasa'isü'l-Kübrâ, c. 1, s. 16).

Hz. Peygamber bunu duyduğunda gülüm­sedi ve tasdik etti.

Dinî metinler konusunda bilgi sahibi olan ve Hz. Peygamber'den önce ölmüş bulunan Zeyd b. Amr b. Nevfel, Peygamber'in nitelik ve Özelliklerini tanımlardı. Bir keresinde şöy­le demişti: "Hz. İbrahim'in dinini araştırmak için bütün kasaba ve şehirleri gezdim. Yahu­dilerden, Hıristiyanlardan ve Mecusilerden, bu din ile ilgili olarak kime soru yönelttiysem, daima şöyle dediler: 'Bu din senden sonra zuhur edecek!' ve bana peygamberin Özelliklerini, benim size tarif ettiğim gibi an­lattılar. Yani bu peygamberden başka bir peygamber daha zuhur etmeyecek!" dediler. (Hasa'isu'l-Kübrâ, c. I, s. 25).

Muhaddis Ebû Nu'aym, Sa'd b. Sâbit'ten ri­vayetle şöyle nakletmiştir. Benî Kurayza ve Benî Nadir yahudilerinin hahamları özellikle Ahmed yıldızı zuhur ettiğinde peygamberin özelliklerini aynı şekilde tarif etmişlerdir: "Muhakkak o bir peygamberdir ve kendisinden sonra peygaı aber gelmeyecektir. Adı Ahmed'dir." Hasa'isu'l-Kübrâ, c. I, s. 27).

Ebû Nu'aym, Ziyâd b. Lebîd'den rivayetle şöyle nakletmektedir: "Bir defasında Medine civarında bir tepeciğin üstünde iken aniden şöyle bir ses işittim: 'Ey Yesrib halkı! Allah'a yemin ederim ki, İsrailoğullarmm peygam­berliği artık gitmiştir (sona ermiştir, bitmiş­tir)! Bu Ahmed'in doğumu ile zuhur eden yıl­dızdır. O peygamberdir ve peygamberlerin sonuncusudur. O bir gün Yesrib'e hicret ede­cektir." {Hasa'isu'l'Kübrâ, c. I, s. 27).

Beyhâkî, Taberanî, Ebû Nu'aym ve el-Heraitî, Halife b. Abda'dan rivayetle şöyle nakletmişlerdir: "Bir gün Muhammed b. Adiy b. Rebiâ'ya şöyle sordum: 'Baban senin adını nasıl oldu da Muhammed koydu?" 'Bu­nu ben de babama sordum, bana şunu söyle­di: 'Suriye seferine çıkmış Benî Temim kabi­lesinden dört kişiydik. Diğerleri Safyan b. Mücaşi b. Adem, Yezid b. Amr b. Rebiâ ve Üsame b. Mâlik b. Hindif idi. Suriye toprak­larına girdiğimizde, kenarında bir kaç ağaç bulunan bir havuzun yakınında konakladık. Bu sırada yanımıza bir rahip geldi ve bizlere kim olduğumuzu sordu. Ona Mudar kabile­sinden olduğumuzu söyledik. Bunun üzerine bize şöyle dedi: 'Yakın bir gelecekte sizin aranızdan biri peygamberlik vazifesine tayin edilecek. Onu kabul etmekte acele edin ve ondan olan (rahmetle ilgili) hissenizi alın ki kendinize iyi bir rehber bulmuş olasınız. Çünkü O bütün peygamberlerin sonuncusu olacaktır.' Biz bunun üzerine daha da merak­lanarak 'o kimsenin adı ne olacak?' diye sor­duk. 'Muhammed!' dedi. Suriyeden döndük­ten sonra dördümüz de doğan erkek çocukla­rımıza peygamber olabilmesi ümidiyle Mu­hammed ismini koyduk." (Hasa'isu'l-Kübrâ, c.I, s. 23).



Konu Başlığı: Ynt: İbrahim Aleyhisselâm
Gönderen: Ceren üzerinde 03 Mayıs 2015, 14:47:29
Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan Saniye abla.İmam Şa'bî, Hz. İbrahim'in sahi/elerinde (kutsal metinler) şöyle yazdığını nakletmiştir: "Senin neslinden, ümmî bir peygamber çıkın­caya kadar pek çok kabile birbiri ardınca ge­lecektir. Bu ümmî peygamber peygamberle­rin sonuncusu olacaktır." Hz.İbrahim kendi kavmine ve kendi halkına Peygamber efendimizi müjdelemiş.Ve kendi halkı da peygamber efendimize iman etmiştir.


Konu Başlığı: Ynt: İbrahim Aleyhisselâm
Gönderen: besiye 8 üzerinde 03 Mayıs 2015, 15:33:39
Hz. ibrahim kendi kendine ve kendi halkına peygamber efendimizin müjdelenmiş ve kendi halkını peygamber efendimize iman etmiştir paylaşım için teşekkürler Allah razı olsun