> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği  (Okunma Sayısı 1433 defa)
19 Mayıs 2012, 11:51:53
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 19 Mayıs 2012, 11:51:53 »



DEĞERLENDİRME

1- Hz. Muhammed'inn Askerî Lider Olarak Değerlendirilmesi
 
Rasulullah , doğduğunda öksüzdü, çocuk­luğunda çobanlık yapmıştı ve meslek olarak tüccarlığı seçmişti. O'na hayatının hiçbir dö­neminde savaş sanatı ya da dövüşme teknik­leri öğretilmiş değildi. Ve O, peygamberlik mertebesine eriştirildeğinde insanları İslâm'a davet etmişti, fakat insanların çoğunluğu onu ve dinini reddetmişlerdi. Onu ve asha­bını yaşadıkları şehir Mekke'den ayrılmaya zorlamışlardı. Rasulullah, bir savaş ada­mı değil, barış adamıydı. Fakat düşmanları onu ve dinini yok etmek için, yaşadığı şehir Medine'de bile saldırmışlar ve ona saldırgan­lara karşı dinini savunmaktan başka hiç şans tanımamışlardı. Böylece, savaşmak için hiç niyeti olmadığı halde, düşmanları tarafından savaşa zorlanmıştır. O, Allah'ın elçisi ve in­sanlara yaşamanın doğru yolunu öğretmek isteyen ve onları hakka, iyiliğe, adalet ve ba­rışa yönelten bir insanlık eğiticisidir. Hiçbir zaman savaştan bahsetmiş veya askerî bir li­der olmayı önermemiştir.

Mamafih, Peygamber bu savaşa zorlan­dığında, o birkaç sahabeyle beraber, tüm düşmanlarının birleştirilmiş güçleriyle son derece büyük bir azim ve beceri ile savaşmış ve onları tüm cephelerde yenmiştir. Rasulullan savaş planlarının yapılmasında, icra­sında ve tamamlanmasında ve savaş alanın­daki stratejik hareketler ve taktik manevra­larında, eşsiz ve benzersiz bir kabiliyet ve fe­raset göstermiştir. Savaş planları basit ve pra­tik, fakat yer ve zamanın ihtiyaçlarına göre gerçekçi ve ayrıntılı idi. Savaş planları kolay anlaşılır, hemen kolayca değiştirilebilirdi. Uhud Savaşı'nda, okçuların hatasına bağlı olarak savaşın durumu müslümanların aley­hine değişince, Rasulullah  derhal alterna­tif savunma planını işleme koymuş, ashabı­nı kendi orijinal pozisyonlarından geriye yer­leştirmiş, tüm dağınık kuvvetleri düzene "sok­muş ve düşmanın planlarım bozmuştu. Yi­ne Huneyn Savaşı'nda, kaçan adamlarım toplayıp tekrar organize ederek karşı savun­masını büyük kabiliyet ve ferasetle gerçek­leştirmiş ve yenilgiyi zafere dönüştürmüştü.

Peygamber , sadece savaş planlarını hazır­larken çok dikkatli olmakla kalmaz, aynı za­manda bunları gizlemek konusunda çok ti­tiz davranırdı. Gerçek savaştan önce hiç kİm-se onun niyetinin ne olduğunu hiçbir zaman bilmezdi. Bazan, Bedir ve Mekke seferlerin­de olduğu gibi en yakın arkadaşları bile ger­çek niyetini bilmezdi. Aslında, savaş başla­madan önce düşmanın maneviyat ve şevki­ni tamamen yok etmede en büyük yardım­cısı, planlarını aniden uygulamaya koyma-sıydı. Ve bu planların önemli bir özelliği sa­vaşın kesinlik prensibi ile uyumlu olarak ta-sarlanmasıdır ve başka hiçbir saikin, politik olsun, başka konuda olsun onu etkilemesi­ne izin verîlmemesİydi. Rasulullah 'ın esas amacı düşman saldırısını en az can kaybı ile durdurmaktı. Bu ilkeye sıkı sıkıya uyar ve düşman yenildiğinde, dövüşme gücü ve ye­teneği yok edildiğinde, kaçan adamları öl­dürmek için asla takip etmezdi. Bu, hem bü­yük, hem küçük seferlerde bütün şartlar al­tında uygulanmıştı.

Rasulullah 'ın savaş stratejisinde ve aske­rî harekâtlarında çeşitli faktörleri etkili ve ba­şarılı kullanmasındaki beceri ve bilgisi dai­ma .profesyonel askerî liderleri şaşırtmıştır.

Hemen her savaşta, o taarruzunu düşman­dan daha iyi ve daha başarılı olarak organi­ze ederdi ve savaş planlarını büyük bir gizli­lik içinde muhafaza ederdi. Kuvvetlerini sa­vaş sırasında mümkün olan en az adam ve malzeme kaybıyla maharetle idare ederdi ve bu sırada makul bir emniyeti de sağlardı. As­kerî operasyonlarında düşmana göre daha et­kili olurdu. Küçük ve büyük seferlerinde sürpriz ve hız unsurlarını çok başarılı kulla­nırdı ve düşman çoğunlukla hazırlıksız ya­kalanırdı. Psikolojik faktörü düşmanlarının asla hayal bile edemeyeceği kadar iyi ve et­kili kullanırdı. Bir istihbarat servisi ve düş­man topraklarındaki muayyen ve sarih olma­yan hedefleri ele geçirmek için komando bir­likleri kurmuştu. Son olarak, o, daha önce tarihte hiç kimsenin yapmadığı şekilde adamlarına davalarının hak olduğu, hakikat olduğu inancını yerleştirebildi. Onların ken­dilerine güvenlerini artıran bir hedef vermiş ve karşılarında hiç kimsenin duramayacağı bir ruh aşılamıştır. Adamları onun emriyle ateşe ya da suya atlamaya hazırdılar ve onun için her fedakârlığı her şeyden daha değerli görüyorlardı. (4: 104). Kendi başlarına gele­ceklere bakmaksızın kahramanca çarpışarak düşman saflarına saldırıyorlardı. (9: 111). Davalarının hakikatinden emindiler (4: 125). Kaybedecek hiç bir şeyleri yoktu. Eğer savaş­ta öldürülürlerse, doğruca cennete gidecek­lerdi. Ve eğer savaşı kazanırlarsa muzaffer olacaklar, gazi unvanını alacaklardı (4: 174). Rasulullah 'ın düşmanı üzerindeki askerî üstünlüğü Bedir Savaşı'nda açıkça ispatlan­mıştır. Planlarım sır olarak tutmuş ve en son ana kadar kendi niyetim açığa vurmamıştı. Rasulullah 'ın gerçek niyetini bilmeyen düşman çok zor bir duruma düşmüştü. Ker­vanlarını savunmak için kendi kuvvetlerin­den ayrılmak zorunda kaldılar ve böylece or­duları bölünmüş oldu. Ve yeterli zaman ol­madığı için kervan geçip kurtulduktan son­ra tekrar birleşemediler. Kervanın korunması için orduları Mekke'den ayrılırken, ileri ge­lenlerin çoğu, kervan kurtulduktan sonra sa­vaşa devam etmeye karşı çıkmışlardı. Bunun yanında, yalnızca kervanı korumak için onlara katılmış olan müttefikleri de Kureyşli-leri bırakmışlardı: Böylelikle Kureyş psiko­lojik olarak savaş öncesi demoralİze olmuş­tu. Onlar yarım yürekle ilerlemişlerdi ve Ra­sulullah'ı, askerî açıdan, o vadideki en iyi pozisyonu tutmuş olarak bulmuşlardı. On­ların sorunlarına yağmur da eklenmişti ve hayretle farketmişlerdi ki, kaygan ve çamur­lu toprak onların silahı ve süvari saldırısı için uygun değildi. En önemli savaş silahlarını kullanamayacaklarını farkettikleri zaman, karmakarışık bir saldırıya kalkışmış, fakat o tür toprakta piyadelerin bile hareketlerinin zor ve tehlikeli olduğunu anlamışlardı. Ra­sulullah durumun avantajını kullanmış ve okçularına çamurlu arazide yavaş hareket eden hedeflere atış emri vermişti. Daha sonra düşmanın yorgun düşmüş askerlerine, asha-bıyla saldırarak onların tüm gücünü ve sa­vaş kabiliyetlerini yok etmişti. Düşman ka­rışıklık ve şaşkınlık içinde geri çekilmişti. Ancak, kaçan düşmanı takip etmedi, çünkü amacı öldürmek değil, düşmanın direncini kırmaktı.

Rasulullah , Uhud seferinin organizasyo­nunda çok büyük askeri başarı ve kabiliyet göstermişti. Yine kendi kararını sakladı ve niyetini açıklamadı. Gece kayalık arazide zorlukla ve büyük bir hızla ilerlemiş ve Uhud dağı ile düşman hatları arasında muhkem bir savunma konumunda yerleşerek düşmanı iyi­ce şaşırtmıştı. Rasulullah'ın becerikli ve ince planı düşman planlarım tümüyle par­çaladı. Muhammed 'ın önden gelerek 200 atın ayakları altına düşmesini bekleyen sü­vari birlikleri tesirsiz kaldı. Düşman onu bu yeni durumda gördüğü zaman, saldırdı ve hata yaptı. Halid, meslekdaşı İkrime b. Ebu Cehil'in desteğini beklemeden saldırdı ve sağdan, soldar okçular tarafıntan oklanarak geri çekilmeye zorlandı. Daha sonra İkrime ona yardım için ilerlediğinde Rasulullah  Zübeyr'İn komutası altındaki diğer ordusu­na saldırma emrini verdi. Stratejisinin etkili uygulanması ve doğru yerde ve zamanda gü­cünün azamisinin kullanımı ile Rasulullah @ düşmanın savaşma gücünü yok etti ve^düşman geri çekilmeye başladı.

Savaşın durumunu müslümanların aleyhine çeviren, okçular bölümündeki bir hataydı, fa­kat Rasulullah'ın yine, belirgin bir lider­lik yeteneği durumu kurtardı. Alternatif pla­nını yürürlüğe koydu ve Uhud dağının etek­leri üzerindeki yüksek mevkiye savunma va­ziyetinde kademeli olarak geri çekildi. Hz. Ali yanlarındaki geçidi tutmak için çok uğ­raştı ve o yönden gelen düşman saldırısını durdurdu. Hz. Hamza, Eyneyn dağı yönün­de bir karşı saldırıya kalkıştı. Daha sonra Ra­sulullah m kaçan ashabı etrafında toplan­dı ve şiddetle dövüştüler. Bu, düşmanın ma­neviyatını kırdı ve zaferi tamamlayamadan düşman savaş alanından ayrıldı. Rasulullah'ın askerî lider olarak büyüklüğünün bir başka delili, düşmanın fikrini değiştirip ge­ri dönebileceği ihtimaline karşı onu takip et­mesindeki stratejik ustalıktır. Gerçekten düş­man hatasını anladı ve geri dönmeye kalkış­tı, fakat Rasulullah'ın kuvvetlerinin takip ettiğini haber aldı ve Mekke'ye geri döndü.

Rasulullah'ın Hendek Savaşı'nda kullan­dığı yeni savunma tekniği düşmanı tamamen şaşırttı ve silah ve askerce ezici üstünlükleri­ne rağmen, onun savunma hatlarını yarmak için hiçbir şey yapamadılar. Müttefikler ara­sında şüphe ve anlaşmazlığa yol açan başa­rılı hareketi ve onların birliğini bozması di­ğer bir hünerli askerî stratejisidir. Yine, sa­yıca üstün bir kuvvete karşı küçük bir kuv­veti akıllıca, tutumlu ve maharetle kullanma­sı onun askerî bir lider olarak büyüklüğünü gösteren canlı bir delildir. Umre ziyareti için çıktığı Hudeybiye Seferi, Rasulullah'ın or­dusunun en müthiş darbesiydi.

Kureyş, Bedir'de askerî olarak, Uhud ve Hendek savaşında da maneviyat olarak ye­nilmişti. Bu sefer, Rasulullah için psiko­lojik bir seferdi, düşmanın maneviyatını ta­mamen yıkmıştı. Kureyş, Rasulullah'ı yo­lundan çevirmek için bir süvari ve onları des­tekleyen bir piyade tümeni gönderdi. Bu ha­reketi haber alan Rasulullah , rotasını de-

ğiştirdi ve güç ve değişik bir yol takip ede­rek, Hudeybiye'ye büyük bir hızla ulaştı ve düşmanı şaşkına çevirdi. Mekke savunmasız­dı, süvari ve piyade birlikleri uzakta dağlar arasında Rasulullah'ı aramaktaydı, Baş­ka bir askerî lider olsaydı, Mekke'ye saldı­rırdı ve onu kendi zaferi ve şâm için işgal ederdi. Fakat Rasulullah sıradan bir as­kerî lider değildi. O aynı zamanda Allah'ın elç...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği
« Posted on: 26 Nisan 2024, 22:09:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği rüya tabiri,Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği mekke canlı, Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği kabe canlı yayın, Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği Üç boyutlu kuran oku Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği kuran ı kerim, Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği peygamber kıssaları,Hz. Muhammed'in Askeri Liderliği ilitam ders soruları, Hz. Muhammed'in Askeri Liderliğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes