Konu Başlığı: Hz. Peygamberin Âyeti Kendiliğinden Tefsir Etmesi Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 22 Ağustos 2012, 22:19:30 1- Hz. Peygamber'in Âyeti Okuyarak Kendiliğinden Tefsir Etmesi Ayetin nazil olmasının akabinde, hutbe irad ederken yahut başka bir vesile ile Rasûlullah âyeti okurken, herhangi bir soruya muhatap olmaksızın, bazen tefsir edeceğini belirterek, bazen belirtmeyerek, bazı âyetlerin manasını bildirirdi. Aşağıda bunların misallerini zikredeceğiz. a- Tefsir edeceğini belirtmesi: Hz. Ali dedi ki: Size en büyük müjde ihtiva eden âyeti bildireyim mi? O âyet şudur: "Başınıza gelen her musibet, kendi yaptıklarınız sebebiyledir. Allah ise günahların bir çoğunu bağışlıyor" (42: 30). Rasûlullah bu âyeti okuyup bana dedi ki: "Ey Ali, bu âyeti sana tafsir edeceğim: Size dünyada gelen her türlü hastalık, ceza veya belâ yaptıklarınız sebebiyledir. Allah Teâlâ, ahirette onları ayrıca tekrar cezalandırmayacak bir kerem sahibidir. Dünyada affedip de ceza vermediği duruma gelince, Allah Teâlâ, affından sonra cezalandırmaya dönmeyecek olan bir hilim sahibidir." (Müsned-i Ahnıed). b- Herhangi bir vesile ile Kur'ân okurken tefsiri: Adiy b. Hatem dedi ki: Tevbe sûresinden "(Yahudiler ve Hıristiyanlar) hahamlarını ve rahiplerini, Allah'tan ayrı rabler edindiler..." (9: 31) âyetini okuduğu sırada Rasûlullah'ın huzuruna vardım, dedi ki: Onlar, hahamlarına ve papazlarına ibadet etmediler, lakin onlar herhangi bir şeyi helâl kılınca, öbürleri de onlara uyarak helâl saydılar (Buharı, Tirmizî). Bir başka misâl: Berâ b. Âzİb'den; Hz. Peygamber "Allah, İman edenleri dünya hayatında da, ahirette de sağlam sözle tesbît eder..." (14: 27) âyeti hakkında: Bu âyet kabir azabı hakkında nazil olmuştur. Kabirde ölüye: Rabbin kimdir? diye sorulur. O da: Rabbim Allah ve Peygamberim Muham-med'dir. İşte bu Azîz ve Celîl olan Allah'ın bu âyetindeki "sağlam sÖz"ün delâlet ettiği sözdür, buyurdu (Müslim, Tirmizî, Neseî, İb-ni Mâce). c- Âyetin nüzulünü müteakip tefsir etmesi: Ebû Hureyre dedi ki: "Eğer yüz çevirecek olursanız, yerinize başka bir topluluk getirir de onlar sizin gibi olmazlar" (47: 38) âyeti indiğinde Selman, Rasülullah'ın yanında bulunuyordu. Ashab: Biz yüz çevirdiğimizde yerimize getirilecek olanlar kimlerdir acaba? deyince, Rasûlullah, elini Selman'm omuzuna koyarak: Bunun kavminden kimseler olacaktır. Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki din, Ülker yıldızına asılı olsaydı bile Faris diyarından bazı şahsiyetler ona kavuşa-bilirdi, buyurdu (Tirmizî, İbnİ Kesîr, Taberî). ç- Hutbe irad ederken açıklamasına dair misâl: Ebu'd-Derdâ diyor ki: Hz. Peygamber'in minberde "Rabbinin huzurunda (hesap vermekte)n korkan kimseye iki cennet var" (55: 46) âyetini okuduğunu işitince dedim ki: Ey Allah'ın Rasûlü, zina etse, hırsızlık yapsa da (buna nail olur) mu? Rasûlullah yine ayeti okudu. Ben tekrar aynı soruyu sordum. Hadisin devamında, üçüncü defa sormasından sonra Rasûlullah yine âyeti okudu ve "Ebu'd-Derdâ istemese de (böyledir)" buyurur (Tefsiru'n-Nesâî; Ahmed b. Hanbel, el-fethu'r-Rabbânî; Taberî, İbn Kesîr). 4) "Allah'ın şu kavli hakkında Rasûlullah dedi ki..." şekliyle varid olan tefsirler: "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz..." (3: 110) âyeti hakkında, Rasûlullah'in "Siz daha Önce gelmiş olan yetmiş ümmetin en hayırlısı ve Allah katında en kerim olanısınız" dediği rivayet olunmaktadır (İbni Mâce, Müsned-i Ahmed, Süneni Dârimî). Bu türden başka misaller de mevcuttur. |